CHP’ye bir zihniyet ve bir siyasal organizasyon olarak bakmak gerekir.
Bir zihniyet olarak bu parti, daha CHP adını almadan önce, Osmanlı devlet merkezinde, 1860’larda ihtilal provalarına başlamıştı. İlk ihtilal yapmayı planladığı Osmanlı Padişahı, Sultan Abdülmecit’tir. Ne ise ki, o zaman henüz bunu başaracak güce erişemediği için, bu girişim sonuçsuz kalmıştır.
Ancak bu zihniyet, içeride bürokrasiden, dışarıda da uluslararası emperyalist odaklardan aldığı destekle yaptığı iftira kampanyaları ve kara propagandalarla, 30 Mayıs 1876’da Osmanlı Sarayında ilk askeri darbesini gerçekleştirmiş ve Sultan Abdülaziz’i tahttan indirmiştir. Bu zihniyet, darbe sürecinde, bin bir türlü iftira ve yalanlarla hedefine ulaşmağa çalışmıştır. Nitekim ihtilalden hemen sonra, 4 Haziran 1876’da gizlice katlettirdiği Sultan Abdülaziz’i, ‘akli melekelerini kaybedip intihar etti’ diye bir başka iftira atmıştır.
Sultan Abdülaziz’den sonra, bürokratlar vasıtasıyla Osmanlı Sarayı’na egemen olan bu CHP öncesi zihniyet, Padişah V. Murat’ı, türlü oyunlarla çalışamaz hale sokmuş, Padişahlığının daha 93. Gününde, akli melekelerini kaybettiği (delirdiği) iftirasıyla ve bir Saray Darbesiyle O’nu da tahttan indirmiştir. Hâlbuki V. Murat, tahttan indirildikten sonra yaklaşık 26 yıl yaşamış ve aslında normal bir hayat sürdürmüştür. Hatta bu zihniyetin, zaman zaman Sultan Abdülhamid’e alternatif olarak, V. Murat’ı tahta geçirmeyi düşündükleri de olmuştur.
V. Murat’ı tahttan indirdikten sonra, artık gücü eline aldığını düşünen bu zihniyet, 31 Ağustos 1876’da II. Abdülhamid’in tahta çıkmasından önce Mithat Paşa eliyle O’ndan bazı taahhütler alma cüretinde bulunmuştur. Fakat bunun hesabını ağır soran II Abdülhamid, tahta çıktıktan sonra hem sarayda ortaya çıkan bu çeteyi dağıtmış, hem de bizzat Mithat Paşa’ya bunun bedelini ağır ödetmiştir. Böylece Devlet-i Aliye’yi 33 yıl yıkılmaktan korumuş ve idare etmiştir. Ancak bu CHP öncesi zihniyet, yine boş durmamış, bir yandan Osmanlı düşmanı, uluslararası şer odaklarının desteği, bir yandan da şantaj, yalan ve iftiralar sonucu elde ettiği bürokratik güçle 1908’de yeni bir saray darbesi yapmış ve II. Abdülhamid’i görevden uzaklaştırmıştır. Bu süreçte II. Abdülhamit için başlatılan bin bir türlü yalan ve iftiralar, günümüze kadar sürdürülmüştür.
1920’li yılların başında CHP adını alan bu zihniyet, asıl kimliğine İnönü döneminde ulaşmıştır. CHP, İnönü’nün Milli Şefliği döneminde, yaklaşık bir asırdan beri hedeflediği bütün imkânları elde etmiş ve Milletimizi madde ve manada ezim ezim ezmiştir. Biz onlara fazla girmeyeceğiz. Ancak halkımızın irfan ve vicdanında o baskı ve zulümler, çok iyi bilinmektedir.
CHP, bir zihniyet ve bir siyasal örgüt olarak, yaklaşık bir buçuk asırdan beri vardır. Bu zaman içerisinde, dünyada ve Ülkemizde pek çok değişiklikler ve binlerce yenilikler olmuştur. Nice ideoloji ve düşünceler, miadını doldurmuş, yenileri ortaya çıkmıştır. Onunla beraber kurulmuş olan pek çok parti, kuruluş ve devletler değişmiş ve kendilerini yenilemişlerdir. Fakat CHP, 19. Yüzyıldan kalma gerici, çağdışı, yanlış ve milletimizle asla uyuşmayan, o ideoloji ve dünya görüşünden bir türlü kurtulamamış, aksine 19. Yüzyıla takılıp kalmıştır. Dolayısıyla şu anda artık iflah olmaz, değişemez, bagajı kötü kokularla malul ve kendini düzeltemez yaşlı bir varlık durumuna düşmüştür.
