Erzurum’un yiğit evladı Mustafa Sıtkı Yarbay, Osmanlı'nın çalkantılı ve zorlu dönemlerinde yetişmiş, hem Osmanlı İmparatorluğu'na hem de genç Türkiye Cumhuriyeti'ne tanıklık etmiş vatansever bir askerdir. 1871’de Erzurum’da dünyaya gelen Mustafa Sıtkı Bey, genç yaşta askerliğe olan ilgisiyle öne çıkarak 1888’de Harp Okulu'na girmiş, 1891’de teğmen rütbesiyle mezun olmuştur. Babası Mustafa Fazıl Bey’in oğlu olan Mustafa Sıtkı, vatanına sadakati ve cesaretiyle kariyer basamaklarını hızla tırmanmış; 1891’de teğmen, 1895’te yüzbaşı, 1901’de kıdemli yüzbaşı, 1908’de binbaşı ve nihayet 1917’de yarbay rütbesine ulaşmıştır.
Mustafa Sıtkı Yarbay’ın askeri kariyeri, Osmanlı’nın en sancılı dönemlerine denk gelmiştir. Osmanlı-Yunan Savaşı, Balkan Savaşı ve Birinci Dünya Savaşı gibi çetin savaşlarda cepheden cepheye koşarak ülkesinin topraklarını korumak için mücadele etmiştir. Bu dönemde Osmanlı'nın kaderini belirleyen birçok önemli olay ve süreçte yer alan Mustafa Sıtkı Yarbay, 31 Mart Ayaklanması, Sultan II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesi, Kuzey Afrika’daki toprak kayıpları, Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı gibi tarihi kesitlerin doğrudan tanığı olmuştur.
31 Mart Ayaklanması ve Sultan Abdülhamid’in Sürgün Yılları
1909’da Osmanlı Devleti’ni sarsan 31 Mart Ayaklanması, Sultan II. Abdülhamid’in tahtan indirilmesine ve saltanatın yeni bir döneme girmesine yol açtı. Sultan’ın sürgüne gönderilmesi, Osmanlı yönetiminde ve askerî düzeninde köklü bir değişimin başlangıcıydı. Mustafa Sıtkı Yarbay, II. Abdülhamid döneminde askerlik hayatına başlamış bir subay olarak bu değişimin tüm yansımalarına tanıklık etti.
Kuzey Afrika’dan Ayrılış ve Osmanlı’nın Gerileyişi
Avrupa’nın baskısı ve Osmanlı’nın iç sorunları, Kuzey Afrika’daki toprakların birer birer elden çıkmasına neden oldu. Bu kayıplar, Osmanlı'nın sadece toprak değil, prestij kaybı anlamına da geliyordu. Mustafa Sıtkı Yarbay, bu süreçte Osmanlı'nın kayıplarını izlerken bir yandan orduda görev yapıyor, bir yandan da İmparatorluğun her geçen gün azalan gücünün derin üzüntüsünü yaşıyordu.
Balkan Faciası: Bir İmparatorluğun Çöküşü
1912-1913 yıllarında yaşanan Balkan Savaşları, Osmanlı için tam bir trajedi oldu. Balkan topraklarının hızla kaybedilmesi ve Osmanlı ordusunun aldığı yenilgiler, imparatorluğun ne denli zor bir durumda olduğunu gösteriyordu. Mustafa Sıtkı Yarbay, bu savaşların tüm zorluklarına tanıklık ederek, Osmanlı halkının yaşadığı travmalarla derinden sarsıldı.
Şark Meselesi ve Birinci Dünya Savaşı: Osmanlı’nın Son Direnişi
Şark Meselesi, Avrupa’nın Osmanlı topraklarını paylaşma isteğini simgeliyordu ve Birinci Dünya Savaşı, bu mücadelenin son sahnesi olarak ortaya çıktı. Almanya’nın yanında savaşa giren Osmanlı, dört bir cephede ölüm kalım mücadelesi verirken Mustafa Sıtkı Yarbay da cephelerde aktif olarak görev aldı. Birinci Dünya Savaşı sırasında Derince İstasyon Komutanı ve 2. Süvari Alayı Komutanı olarak cephede yer aldı; cepheden cepheye koşarak Osmanlı topraklarının savunulmasında büyük katkı sağladı. Osmanlı'nın son kalesi olarak Anadolu, direnmeye devam ediyordu ve Yarbay, bu savunmanın en ön saflarında yer aldı.
Onurlu Bir Kahramanın Emekliliği ve Cumhuriyet’e Tanıklığı
Gösterdiği kahramanlık ve cesareti, ona pek çok nişan ve madalya kazandırdı. 1895 yılında Gümüş İmtiyaz Madalyası, 1897’de Altın Liyakat Madalyası, aynı yıl Yunan Muharebe Madalyası ve 1898’de dördüncü dereceden Osmani Nişanı gibi ödüllerle onurlandırıldı. Ancak tüm bu başarılarına ve Osmanlı’nın savunmasında gösterdiği kahramanlıklara rağmen, 9 Mayıs 1923’te sağlık sorunları sebebiyle emekliye ayrıldı.
Cumhuriyet’in ilk yıllarına tanıklık eden Mustafa Sıtkı Yarbay, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sürecinde, vatanı için verdiği hizmetleri ve cesaretiyle hatırlanacak bir isim oldu. Erzurum’un bağrından çıkmış bu yiğit, Osmanlı’nın çöküşünden Cumhuriyet’in doğuşuna kadar uzanan süreçte milletine hizmet etmiş; sadakati, azmi ve vatan sevgisiyle adını tarihe altın harflerle yazdırmıştır. Onun hayatı, bir imparatorluğun yıkılışını ve yeni bir milletin doğuşunu anlatan bir kahramanlık destanıdır.