Erzurum’un yiğit evladı, Mehmet Bey’in oğlu Binbaşı Ali Agâh Paşa’nın hayatı, askerî disiplin ve vatan sevgisiyle şekillendi. Son dönem Osmanlı Devleti’nin yetiştirdiği bu değerli subay, Hicri 1308 yılında Erzurum’da doğdu. Çocukluğu Erzurum’un ayazlı rüzgârlarında kartopu oynayarak, vatan sevdasıyla büyüdü. Asker olma hayalini gerçekleştirmek için 13 Haziran 1889’da Harp Okulu’na giren Ali Agâh, 6 Mayıs 1892’de teğmen olarak mezun oldu ve ordunun saflarında Osmanlı’yı savunmak üzere ilk adımını attı.
Kısa zamanda üsteğmen, yüzbaşı, kıdemli yüzbaşı rütbelerine yükselen Ali Agâh, 1911’de patlak veren Trablusgarp Savaşı sırasında binbaşı oldu. Görevi süresince ülkenin dört bir yanında sorumluluklar üstlenerek Erzurum Askerî Ortaokulu gibi okullarda subaylık yapıp, askeri alanda önemli katkılarda bulundu. 1910 yılında 25. Alay’da görev yaparken devletin farklı bölgelerinde güvenliği sağlamaya ve düşman tehlikesine karşı savunmayı güçlendirmeye yönelik kritik görevler yürüttü.
Ali Agâh’ın kahramanlık dolu hayatı, 1914’te Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla yeni bir dönemece girdi. 22 Ağustos 1914’te 86. Alay Komutanı olarak atandı ve Sarıkamış Muharebesi’nde Osmanlı ordusunun saflarında yer aldı. Sarıkamış, kahramanlık ve hüzün dolu bir cepheydi. Çetin kış şartlarına ve düşmana karşı gözünü kırpmadan savaşan Ali Agâh Paşa, 26 Aralık 1914 günü Sarıkamış’ta, görev başında şehit düştü. Şehit olduğu tarihten itibaren ailesine yarbay rütbesi üzerinden maaş bağlanması, onun yalnızca bir subay değil, kahramanlık destanı yazan bir Osmanlı yiğidi olduğunu simgeler.
Binbaşı Ali Agâh’ın hayatı, Osmanlı’nın son kahramanlarından birinin hikâyesidir. O, vatan sevgisinin bir bedeli olduğunu bilen ve bu bedeli canıyla ödeyen bir yiğit olarak tarihimizdeki yerini aldı. Onun ve diğer kahramanların fedakarlıkları sayesinde milletimiz bağımsızlık yolunda yürümeye devam etti. Bu büyük vatan evladını rahmet ve minnetle anıyoruz. Ruhun şad olsun Paşam.