TRT Erzurum Radyosu, her gün TRT Türkü’ye canlı bağlanıyor, Erzurum’un sesini tüm ülkeye duyuruyor
‘Bizim Eller’ ordusu!
15 Aralık tarihinde 64’ncü yılına girecek olan TRT Erzurum Radyosu, ulusal yayın yapan TRT Türkü’ye hergün 1 saat yayın yapıyor, Erzurum’dan tüm yurda sesleniyor. İl Müdürlüğünü Ayça Yarol Alemdar’ın, Radyo sorumluluğunu Feyza Yılmaz’ın yaptığı TRT Erzurum Radyosu’nda hergün TRT Türkü’ye bağlanılan canlı yayında, sevilen yöre türküleri banttan seslendirilirken, çok sayıda ismin teri, emeği var. İsmail Bingöl, Faruk Urak, Azer Yılmaz Aydın, Alev Altun, Selma Talar, Elif Sucu ve Serap Tan’ın yapımcılığını yaptığı ‘Bizim Eller’proğramı tam gaz devam ederken, bu gözde proğrama sunucular Hande Zeynep Şengül, Yıldıray Yıldız, Ömer Ergedik ve Alkın Tolga da, sesleriyle renk katıyorlar.. Bu 4 müstesna sesin ‘’Merhaba’’ diye başlayan ve ‘’Yarın aynı saatte buluşmak üzere türkülerle kalın, hoşçakalın’’ cümlesiyle sona eren proğram, türküseverlerin de adeta abonesi oldu. Hergün saat 13.00 ile 14.00 arası TRT Türkü’ye yayın yapan Erzurum Radyosu, haftada bir de Günaydın Türkiye ve Solistlerden Seçmeler proğramına imza atıyor, Erzurum’dan tüm Türkiye’ye sesleniyorlar. TRT Erzurum Radyosu’nun yapımcılarından bölgesel yayın gerçekleştiriyorlar.
--
O para, züğürtün çenesini yordu!
Erzurum’da başarılı yatırımları ile tanınan Cihan Grup’un, yaklaşık 1 yıl önceden satın almayı planladığını öğrendiğimiz MNG AVM’nin satışı ile ilgili verildiği konuşulan 65 milyon dolar, şehirde çoğu kişinin dilinde.. ‘Zenginin malı züğürtün çenesini yorar’ diye bir atasözü vardır ya, kimilerince artık işi güç bırakılmış, söylenen satış rakamı ile ilgili yorumlar, değerlendirmeler yapılıp duruyor, çeneler yoruluyor. Özellikle biraraya gelindiğinde siyaset ve sporun dışında konuşulan konu oldu bu satışla ilgili konuşulan rakam. Bir kamu kurumunda işçi olarak çalışa bir tanıdık, işyerindeki arkadaşları ile oturup, 65 milyon dolar ile değerlendirme yaptıklarını söyledi. Arkadaşları ile oturup, MNG AVM’nin satışı için ödenen 65 milyon doların günün kuruna göre altını hesapladıklarını söyleyen tanıdık, ‘’Hesapladık tam 736 kilo altın ediyor. Türk parasıyla da hesapladık, o para 210 katrilyon Türk lirası ediyor. Bu bir anlamda kuyumcuların bulunduğu Taşmağazalar’da her kuyumcunun 10 kilo altını bulunsa tam 73 dükkanın sermayesi ediyor’’ diyordu.
--
Babası Işıl’ın adını, tohuma verdi!
Son zamanlarda adını ETÜ ile kampüsteki alanda sertifikalı yerli ve milli tohum üretimi anlaşması ile duyuran Alper Küçük, yeni bulduğu ve tescilini beklediği bir tohuma 6 aylık kızının ismini verdi. Sulu alanlar için yüksek verimli buğday tohumu üreten ve Tohum Tescil Genel Müdürlüğü’ne başvuran ziraat mühendisi Alper Küçük, Işıl adını verdiği tohumun üretildikten sonra Türk tarımının hizmetine sunacağını, bu yüzden de mutlu olduğunu söyledi. Pasinler ilçesi Alvar bölgesinde buğday ve yem bitkileri üretimi yapan Tarımsan Mühendislik Tarım ve Hayvancılık Şirketi’nin Müdürü de olan Küçük, protein değerleri yüksek buğday tohumunun iz bırakacağını da belirterek, ‘’Böylesine önem verdiğim tohum, istiyorum ki kızımın ismiyle yaşasın. Benim için kızım neyse, bu tohum da o. Her ikisi de benim olmazsa olmazlarım. Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nce de ARGE’si yapılan, kızımın ismini taşıyacak olan Işıl buğday tohumundan ilk etapta 2 bin ton üretim gerçekleştirip, iç piyasaya sunmayı planlıyoruz’’ diyor.
