Yaşadıkları sorunları, ekonomik sıkıntıları, toplumun aydınlanmasından rahatsız olanları, bilgiyi, emeği küçümseyenleri, öğretmenleri ve öğretmenliği değersizleştirme çabalarını, öğretmenlerin ekonomik, yasal, siyasal, mesleki, sosyal statülerinin yetersizliğini bilen,
“Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” anlayışının “bana bir harf öğreteni kırk yıl köle ederim” anlayışına dönüştüğünü gören eğitimci anne ve babanın evladı olarak ülkemizin aydınlanmasında, ilerlemesinde en önemli pay ve sorumluluk sahibi olan öğretmenler için düşüncelerimi paylaşmak istedim.
Her zaman, her yerde, her şartta nitelikli, çalışkan, sorumlu, duyarlı, mesleğini aşkla yapan, vatan, millet, bayrak sevdalısı öğretmenlere ve öğretmen yetiştirmek için ihtisas sahibi, nitelikli eğitim üniversitelerine ihtiyacımız olduğu gerçeğiyle;
Öğretmen; öğrencilerine özgür düşünmeyi, aklını kullanmayı, sorgulamayı, eleştirmeyi, hakkını aramayı, itiraz edebilmeyi öğretmelidir ve öğretmen, öğrencilerinden, kendisine karşı oturuşu, kalkışı, duruşu, konuşması, bakışı, gülüşü, ses tonu, kılık-kıyafetiyle aşırı disiplin ve saygı ötesi bir beklenti içine girmemeli, böyle bir beklentiyi öğrencilerine dayatmamalıdır.
Öğretmen; eğitim ve öğretim faaliyetlerinde olduğu gibi hayatın sorunlarına, sıkıntılarına karşı da tecrübeye, bilgiye, belgeye, empatiye ve hatta bir adım ötesine geçerek diğerkâmlığa dayalı çözümler sunmalı, ahlâk, hak, adalet kavramlarını öğrencilerinin beynine nakşetmelidir.
Öğretmen; başta kendisinin değişimine, gelişimine engel olan sınırlarını, tabularını, varsa bağnazlıklarını yıkarak öğrencileri için değişimin, gelişimin öncüsü olmalı, öğrencilerini her türlü bağnazlıktan uzak olarak yetiştirmelidir.
Öğretmen; öğrencilerine özgür düşünme bilinci vermeli, tercihlerini özgürce yapmasına öncülük etmelidir. Bu şekilde rehberlik ettiği gençlerin, çocukların, hayatları boyunca, tercihlerini, yaşam tarzlarını, ne düşüneceklerini, nasıl yaşayacaklarını başkalarının bağnazlıklarına, idarecilerinin, yöneticilerinin keyfi tutumlarına bırakmalarına engel olmalıdır.
Özetle; bireylerin kişiliklerinin sağlıklı gelişmesinde anne-babadan sonra gelen ama belki de onlardan daha önemli yeri olan kişi eğitici, öğretici, örnek olarak öğretmendir.
Bu sebeple öğretmen saygınlığını koruyarak; öğrencilerine güven veren, hoşgörülü, sabırlı, her fikre ve düşünceye açık, sevgi dolu, anlayışlı, espri yapma ve espriden anlama kabiliyeti gelişmiş, öğrencilerine inanan, güvenen, öğrencilerinin başarısı için onlara cesaret veren, destekleyen bir rehber, bir lider olma özelliklerini taşımalıdır.
Öğretmenlerden bahsedince kendisini eğitici, öğretici, kolaylaştırıcı bir öğretmen olarak niteleyen, “İlim talep etmek her Müslüman’a farzdır” diyen, “hiç bilenlerle, bilmeyenler bir olur mu?” ayeti doğrultusunda eğitim ve öğretimin dönüştüren, değiştiren, geliştiren, geleceğe hazırlayan özelliğine atıfta bulunarak, bütün Müslümanları ilme teşvik eden, insanlığın önderi, rehberi, lideri Peygamber Efendimizden bahsetmemek olmaz.
Peygamber Efendimiz mescitte, birinde Kur’an okunan, ibadet yapılan, diğerinde ise ilim öğrenilen ve öğretilen iki toplulukla karşılaştığında “her ikisi de hayır üzeredir ama ben muallim olarak gönderildim” diyerek ilim tahsil edilen grupla birlikte olmayı tercih etmiştir.
Türk Milletine millet olma şuurunu, dinimizin emri olan eğitim ve öğretimin önemini ve gereğini hatırlatan ve "Unutmayınız ki; cumhurbaşkanı sınıfta öğretmenden sonra gelir" diyen Türk Milletinin lideri, başöğretmeni Mustafa Kemal Atatürk’ün öğretmene bakışı;
“Benim anlatılacak yanım öğretmenliğimdir.”, “Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır”, “Ulusları kurtaracak olan yalnız ve ancak öğretmenlerdir.”
“Ülkemizi gerçek hedefe, gerçek mutluluğa kavuşturmak için iki orduya ihtiyaç vardır: Biri vatanımızı kurtaran asker ordusu, diğeri ulusumuzun geleceğini yoğuran irfan ordusudur.”
Ben de dürüst, erdemli, ahlâklı, adaletli, hak ve hukuka dayalı bir hayat adına öğrencilerini ve çevresini aydınlatan, aydınlık bir gelecek için gayret gösteren tüm öğretmenlere saygılarımı, sevgilerimi, selamlarımı sunuyor, başarılar diliyorum.
AHMET BERHAN YILMAZ
Sayın yazar 30. Yılını çalışan ve son 20 Yılını mesleğinde olanlara üzülerek ve kahrolarak geçiren bir öğretmen olarak size çok minnettarım.
Elinize, emeğinize, düşüncelerinize sağlık hocam.
Sayın Hocam tamamen katılıyorum ve sizleri öğretmen olarak alkışlıyorum.
Berhan Hocam Allah sizin gibi aydınların, hocaların, öğretmenlerin sayısını artırsın.
Hocam sonuna kadar size katılıyorum yüreğinize sağlık
Hocam Allah sizden razı olsun yazınız düşüncelerinizi tamamen özetlemiş elinize sağlık hocam hocam biz öyle zamanlardan geldikki ozamanlar bir beldede bir köyde bir mahallede kaymakam ve muhtar kadar öğretmen ve imam da saygın ve saygı değerdi o bölgede olan bütün olumsuz yada olumlu problemleri çözerlerdi insanlarda saygı gösterirdi maalesef öyle bir duruma geldik ki imamı camide namaz kıldıran öğretmeni de okulda öğrencilerin vaktini geçiren insanlar görmeye başladık öğretmenle uğraştık imamla uğraştık bunları da itibarsızlaştırdık Çocuklarımızı da Öğretmenlere karşı saygısızlaştırdık bu sorun nerede çözülür artık biz de bilmiyoruz Allah sonumuzu hayır eyleye
Evet hocam katılıyorum çocukların kılık kıyafetlerine değilde biraz öz güven saygı sevgiyi eğitimi bence gerçekten öğretmenler öyle yapmalı.ellerinize sağlık,Allah sizden razı olsun inşallah
Hocam yazdıklarına katılmamak imkansız. Yüreğinize ve kaleminize sağlık. Selam ve dua ile...
Geleceğimizin teminatı gençlerimizi yetiştiren Öğretmenlerimizin ÖĞRETMENLER GÜNÜ Kutlu olsun.
YÜREĞİNE DİMAĞINA SAĞLIK KIYMETLİ HOCAM.
Kaleminize sağlık hocam ????