Erzurumsporlu idareciler, sezon başında gol umudu olarak getirdikleri Munsy’nin kötü olmasına da bir gerekçe buldu, kendileri de işin içinden sıyrılmayı başardı ya, helal olsun valla! Henüz ligde siftahı bile olmayan Munsy’nin gol atamasına karşılık parasal anlamda çok büyük zarar etmediklerini savunan mavi-beyazlı yöneticiler, gerekçe olarak Fenerbahçeli Slimani’yi öne sürüyorlar ki, adeta bir şey diyemiyor, küçük dilimi yutuyorum. Erzurumspor’un Başkan yardımcısı Zafer Aynalı, dün Munsy ile ilgili bir sohbetimizde konuyu FB’li İslam Slimani’ye getirdi ve şunları söyledi ki daha bir şey diyemedim:
‘’Evet, biz sezon sonunda oynadığı takımdaki gollerine istinaden Munsy’y aldık. Ama şu ana kadar hepimizin de malumu olduğu üzere bir türlü gol kaydına muvaffak olamadı. Biz BB Erzurumspor yönetimi olarak bu oyuncuyla bir sezonluğuna 300 bin EURO’ya anlaştık. Ama gelin görün ki koskoca Fener takımı Slimani’ye 3 milyon EURO verdi. Neredeyse bizim Munsy’ye verdiğimizin 10 katı! Munsy kadar Silimani’nin de durumu ortada. Bir yerden baktığımızda çok da üzülemiyoruz. Çok da zarardayız diye düşünmüyoruz’’.
Bu konuyu BB Erzurumspor’un Başkanı Mevlüt Doğan ile de konuştum. Doğan, forvet hattında sorunlu bir sezon yaşadıklarını belirterek, teknik direktör Mehmet Özdilek’in de önerileriyle ara dönemde iki santrafor transferi yapılacağını belirtti, ‘’Bir şeyi net olarak gördük ki futbolda para ile saadet olmuyor. Onu anlıyoruz. Fenerbahçe’nin durumu herkes için bir derstir’’ diye konuştu. Mevlüt Doğan, bir pivot niteliğinde iki santraforun illa ki alınacağını belirtirken, bu oyuncuların takıma direkt katkı sağlamasını hedeflediklerini anlattı.
Tepsi kadayıfa pekmezi kim soktuysa ayıp etti!
Kadayıf dolması ile de tanınan Erzurum, kendimden birilim, tepsi kadayıfa daha bir meyillidir. Kadayıfın dolmasından ziyade sarması pek sevilir diye düşünüyorum. Hele de annelerimizin genellikle de Ramazan aylarında yaptığı o tepsi kadayıfları adeta yemez yanında yatardık. Ne var ki tepsi kadayıf yapımı filan günümüzde azaldı. Erzurum’da çoğu yerde yemek sonrası tatlı sorduğunda tepsi kadayıf pek yoktur. Tepsi kadayıfı seven biri olarak hele ben evde olmasa artık bir yerde yiyemez oldum. Hoş çoğu lokantada filan tepsi kadayıf var ama yiyecek durumda değilim. Çünkü o eski tepsi kadayıflar yok. Varsa da nereden bulaştı bilmiyorum, içine pekmezi soktular da ondan. Artık Erzurum’da hiçbir yerde pekmezsiz tepsi kadayıf bulamıyorum. Tamam, anladık. Pekmezli balkava uygulaması başladı ve Erzurum’da tuttu ama bu pekmezi o güzelim sarma kadayıfa kim bulaştırdı, aklımı oynatıyorum. Siz bu konuda ne düşünürsünüz bilmem ama ben artık ev olmasa pekmezsiz tepsi kadayıf bir yerde yiyemiyorum ve bu yüzden bayağı bir uyuz oluyorum.
Affet bizi Reyhani!
Vay be! Tam 12 yıl olmuş aramızdan ayrılalı. Dün gibi, ne çabuk 12 koca yıl gelip geçmiş. 10 Aralık 2006 tarihinde vefat etti ünlü halk ozanı Aşık Yaşar Reyhani. Tanımaktan, tanışmaktan büyük mutluluk duyduğum bir gönül adamıydı. Sahadayken çok haberini yapmışımdır, hoş sohbetleri, her mevzunun sonunda anlattığı dörtlükler hala hatırımdadır. Hani zaman zaman kendi araızda konuşuruz ya, öldükten sonra adamın kıymeti daha iyi anlaşılıyor diye. Vallahi de öyle, billahi de. Rehyani’nin kıymetini de sağlığında değil, öldüğünde anladık. Kendim de dahil. Kendisiyle her görüşmemde normal bir insan, bir halk ozanı gözü ile bakardım. Çok da çalıp söylediklerini anlamlandırmazdım. Bugün onu daha iyi anlıyor ve de tanıyorum. O meğer günümüzün Nefi’siymiş. Çok büyük adammış, çok. Bu biraz da Milli Eğitim eski Müdürü Fevzi Budak ağabeyi sayesindedir. O kadar Reyhani’nin şiirini bilir ki, Reyhani yaşarken bile duyduğunda unuttuğunu söylermiş. Meğer o gazetelerin iç sahifelerinin değil, manşetlerin adamıymış. Geç tanıdık, erken kaybettik. Bizi affetsin, rabbim günahlarını affetsin, nurlar içinde yatsın..
