Bir zamanlar sorularımızın, meraklarımızın ve hayal gücümüzün peşinden koştuğumuz dönemler vardı. Arama motorlarının olmadığı, cevapların bir tık uzağımızda durmadığı, öğrenmek için emek harcamamız gerektiği o güzel zamanlar... Bu yazımda, eskilerin arama motorları olan ansiklopedilerden bahsetmek istiyorum.
Kitaplıklarımızın en değerli köşesinde yer alırdı ansiklopediler. Kimi A’dan Z’ye sıralıydı, kimi sağlık, spor, kültür, siyaset gibi kategorilere ayrılmıştı. Her biri, geçmişe açılan bir kapıydı; bilginin sessiz ama zarif rehberleriydi. Evinde ansiklopedisi olan çocuklar şanslı sayılırdı, çünkü bilgiye kolayca ulaşabilirlerdi. Olmayanlar ise kütüphanelerin yolunu tutardı. O günlerin zarif bir ritüeli vardı: Özenle çalışan kütüphane memuru, istediğimiz konuyu bulur, kitabı önümüze getirirdi. Biz de kurşun kalemle defterimize not alır ya da sonraları fotokopiyle çoğaltarak öğretmenimize teslim ederdik.
Sonra gazetelerin kupon biriktirme furyası başladı. Ansiklopedi setleri için kupon biriktirilen günlerin heyecanını kim unutabilir ki? Sayfa sayfa bilgi dolu bu dev eserlerin hayaliyle günlerce gazetelere gözü gibi bakan bir nesildik. Meydan Larousse, Britannica gibi ansiklopedi setleri, sadece bilgi kaynağı değil, aynı zamanda bir statü sembolüydü. Misafirler geldiğinde, kitaplığın en güzel yerinde duran bu eserler, bilgiye olan sevdamızın bir nişanesi olarak dikkat çekerdi.
Bugünlerde ise bilginin yeri başka. Yeni çağın arama motorları var artık; hızlı, pratik ama bir o kadar da soğuk ve ruhsuz. Ansiklopedilerin tozlu kokusunu, sayfalarını çevirirken duyduğumuz heyecanı, aradığımız bilgiyi bulduğumuzda hissettiğimiz gururu vermiyorlar. Bir zamanlar bilgiye ulaşmak bir yolculuktu; merakla başlayan, emeği ödüllendiren, insanı büyüten bir yolculuk...
Eski nesil mi şanslıydı, yoksa şimdiki nesil mi? Bu soruyu hep kendime sorarım. Evet, bugün bilgiye ulaşmak çok daha kolay, ama o kolaylığın içinde kaybolan duygular ne olacak? Cevaplardan çok, soruların peşinden koşmayı seven bir nesil büyümüşüz meğer. Bugün ise ruhsuz ekranlarda kaybolan cevaplar var. Belki de biz, ansiklopedilerin kapağını her açtığımızda, bilginin ötesinde bir dünyaya adım atıyorduk; hayal gücümüzün rehberliğinde bir yolculuğa çıkıyorduk.
Hey gidi günler hey... Sahi, sizin kitaplığınızda hala bir ansiklopedi var mı?