Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Erzurumlu TRT Türk Halk Müziği’nin güçlü sesi Mükerrem Kemertaş, daha çok ‘Huma kuşu’ eseriyle tanınır. 50 yılı bulan sanat hayatında bir çok türküyü seslendiren Kemertaş usta, bir türkü var onu da seslendirmiş ama ondan sonra oğlu Tuncay’dan başka kimse de o türküyü söylememiş. Bırakın söylemeyi, bilmezmiş de. Bilmemesinin sebebi elbette ki TRT’nin repertuarında olmamasıdır. İşte o bugüne kadar saklı kalan ‘Uçun kuşlar, uçun’ türküyü dün ilk defa başka bir ağızdan, yine bir TRT sanatçısı olan Kenan Tuna’dan dinledik.
Şanslıyım, o türküyü dün ilk kez Şaban Karataş Stüdyosu’ndaki yayın öncesi provada ben dinledim. İlk defa dinliyor olduğum için de hem heyecanlandım hem de içimden ‘’Keşke Mükerrem ağabey yaşasaydı da onun ağzından dinleyeydim’’ dedim. Elif Yıldırım’ın yapım ve sunumunu gerçekleştirdiği ve canlı olarak yayınlanan TRT Türkü’de ki ‘Bizim Eller’ proğramında bu türküyü canlı okuyan ve de güzel okuyan Kenan Tuna, türkünün repertuara kazandırılması için çalışacağı sözünü verdi. Tuna, yöresini ve kaynak kişisini bilmediği türkünün notalamasını da bizzat yapacağını kaydetti. Bu vefalı hareketinden dolayı TRT’ye ve Kenan Tuna’ya teşekkür ederken, Kemertaş ustamıza da bir kere daha rahmet diliyorum..
--
Bir sivilce hayatını zindan etti Salih’in!
Zaman zaman bir izleyici olarak gittiğim Büyükşehir Belediyesi’nin halk günü toplantısında tanıdım küçük Salih’i! Babası İdris ve annesi Yasemin İğneci’nin elinden tutup getirdiği Salih, kaç gündür aklımdan çıkmaz oldu. 2 yaşındayken yüzündeki bir sivilcenin Erzurum Araştırma Hastanesinde ki operasyonla alınmasıyla başlayan süreç, onun hayatını zindan etmiş durumda. Hele son ameliyattan önce bir fotoğrafı var bende, gazetede ortak karar aldık, yayınlamıyoruz. O kadar vahim durumda. Büyükşehir Belediyesi’nin maddi destekleriyle Ankara’ya gönderilen ve cilt kanseri olması sebebiyle tedavisi yapılan 6 yaşındaki Salih, ne varki başkentte bir gözünü kaybetti. Adına ihmal deyin, ne derseniz deyin. Bir gözü artık görmüyor Salih’in. Anne fakir, baba fakir. Tedavisi için daha çok paraya ihtiyacı olan Salih için hayırsever vatandaşları göreve çağırıyorum. Babasının telefon numarası bende var. Benimle irtibat kurarlarsa hem Salih normal bir görünüme kavuşur hem de diğer gözünün kör olmasının önüne geçilir..
--
Sürat pateninde öbür türlüsü sürpriz olurdu!
Türkiye Buz Pateni Federasyonu İl temsilcisi olarak 70 kişilik sporcu kafilesi ile gittiğimiz Kocaeli’de ki Türkiye şampiyonasında en çok madalyayı Erzurum kulüpleri olarak biz aldık. Belki bazılarına göre sürpriz olarak değerlendirilebilir ama bize göre bu sonuç, sürpriz değil. Niye değil, çünkü biz, Erzurum olarak sürat pateninde tek tabancayız da ondan! Mütevazi olmaya gerek yok. Short Track da dediğimiz sürat pateninde biz hep bir numaraydık, yine bir numarayız da ondan. Ayıptır söylemesi biz sürat pateninde Avrupa’da da iyiler arasındayız ve de son yıllarda 3’ncülük bile bizi kesmez oldu! Maşallah deyin! Kocaeli, Ardahan hep arkamızdan geliyor, yine öyle oldu, daha uzun yıllar da öyle olacak gibi görünüyor. Hem olimpik standartlarda 2 tane buz paten salonunun olduğu Erzurum’un Kocaeli’de böyle bir sonuç almış olması niye şaşırtıcı olsun ki? Elbette Erzurum bu branşta önde olacak ve ne kadar madalya, kupa varsa alacak! Dünden beri bana ‘madalya aldınız mı?’ diye sorup duran arkadaşlara da dedim: BB Erzurum’un Manisa’da mağlup olması gibi bir şey olurdu bizim Kocaeli’nden madalya olarak eli boş dönmemiz!
