Değiştirmek veya değişmeye zorlamak, bazen değişmeye zorladığımız kişiyi bitirmekle, öldürmekle sonuçlanabilir.
‘Bazen’ mi yoksa ‘çoğu zaman’ mı, buna siz karar verin.
★★
Kültür yaşamımızın en müstesna isimlerinden şair, yazar, düşünür Bilge Karasu (1930-1995), 1979’da ilk baskısı yapılan ve daha çok ‘Usta Beni Öldürsene’ hikayesiyle kült haline gelen kitabı ‘Göçmüş Kediler Bahçesi’nin bir yerinde okuruna denizde boğulan balığın hikâyesini anlatır:
‘Adamın biri, bir deniz balığı tutmuş günün birinde...
Onu öylesine sevmiş ki hep yanında kalsın istemiş. Her gün suyunu tazelemiş, denizden kova kova çekip taşıyarak.
Bir süre sonra usanmış deniz suyu taşımaktan, musluk suyunu denemiş. Balık biraz tedirgin olmuş ama alışmış sonunda tatlı suya. Gel zaman git zaman adamın içine merak olmuş, tatlı suya alışan balık havaya da alışır mı diye...
Balık önce boğulayazmış, debelenmiş, sonunda havaya da alışmış...
Günlerden bir gün adamın denize gideceği tutmuş. Balığı da yanında. Koymuş onu çakıllığın gölgeli bir köşesine, kendi de denize girmiş.
Çocuklar geçiyormuş oradan o ara. Balığı görmüşler, acımışlar. ‘Bu balık karaya vurmuş yazık, denize atalım kurtulsun’ demişler. Adam deliler gibi yüzüp yetişinceye dek balık boğuluvermiş denizde...’
Hikâyesinin sonuna şu notu ekler Karasu: ‘Tuhaf değil mi, kurtarmak istediğini kurtarmak için ne gerekiyorsa yaptığını sana kişinin, ömrünün sonunda o şeyi boğmakta en büyük payı kendi eliyle getirmiş olduğunu anlaması...’
Elbette tuhaf...
Elbette çok trajik...
Ama en kötüsü, bu o kadar tanıdık bir durum ki! Herkesin, hepimizin hayatından bir kesit bu...
★★
‘Değiştirmek veya değişmeye zorlamak, bazen değişmeye zorladığımız kişiyi bitirmekle, öldürmekle sonuçlanabilir’ diye başlamıştım bu yazıya.
Bilge Karasu’dan alıntıladığım kısa hikâyenin üzerine iki soru sorarak da bitiriyorum:
1: Bugüne dek herhangi biri, sizi olduğunuz gibi kabul etmeyip de ısrarla değişmeye zorladı mı? Öyle yapıp sizi hayatınızdan bezdirdi mi? Siz özgün bir renksiniz, başka ve farklı bir insan; böyle olmanız ne güzel. Biri bunu bozmaya çalıştı mı?..
2: Peki siz hiç öyle yaptınız mı? Olduğu gibi kabul etmeyip de ısrarla değişmeye zorladınız mı birini? Öyle yapıp hayatından bezdirdiğiniz biri olmuş mudur?
İyi düşünün lütfen.
Birlikte düşünelim hatta: Geçmişe dönemesek de belki biz, bundan sonrası için ve başka birileri için birşeyleri değiştirebiliriz.
Yapamaz mıyız bunu; değiştirme ihtirasımızdan, kendimize uydurma bencilliğimizden vazgeçemez miyiz? O kadar mı katılaştık, kuruduk, ne dersiniz?