اَلَّذ۪ي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيٰوةَ لِيَبْلُوَكُمْ اَيُّكُمْ اَحْسَنُ عَمَلاًۜ وَهُوَ الْعَز۪يزُ الْغَفُورُۙ
“O ki, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır.” (Mülk 2)
İnsanın varlık sebebine dair sorular, tarih boyunca felsefi, dini ve bilimsel yaklaşımların odağında yer almıştır. Mülk Suresi’nin ikinci ayeti, bu sorulara ilahi bir bakış açısı sunarak hayatın ve ölümün yaratılış amacını “hanginizin daha güzel davranacağını sınamak” şeklinde ifade etmektedir. Bu ayet, insan yaşamını ahlaki bir yarışma olarak tanımlamakta ve bireylere, davranışlarının değerini sorgulama imkânı sunmaktadır..
Güzel davranış, ahsenü’l amel kavramıyla ifade edilen ve Kur’an’ın emirlerine uymak, yasaklarından kaçınmak olarak tanımlanabilecek bir ahlak anlayışıdır. Bu anlayış, insanın hem bireysel hem de toplumsal düzeyde uyumlu bir yaşam sürmesini amaçlar. Kur’an’daki buyruklar, güzel davranışın temel kaynağıdır. İnsanın yaratılışı, bu ilahi buyrukları yerine getirerek yeryüzünde bir ahlak modeli oluşturmak üzere şekillendirilmiştir.
Mülk Suresi’nin ikinci ayeti, hayat ve ölümün yaratılışını sınavın birer aracı olarak tanımlar. Hayat, güzel davranışları sergilemek için bir fırsat, ölüm ise bu sınavın sona erdiği andır. Ancak ölüm, bir son değil, ahiretteki yeniden diriliş ve sonuçların değerlendirilmesi için bir geçiştir. Bu bağlamda insanın yaşamı, ilahi bir amaca yönelik olarak planlanmış bir süreçtir.
Güzel davranışları hayatın pratiğine dönüştürmenin önünde çeşitli engeller bulunmaktadır. Bunların başında, insanın nefsinden kaynaklanan kibir, kin ve üstünlük duyguları gelir. Eğer insan, hayatını Kur’an’ın ilkelerini bir paradigma olarak benimseyerek şekillendirmezse, bu olumsuz duygulara yenik düşecektir. Sonuçta, güzel davranışlar sergilemek bir ideal olmaktan öteye geçemeyecektir. Dolayısıyla insan, bu sınavı başarıyla tamamlamak için ilahi değerleri özümsemeli ve onları davranışlarının merkezine yerleştirmelidir.
Mülk Suresi’nin ikinci ayeti, güzel davranış yarışmasının sonuçlarının ahirette açıklanacağını ve bu sonuçlara göre insanların ya cennete ya da cehenneme gönderileceğini belirtir. Bu durum, insan davranışlarının ilahi adalet çerçevesinde değerlendirileceğini ve her bireyin yaptıklarından sorumlu tutulacağını göstermektedir. Ahiret inancı, insanın bu dünyadaki eylemlerine anlam kazandırır ve onu daha iyi bir birey olmaya teşvik eder.
Sonuç: Mülk Suresi’nin ikinci ayeti, insan hayatını anlamlandıran ve yönlendiren güçlü bir rehberdir. Güzel davranış, bu rehberin özünde yer almakta ve insanın varlık gayesini ortaya koymaktadır. Hayat ve ölüm, bu ilahi sınavın iki önemli boyutu olup, insanın ahlak ve davranışlarını belirler. Güzel davranışları benimseyerek ilahi sınavı başarıyla tamamlayan bireyler, cennette ödüllendirilirken, başarısız olanlar cehennemde cezalandırılacaktır. Bu bağlamda, Kur’an’ın ilkelerini yaşamın merkezine yerleştirmek, güzel davranışların hayatın pratiğinde uygulanabilir bir sisteme dönüşmesi için vazgeçilmezdir. İnsan, ancak bu şekilde ilahi sınavı başarıyla tamamlayabilir ve varoluş amacını gerçekleştirebilir.