Geçtiğimiz hafta Milli Mücadele ve Erzurum Kongresi’nin 100.yılı etkinlikleri üzerine konferans vermek için Erzurum’a gelen İlber Ortaylı Hoca, konferansının başında Erzurum’u tanımlarken ‘Dönemin Başkenti olabilecek bir şehir…’ tanımlamasını kullandı.
O gün duygularımızı okşayan bu cümle üzerine sonraki günlerde düşündük ve bazı tarihçilerle konuştuk. Onlar da Hoca’nın bu tanımlamasına aynen katıldılar…
Erzurum’la ilgili bu güne kadar birçok tanım yapıldı; ‘Yayladaki Şehir, Anadolu’nun Çatısı, Anadolu’nun Kapısı, Mülk-i İslam’ın Kilidi, Cumhuriyet’i Kuran Şehir…’ gibi.
Şimdi de Türkiye’nin en ünlü tarihçisi; ‘Bulunduğu dönemin Başkenti…’ gibi ifade kullanıyor…
Erzurum’un geçmişine baktığımızda gerçekten tarihte önemli bir misyon üstlenmiş… Anadolu’nun tarih, kültür, bilim, edebiyat ve sanat başkenti olmuş… Ticaret burada şekillenmiş, Uzakdoğu’nun ipek yüklü, baharat yüklü kervanları burada konaklamış ; ticaret ve ikmal yapıp, limana doğru yola çıkmış… Anadolu’nun önemli beyliklerinden Saltuklular’a başkentlik yapmış, Selçuklu’nun önemli merkezi, Osmanlı’nın serhat kenti ve büyük eyalet merkezi olmuş bu şehir…
Anadolu’ya açılan bu kapıdan birçok medeniyet girmiş, çıkmış… Kimisi barış-medeniyet, kimisi savaş ve zulüm getirmiş…
Bu coğrafyanın insanı çok gülmüş ve ağlamış…
***
İlber Hoca’yı dinlerken çoğu zaman da kafamızdan bu düşünceler geçti…
Hoca; ‘dönemin başkenti…’ derken, 1919 yılına gittik…
Erzurum, savaştan çıkmış, yokluk ve yoksulluk kol geziyor…
Bu şehrin Hürriyet âşığı insanı 17 Haziran’da kongre toplamış, bağımsızlık yönünde önemli kararlar almış ve Mustafa Kemal’e davetiye çıkarmış…
Anadolu’daki silahını bırakmayan iki kolordudan birisi bu şehirde ve başında Milli Mücadele yanlısı Kâzım Karabekir Paşa var…
Dahası Anadolu’nun büyük kısmı işgâl altında ve Kadim Şehir Erzurum dim dik ayakta… Paşa’sını büyük bir gururla karşılıyor ,kongre topluyor ve vatanın kurtuluşu yolunda önderlik yapıyor…
***
Düşünüyorum da o dönemde Kongre’ye ve Anadolu’ya başkentlik yapacak başka şehir var mıydı
Hoca, o konferansında başka şeyler de söyledi…
Dedi ki, ‘Şehrinize sahip çıkınız…’
*
Evet, Anadolu coğrafyasına 2000 metreden bakan bu şehir, önemli bir misyon üstlendi…
Bu şehrin insanı ve entelektüeli de bu misyona uygun vizyonla hareket edecektir diye düşünüyorum…
O gün duygularımızı okşayan bu cümle üzerine sonraki günlerde düşündük ve bazı tarihçilerle konuştuk. Onlar da Hoca’nın bu tanımlamasına aynen katıldılar…
Erzurum’la ilgili bu güne kadar birçok tanım yapıldı; ‘Yayladaki Şehir, Anadolu’nun Çatısı, Anadolu’nun Kapısı, Mülk-i İslam’ın Kilidi, Cumhuriyet’i Kuran Şehir…’ gibi.
Şimdi de Türkiye’nin en ünlü tarihçisi; ‘Bulunduğu dönemin Başkenti…’ gibi ifade kullanıyor…
Erzurum’un geçmişine baktığımızda gerçekten tarihte önemli bir misyon üstlenmiş… Anadolu’nun tarih, kültür, bilim, edebiyat ve sanat başkenti olmuş… Ticaret burada şekillenmiş, Uzakdoğu’nun ipek yüklü, baharat yüklü kervanları burada konaklamış ; ticaret ve ikmal yapıp, limana doğru yola çıkmış… Anadolu’nun önemli beyliklerinden Saltuklular’a başkentlik yapmış, Selçuklu’nun önemli merkezi, Osmanlı’nın serhat kenti ve büyük eyalet merkezi olmuş bu şehir…
Anadolu’ya açılan bu kapıdan birçok medeniyet girmiş, çıkmış… Kimisi barış-medeniyet, kimisi savaş ve zulüm getirmiş…
Bu coğrafyanın insanı çok gülmüş ve ağlamış…
***
İlber Hoca’yı dinlerken çoğu zaman da kafamızdan bu düşünceler geçti…
Hoca; ‘dönemin başkenti…’ derken, 1919 yılına gittik…
Erzurum, savaştan çıkmış, yokluk ve yoksulluk kol geziyor…
Bu şehrin Hürriyet âşığı insanı 17 Haziran’da kongre toplamış, bağımsızlık yönünde önemli kararlar almış ve Mustafa Kemal’e davetiye çıkarmış…
Anadolu’daki silahını bırakmayan iki kolordudan birisi bu şehirde ve başında Milli Mücadele yanlısı Kâzım Karabekir Paşa var…
Dahası Anadolu’nun büyük kısmı işgâl altında ve Kadim Şehir Erzurum dim dik ayakta… Paşa’sını büyük bir gururla karşılıyor ,kongre topluyor ve vatanın kurtuluşu yolunda önderlik yapıyor…
***
Düşünüyorum da o dönemde Kongre’ye ve Anadolu’ya başkentlik yapacak başka şehir var mıydı
Hoca, o konferansında başka şeyler de söyledi…
Dedi ki, ‘Şehrinize sahip çıkınız…’
*
Evet, Anadolu coğrafyasına 2000 metreden bakan bu şehir, önemli bir misyon üstlendi…
Bu şehrin insanı ve entelektüeli de bu misyona uygun vizyonla hareket edecektir diye düşünüyorum…