31 Mart seçimleri yaklaştıkça programlarını daha da yoğunlaştıran Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Saadet Partisi Erzurum Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Atik Ağdağ, bir taraftan TV ve radyo programlarına katılırken, öte yandan esnaf, kıraathane ve STK ziyaretlerine devam ediyor.
Seçim çalışmaları kapsamında görüşme ve konuşma yaptığı yerlerde vatandaşların gönlünü ve desteğini kazanmayı başaran Ağdağ, özellikle kararsız seçmenin ortak kararı haline gelmeye başladı.
Vatandaşlar ile yaptığı görüşmelerde, yoğun olarak karşılaştığı sorulardan birinin ittifaka yönelik olduğunu dile getiren Ağdağ, ‘Saadet Partisi olarak, 31 Mart seçimlerinde seçmenin karşısına ittifaksız çıkan tek partiyiz. Bizim bu seçimlerde tek ittifakımız milletle olmuştur. Bu anlamda hedefimiz yerel yönetimlerde milletimizin hasret kaldığı Milli Görüş Belediyeciliğini, yani dürüst bir yönetim ve adaletli hizmet şeklini milletimize sunabilmektir’ dedi
31 Mart seçimlerinin yerel bir seçim olduğu, AKP ve MHP’nin karşılaşacağı ağır kayıpları en aza indirebilmek için adeta genel seçim havasına sokmaya çalıştıklarının vurgusunu yapan Ağdağ, ’17 yıldır bu ülkeyi yönetenler şimdi ‘Beka Meselemiz var!’ diyorlarsa burada durup düşünmek lazım. Bize göre yerel seçimlerin ülkemizin bekasını etkileyecek bir yönü yoktur ve olamaz. Bir belediyenin başka bir siyasi partinin yönetimine geçmesi ile ülkenin bekasının alakası olamaz.
Kaldı ki siz vatandaşlarımızdan aldığımız tepkiler de Erzurum özelinde mevcut belediye yönetiminin işini hakkı ile yapamadığı yönündedir.
Mesele şehri borç batağından çıkarmak ise, mesele yandaşa, ranta, talana rest çekmek ve mesele ‘Dürüst Yönetim ve Adaletli Hizmet’ ise biz buradayız. Ve inşallah sizlerin desteği ile de bu seçimin kazananı olacağız.’ dedi.
Seçim çalışmaları kapsamında Şehir ve Kültür Araştırmaları Derneği’ni de ziyaret eden Atik Ağdağ, ‘STK’lar fikir kaynağı olarak yerel yönetimlerin en önemli sacayaklarından biridir. Bizler kendimizi ne kadar iyi yetiştirmiş ve ne kadar iyi bir ekibe sahip olursak olalım, şehrin dokusunu her anlamda koruyabilmek ve şehrimizi daha iyi bir noktaya taşıyabilmek için STK’larımızın görüşlerine değer vermeli ve yol haritamızı bu fikir ve düşünceler üzerinden oluşturmalıyız.’ dedi.
Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçilmesi halinde yapacağı projelerden bahseden Ağdağ, konuşmasına şöyle devam etti;
‘Bizler şehre dair sosyal ve kültürel faaliyetleri tabi ki STK’lar aracılığı ile ele alacağız. Ancak şuan itibari ile en öncelikli sorunlarımızdan biri işsizlik ve adaletsiz gelir dağılımıdır. Yılın büyük bir kısmını kapalı alanlarda geçiren bir şehirde, üretim alanlarında atacağımız adımlar ile istihdamın önünü açarak işsizliği en aza indirerek toplumuzun gelir seviyesini yükselteceğiz. Bunula birlikte üniversite – esnaf ayağını doğru bir şekilde bir araya getirerek endüstriyel tarım ve markalaşma alanlarında adımlar atacağız. Türkiye’nin en köklü üniversitelerinden birini barındıran bir şehrin, kendi üniversitesinden kopuk bir şekilde kalkınabilmesi zaten düşünülemez.
Belediyeciliğin temeli olan alt yapı ve üst yapı hizmetleri tabi ki bizim doğal hizmetlerimiz olarak devam edecek. Ancak Bir Büyükşehir olarak bize düşen en önemli görevlerden biri şehrin belki de yüz yıl sonraki geleceğine göre bir şehir planlaması yapmak olmalıdır. Bize düşen gün geçtikçe eriyen bir nüfusa sahip olan şehrimize, geriye dönük göçün önünü açacak hamleler olmalıdır.