--
İyi ki varsınız Bilal!
18 Nisan’da sahnelenmeye başlanacak olan ‘’Eyvah sevirem’’ oyununun provasını izlemem için davet ettiklerinde geçmiş geldi gözümün önüne, bir film şeridi gibi.. Bugün yerinde uyduruktan Kent Merkezi yapılan o güzelim Halk Eğitim Merkezi binası, Temel Aydın, Ahmet Turunç, Semih Yetimoğlu, Bülent Yılmaz filan. Belki en az 10 defa sahneye koymuştuk Yunus Emre’yi. Orada benim de rolüm vardı. İki elim kanda da olsa illa ki gider ben de provalara, oyunlara katılırdım. Her seferinde de heyecanlanırdım. İlk defa sahneye çıkıyor gibi olurdum. Müthiş seyirci olurdu, salon her matinede dolar taşardı. Salih Çanakçı, Fevzi Karaosmanoğlu, Müslüm Çağlar ağabeyim canlı şahididir o günlerin. Çoğu geceleri kuliste geçirdiğimizi hatırlarım. Vali, filan gelirdi oyunları izlemeye. Dekorundan kostümüne, oyuncuların belirlenmesinden tekslerin hazırlanmasına, herşey bizzat rahmetli Temel Aydın’ın gözetim ve denetiminde olurdu. O bir profesyonel derecesinde amatördü. Zaten Temel öldü, Erzurum’da bana göre amatör tiyatro da öldü! Cumhur Seval ve Semih Yetimoğlu da çok sevdiğim arkadaşlarım, onların gayretleriyle devam ediyor elbet oyunlar. Ama şehirde o eski amatör tiyatro ortamını oluşturamadılar bir türlü.
***
İşte o yüzden son zamanlarda çalışmalarını yakından takip ettiğim Bilal Tavlak, Oktay Parlar ve Şerif Avcı bu işe el attılar, umutlandım biraz. ‘Baba ekip’ olmuşlar! Yeniden eski o amatör tiyatro havasının oluşacağına inandırdılar beni. Ekip arkadaşlarından iyi olanlar var, özellikle anneyi oynayan o bayan. Prova esnasında tebrik ettim onu. Tam tiyatrocu ışığı var onda da. Cengiz Durular’ın yazdığı tek perdelik Eyvah Sevirem oyunu 18 Nisan’da başlıyor. Eskiden anne, babası ile tiyatroya gidenlerin, şimdi bahaneleri kalmadı, çoluk, çocuklarıyla gitsinler bu oyuna. Eski tadı ben aldım bu çocuklarda, kesin onlar da alırlar. 22 Nisan’a kadar sahnelenecek olan Halk Tiyatrosu ekibinin bu oyununun biletleri de 10 liracık! Bana davetiye gönderecek olmalarına rağmen ben yine de paramı verip seyredeceğim onları. Desteklememiz lazım, biletler şu an satışta, ‘kalmadı’ kelimesini duymamak için biraz acele edin derim. Hem oyunlarını sahneye koyacakları BB İbrahim Erkal Dadaş Kültür Merkezi’ni de görmüş, böyle bir eseri Erzurum’a kazandırdığı için Sekmen başkana da bir teşekkür edersiniz herhalde!
---
Sen sus gözlerin konuşsun!
Manisa galibiyeti ile bana göre play-off’a çıkma yüzdesini bir ‘tık’ daha artıran BB Erzurumspor’da dikkat çeken konulardan biri Nobre’deki değişim. Ligin başlarında gol kaydına muvaffak olamayan Brezilyalının özellikle bu son haftalarda neredeyse golsüz maçı yok gibi. Manisa maçında da gol perdesini açan ve sonrasında kapatan Nobre’de ki bu değişimin sebebi acep ne ola diye düşünürken, yanıt teknik direktörü Mehmet Altıparmak’dan geldi. Altıparmak, Nobre’nin herşeyden önce çok iyi bir profesyonel olduğunu ve takımda bulunmasını takım açısından kazanım gördüğünü belirtirken, ‘’ Ne de olsa büyük takımlarda forma giymiş, klas bir oyuncu. Onun da kalbine girdiğimi düşünüyorum ve de çok iyi anlaşıyoruz. Mesela ben çoğu futbolcuya konuşarak meramımı anlatıyorum ama Nobre’yle iletişimim başka oluyor. Nobre benim ne dediğimi, ne istediğimi sadece gözlerime bakarak anlıyor. Ben de onu o şekilde anlıyorum. Nobre ile birlikte Burhan da tecrübeli bir oyuncu. O da ne dediğimi gözlerime bakarak anlıyor. Her ikisiyle konuşmam gerekmiyor. Ve bundan fevkalede mutluyum’’ diyor.
