Nasip, insanın hayatında karşısına çıkan her türlü güzellik, değer, imkân ve nimettir. Sadece maddi unsurlarla sınırlı değildir; ruhsal, duygusal ve manevi anlamlar taşır. Hayatın her alanında karşımıza çıkan, bize verilen nimetleri fark etmek ve şükretmek gerekir. Çünkü Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur:
"Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a ait olmasın." (Hûd, 11/6)
Bu ayet, her canlının nasibinin Allah tarafından takdir edildiğini ve O’ndan başka hiçbir varlığın rızkı belirleyemeyeceğini ifade eder.
Eş bir nasiptir. Hayatı birlikte planladığın, geleceğe dair hayaller kurduğun, çocukların için kararlar aldığın; birken iki, ikiyken üç olduğun bir eş, en büyük nasiplerden biridir. Allah’ın takdir ettiği bu nimet için şükretmek gerekir, zira Allah şöyle buyurur:
"Allah dilediğine hesapsız rızık verir." (Bakara, 2/212)
Çocuklar bir nasiptir. Onların varlığı, hayata bakış açını değiştirir. “Baba” veya “anne” diye seslenmeleri, ilk adımları, ilk kelimeleri, düşüşleri ve kalkışlarıyla hayatını renklendirirler. Çocukların, Rabb’in sunduğu en değerli nimetlerden biridir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu konuda şöyle buyurmuştur:
"Bir kimse vefat ettiğinde, amel defteri kapanır; ancak üç şey bundan müstesnadır: Sadaka-i cariye, istifade edilen ilim ve kendisine dua eden hayırlı bir evlat." (Müslim, Vasiyet,
Komşu bir nasiptir. Evinin anahtarını güvenle emanet edebildiğin, ilk selamı verdiğin ya da aldığın, çocuklarını birlikte büyüttüğün, aynı duvarların ardında huzur bulduğun komşular da nasibin bir parçasıdır. Peygamberimiz, komşuluğun önemini şu sözleriyle vurgular:
"Cebrail bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki, neredeyse onu mirasçı kılacak sandım." (Buhari, Edeb, 28)
Arkadaş bir nasiptir. Daraldığında el uzatan, sevindiğinde mutluluğunu paylaşan, seninle ağlayan veya gülen bir dost, insanın hayatında Allah’ın bir lütfudur. İyi arkadaşlık, insanın karakterini şekillendirir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurur:
"Kişi arkadaşının dini üzerinedir. O halde, her biriniz kiminle dostluk kurduğuna dikkat etsin." (Tirmizi, Zühd, 45)
"İyi arkadaşla kötü arkadaşın misali, misk taşıyan kimse ile körük çeken demircinin misali gibidir." (Buhari, Büyu’, 38)
Anne bir nasiptir. Seni karnında taşıyan, besleyen, koruyan ve seni senden daha çok düşünen, sevgisi tükenmeyen, “Ben değil, sen” diyen bir anne, paha biçilemez bir nimettir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), annelik hakkında şöyle buyurur:
"Cennet annelerin ayakları altındadır." (Nesai, Cihad, 6)
Baba bir nasiptir. Yağmurda, güneşte, ayazda; zor zamanlarında her daim yanında olan, güven ve koruma hissini veren bir baba, insanın en büyük dayanağıdır. Allah, anne-babaya iyi davranmayı emreder ve şöyle buyurur:
"Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını emrettik. Anası onu zahmetle taşıdı ve zahmetle doğurdu. Onun taşınması ve sütten kesilmesi otuz ay sürer." (Ahkaf, 46/15)
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ise şöyle buyurur:
"Babanızın dostlarına iyilik yapmanız, babanıza olan saygınızın bir parçasıdır." (Müslim, Birr, 11
Sonuç olarak, nasip, Allah’ın kullarına takdir ettiği rızkı ve nimeti ifade eder. İnsanın görevi, nasibini helal yoldan aramak, Allah’a tevekkül etmek ve şükretmektir. Çünkü nasibin içinde saklı olan bereket, ancak şükreden kullara nasip olur. Unutulmamalıdır ki, nasibimizde olan tüm güzellikler, Allah’a bağlılığımız ve tevekkülümüzle daha da bereketlenecektir.