Erzurum’da kültür sanat adamı olmak zordur, hele onlar Erzurumlu ise! Neden zordur? Çünkü Erzurumlu ahalide iptidai bir hizipleşme, siyasi ve ekonomik menfaatlerin etrafında kümelenme temayülü vardır ve bu durum kendini her işte olduğu gibi kültür-sanat camiasında da bariz bir şekilde gösterir…
Son otuz yılı zayıf hafızamdan geçirmeye çalışıyorum. Bu şehirde kültür-sanat faaliyetlerine öncülük etmiş, kendi egosunu, siyasi-ekonomik beklentilerini değil de, bizzat kültür-sanatı öne çıkararak hizmet etmiş kaç isim var? Aklıma sadece iki isim geliyor. İki isim de Erzurum doğumlu değil.
Kim onlar? Bu güzel insanlardan biri, TRT Erzurum Radyosu program yapımcısı rahmetli Dr. Hasan Ali Kasır’dı. Diğeri de geçtiğimiz Cuma günü İstanbul’da rahmete kavuşan, Atatürk Üniversitesi mezunu, yayıncı, kitapevi sahibi, yazar-öğretmen, Mahmut Balcı idi.
Hasan Ali Kasır, Erzurum’da ne kadar kültür-sanata meraklısı varsa, diğer kimliklerini bir yana koyup sadece bu yönlerini ön plana alarak, onlarla tanıştı. Yetmedi onları bir araya getirdi, tanış kıldı. Yetmedi; her biriyle samimi dostluklar kurdu. Yetmedi; Erzurum’la ilgili değerli kitaplar yazıp bize bıraktı.
Mahmut Balcı dostumuz ise, çok uzun yıllar Erzurum’da kültür-sanat faaliyetlerinin etkin ismi oldu. Erzurum’da kurduğu Üniversite Kitapevi sadece kitap-dergi ve kırtasiye satılan bir iş yeri değildi; Üniversite Kitapevi bir mektepti; misyonu olan bir yer.
Neyin mektebiydi, neyin misyonunu temsil ediyordu Üniversite Kitapevi? Türkiye’de, sağda solda yüzlerce yayınevi var, Üniversite Kitabevi’nin Balcı’yla birlikte çalışan diğer emektarları ve Balcı’nın öz kardeşleri, Musa ve İbrahim, yayın dünyasını yakından takip ettiler; yüzlerce, binlerce kültür-sanat kitabıyla şehrimizi, Üniversite hocalarını ve üniversite gençliğini buluşturdular. Şehrin kültür-sanat birikimi, Atatürk Üniversitesi’nin kültür-sanata önem atfeden her bir hocası ve öğrencisi, Üniversite Kitabevi’nde okuyucu, konuşmacı, dinleyici olarak yer aldı. Üniversite Kitapevi bu yönüyle de bir kültür merkezi hizmeti gördü.
Türk kültür-sanat hayatının ne kadar şöhretli ismi varsa, Balcı kardeşler, onları Erzurum’a getirdi. Nobel ödüllü yazarımız Orhan Pamuk’tan, yaşayan Cemil Meriç’e benzettiğim Alev Alatlı’ya, İsmet Özel’den Sadık Albayarak’a, Ahmet Hakan’dan Etyan Mahçupyan’a… onlarca, yüzlerce yazıp çizen şöhretli isim, Mahmut Balcı’nın girişkenliği, cesareti, özverisiyle Erzurum’a gelmişti.
Mahmut Balcı, bu isimlerin çoğuna evini de açmış, onları hanesinde misafir etmişti. Orhan Pamuk’u Balcı getirmiş, Rahmetli Hasan Ali Kasır da, TRT’deki lojmanında misafir etmişti. Kasır, ertesi sabah, Erzurumlu kültür-sanatseverleri evine davet etmiş, mükellef bir sofrada kahvaltıyı Pamuk’la birlikte yaparak sohbet etmiştik.
İstanbul’a giderek davet edip Erzurum’a gelmeye ikna ettiği ünlülerin uçak biletlerini, imza günleri için getirttiği kitaplarını, diğer bazı masraflarını hep Balcı’nın kendisi karşılıyordu. Rahmetliyle bir gün baş başa konuşurken, ‘Yahu, Mahmut demiştim, bu işlerin altından nasıl kalkıyorsun? Samimi cevap ver, harcı borcunu kurtarıyor mu?’ ‘Hayır, kurtarmıyor!’ demişti. ‘Fakat kitabın, kültürün Anadolu ayağı topal mı kalsın! Hem sonra bu insanların bazısı ilk kez Erzurum’a geldiler, şehri gördüler, Erzurum halkıyla tanıştılar. Çoğu döndükten sonra Erzurum izlenimlerini yazdı, Erzurum’dan sitayişle söz ettiler. Biz para kazanmadık, fakat Erzurum için fena mı oldu?’
Gün geldi Hasan Ali Kasır da Mahmut Balcı da Erzurum’dan gittiler. Fakat her ikisi de Türkiye’nin damına bu soğuk iklime hayırlı bir avaze bıraktılar. Balcı ailesine baş sağlığı diliyorum. Her iki iyi insanın ruhları şad makamları cennet olsun.