--
TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Başarının anahtarı nedir bilmiyorum ama başarısızlığın anahtarı herkesi memnun etmeye çalışmaktır! (Bill Cosby)
Şanslıyım, o türküyü dün ilk kez Şaban Karataş Stüdyosu’ndaki yayın öncesi provada ben dinledim. İlk defa dinliyor olduğum için de hem heyecanlandım hem de içimden ‘’Keşke Mükerrem ağabey yaşasaydı da onun ağzından dinleyeydim’’ dedim. Elif Yıldırım’ın yapım ve sunumunu gerçekleştirdiği ve canlı olarak yayınlanan TRT Türkü’de ki ‘Bizim Eller’ proğramında bu türküyü canlı okuyan ve de güzel okuyan Kenan Tuna, türkünün repertuara kazandırılması için çalışacağı sözünü verdi. Tuna, yöresini ve kaynak kişisini bilmediği türkünün notalamasını da bizzat yapacağını kaydetti. Bu vefalı hareketinden dolayı TRT’ye ve Kenan Tuna’ya teşekkür ederken, Kemertaş ustamıza da bir kere daha rahmet diliyorum..
--
Bir sivilce hayatını zindan etti Salih’in!
Zaman zaman bir izleyici olarak gittiğim Büyükşehir Belediyesi’nin halk günü toplantısında tanıdım küçük Salih’i! Babası İdris ve annesi Yasemin İğneci’nin elinden tutup getirdiği Salih, kaç gündür aklımdan çıkmaz oldu. 2 yaşındayken yüzündeki bir sivilcenin Erzurum Araştırma Hastanesinde ki operasyonla alınmasıyla başlayan süreç, onun hayatını zindan etmiş durumda. Hele son ameliyattan önce bir fotoğrafı var bende, gazetede ortak karar aldık, yayınlamıyoruz. O kadar vahim durumda. Büyükşehir Belediyesi’nin maddi destekleriyle Ankara’ya gönderilen ve cilt kanseri olması sebebiyle tedavisi yapılan 6 yaşındaki Salih, ne varki başkentte bir gözünü kaybetti. Adına ihmal deyin, ne derseniz deyin. Bir gözü artık görmüyor Salih’in. Anne fakir, baba fakir. Tedavisi için daha çok paraya ihtiyacı olan Salih için hayırsever vatandaşları göreve çağırıyorum. Babasının telefon numarası bende var. Benimle irtibat kurarlarsa hem Salih normal bir görünüme kavuşur hem de diğer gözünün kör olmasının önüne geçilir..
--
Sürat pateninde öbür türlüsü sürpriz olurdu!
Türkiye Buz Pateni Federasyonu İl temsilcisi olarak 70 kişilik sporcu kafilesi ile gittiğimiz Kocaeli’de ki Türkiye şampiyonasında en çok madalyayı Erzurum kulüpleri olarak biz aldık. Belki bazılarına göre sürpriz olarak değerlendirilebilir ama bize göre bu sonuç, sürpriz değil. Niye değil, çünkü biz, Erzurum olarak sürat pateninde tek tabancayız da ondan! Mütevazi olmaya gerek yok. Short Track da dediğimiz sürat pateninde biz hep bir numaraydık, yine bir numarayız da ondan. Ayıptır söylemesi biz sürat pateninde Avrupa’da da iyiler arasındayız ve de son yıllarda 3’ncülük bile bizi kesmez oldu! Maşallah deyin! Kocaeli, Ardahan hep arkamızdan geliyor, yine öyle oldu, daha uzun yıllar da öyle olacak gibi görünüyor. Hem olimpik standartlarda 2 tane buz paten salonunun olduğu Erzurum’un Kocaeli’de böyle bir sonuç almış olması niye şaşırtıcı olsun ki? Elbette Erzurum bu branşta önde olacak ve ne kadar madalya, kupa varsa alacak! Dünden beri bana ‘madalya aldınız mı?’ diye sorup duran arkadaşlara da dedim: BB Erzurum’un Manisa’da mağlup olması gibi bir şey olurdu bizim Kocaeli’nden madalya olarak eli boş dönmemiz!
--
İyi ki varsınız Bilal!
