“(Ey Nebim!) Şunların hiçbirine itaat etme (yüz verme): Yemin edip duran, aşağılık (tiplere)…” (Kalem-10)
“(Resûlüm!) Alabildiğine yemin eden, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan lâf götürüp getiren, iyiliği hep engelleyen, mütecâviz, günaha dadanmış, kaba ve haşin, bütün bunlardan sonra bir de soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme. Ona ayetlerimiz okunduğu zaman o, ‘Öncekilerin masalları!’ der. Biz yakında onun burnuna damga vuracağız (kibrini kırıp rezil edeceğiz).” (Kalem – 10-16)
Kalem Suresi 10-16. ayetlerinde çizilen inkârcı örneği, tarih boyunca var olmuş ve günümüzde de karşımıza çıkan belirli bir insan tipini tanımlar. Bu ayetlerde sıralanan özellikleri tek tek ele alarak günümüz dünyasındaki yansımalarıyla değerlendirdiğimizde şöyle bir tablo ortaya çıkıyor:
Alabildiğine Yemin Eden: Ayeteki bu ifade, sürekli yemin eden, fakat sözünde durmayan kişileri işaret eder. Günümüzde de sıkça karşılaştığımız bir karakterdir. Örneğin, politikacıların, iş insanlarının ya da medya figürlerinin halkın güvenini kazanmak için sürekli büyük sözler verip sonra bu sözleri tutmadığını görürüz. Toqlumun hangi sosyal katmanından olursa olsunlar konuşurken, “Vallahi, billahi” diyerek konuşan ama gerçekte samimi olmayan kişiler aşağılık kimselerdir.
Aşağılık: Ayetteki “aşağılık” ssıfatı karakter bakımından düşük, çıkarcı ve menfaatçi insanlara işaret eder. Bugün bunu en çok, başkalarının sırtından geçinmeyi alışkanlık hâline getiren, insanların zayıf noktalarını kullanarak avantaj sağlayan bireylerde görebiliriz. Sosyal medya fenomenlerinden çıkarcı ilişkilere dayalı iş dünyasına kadar birçok alanda bu tür insanlar göze çarpar.
Daima Kusur Arayıp Kınayan: Ayette zikredilen bu sıfatlı kişi, sürekli başkalarının hatalarını arayan, eleştiren, küçümseyen bir tiptir. Günümüzde en çok sosyal medyada rastladığımız linç kültürünün temsilcileridir. İnsanların en küçük yanlışlarını bile büyüterek onları rezil etmeye çalışan, kendi eksikliklerini görmek yerine başkalarını yargılayan bireyler bu kategoriye girer. Bunların en tipik bir özelliği Cuma hutbeleridir. Münafıkça girdikleri camiden bir çuvl sözle çıkarlar ve hemen ilk fırsatta camiyi, imamı, hatibi, cemaati karalayan paylaşımları paylaşım ağlarında sıralarlar. Bunlarla aynı kaba pisleyen bir topluluk da o paylaşımlarrı yayar, destekleyici yorumlrla katkı sunarlar.
Durmadan Laf Götürüp Getiren: Fitnecilik, dedikodu ve iftiracılık gibi sıfatlar bu çeşit insanları alenileştirir. Günümüzde medya ve özellikle sosyal medya bu tür insanların en büyük arenasıdır. Sahte haber yayanlar, insanları birbirine düşüren manipülatörler, yanlış bilgiyi yayarak toplumda kaos oluşturan kişiler, bu ayetin işaret ettiği kimselerdir.
İyiliği Hep Engelleyen: Bu tiplerin bir diğer özelliği hayırlı işler yapmak isteyenlere engel olmaktır. Yardımı ve merhameti zayıflık gören, bencilce davranan kişiler ‘bunlar hırsız yaptığınız yardımların üzerine oturuyor! Yahut okul ve yurt gibi, hayır işleri yapan varlıklı insanlara, ‘vergi kaçırıyor, yardım adı altında da reklamını yapıyor’ diyerek saldıranlar başkalarının iyiliğine tahammül edemeyenler bu sınıfa girer.
Mütecâviz (Haddi Aşan): Haliyle sınır mınır tanımayan, hak hukuk bilmeyen, rüşvetçi yöneticiler, hak yiyen patronlar, işçisini sömüren işverenler, patronlarını kin güden işçiler, haddini bilmeyen herkes bu ayetin kapsamındadır.
Günaha Dadanmış: Bu ayetteki ‘günaha düşkünlükten’ kasıt, artık kötülüğü bir alışkanlık haline getirmiş olmaktır. Günümüzde bu, sürekli yalan söyleyen, hile yapan, insanları kandırmayı bir meziyet sayan kişilerde görülebilir. Özellikle çıkar için her yolu mübah sayan Makyavelist insanlar ‘günaha dadanmış!’ kimselerdir.
Kaba ve Haşin: Bu tip insana saygı duymayan, kibirli, kırıcı ve acımasız bir karakterdir. Bugün birçok beşeri ilişkide bu kişilere bollca rastlamaktayız. Trafikte, iş hayatında, aile içinde ya da sosyal medyada kaba, saygısız, tahammülsüz ve saldırgan bir üsluba sahip insanlar artmaktadır.
Soysuzluk: Ayette vurgulanan ‘soysuzluk’ sıfatı, ahlaki değerlerden tamamen uzak, yozlaşmış bir kişiliği ifade eder. Günümüzde bu, ahlaki değerleri hiçe sayarak yaşayan, toplumun bozulmasına sebep olan bireylerde görülebilir. Örneğin, yalanı, aldatmayı, sahtekârlığı normalleştiren ve bunları bir yaşam biçimi haline getiren insan soysuz bir insandır.
Bu menfi özellikleri bir araya getirdiğimizde, inkârcı prototipinin her zaman ve her toplumda var olduğunu görürüz. Kalem Suresi’nde çizilen bu karakter, modern dünyada birçok farklı biçimde karşımıza çıkar: Sürekli yemin edip sözünü tutmayan politikacılar, fitne çıkaran, manipüle eden medya ve sosyal medya kullanıcıları, iyiliği aşağılayan, toplumda bozulmaya sebep olan bireyler, kaba, saygısız ve tahammülsüz insanlar, çıkarı için her şeyi mübah sayan ahlaksız yöneticiler ve iş insanları… Bu tür insanlar her çağda olduğu gibi bugün de toplumsal ve bireysel yozlaşmanın en büyük sebeplerinden biri olmaya devam ediyor. Ancak bu ayetlerin hatırlattığı gibi, hakikat eninde sonunda kazanacak ve haksızlık yapanlar rezil olacaktır.
Sonuç: Bu ayetler, sadece geçmişteki bir toplum için değil, her dönemde karşılaşabileceğimiz insan tipleri için bir uyarıdır. İnancı zayıflamış, manevi değerlerden uzaklaşmış bir toplumda bu tip karakterler daha da yaygın hale gelir. Ancak bu özellikleri tanıyıp uzak durmak, insanın kendi ahlaki pusulasını koruması için bir rehber olabilir.