Çok iyi yaptın Kadir ağabey..
Daha önceleri hatıratlara bayıldığımı çok söylemişimdir. Özellikle yakın tarihten hatıratlar benim hep ilgimi çeker, okumalara doyamam. Atatürk’ün uşağı Münir Dranas’tan Henry Kissenger’e, Kılıç Ali’den Gülriz Suriri’ye, Öztürk Serengil’den ne bileyim Rıfkı Salim Buçak’a kadar iz bırakan bir çok ünlünün hatıratlarını okumuş ve bir hayli keyif almışımdır. Hele de bizatihi bizleri de yakından ilgilendiren konulara vakıf her kişinin illa ki hatıralarını yazmasını istemiş ve gördüğümde salık vermişimdir. Gazeteci büyüğümüz Kadir Sabuncuoğlu şefin anı kitabı da işte böylesine okumayı arzu ettiği eserlerden biri oldu. Sağolsun, PUSULA’ya bizatihi gelerek imzalayıp okumam için masama bıraktığı ‘Bir Ömür Bin haber’ kitabı, son günlerde aldığım en güzel hediye oldu. Hele de bu kitap Kadir ağabey gibi usta bir kalemden çıkmışsa, gel keyfim gel. Henüz yeni yeni okumaya başladığım kitap, Erzurum’da basın denince ilk akla gelen 3-4 isimden biri olan Kadir şefin özeti de niteliğinde. Onunla beraber aynı gazete ortamında çalıma imkanına kavuşmadım ama başta Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti olmak üzere Erzurum Gazeteciler Cemiyeti’nde beraber çalışma imkanı da buldum şükür. Onunla birlikte çalışan arkadaşlara hep gıpta etmişimdir, çünkü sadece çalışmıyorsundur, aynı zamanda her gün de öğreniyorsundur. Yazmak lazım, hele de yaşadıklarını gelecek nesillere aktarmak gerekir. Onca yaşamışlığını böyle bir kitapta taçlandırmasını çok anlamlı ve kıymetli buldum. Eline sağlık Kadir ağabey..
-Haberiniz olsun, çoğu Meclis üyeliğine fit!
Böylesi bir dönemde çok sayıda belediye başkan aday adayının çıkması çok da öyle tesadüfen değil. Şahsen ben sanmıyorum ki çoğu aday adayı gerçekten belediye başkan adaylığı bekliyor olsun. Özellikle iktidar partisi AK Parti’de belediye başkan adaylığı için ismi geçenlerin bir çoğunun asıl nihayi hedefi meclis üyesi olabilmek! Bir çoğu meclis üyesi olabilmenin yollarından birisinin de belediye başkan aday adayı olmaktan geçtiğini sanıyor veya biliyor ki müracaatta bulunmuş. En azından belediye başkan aday adayı olması halinde bir hak görüyor bir çoğu ve meclis üyesi edilmesinin rahat olacağını düşünüyor. Kaldı ki çoğu da zaten belediye başkan adayı gösterilmeyeceğine adı gibi emin ama ikinci Bugün için çoğu ilçe belediye başkan adayı belki bu iddiayı kabul etmeyebilir ama görünen o. Geçmişte de bunun örnekleri var. Bu örneklerden sadece biri olarak Eyüp Tavlaşoğlu’nu gösterebilirim. Gerçi bu konuda iddiamın belki tutarlı bir tarafı çok görünmüyor, en iyisi beklemek. Doğrusu ben belediye başkan adaylıkları belli olduktan sonra o işe özellikle bakacağım. Bir bakacağım ki belediye başkan aday adayı olup da ilçelerden meclis üyesi kaç kişi olmuş? Şurada az bir zaman kaldı, bekleyip göreceğiz.
--
HAFTANIN AS KARESİ- İlk gördüğümde anlamamıştım. Normal, sıradan bir facebook’ta ki video paylaşımlarından biri sandım. Ama değilmiş. Kendi küçük ama yüreği kocaman bir ağabeyin videosuymuş o görüntü. O kısa videoyu daha ilk seyrettiğimde gözyaşlarına boğuldum. Bir futbol maçında özürlü kardeşine çekirdek yediren ağabeyin videosuydu ve sanmam ki ben gibi izleyenler de kalp gözü kapalı, gözyaşı dökmemiş olsun. Çok yaptığım bir şey değildir. Hemen, hiç vakit kaybetmeden o paylaşımın altına yorumumu bastım: Sana kurban olurum çocuk!
