Sadece BB Erzurumspor olarak değil, 2026 olimpiyatları için de play-off kovalıyoruz! ‘’Nasıl yani?’’ dediğinizi duyar gibiyim. Anlatayım. Bildiğiniz gibi 2026 yılında yapılacak olan Kış Olimpiyatları için Erzurum da aday! Adaylık başvurusu yaklaşık 10 gün önce yapıldı. Türkiye’de Erzurum’un yanısıra bir çok ülkede de bir çok şehir o olimpiyatlara talipli. 2019 yılında o nihayi karar verilecek ve olimpiyat nerede yapılacaksa o yerin ilanı yapılacak. Ancak, bu yılın Ekim ayı çok önemli. Sebebi de halen 6 olan aday şehir sayısı Ekim ayında 3’e inecek. Dolayısıyla biz olimpiyat konusunda önce bir play-off oynayacağız! İlk 3’ü lay-off değerlendirmesi bana ait! Eğer Ekim ayındaki o üçlü daire içerisine girersek süper lig için (pardon) olimpiyat için önemli bir sürece gireceğiz. Eğer ilk 3’e kendimizi atarsak olimpiyat konusuna bugünkinden daha iyi motive oluruz diye düşünüyorum. Bu ara Erzurum Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Fuat Taşkesenligil ile görüştüm hafta sonu. Bilgiyi ondan aldım. Mayıs ayının ilk haftasında Ankara’dan Erzurum’a olimpiyat konusunda nabız yoklama maksatlı Diyalog heyeti gelecek. Heyet, burada bir süre mevcut tesisleri gezecek, vatandaşlarla görüşecek, bir nevi nabız yoklayacak. Burada edindiği izlenimler de bir rapor halinde Milli Olimpiyat Kurulu’na sunulacak.
2026 Kış Olimpiyatları’nın Erzurum’a verilmesi için önemli bir avantaj yakaladık. Dünyada Artistik Paten branşında Türkiye’nin gururu Olimpiyat sporcusu Alper Uçan, Uluslararası Olimpiyat Kurulu’nun teknik komitesine seçildi. Aktif sporu bıraktıktan sonra idari işlere koyulan Alper, olimpiyatın Erzurum’a verilmesi konusunda yurt dışında önemli bir kozumuz oldu. Alper, 2011 yılında yapılan Kış Oyunları’nda 3’ncü olarak bronz madalya kazanmış bir sporcumuz.. Alisa ile birlikte çiftlerde Türkiye’nin adını tüm dünyaya duyuran Alper, 2011 oyunlarına burada hazırlandığı için Erzurum’u yaşayan herkes kadar da tanıyor ve biliyor.. Alper’i, Erzurum fotoğraflarıyla tanıdığımız Nihat Kılıçoğulları’yla birlikte görüyorsunuz..
--
Her yıl olduğu gibi bu yıl da 23 Nisan’da büyüklerin koltuğuna küçükler oturdu. Vali Seyfettin Azizoğlu’nun makamında Vali olarak oturan bu defa Arda Yusuf adlı Polis İlköğretim Okulu öğrencisi oldu. Minik Vali, koltuğa oturur oturmaz da Vali’den ilginç bir talebi oldu. Arda, Vali Azizoğlu’ndan Mendil Kapmaca Türkiye Şampiyonası için Muğla’ya gidecekleri için uçak istedi. ‘’Bizi araçla göndermeyin sayın Valim, uçakla gidelim’’ dedi. Azizoğlu da ‘’Vali sensin. Öyle istiyorsan, olsun’’ dedi ve hiç beklemediği gelen bu ilginç talebi memnunlukla karşıladı. 4-6 Mayıs tarihleri arasında yapılacak olan Mendil Kapmaca Yarışmasında Erzurum’u Arda’nın da öğrenim gördüğü Polis Amca İlköğretim Okulu mendil takımı temsil edecek.
--
Şaşırmıştım gerçekten. Ümraniye mağlubiyetinden sonra BB Erzurumspor’a küme düşmüş muamelesi yapılıyor, çoğu kişi takıma bir yerlerden vuruyordu. Bildiğin Manisa muamelesiydi yapılan! Hele en az 3 yıllığına anlaşma yapılması gerektiğine inandığım teknik direktör Mehmet Altıparmak topun ağzındaydı. Adamın gündüzü gece olmuş, huzursuzluktan uyuyamaz durumdaydı. Kuşkusuz o gün takım üzerinde kızılca kıyamet koparanların çoğu maksatlı değildi. Fanatik taraftarlık duygusu ile hareket ediyor, takımlarının play-off umudunu kaybettiklerini söylüyor, doğal olarak gelinen noktada kızıyor, sinirlerini hocadan ve futbolculardan, hatta yönetimden çıkarıyorlardı. Doğrusunu isterseniz o gün izlediğim idmandan sonra bir yazı yazdım ve ‘Oyuncular bitti demeden siz bitti sanmayın’ demiştim, bana da ne hakaretler yapıldı, bunu sadece ben değil çoğu da bilir!