--
Bir zamanlar o makine için yığınla para ödenirdi, şimdilerde hurda yığını..
Bir saltanatın yıkılışı
Basın dünyasının bir zamanların gözde, ‘moda’ baskı makinası, şimdilerde ‘demode’ olmuş durumda. Uzun yıllar Erzurum’da babası rahmetli Necati Çakır ve kardeşleri Yakup, Necdet ile Hakikat Gazetesi’ni çıkartan gazeteci İsmail Çakır, kendilerine ait artık müzelik olan Alman baskı makinesi için ‘’Bir zamanlar alması bile hayaldi, şimdi kimse yüzüne bakmıyor’’ diyor. Uğruna yığınla para verilen, kavga edilen, sıra beklenen ama bugün hurda yığınını andıran makine ile poz veren İsmail Çakır, sosyal medyasından bu durumu, ‘’Hayat hakikaten çok enteresandır. Dün peşine koşup ulaşamadığınızı bugün bir anda çöpe atabiliyorsunuz. Matbaa kökenli bir birey olarak teknolojinin bu kadar gelişmesini hayret ile izliyorum. 80'li yıllarda 46×64 Heidelberg ofset baskı makinası sahibi olmak hayallerin çok ötesindeydi. Bugün ise müzelik duruma gelmesi acaip bir durum. Yoklukla savaştığımız o yıllar bugünlere nazaran daha mı iyiydi ne?’’ notuyla paylaştı. Benim de mesleğe başladığım günlerde tanıma, tanışma şerefine erdiğim o Heidelberg marka ofset baskı makinesi ile anım çoktur, ama artık şimdiki gençlere bunu anlatsam da bir manası yoktur. Bu benim son kararımdır.
--
Yılda 20 milyon ziyaretçisi olan ve yeni sahibini bekleyen MNG AVM, parmakla gösterilen yaşam merkezi oldu.
Güvenliği de dillere destandır
Artık yeni sahibine devri gündemde olan MNG Alışveriş merkezi, sadece temizliği ile değil, yüksek güvenlikli AVM olarak da parmakla gösterilen bir yaşam merkezi oldu. Güvenlik sektöründe 15 yıllık birikim ve deneyimi bulunan Özkan Kabayel’in müdürlüğünü yaptığı MNG Alışveriş Merkezi güvenlik ekibi, gelen müşterilere güvenli ve huzurlu bir ortam hazırlamanın gayreti içerisinde. Türkiye’nin seçkin markalarının yeraldığı, yılda 20 milyona yakın ziyaretçinin geldiği ve şu ana kadar herhangi bir sansasyonel olaya fırsat verilmeyen AVM’de 24 saat sabit kamera modeli ile de sadece ziyaretçileri değil, merkezdeki kiracıların da can güvenliğinin yanısıra mal güvenliğini de sağlıyor. Bay ve bayanlardan oluşan güvenlikçileri ile AVM’de kuş uçurulmadığı gibi ziyaretçiler de memnun şekilde ayrılıyorlar. Haftalık eğitimin yanısıra günlük brifingler ile eğitimleri üst seviyede gerçekleşen, sıfır şikayetin yaşandığı AVM güvenliği, ülke genelindeki bir çok alışveriş merkezin de en iyileri arasında yeralıyor. Özkan Kabayel, ziyaretçilerin huzur ve rahatı için azami gayret sarfettiklerini belirterek, ‘’Sadece işyeri çalışanlarının değil, biz de özellikle güvenlikçilerimizden ziyaretçilere karşı naif ve güleryüzlü olmalarını da istiyoruz’’ diyor.
--
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Kendi geleceğinizi yazmak istiyorsanız, kalemi başkalarının eline vermeyin! (Aleksandr Puşkin)
DUVARIN DİLİ: Bizde adettir. Gelene Roma’yı, gidene kınayı yakarız!