Deprem gerçeğine belki de en fazla bedel ödeyen ülkeyiz.
Nice canlar gitti. Her sarsıntıda irkiliyor, kendi gerçeğimiz ile karşı karşıya kalıyoruz. Sonra her acı olayda olduğu gibi unutup kendi gündemimize geri dönüyoruz!
Deprem öncesi yapılması gerekenler konusunda kaplumbağa hızında ilerliyoruz. Ancak deprem sonrası ne yapılmasını gerektiğini bilen ve hızlıca koordine olabilen ülkelerin başındayız.
Erzurum deprem kuşağında olan bir kent. Bugüne kadar sayısız depremler gördük. AFAD tarafından yayınlanan İRAP raporunda ikinci derecede deprem kuşağında olan şehir, aynı zamanda bölgeden geçen diri fay hatlarına da yakın.
Şehirde ciddi bir kentsel dönüşüm yapıldı ama hala Yenişehir ve Dadaşkent’te dönüşmeyi bekleyen mezar konutlar var. Yapı stokunu tamamlayan bu konutlar için hiç vakit kaybedilmeden harekete geçilmeli...
Özellikle Dadaşkent ve kombina caddesi bölgesindeki sıvılaşma sorunu dikkate alındığında üç ila dört kat üzeri yapılaşmaya izin verilmemeli.
Kombina Caddesinde birbirinden lüks konutlar inşa edildi. O milyonluk evlerin temelleri ne durumda bilmiyoruz. Bugüne kadar ve bundan sonra yapılanlar için mutlaka o bölgede denetim yapılmalı.
Malum etrafımız adeta ateş çemberi… Bölgede meydana gelecek şiddetli depremde yaşanacak bir felaket, kader olmaz.
Deprem değil bina öldürür tezini Kahramanmaraş merkezli son yıkıcı depremlerde gördük. İnsanlara mezar olan konutların hatırı sayılır bölümü yeni yapılan konutlardı.
Felaket tellallığı yapmak istemem ama görünen köy kılavuz istemez…