Ama.. Futbolun güzelliği de bu olsa gerek. O bitti diye sanılan Erzurum yeni başladı ve kritik Gazişehir maçıyla çıkışa geçti, kolay gibi görünse de iki zorlu deplasmandan 6 puan çıkardı, potaya girdi. Şimdi görüyoruz işte, iki maçı olan Erzurum’un bu karşılamaları galip bitirmesi halinde o play-off rüyası gerçekleşmiş olacak. Sonrasında süper lig olursa da dünya tarihinde bir ilk olacak! Demek ki neymiş, sabırlı ve de soğukkanlı olmak lazımmış. Açıkçası rakiplerinin aldığı sonuçlar da Erzurum’un ekmeğine yağ sürmüştür ama bir gerçek var ki mavi-beyazlılar da buraya hakederek gelmiştir. Haa, bu saat bu dakika itibariyle şunu da söylüyorum. Bu takıma herşeyden önce bir teşekkür borcumuz var, bu heyecanı son ana kadar bize yaşattıkları için. Bu takım play-off’a çıkamayabilir de. Futbolun gerçeklerinden hareket edecek olursa bu ihtimal de olası ve ben şahsen buna da hazırım. Haa, yine hemen kızmayın! Bu takım play-off’a çıkarsa süper lige yükselme ihtimalinin fazla olduğunu da söyleyenim ben ama!
--
Hayatımda iyi ki tanımışım dediğim, bende iz bırakan güzel adamlardan biriydi Recep Birsin Özen! 1985-1989 yılları, gazetecilikte sahada olduğum, tıfıl zamanlarımdı ve Nihat Baştak’dan sonra tanıdığım ikinci Valiydi Özen! İstanbulluydu ve de tam söylenen o İstanbul beyefendilerindendi. Bir Vali’den fazlasıydı o.. Bazen baba, bazen ağabeydi. Valilik’de tahrirat katibi iken tanıdığım eşim Neşe ile evlendiğim gün de eşi Gülay hanımla Set restaurant’a gelmiş, nikah şahidimiz olmuştu. Hatta eşimi de her gördüğünde ‘Bir daha Valiliğe basın mensubu sokmayacağım. Kızlarımızı alıyorlar’ diye takılırdı. Bugün eğer Erzurum’un bütün ilçelerini yüzlerce köyüü görmüşsem onun sayeseindedri. Onun zamanında hafta sonlarımız dolu olurduk, ille ki her hafta sonu gezi ve incelemeler için yollarda olurduk. Gittiğimiz ilçe ve köylerde bir avuç gazeteci olarak bizler yemek yemeden o yemezdi. O kadar korduru bizi. Devlet babaydı o. Kılıcının iki tarafının kestiği Özallı yıllara rağmen o hiçbir zaman siyasallaşmadı. Uzun zamandır memleketi İstanbul’da yaşıyordu ve bir türlü kendisiyle görüşme imkanı bulamamıştım. Bu yaz gidip görmek niyetindeyim. Vefat ettiğini duyunca bir yakınımı kaybetmiş gibi oldum. Nur içinde yatsın, biz razıydık, Allahım da razı olsun ondan.
Didem Dilara Duman’ın yönetttiği TRT Çocuk Korosu’nun varlığından haberdardım ama ne yalan söyleyeyim ilk defa toplu halde o koroyu gördüm ve de dinledim. Birlikte gittiğimiz Zafer Taş’a da söyledim, o koroda bulunan çocuklar ne şanslı diye. Belki çoğu farkında değil ama TRT gibi çok önemli bir kurumdalar ve oluşturulan koronun bir üyesi olmaları onlar için büyük bir nimet. TRT Türkü’de canlı performans sergilediler dün o korodaki çocuklar. Nasıl kısa zamanda adapte olmuşlar, işin püf noktasını öğrenmişler, anlatamam. Bir büyük sanatçı edasındalar hepsi de ve çoğu çocuk şarkısı olan 30 parçayı çok güzel seslendirdiler. Proğramı TRT İl Müdürü Ayça Yarol Alemdar da izledi ve o da biz gibi çocukları dinlemekten büyük mutluluk duydu. Tabi onların buraya gelmesinde emeği olan hocaları Didem Dilara Duman’ın mutluluğu bizim yanımızda paha biçilemez. En az 200 türkünün repertuarında olduğunu söylerken Didem hanımın o çocuklar ile ne kadar övündüğünü anlatamam. Daha 10 yaşındayken böylesine bir kurumla anılmak, böylesine sosyal olmak büyük bir nasip. Mükerrem Kemertaş’ların, Raci Alkır’la’ın, Aysun Gültekin’lerin, Mehmet Çalmaşır’ların yetiştiği o stüdyoda türkü söylemek apayrı bir onur olsa gerek. Hele de Didem gibi bir hoca ile sanat hayatına başlamak da ayrı bir gurur ve mutluluk olsa gerek! Ağzınıza sağlık çocuklar, teşekkürler Didem hanım ve TRT!