Bir zihniyet olarak bu parti, daha CHP adını almadan önce, Osmanlı devlet merkezinde, 1860’larda ihtilal provalarına başlamıştı. İlk ihtilal yapmayı planladığı Osmanlı Padişahı, Sultan Abdülmecit’tir. Ne ise ki, o zaman henüz bunu başaracak güce erişemediği için, bu girişim sonuçsuz kalmıştır.
Ancak bu zihniyet, içeride bürokrasiden, dışarıda da uluslararası emperyalist odaklardan aldığı destekle yaptığı iftira kampanyaları ve kara propagandalarla, 30 Mayıs 1876’da Osmanlı Sarayında ilk askeri darbesini gerçekleştirmiş ve Sultan Abdülaziz’i tahttan indirmiştir. Bu zihniyet, darbe sürecinde, bin bir türlü iftira ve yalanlarla hedefine ulaşmağa çalışmıştır. Nitekim ihtilalden hemen sonra, 4 Haziran 1876’da gizlice katlettirdiği Sultan Abdülaziz’i, ‘akli melekelerini kaybedip intihar etti’ diye bir başka iftira atmıştır.
Sultan Abdülaziz’den sonra, bürokratlar vasıtasıyla Osmanlı Sarayı’na egemen olan bu CHP öncesi zihniyet, Padişah V. Murat’ı, türlü oyunlarla çalışamaz hale sokmuş, Padişahlığının daha 93. Gününde, akli melekelerini kaybettiği (delirdiği) iftirasıyla ve bir Saray Darbesiyle O’nu da tahttan indirmiştir. Hâlbuki V. Murat, tahttan indirildikten sonra yaklaşık 26 yıl yaşamış ve aslında normal bir hayat sürdürmüştür. Hatta bu zihniyetin, zaman zaman Sultan Abdülhamid’e alternatif olarak, V. Murat’ı tahta geçirmeyi düşündükleri de olmuştur.
V. Murat’ı tahttan indirdikten sonra, artık gücü eline aldığını düşünen bu zihniyet, 31 Ağustos 1876’da II. Abdülhamid’in tahta çıkmasından önce Mithat Paşa eliyle O’ndan bazı taahhütler alma cüretinde bulunmuştur. Fakat bunun hesabını ağır soran II Abdülhamid, tahta çıktıktan sonra hem sarayda ortaya çıkan bu çeteyi dağıtmış, hem de bizzat Mithat Paşa’ya bunun bedelini ağır ödetmiştir. Böylece Devlet-i Aliye’yi 33 yıl yıkılmaktan korumuş ve idare etmiştir. Ancak bu CHP öncesi zihniyet, yine boş durmamış, bir yandan Osmanlı düşmanı, uluslararası şer odaklarının desteği, bir yandan da şantaj, yalan ve iftiralar sonucu elde ettiği bürokratik güçle 1908’de yeni bir saray darbesi yapmış ve II. Abdülhamid’i görevden uzaklaştırmıştır. Bu süreçte II. Abdülhamit için başlatılan bin bir türlü yalan ve iftiralar, günümüze kadar sürdürülmüştür.
1920’li yılların başında CHP adını alan bu zihniyet, asıl kimliğine İnönü döneminde ulaşmıştır. CHP, İnönü’nün Milli Şefliği döneminde, yaklaşık bir asırdan beri hedeflediği bütün imkânları elde etmiş ve Milletimizi madde ve manada ezim ezim ezmiştir. Biz onlara fazla girmeyeceğiz. Ancak halkımızın irfan ve vicdanında o baskı ve zulümler, çok iyi bilinmektedir.
CHP, bir zihniyet ve bir siyasal örgüt olarak, yaklaşık bir buçuk asırdan beri vardır. Bu zaman içerisinde, dünyada ve Ülkemizde pek çok değişiklikler ve binlerce yenilikler olmuştur. Nice ideoloji ve düşünceler, miadını doldurmuş, yenileri ortaya çıkmıştır. Onunla beraber kurulmuş olan pek çok parti, kuruluş ve devletler değişmiş ve kendilerini yenilemişlerdir. Fakat CHP, 19. Yüzyıldan kalma gerici, çağdışı, yanlış ve milletimizle asla uyuşmayan, o ideoloji ve dünya görüşünden bir türlü kurtulamamış, aksine 19. Yüzyıla takılıp kalmıştır. Dolayısıyla şu anda artık iflah olmaz, değişemez, bagajı kötü kokularla malul ve kendini düzeltemez yaşlı bir varlık durumuna düşmüştür.