Erzurum yalnızca tarihiyle değil, kültür ve sanatla da geleceğe köprü kuran bir şehir olmalı.
Erzurum, Türkiye Kültür Yolu Festivalleri’nin bu yılki 9. durağına ev sahipliği yapıyor. 16 - 24 Ağustos 2025 tarihleri arasında düzenlenen Uluslararası Erzurum Kültür Yolu Festivali, şehri adeta bir açık hava sahnesine dönüştürdü. Yakutiye Medresesi’nden Erzurum Kalesi’ne, Olimpiyat Parkı’ndan Atatürk Üniversitesi’ne kadar pek çok mekân kültür ve sanat etkinlikleriyle dolup taştı.
Festival boyunca konserlerden tiyatrolara, sergilerden edebiyat buluşmalarına kadar yüzlerce etkinlik gerçekleştirildi. Devlet Tiyatroları’nın oyunları, halk konserleri, yerel sanatçıların sahne aldığı programlar ve uluslararası sanatçıların performanslarıyla Erzurum, kültür ve sanatın merkezi haline geldi. Çocuk etkinlikleri, söyleşiler ve spor gösterileri de festivali daha kapsayıcı kıldı.
Bütün bu hareketlilik Erzurum’un yalnızca tarihiyle değil, yaşayan kültürüyle de öne çıkmasını sağladı. Çünkü şehir, yüzyıllardır yalnızca taş yapılarıyla değil; edebiyatıyla, musikisiyle, el sanatlarıyla da var oldu. Bugün Çifte Minareli Medrese’nin taş işçiliği, Yakutiye Medresesi’nin ihtişamı, Erzurum evlerinin ahşap oymaları bize geçmişten miras kalan bir sanat dilini fısıldarken; Kültür Yolu Festivali bu mirası bugüne taşıyan bir köprü işlevi gördü.
En önemlisi, festival gençleri şehre bağladı. Erzurum’un sıkça dile getirilen göç sorununa karşı en etkili adım belki de bu tür kültür-sanat buluşmalarıdır. Çünkü bir gencin festival sahnesinde müzik yapması, bir ressamın eserini sergilemesi, bir şairin dizelerini dadaşlara okutması… Bunlar şehri yaşatan, diri tutan ayrıntılardır.
Kültür ve sanat, yalnızca eğlence değil; bir aidiyet duygusudur. Erzurum’un gençleri bu festival sayesinde hem şehrin tarihine hem de geleceğine daha güçlü bağlarla tutundu.
Dadaş duruşu yalnızca cesarette değil; sanata, kültüre ve edebiyata sahip çıkmakta da kendini göstermelidir. Çünkü bir şehir, taş binalarıyla değil; kültürünü yaşatan insanlarıyla büyür. Erzurum’un yalnızca geçmişin ihtişamıyla değil, bugünün sanat üretimiyle de anılması gerekiyor. Kültür Yolu Festivali bu açıdan büyük bir fırsat; bu fırsatı şehrin ruhuna uygun şekilde değerlendirmek hepimizin görevi olmalı.
Kısacası, Erzurum için yapılacak en büyük yatırımlardan biri kültüre ve sanata yapılacak yatırımdır. Bir konser salonu, bir sanat galerisi, bir edebiyat buluşması… Bunların her biri şehrin geleceğine atılmış imzadır. Erzurum, bu imzaları atacak birikime de, ruha da sahip. Yeter ki sahip çıkalım.
Çünkü sanatın olmadığı şehir ruhunu kaybeder. Erzurum ise ruhunu hiçbir zaman kaybetmemeli.