--
TUTTUĞUM BABA LAFLAR: Körlerin ülkesinde, tek gözlü insan kral olur! (Erasmus)
ALPER DOPİNGİ!
2026 Kış Olimpiyatları’nın Erzurum’a verilmesi için önemli bir avantaj yakaladık. Dünyada Artistik Paten branşında Türkiye’nin gururu Olimpiyat sporcusu Alper Uçan, Uluslararası Olimpiyat Kurulu’nun teknik komitesine seçildi. Aktif sporu bıraktıktan sonra idari işlere koyulan Alper, olimpiyatın Erzurum’a verilmesi konusunda yurt dışında önemli bir kozumuz oldu. Alper, 2011 yılında yapılan Kış Oyunları’nda 3’ncü olarak bronz madalya kazanmış bir sporcumuz.. Alisa ile birlikte çiftlerde Türkiye’nin adını tüm dünyaya duyuran Alper, 2011 oyunlarına burada hazırlandığı için Erzurum’u yaşayan herkes kadar da tanıyor ve biliyor.. Alper’i, Erzurum fotoğraflarıyla tanıdığımız Nihat Kılıçoğulları’yla birlikte görüyorsunuz..
--
Vali bey bizi Muğla’ya uçur!
Her yıl olduğu gibi bu yıl da 23 Nisan’da büyüklerin koltuğuna küçükler oturdu. Vali Seyfettin Azizoğlu’nun makamında Vali olarak oturan bu defa Arda Yusuf adlı Polis İlköğretim Okulu öğrencisi oldu. Minik Vali, koltuğa oturur oturmaz da Vali’den ilginç bir talebi oldu. Arda, Vali Azizoğlu’ndan Mendil Kapmaca Türkiye Şampiyonası için Muğla’ya gidecekleri için uçak istedi. ‘’Bizi araçla göndermeyin sayın Valim, uçakla gidelim’’ dedi. Azizoğlu da ‘’Vali sensin. Öyle istiyorsan, olsun’’ dedi ve hiç beklemediği gelen bu ilginç talebi memnunlukla karşıladı. 4-6 Mayıs tarihleri arasında yapılacak olan Mendil Kapmaca Yarışmasında Erzurum’u Arda’nın da öğrenim gördüğü Polis Amca İlköğretim Okulu mendil takımı temsil edecek.
--
Demek ki neymiş, az sakin olacakmışız!
Şaşırmıştım gerçekten. Ümraniye mağlubiyetinden sonra BB Erzurumspor’a küme düşmüş muamelesi yapılıyor, çoğu kişi takıma bir yerlerden vuruyordu. Bildiğin Manisa muamelesiydi yapılan! Hele en az 3 yıllığına anlaşma yapılması gerektiğine inandığım teknik direktör Mehmet Altıparmak topun ağzındaydı. Adamın gündüzü gece olmuş, huzursuzluktan uyuyamaz durumdaydı. Kuşkusuz o gün takım üzerinde kızılca kıyamet koparanların çoğu maksatlı değildi. Fanatik taraftarlık duygusu ile hareket ediyor, takımlarının play-off umudunu kaybettiklerini söylüyor, doğal olarak gelinen noktada kızıyor, sinirlerini hocadan ve futbolculardan, hatta yönetimden çıkarıyorlardı. Doğrusunu isterseniz o gün izlediğim idmandan sonra bir yazı yazdım ve ‘Oyuncular bitti demeden siz bitti sanmayın’ demiştim, bana da ne hakaretler yapıldı, bunu sadece ben değil çoğu da bilir!