--
TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Bu devirde en çok Azrail’e güveneceksin, en azından niyeti belli!
DUVARIN DİLİ – Duvardan silebilirsin Belediye. Kolaysa gel gönlümden sil!
‘’Evet, biz sezon sonunda oynadığı takımdaki gollerine istinaden Munsy’y aldık. Ama şu ana kadar hepimizin de malumu olduğu üzere bir türlü gol kaydına muvaffak olamadı. Biz BB Erzurumspor yönetimi olarak bu oyuncuyla bir sezonluğuna 300 bin EURO’ya anlaştık. Ama gelin görün ki koskoca Fener takımı Slimani’ye 3 milyon EURO verdi. Neredeyse bizim Munsy’ye verdiğimizin 10 katı! Munsy kadar Silimani’nin de durumu ortada. Bir yerden baktığımızda çok da üzülemiyoruz. Çok da zarardayız diye düşünmüyoruz’’.
Bu konuyu BB Erzurumspor’un Başkanı Mevlüt Doğan ile de konuştum. Doğan, forvet hattında sorunlu bir sezon yaşadıklarını belirterek, teknik direktör Mehmet Özdilek’in de önerileriyle ara dönemde iki santrafor transferi yapılacağını belirtti, ‘’Bir şeyi net olarak gördük ki futbolda para ile saadet olmuyor. Onu anlıyoruz. Fenerbahçe’nin durumu herkes için bir derstir’’ diye konuştu. Mevlüt Doğan, bir pivot niteliğinde iki santraforun illa ki alınacağını belirtirken, bu oyuncuların takıma direkt katkı sağlamasını hedeflediklerini anlattı.
Tepsi kadayıfa pekmezi kim soktuysa ayıp etti!
Kadayıf dolması ile de tanınan Erzurum, kendimden birilim, tepsi kadayıfa daha bir meyillidir. Kadayıfın dolmasından ziyade sarması pek sevilir diye düşünüyorum. Hele de annelerimizin genellikle de Ramazan aylarında yaptığı o tepsi kadayıfları adeta yemez yanında yatardık. Ne var ki tepsi kadayıf yapımı filan günümüzde azaldı. Erzurum’da çoğu yerde yemek sonrası tatlı sorduğunda tepsi kadayıf pek yoktur. Tepsi kadayıfı seven biri olarak hele ben evde olmasa artık bir yerde yiyemez oldum. Hoş çoğu lokantada filan tepsi kadayıf var ama yiyecek durumda değilim. Çünkü o eski tepsi kadayıflar yok. Varsa da nereden bulaştı bilmiyorum, içine pekmezi soktular da ondan. Artık Erzurum’da hiçbir yerde pekmezsiz tepsi kadayıf bulamıyorum. Tamam, anladık. Pekmezli balkava uygulaması başladı ve Erzurum’da tuttu ama bu pekmezi o güzelim sarma kadayıfa kim bulaştırdı, aklımı oynatıyorum. Siz bu konuda ne düşünürsünüz bilmem ama ben artık ev olmasa pekmezsiz tepsi kadayıf bir yerde yiyemiyorum ve bu yüzden bayağı bir uyuz oluyorum.
Affet bizi Reyhani!
Vay be! Tam 12 yıl olmuş aramızdan ayrılalı. Dün gibi, ne çabuk 12 koca yıl gelip geçmiş. 10 Aralık 2006 tarihinde vefat etti ünlü halk ozanı Aşık Yaşar Reyhani. Tanımaktan, tanışmaktan büyük mutluluk duyduğum bir gönül adamıydı. Sahadayken çok haberini yapmışımdır, hoş sohbetleri, her mevzunun sonunda anlattığı dörtlükler hala hatırımdadır. Hani zaman zaman kendi araızda konuşuruz ya, öldükten sonra adamın kıymeti daha iyi anlaşılıyor diye. Vallahi de öyle, billahi de. Rehyani’nin kıymetini de sağlığında değil, öldüğünde anladık. Kendim de dahil. Kendisiyle her görüşmemde normal bir insan, bir halk ozanı gözü ile bakardım. Çok da çalıp söylediklerini anlamlandırmazdım. Bugün onu daha iyi anlıyor ve de tanıyorum. O meğer günümüzün Nefi’siymiş. Çok büyük adammış, çok. Bu biraz da Milli Eğitim eski Müdürü Fevzi Budak ağabeyi sayesindedir. O kadar Reyhani’nin şiirini bilir ki, Reyhani yaşarken bile duyduğunda unuttuğunu söylermiş. Meğer o gazetelerin iç sahifelerinin değil, manşetlerin adamıymış. Geç tanıdık, erken kaybettik. Bizi affetsin, rabbim günahlarını affetsin, nurlar içinde yatsın..
