
Erzurum'da horlama ve uykuda solunum sıkıntısı gibi şikayetlerin tedavi edildiği Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi'ndeki Uyku Laboratuvarı, yenilenen modern altyapısıyla hizmete açıldı. 2005 yılından beri faaliyette olan laboratuvarda, uyku apnesi, horlama, gündüz uyuklama hali ve uykuda boğulma gibi şikayetleri olanlara gecelik uyku testi yapılıyor. Erzurum'un yanı sıra çevre illerden de hastaların kabul edildiği ve uyku testi yapılan laboratuvara gelenlerin tek isteği ise sağlıklı bir uykuya kavuşmak.

Tek isteği sağlığına kavuşmak
Ağrı’dan Erzurum’a tedavi olmak için gelen 52 yaşındaki Sait Balkis de uykusuzluk problemi ile mücadele için laboratuvara başvuranlardan. 15 yıldır uyku uyuyamadığını ifade eden Balkis, uyku apnesi teşhisi aldıktan sonra şifa bulmak için uyku laboratuvarına gelen hastalardan sadece birisi. Tedavi olup sağlığına kavuşmak isteyen Balkis ’in tek isteği ise rahat bir uyku çekmek.

Hafta içi her gün hasta kabul ettiklerini kaydeden Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Uyku Laboratuvarı sorumlusu Prof. Dr. Ömer Araz, pek çok farklı hastalığa şifa olduklarını ifade etti.
Uyku laboratuvarının ana bilim dallarına göre farklı bölümlere ayrıldığını da aktaran Araz sözlerini şöyle sürdürdü: “Buraya gelen hastalarımızın yüzde 40’ı göğüs hastalıkları, diğer yüzde 40’ı ise nöroloji ve geri kalan yüzde 20’lik kısım ise psikiyatri ve kulak burun boğazdan oluşuyor. Türkiye genelinde ise genellikle uyku problemi yaşayan hastalara göğüs hastalıkları ve nöroloji bakıyor. Göğüs hastalıkları bölümü genellikle uykuda solunum bozukluklarına, nöroloji bölümü ise uykuda yaşanan nörolojik rahatsızlıklara, sara hastalığına bakıyor. Uykusuzluk yaşayan hastalarla ise genellikle psikoloji bölümü bakıyor.”

Gece boyunca izleniyorlar
Uyku laboratuvarına başvuran bir hasta için sürecin nasıl ilerlediğini de anlatan Araz, “İlk önce hastaların şikayetleri için ilgili bölüme başvurmalarıyla başlıyor. Doktor muayenesinin ardından burada teşhis amaçlı MR ya da tomografi çekiliyor. Poliklinikteki doktor hastaya bakıyor.
Şikayetler arasında horlama, tanıklı apne, uykusuzluk gibi şikayetler varsa buraya yönlendiriyor. Uyku laboratuvarına gönderilen hastaların uygun bir zamanda buraya yatışları yapılıyor. Yapılan testler ve analizlerden sonra tedavi amaçlı bir gün yatışları yapılıyor. Genellikle akşam saatlerine doğru hastaların yatışı yapılıyor. Gerekli işlemlerin ardından ise uykuya geçmeleri sağlanıyor. Hastalar gece boyunca da izleniyorlar. Yapılan analizlerin ardından da gerekli teşhis ve tedavi adımına geçiliyor. Gerekli görülen hastalara da evde kullanmaları için makine öneriyoruz. Bu sayede şikayetlerinden köklü bir şekilde kurtulmuş oluyorlar” diye konuştu.

Yüzde 95 oranında başarı
Uyku laboratuvarında 4 teknisyen ve bir sorumlu hekim olarak çalıştıklarını kaydeden Araz, “Sadece kendi teşhis koyduklarımız değil diğer bölümlerden de hastalar gelebiliyor. Örneğin kardiyolojiden bir doktor tedaviye dirençli tansiyon ve şeker hastalarını da bize gönderebiliyor. Bu tarz hastalarla da ilgileniyoruz. Genellikle buraya gelen hastalarımız yüzde 95 oranında kesin sonuç alıyorlar. Fakat hastalarımız evde tedavilerine özen gösterip devam ettirmedikleri için uyum olarak oran yüzde 50 civarında oluyor. 2005 yılından beri faaliyet gösteren birimimizde ise şu ana kadar 7 bin 500 hasta baktık. Uyku laboratuvarımızda ise aynı anda üç hastayı uyutabiliyoruz” dedi.

Belirtilere dikkat!
Laboratuvara uyku apnesi şikayetiyle başvuranların da olduğunu kaydeden Araz, “Bu rahatsızlık uyku esnasında kişide, üst hava yolundaki kısmi veya tam tıkanıklıklara bağlı olarak ortaya çıkar. Sadece yetişkinlerde değil, çocuklarda da görülebilir. Uyku apne sendromu olan kişide horlama, 3-4 kat daha fazla, çok kaba ve gürültülü şekilde gerçekleşir. Horlamanın yanı sıra nefes darlığı, sık sık iç çekme, el kol hareketleriyle çırpınarak uyanmaya çalışma, sık ve uzun süreli solunum durmaları, sabah yorgun uyanmak da uyku apne sendromu yaşayan kişilerde görülür” ifadelerine yer verdi.

Şifa bulmak için Erzurum’a geldi
Ağrı’dan Erzurum’a tedavi olmak için gelen 52 yaşındaki Sait Balkis de, uykusuzluk problemi ile mücadele eden isimlerden. 3 çocuk babası Balkis, 15 yıldır uyku uyuyamadığını ifade ederek hastalığını şöyle anlatıyor: “Yıllardır doğru dürüst uyuyamıyorum, boğularak uyanıyorum ve gece sürekli uykumdan uyanıyorum. Sabahları ise çok yorgun uyanıyorum. İş makinesi kullanıyorum ve artık uykusuzluk problemi beni işimde çok zorlamaya başladı. Daha önce de buraya gelip bu merkezde uyumaya çalışmıştım bu üçüncü gelişim. Uyku apnesi teşhisi aldım. Bir an sağlığıma kavuşup, rahat bir uyku çekmek istiyorum.”

Gelen sinyaller kaydediliyor
Birimde sorumlu teknik personel olarak çalışan Mesut Çakıcı ise hastaları uyku öncesi hazırlayan ekipten. Çakıcı, akşam saatlerinde laboratuvara gelerek yatış yapan hastalarla ilgilendiğini ifade ederek, “Hastalarımızı uykuya hazırladıktan sonra yataklarına yatırıp uykuya geçmelerini bekliyoruz. Bu süreci de odalarda bulunan kameralardan takip ediyoruz. Herhangi bir problemde ise direkt müdahale edebiliyoruz. Uykuları boyunca onları takip edip gelen sinyalleri kaydediyoruz. Bağlamış olduğumuz kablolar ile hastanın uykuya dalıp dalmadığını, uyku apnesinin olup olmadığını tespit ediyoruz” dedi.
Şeyma TAHİR