Soruşturma dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’nun savcılığa suç duyurusu ve soruşturma talebiyle başlıyor. 2023 yılında Cimer’e yapılan şikayetin ardından soruşturma teknik takip ve delillerin elde edilmesi ile ve geçtiğimiz hafta bir yiğit savcının tehdit edilmesiyle noktalanıyor.
Yenidoğan Çetesi’ne karşı mücadele yürüten Cumhuriyet Savcısı, tehdit edildiği anları kaydetmiş ve gerekli işlemi yapmıştı. Operasyon bütün yönleriyle sürüyor. Savcı Bey bir açıklama yayınladı; “2400 yıllık Türk Devlet geleneğine kafa tutanlar pişman olacaklar ve bizimle hiç tanışmamış olmayı dileyeceklerdir. Kurt kapanına girerek kucağımıza düşen şahıslar, Türk adaletinin elindedir!”
Kıymetli bir akademisyen olan Doç. Dr. Halil İbrahim Albayrak, “Terör suçu bireysel değildir. Çok büyük oranda aileden gelir. İstisnalar yok denecek kadar azdır. İlgili kurumlar bunu gayet iyi bilir, akademi ve siyaset bu gerçeğe "insan hakları/özgürlük/suçun şahsiliği" kisvesiyle burun kıvırır...” tespitini yapıyor.
Başımıza ne geldiyse?
Yenidoğan Çetesi'nin lideri Dr. Fırat Sarı'nın 1998'de PKK üyeliğinden 12 yıl kesinleşmiş cezası olduğu, 2003'te “Topluma Kazandırma Yasasıyla” cezanın 2 yıla indirilmiş olduğu ortaya çıktı. Belli ki Fırat Sarı topluma kazandırılamamış. Olayın içerisinde İBB Sağlık Müdürü bir kişide var.
Mesele aslında kimin olduğundan daha fazla, sistem olarak eksikliğin olup olmadığıdır. Özel hastanelere yönelik denetimler, denetim mekanizmaları önemli. Özel hastaneye gidenlerin anlattığı, muayenenin ardından kontrole gidildiğinde dahi yeniden tahliller ve filmlerin istendiğidir.
Hastane yönetimlerin doktorlara bu bağlamda baskı yaptığı da söylenir.
Bu işin başka bir yönü
Diğer ve can alıcı nokta ise Dr. Fırat Sarı gibi sağlık sisteminin içerisinde kaç PKK veya FETÖ’ye müzahir hekim var. Vatandaşın güvenle sağlık hizmeti alması için bu noktada tedbir alınması zorunlu görünüyor.
Geçtiğimiz yıl İstanbul’da özel kliniğinde kendisine gelen çocukları bilinçli ve kasıtlı olarak ailelerine düşman eden bir yöntem uygulayan Prof. Titri olan FETÖ’cü, ailelerin ihbarıyla yakalanmıştı.
Vatandaş soruyor, “Terörden (pkk, feto vb) kaydı olup hâlen özel sektörde çalışan kaç tıp doktoru var acaba..? Geçmişini bilseniz çocuğunuzu, annenizi, babanızı, eşinizi o doktora muayene ettirir misiniz ya da kapı komşusu olmak ister misiniz..?”
FETÖ öldü!
Önce belirtelim, ‘Ateşi bol olsun. Kendisinden hiç razı değildik”.
Bir casusluk ve suç örgütü FETÖ’nün başına kim gelir diye tartışma var. Ekranlardan isimler üzerinde ihtimaller konuşuluyor. Kanaatim şudur; ABD ne isterse, kimi isterse o olacaktır.
Örgüt tasfiye olur mu? Olmaz, çünkü ABD onları tasfiye edene kadar öyle bir şey olmaz. Çünkü bu şebekenin bir iradesi yoktur. İrade ABD’nindir.