Çok iyi yaptın Kadir ağabey..
Daha önceleri hatıratlara bayıldığımı çok söylemişimdir. Özellikle yakın tarihten hatıratlar benim hep ilgimi çeker, okumalara doyamam. Atatürk’ün uşağı Münir Dranas’tan Henry Kissenger’e, Kılıç Ali’den Gülriz Suriri’ye, Öztürk Serengil’den ne bileyim Rıfkı Salim Buçak’a kadar iz bırakan bir çok ünlünün hatıratlarını okumuş ve bir hayli keyif almışımdır. Hele de bizatihi bizleri de yakından ilgilendiren konulara vakıf her kişinin illa ki hatıralarını yazmasını istemiş ve gördüğümde salık vermişimdir. Gazeteci büyüğümüz Kadir Sabuncuoğlu şefin anı kitabı da işte böylesine okumayı arzu ettiği eserlerden biri oldu. Sağolsun, PUSULA’ya bizatihi gelerek imzalayıp okumam için masama bıraktığı ‘Bir Ömür Bin haber’ kitabı, son günlerde aldığım en güzel hediye oldu. Hele de bu kitap Kadir ağabey gibi usta bir kalemden çıkmışsa, gel keyfim gel. Henüz yeni yeni okumaya başladığım kitap, Erzurum’da basın denince ilk akla gelen 3-4 isimden biri olan Kadir şefin özeti de niteliğinde. Onunla beraber aynı gazete ortamında çalıma imkanına kavuşmadım ama başta Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti olmak üzere Erzurum Gazeteciler Cemiyeti’nde beraber çalışma imkanı da buldum şükür. Onunla birlikte çalışan arkadaşlara hep gıpta etmişimdir, çünkü sadece çalışmıyorsundur, aynı zamanda her gün de öğreniyorsundur. Yazmak lazım, hele de yaşadıklarını gelecek nesillere aktarmak gerekir. Onca yaşamışlığını böyle bir kitapta taçlandırmasını çok anlamlı ve kıymetli buldum. Eline sağlık Kadir ağabey..
-Haberiniz olsun, çoğu Meclis üyeliğine fit!
Böylesi bir dönemde çok sayıda belediye başkan aday adayının çıkması çok da öyle tesadüfen değil. Şahsen ben sanmıyorum ki çoğu aday adayı gerçekten belediye başkan adaylığı bekliyor olsun. Özellikle iktidar partisi AK Parti’de belediye başkan adaylığı için ismi geçenlerin bir çoğunun asıl nihayi hedefi meclis üyesi olabilmek! Bir çoğu meclis üyesi olabilmenin yollarından birisinin de belediye başkan aday adayı olmaktan geçtiğini sanıyor veya biliyor ki müracaatta bulunmuş. En azından belediye başkan aday adayı olması halinde bir hak görüyor bir çoğu ve meclis üyesi edilmesinin rahat olacağını düşünüyor. Kaldı ki çoğu da zaten belediye başkan adayı gösterilmeyeceğine adı gibi emin ama ikinci Bugün için çoğu ilçe belediye başkan adayı belki bu iddiayı kabul etmeyebilir ama görünen o. Geçmişte de bunun örnekleri var. Bu örneklerden sadece biri olarak Eyüp Tavlaşoğlu’nu gösterebilirim. Gerçi bu konuda iddiamın belki tutarlı bir tarafı çok görünmüyor, en iyisi beklemek. Doğrusu ben belediye başkan adaylıkları belli olduktan sonra o işe özellikle bakacağım. Bir bakacağım ki belediye başkan aday adayı olup da ilçelerden meclis üyesi kaç kişi olmuş? Şurada az bir zaman kaldı, bekleyip göreceğiz.
--
HAFTANIN AS KARESİ- İlk gördüğümde anlamamıştım. Normal, sıradan bir facebook’ta ki video paylaşımlarından biri sandım. Ama değilmiş. Kendi küçük ama yüreği kocaman bir ağabeyin videosuymuş o görüntü. O kısa videoyu daha ilk seyrettiğimde gözyaşlarına boğuldum. Bir futbol maçında özürlü kardeşine çekirdek yediren ağabeyin videosuydu ve sanmam ki ben gibi izleyenler de kalp gözü kapalı, gözyaşı dökmemiş olsun. Çok yaptığım bir şey değildir. Hemen, hiç vakit kaybetmeden o paylaşımın altına yorumumu bastım: Sana kurban olurum çocuk!
--
TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Bu devirde en çok Azrail’e güveneceksin, en azından niyeti belli!
DUVARIN DİLİ – Duvardan silebilirsin Belediye. Kolaysa gel gönlümden sil!