Şehirlerarası yolculuk…
Bir yanıyla yeni yerler görmenin heyecanı, bir yanıyla uzun saatlerin yorgunluğu. Yolun yorgunluğu çoğu zaman verilen molalarla hafifler, insan birkaç dakikalığına olsun nefes almak ister. Ama ne yazık ki o mola yerleri, yolcunun yükünü azaltmak yerine çoğu zaman daha da ağırlaştırıyor.
En temel ihtiyaçların karşılandığı alanlar, yani tuvaletler ve mescitler, adeta kanayan bir yara. Tuvaletlere giriyorsunuz; kapılar kırık, yerler pislik içinde, su yok, sabun yok. İnsan, ihtiyaç gidereceği yerde bir an önce nasıl çıkarım diye çare arıyor. Hijyen, temizlik, düzen… Bunlar bir hizmet değil, insana verilen en doğal haklardır oysa.
Mescitlere gelince… Çoğu zaman izbe bir köşeye sıkıştırılmış ya da bir depo havasında bırakılmış. Hatta bazen, sanki atıkların atıldığı bir yer gibi. Böyle bir ortamda yolcu huzur bulmayı değil, sadece gönül kırıklığı yaşamayı öğreniyor.
Oysa şehirlerarası yolculuk sadece bir araçla bir yerden başka bir yere gitmek değildir. Yolda verilen her mola, insanın bedenini ve ruhunu toparladığı bir fırsattır. Şoföründen yolcusuna kadar herkes, ödediği ücretin karşılığında en azından temiz bir tuvalet, düzenli bir mescit ve biraz da insan onuruna yakışır bir hizmet görmeyi hak eder.
Kur’an-ı Kerim’de, “Şüphesiz Allah, çok tevbe edenleri ve çok temizlenenleri sever” (Bakara, 222) buyruluyor. Sevgili Peygamberimiz (sav) ise, “Temizlik imanın yarısıdır” (Müslim, Tahâret 1) hadisiyle temizliğin sadece bedensel değil, ruhsal bir gereklilik olduğuna işaret ediyor. Bu anlayış bizim medeniyetimizin köklerine işlemişken, yolcuların karşılaştığı bu manzara kabul edilebilir mi?
Buradan çıkacak sonuç açık: Denetim şart. Mola yerlerinin işletmeleri daha sıkı kontrol edilmeli, belirli standartların altına düşenlere yaptırım uygulanmalı. Yerel yönetimler, özel sektör ve sivil toplum bu konuda ortak hareket etmeli. Çünkü mesele sadece bir ticari hizmet değil, insana değer verme meselesidir.
Çözüm Önerileri
Denetim Mekanizması: Karayolları ve ilgili kurumlar, mola yerlerini düzenli ve habersiz denetlemeli.
Asgari Standartlar: Tuvalet ve mescitler için temizlik, hijyen ve bakım konusunda asgari standartlar belirlenmeli.
Yaptırım Uygulaması: Bu standartlara uymayan işletmelere ağır para cezaları verilmeli, gerekirse ruhsatları iptal edilmeli.
Yerel Yönetim Katkısı: Belediyeler, yol güzergâhlarında kendi sorumluluk alanlarında ücretsiz ve temiz tesisler oluşturmalı.
Yolcu Bilinçlendirmesi: Yolcular da gördükleri eksiklikleri şikâyet mekanizmalarına taşımalı, sessiz kalmamalı.
Bir Çağrı
Buradan hem yetkililere hem de yolculara sesleniyorum:
Yetkililer, bu soruna kulak tıkamayı bırakmalı; çünkü mesele sadece bir yol hizmeti değil, milyonlarca insanın günlük hayatında karşılaştığı bir onur meselesidir. Yolcular ise, “Alıştık, idare ediyoruz” anlayışını geride bırakmalı ve sesini yükseltmelidir.
Unutmayalım, temiz tuvalet ve düzenli mescit lüks değil, temel bir insan hakkıdır.