Ama.. Futbolun güzelliği de bu olsa gerek. O bitti diye sanılan Erzurum yeni başladı ve kritik Gazişehir maçıyla çıkışa geçti, kolay gibi görünse de iki zorlu deplasmandan 6 puan çıkardı, potaya girdi. Şimdi görüyoruz işte, iki maçı olan Erzurum’un bu karşılamaları galip bitirmesi halinde o play-off rüyası gerçekleşmiş olacak. Sonrasında süper lig olursa da dünya tarihinde bir ilk olacak! Demek ki neymiş, sabırlı ve de soğukkanlı olmak lazımmış. Açıkçası rakiplerinin aldığı sonuçlar da Erzurum’un ekmeğine yağ sürmüştür ama bir gerçek var ki mavi-beyazlılar da buraya hakederek gelmiştir. Haa, bu saat bu dakika itibariyle şunu da söylüyorum. Bu takıma herşeyden önce bir teşekkür borcumuz var, bu heyecanı son ana kadar bize yaşattıkları için. Bu takım play-off’a çıkamayabilir de. Futbolun gerçeklerinden hareket edecek olursa bu ihtimal de olası ve ben şahsen buna da hazırım. Haa, yine hemen kızmayın! Bu takım play-off’a çıkarsa süper lige yükselme ihtimalinin fazla olduğunu da söyleyenim ben ama!
--
Bir Vali’den fazlasıydı o!
Hayatımda iyi ki tanımışım dediğim, bende iz bırakan güzel adamlardan biriydi Recep Birsin Özen! 1985-1989 yılları, gazetecilikte sahada olduğum, tıfıl zamanlarımdı ve Nihat Baştak’dan sonra tanıdığım ikinci Valiydi Özen! İstanbulluydu ve de tam söylenen o İstanbul beyefendilerindendi. Bir Vali’den fazlasıydı o.. Bazen baba, bazen ağabeydi. Valilik’de tahrirat katibi iken tanıdığım eşim Neşe ile evlendiğim gün de eşi Gülay hanımla Set restaurant’a gelmiş, nikah şahidimiz olmuştu. Hatta eşimi de her gördüğünde ‘Bir daha Valiliğe basın mensubu sokmayacağım. Kızlarımızı alıyorlar’ diye takılırdı. Bugün eğer Erzurum’un bütün ilçelerini yüzlerce köyüü görmüşsem onun sayeseindedri. Onun zamanında hafta sonlarımız dolu olurduk, ille ki her hafta sonu gezi ve incelemeler için yollarda olurduk. Gittiğimiz ilçe ve köylerde bir avuç gazeteci olarak bizler yemek yemeden o yemezdi. O kadar korduru bizi. Devlet babaydı o. Kılıcının iki tarafının kestiği Özallı yıllara rağmen o hiçbir zaman siyasallaşmadı. Uzun zamandır memleketi İstanbul’da yaşıyordu ve bir türlü kendisiyle görüşme imkanı bulamamıştım. Bu yaz gidip görmek niyetindeyim. Vefat ettiğini duyunca bir yakınımı kaybetmiş gibi oldum. Nur içinde yatsın, biz razıydık, Allahım da razı olsun ondan.
Yıldızlar geçidi!
Didem Dilara Duman’ın yönetttiği TRT Çocuk Korosu’nun varlığından haberdardım ama ne yalan söyleyeyim ilk defa toplu halde o koroyu gördüm ve de dinledim. Birlikte gittiğimiz Zafer Taş’a da söyledim, o koroda bulunan çocuklar ne şanslı diye. Belki çoğu farkında değil ama TRT gibi çok önemli bir kurumdalar ve oluşturulan koronun bir üyesi olmaları onlar için büyük bir nimet. TRT Türkü’de canlı performans sergilediler dün o korodaki çocuklar. Nasıl kısa zamanda adapte olmuşlar, işin püf noktasını öğrenmişler, anlatamam. Bir büyük sanatçı edasındalar hepsi de ve çoğu çocuk şarkısı olan 30 parçayı çok güzel seslendirdiler. Proğramı TRT İl Müdürü Ayça Yarol Alemdar da izledi ve o da biz gibi çocukları dinlemekten büyük mutluluk duydu. Tabi onların buraya gelmesinde emeği olan hocaları Didem Dilara Duman’ın mutluluğu bizim yanımızda paha biçilemez. En az 200 türkünün repertuarında olduğunu söylerken Didem hanımın o çocuklar ile ne kadar övündüğünü anlatamam. Daha 10 yaşındayken böylesine bir kurumla anılmak, böylesine sosyal olmak büyük bir nasip. Mükerrem Kemertaş’ların, Raci Alkır’la’ın, Aysun Gültekin’lerin, Mehmet Çalmaşır’ların yetiştiği o stüdyoda türkü söylemek apayrı bir onur olsa gerek. Hele de Didem gibi bir hoca ile sanat hayatına başlamak da ayrı bir gurur ve mutluluk olsa gerek! Ağzınıza sağlık çocuklar, teşekkürler Didem hanım ve TRT!
--
TUTTUĞUM BABA LAFLAR: Körlerin ülkesinde, tek gözlü insan kral olur! (Erasmus)