[caption id="attachment_142611" align="alignnone" width="857"] Erzurum Üniversite Kitabevi’nde bir grup münevverle bir hatıramız.[/caption]
Son otuz yılı zayıf hafızamdan geçirmeye çalışıyorum. Bu şehirde kültür-sanat faaliyetlerine öncülük etmiş, kendi egosunu, siyasi-ekonomik beklentilerini değil de, bizzat kültür-sanatı öne çıkararak hizmet etmiş kaç isim var? Aklıma sadece iki isim geliyor. İki isim de Erzurum doğumlu değil.
Kim onlar? Bu güzel insanlardan biri, TRT Erzurum Radyosu program yapımcısı rahmetli Dr. Hasan Ali Kasır’dı. Diğeri de geçtiğimiz Cuma günü İstanbul’da rahmete kavuşan, Atatürk Üniversitesi mezunu, yayıncı, kitapevi sahibi, yazar-öğretmen, Mahmut Balcı idi.
Hasan Ali Kasır, Erzurum’da ne kadar kültür-sanata meraklısı varsa, diğer kimliklerini bir yana koyup sadece bu yönlerini ön plana alarak, onlarla tanıştı. Yetmedi onları bir araya getirdi, tanış kıldı. Yetmedi; her biriyle samimi dostluklar kurdu. Yetmedi; Erzurum’la ilgili değerli kitaplar yazıp bize bıraktı.
Mahmut Balcı dostumuz ise, çok uzun yıllar Erzurum’da kültür-sanat faaliyetlerinin etkin ismi oldu. Erzurum’da kurduğu Üniversite Kitapevi sadece kitap-dergi ve kırtasiye satılan bir iş yeri değildi; Üniversite Kitapevi bir mektepti; misyonu olan bir yer.
Neyin mektebiydi, neyin misyonunu temsil ediyordu Üniversite Kitapevi? Türkiye’de, sağda solda yüzlerce yayınevi var, Üniversite Kitabevi’nin Balcı’yla birlikte çalışan diğer emektarları ve Balcı’nın öz kardeşleri, Musa ve İbrahim, yayın dünyasını yakından takip ettiler; yüzlerce, binlerce kültür-sanat kitabıyla şehrimizi, Üniversite hocalarını ve üniversite gençliğini buluşturdular. Şehrin kültür-sanat birikimi, Atatürk Üniversitesi’nin kültür-sanata önem atfeden her bir hocası ve öğrencisi, Üniversite Kitabevi’nde okuyucu, konuşmacı, dinleyici olarak yer aldı. Üniversite Kitapevi bu yönüyle de bir kültür merkezi hizmeti gördü.
Türk kültür-sanat hayatının ne kadar şöhretli ismi varsa, Balcı kardeşler, onları Erzurum’a getirdi. Nobel ödüllü yazarımız Orhan Pamuk’tan, yaşayan Cemil Meriç’e benzettiğim Alev Alatlı’ya, İsmet Özel’den Sadık Albayarak’a, Ahmet Hakan’dan Etyan Mahçupyan’a… onlarca, yüzlerce yazıp çizen şöhretli isim, Mahmut Balcı’nın girişkenliği, cesareti, özverisiyle Erzurum’a gelmişti.
Mahmut Balcı, bu isimlerin çoğuna evini de açmış, onları hanesinde misafir etmişti. Orhan Pamuk’u Balcı getirmiş, Rahmetli Hasan Ali Kasır da, TRT’deki lojmanında misafir etmişti. Kasır, ertesi sabah, Erzurumlu kültür-sanatseverleri evine davet etmiş, mükellef bir sofrada kahvaltıyı Pamuk’la birlikte yaparak sohbet etmiştik.
İstanbul’a giderek davet edip Erzurum’a gelmeye ikna ettiği ünlülerin uçak biletlerini, imza günleri için getirttiği kitaplarını, diğer bazı masraflarını hep Balcı’nın kendisi karşılıyordu. Rahmetliyle bir gün baş başa konuşurken, ‘Yahu, Mahmut demiştim, bu işlerin altından nasıl kalkıyorsun? Samimi cevap ver, harcı borcunu kurtarıyor mu?’ ‘Hayır, kurtarmıyor!’ demişti. ‘Fakat kitabın, kültürün Anadolu ayağı topal mı kalsın! Hem sonra bu insanların bazısı ilk kez Erzurum’a geldiler, şehri gördüler, Erzurum halkıyla tanıştılar. Çoğu döndükten sonra Erzurum izlenimlerini yazdı, Erzurum’dan sitayişle söz ettiler. Biz para kazanmadık, fakat Erzurum için fena mı oldu?’
Gün geldi Hasan Ali Kasır da Mahmut Balcı da Erzurum’dan gittiler. Fakat her ikisi de Türkiye’nin damına bu soğuk iklime hayırlı bir avaze bıraktılar. Balcı ailesine baş sağlığı diliyorum. Her iki iyi insanın ruhları şad makamları cennet olsun.
[caption id="attachment_142611" align="alignnone" width="857"] Erzurum Üniversite Kitabevi’nde bir grup münevverle bir hatıramız.[/caption]