Bizler bunun farkındayız ve tüm bu planlarımızı bu şehirde yaşayan insanlar ve faaliyet gösteren STK’lar ile birlikte yapacağız.’
Seçim çalışmaları kapsamında görüşme ve konuşma yaptığı yerlerde vatandaşların gönlünü ve desteğini kazanmayı başaran Ağdağ, özellikle kararsız seçmenin ortak kararı haline gelmeye başladı.
Vatandaşlar ile yaptığı görüşmelerde, yoğun olarak karşılaştığı sorulardan birinin ittifaka yönelik olduğunu dile getiren Ağdağ, ‘Saadet Partisi olarak, 31 Mart seçimlerinde seçmenin karşısına ittifaksız çıkan tek partiyiz. Bizim bu seçimlerde tek ittifakımız milletle olmuştur. Bu anlamda hedefimiz yerel yönetimlerde milletimizin hasret kaldığı Milli Görüş Belediyeciliğini, yani dürüst bir yönetim ve adaletli hizmet şeklini milletimize sunabilmektir’ dedi
31 Mart seçimlerinin yerel bir seçim olduğu, AKP ve MHP’nin karşılaşacağı ağır kayıpları en aza indirebilmek için adeta genel seçim havasına sokmaya çalıştıklarının vurgusunu yapan Ağdağ, ’17 yıldır bu ülkeyi yönetenler şimdi ‘Beka Meselemiz var!’ diyorlarsa burada durup düşünmek lazım. Bize göre yerel seçimlerin ülkemizin bekasını etkileyecek bir yönü yoktur ve olamaz. Bir belediyenin başka bir siyasi partinin yönetimine geçmesi ile ülkenin bekasının alakası olamaz.
Kaldı ki siz vatandaşlarımızdan aldığımız tepkiler de Erzurum özelinde mevcut belediye yönetiminin işini hakkı ile yapamadığı yönündedir.
Mesele şehri borç batağından çıkarmak ise, mesele yandaşa, ranta, talana rest çekmek ve mesele ‘Dürüst Yönetim ve Adaletli Hizmet’ ise biz buradayız. Ve inşallah sizlerin desteği ile de bu seçimin kazananı olacağız.’ dedi.
Seçim çalışmaları kapsamında Şehir ve Kültür Araştırmaları Derneği’ni de ziyaret eden Atik Ağdağ, ‘STK’lar fikir kaynağı olarak yerel yönetimlerin en önemli sacayaklarından biridir. Bizler kendimizi ne kadar iyi yetiştirmiş ve ne kadar iyi bir ekibe sahip olursak olalım, şehrin dokusunu her anlamda koruyabilmek ve şehrimizi daha iyi bir noktaya taşıyabilmek için STK’larımızın görüşlerine değer vermeli ve yol haritamızı bu fikir ve düşünceler üzerinden oluşturmalıyız.’ dedi.
Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçilmesi halinde yapacağı projelerden bahseden Ağdağ, konuşmasına şöyle devam etti;
‘Bizler şehre dair sosyal ve kültürel faaliyetleri tabi ki STK’lar aracılığı ile ele alacağız. Ancak şuan itibari ile en öncelikli sorunlarımızdan biri işsizlik ve adaletsiz gelir dağılımıdır. Yılın büyük bir kısmını kapalı alanlarda geçiren bir şehirde, üretim alanlarında atacağımız adımlar ile istihdamın önünü açarak işsizliği en aza indirerek toplumuzun gelir seviyesini yükselteceğiz. Bunula birlikte üniversite – esnaf ayağını doğru bir şekilde bir araya getirerek endüstriyel tarım ve markalaşma alanlarında adımlar atacağız. Türkiye’nin en köklü üniversitelerinden birini barındıran bir şehrin, kendi üniversitesinden kopuk bir şekilde kalkınabilmesi zaten düşünülemez.
Belediyeciliğin temeli olan alt yapı ve üst yapı hizmetleri tabi ki bizim doğal hizmetlerimiz olarak devam edecek. Ancak Bir Büyükşehir olarak bize düşen en önemli görevlerden biri şehrin belki de yüz yıl sonraki geleceğine göre bir şehir planlaması yapmak olmalıdır. Bize düşen gün geçtikçe eriyen bir nüfusa sahip olan şehrimize, geriye dönük göçün önünü açacak hamleler olmalıdır.
Bizler bunun farkındayız ve tüm bu planlarımızı bu şehirde yaşayan insanlar ve faaliyet gösteren STK’lar ile birlikte yapacağız.’