1560’lara doğru Hırvatistan taraflarında bir grup Türk askeri ile Hırvat askeri çatışmaya girmiş bu çatışmadan Türk tarafı çok büyük kayıplar vererek çekilme durumunda kalmıştı. Kanuni Döneminde meydana gelen bu olay İstanbul’da büyük yankı uyandırmış, çatışmaya giren komutan Osmanlı divanına çağrılarak bu durumun hesabı sorulmuştu.
Divana gelen asker, kendilerinin 2500; Hırvatistan grubunun ise 500 asker civarında olduğunu ifade etmiş, divandakiler Müslüman askerinin kendilerinden beş kat az olan kâfire karşı bu utanılacak duruma düşürülmesine kızınca, o da siz beni anlamadınız. Bizim askerlerimiz tüfek ateşine yenik düştü, bizi düşmanın yiğitliği değil, tüfek ateşi bozguna uğrattı, mertçe, ateş desteği olmadan bizimle çarpışsalardı onları alt ederdik, hangi fani güç, tüfekle mücadele edebilir? Tüfeğin şiddetine boyun eğmemek mümkün mü diye dert yanmıştır.
1550-1560 yılları arasında İstanbul’da elçilik yapmış Busbecg’in Türkiye Mektupları adlı eserinde anlattığı bu olayda görüldüğü gibi, tüfek icat edildikten sonra o günün şartlarında geçerli olan yiğitlik, mertlik, bilek gücü anlayışı bir anda yerle bir olmuştu.
Bu olaydan yaklaşık 33 yıl önce 1532 yılında İspanyol Pizarro 168 silahlı ve atlı askeri ile 80 bin kişilik orduya sahip Peru’daki İnka İmparatoru Atahualp’i çok ağır bir yenilgiye uğratmıştı. Kendisinden yaklaşık 500 kat fazla olan bu orduyu tüfek ve at kullanarak mağlup eden İspanyol komutan tarihin en büyük zaferine imza atmıştı.
1882 yılında İngiltere Mısır’ı işgal etmesiyle Mısır’da bu işgale karşı bir tepki oluşmuş, o dönemde Muhammed Ahmet adlı birisi mehdilik iddiası ile ortaya çıkmış ve etrafında toplamış olduğu müritleri ile İngiltere’ye karşı isyan harekâtı başlatmıştır. Teknolojiyi çok iyi kullanan İngilizler, 6 Maxim makinalı tüfeğini devreye sokmuş, İngiliz hatlarına saldıran müritleri tek tek avlamışlardır. İngiliz askerlerinin vuruş alanına giren Mısırlı müritlerin kurtulma şansları olmamış, bu savaşta İngilizler 28 kayıp verirken öldürülen Mısırlı dervişlerin sayısı 11.000 olmuştur. Yeni teknolojiyi kullanan her millet ilk başlarda muhteşem zaferlerin mimarları olmuşlardır.
Son Azerbaycan Ermenistan savaşında Türk İHA vi SİHA’larının yaratmış olduğu etkiyi göz önünde bulundurduğumuzda dünyada yeni savaş teknolojisini Türklerin belirlemiş olması gururu bizler için oldukça önemlidir.
Bu teknoloji aynı zamanda dünyadaki gerilla savaşını da bitirmiştir. Fahrettin Paşa’nın Medine Müdafaası kitabında dert yandığı bedevilerin çöllerde bir deveyi tank gibi kullanarak vur kaç taktiği ile askerlere büyük zarar vermesi, soygun yaptıklarında yakalanmaması gerçeği vardır. Bu gerilla harbini dünyanın her yanında bütün asiler kullanmışlardır.
PKK’nın da en büyük avantajı bir zaman bu gerilla savaşı olmuştur. Fakat Türkiye İHA ve SİHA teknolojisi ile binlerce yıldır dünyada var olan gerilla savaşı mantığını da yok etmiştir. Bu teknoloji sayesinde ormanlık alanda bile gizlenen bir gerillanın bulunup imha edilmesi çok basit olmaktadır.
Bu gerçek nedeni ile Batı ülkeleri de PKK da yöntem değiştirmek mecburiyetinde kalmışlardır. PKK’nın Türkiye dışına çıkacağını ilan etmesi elbette önemlidir fakat bu nihai bir başarı değildir ve Türkiye’nin bu konuda alması gereken çok büyük mesafeler bulunmaktadır.