18 Nisan’da sahnelenmeye başlanacak olan ‘’Eyvah sevirem’’ oyununun provasını izlemem için davet ettiklerinde geçmiş geldi gözümün önüne, bir film şeridi gibi.. Bugün yerinde uyduruktan Kent Merkezi yapılan o güzelim Halk Eğitim Merkezi binası, Temel Aydın, Ahmet Turunç, Semih Yetimoğlu, Bülent Yılmaz filan. Belki en az 10 defa sahneye koymuştuk Yunus Emre’yi. Orada benim de rolüm vardı. İki elim kanda da olsa illa ki gider ben de provalara, oyunlara katılırdım. Her seferinde de heyecanlanırdım. İlk defa sahneye çıkıyor gibi olurdum. Müthiş seyirci olurdu, salon her matinede dolar taşardı. Salih Çanakçı, Fevzi Karaosmanoğlu, Müslüm Çağlar ağabeyim canlı şahididir o günlerin. Çoğu geceleri kuliste geçirdiğimizi hatırlarım. Vali, filan gelirdi oyunları izlemeye. Dekorundan kostümüne, oyuncuların belirlenmesinden tekslerin hazırlanmasına, herşey bizzat rahmetli Temel Aydın’ın gözetim ve denetiminde olurdu. O bir profesyonel derecesinde amatördü. Zaten Temel öldü, Erzurum’da bana göre amatör tiyatro da öldü! Cumhur Seval ve Semih Yetimoğlu da çok sevdiğim arkadaşlarım, onların gayretleriyle devam ediyor elbet oyunlar. Ama şehirde o eski amatör tiyatro ortamını oluşturamadılar bir türlü.
***
İşte o yüzden son zamanlarda çalışmalarını yakından takip ettiğim Bilal Tavlak, Oktay Parlar ve Şerif Avcı bu işe el attılar, umutlandım biraz. ‘Baba ekip’ olmuşlar! Yeniden eski o amatör tiyatro havasının oluşacağına inandırdılar beni. Ekip arkadaşlarından iyi olanlar var, özellikle anneyi oynayan o bayan. Prova esnasında tebrik ettim onu. Tam tiyatrocu ışığı var onda da. Cengiz Durular’ın yazdığı tek perdelik Eyvah Sevirem oyunu 18 Nisan’da başlıyor. Eskiden anne, babası ile tiyatroya gidenlerin, şimdi bahaneleri kalmadı, çoluk, çocuklarıyla gitsinler bu oyuna. Eski tadı ben aldım bu çocuklarda, kesin onlar da alırlar. 22 Nisan’a kadar sahnelenecek olan Halk Tiyatrosu ekibinin bu oyununun biletleri de 10 liracık! Bana davetiye gönderecek olmalarına rağmen ben yine de paramı verip seyredeceğim onları. Desteklememiz lazım, biletler şu an satışta, ‘kalmadı’ kelimesini duymamak için biraz acele edin derim. Hem oyunlarını sahneye koyacakları BB İbrahim Erkal Dadaş Kültür Merkezi’ni de görmüş, böyle bir eseri Erzurum’a kazandırdığı için Sekmen başkana da bir teşekkür edersiniz herhalde!
---
Sen sus gözlerin konuşsun!
Manisa galibiyeti ile bana göre play-off’a çıkma yüzdesini bir ‘tık’ daha artıran BB Erzurumspor’da dikkat çeken konulardan biri Nobre’deki değişim. Ligin başlarında gol kaydına muvaffak olamayan Brezilyalının özellikle bu son haftalarda neredeyse golsüz maçı yok gibi. Manisa maçında da gol perdesini açan ve sonrasında kapatan Nobre’de ki bu değişimin sebebi acep ne ola diye düşünürken, yanıt teknik direktörü Mehmet Altıparmak’dan geldi. Altıparmak, Nobre’nin herşeyden önce çok iyi bir profesyonel olduğunu ve takımda bulunmasını takım açısından kazanım gördüğünü belirtirken, ‘’ Ne de olsa büyük takımlarda forma giymiş, klas bir oyuncu. Onun da kalbine girdiğimi düşünüyorum ve de çok iyi anlaşıyoruz. Mesela ben çoğu futbolcuya konuşarak meramımı anlatıyorum ama Nobre’yle iletişimim başka oluyor. Nobre benim ne dediğimi, ne istediğimi sadece gözlerime bakarak anlıyor. Ben de onu o şekilde anlıyorum. Nobre ile birlikte Burhan da tecrübeli bir oyuncu. O da ne dediğimi gözlerime bakarak anlıyor. Her ikisiyle konuşmam gerekmiyor. Ve bundan fevkalede mutluyum’’ diyor.
--
TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Başarının anahtarı nedir bilmiyorum ama başarısızlığın anahtarı herkesi memnun etmeye çalışmaktır! (Bill Cosby)