“250 yıllık hesabı bozan “AKIL”
İnsanlar için 250 yıl 4-5 kuşaktır ve çok uzundur. Oysa milletler için 250 yıl çok kısadır. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılının başında Türk Devlet Aklı, yeteri kadar güçlenmiş, dünyayı doğru algılayacak noktaya gelmiştir. İşte bu sebeple adımlarını büyük atmaktadır. İşte bu sebepten, çok başkentin oyunlarını bozan bu adımlar milletten de destek görmelidir.
İç cephenin sağlamlığı işte bu sebepten ötürü çok önemlidir. Devlet Bahçeli’nin çağrıları ve açıklamalarını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın söylemlerini bu manzaradan okumak mecburiyeti vardır.
Şöyle ki, ya Yeni Türk ve Türkiye Yüz Yılı’nın üzerine güneş doğmasını izleyeceğiz, düşüncesi bile kötü yada bir 50 yıl daha terör belasıyla başımızı kaldıramaz noktaya çekileceğiz. Şehitlerimiz, sivil kayıplarımız ve Müslüman Kürt kardeşimiz ile aramıza kan davası sokmak isteyenlerin ekmeklerine yağ süreceğiz. Seçimimiz aslında bu kadar basit.
Bütün bunların bir seçim sandığının içini doldurmaktan daha öte olduğunu anlamak bütün partilere, STK’lara düşmez mi?
Dicle’nin kuzuları ve çakallar!
ASALA ve PKK’nın görev devri açık ve devlet kayıtlarında bulunuyor. Rahmetli Alparslan Türkeş’in PKK’nın yönetimine dair komitacı Ermeni tespitleri hiç boş değil. Bugün Suriye’nin kuzeyinde Yezidi Kürtlerden oluşan bir tabur olduğunu biliyor muyuz?
İşte bu sebeplerden Prof. A. Haluk Dursun hocamızı rahmetle anarken, şu Dicle’nin kuzularını kendi sözlerinden tekrar edelim. Haluk hoca Dicle Üniv. Hukuk Fakültesine konferansa gider ve bazı öğrenciler “Niye geldin” diye sorarlar. A. Haluk Dursun hoca şöyle aktarıyor;
“Dedim ki, tamam haklısın. Doğru söylüyorsun benim kitaplarım Tuna ve Nil’le ilgili. Fakat Dedim ki, bu konuşmayı nerede yapıyoruz. Dicle Üniversitesinde yapıyoruz. Adı Dicle Üniversitesi. Bu kampüsün içinden ne nehri geçiyor. Dicle nehri tam kampüsün içinden geçer. Ben buraya Cizre’den geldim. Cizre de en güzel Dicle şehirlerinden bir tanesidir. Şimdi ben buraya niye geldim, o soruya cevap veriyorum. Bakın dedim ki, siz Dicle’nin kuzularısınız. Dicle’nin kuzularısınız. Biz bundan sonra Dicle’nin kuzularını çakallara kaptırmayacağız. Onun için geldim. Dedim şimdi bu Dicle’nin kuzularının çakallara kaptırmamak bir görev. Başlık bu. Anadolu dil ve kültür birliğinin derununda olan ana amacı o.”
Türk milletiyle tarihi geçmişi 1000 yılı aşan, aynı secdeye giden ve bu topraklarda acıyı, kederi, işgali, düşmana karşı direnişi birlikte vermiş Müslüman Kürt kardeşini hala çakallara kaptırmaya devam mı edeceksin?
Soru bu. Haluk hoca diyor ki, artık kuzuları çakallara kaptırmayacağız. Türk Devleti ne diyor? Bin yıllık kardeşliği pekiştirme, perçinleme zamanıdır diyor. Terörü, eli kanlı teröristi aradan çıkarma vaktidir diyor.
Şu soruluyor; “Türk Ordusu PKK’yı yenemiyor mu?” Defalarda yok etmiştir. Ama dış güçler yenilerini karşına çıkarmaya devam etmiştir. Olup bitene seyirci mi kalacağız, yoksa bütün oyunları bozan Türk aklıyla yeni bir yürüyüşe mi başlayacağız?
Karar vereceğimiz şey gerçekte budur.
Yazidis are not Kurds. Stop using the pain and suffering of the Yazidis to achieve their kurish political goals. You are obsessed with the Yazidis. What an amateur reporter.