
Ermeni sorununun arka planı
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Güvenlik Dış Politikalar Kurulu Üyesi Prof. Dr. Seyit Sertçelik Erzurum’da katıldığı konferansta Ermeni sorununun 1915’ten çok daha öncesine dayandığını söyledi.
Manolya BULUT-PUSULA
İbrahim Erkal Dadaş Kültür ve Sanat Merkezi’nde konferansa katılan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Güvenlik Dış Politikalar Kurulu Üyesi Prof. Dr. Seyit Sertçelik, “Ermeni sorunu bağlamında 1915’e kilitlenmiş durumdayız. Çok da doğru yaptığımızı zannetmiyorum. 1915 bir sonuç. Sonuca bakmadan önce Ermeni meselesinin tarihinin arka planının aydınlatılması gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Kayıplarına bir sıfır eklerler
Ermenilerin kendilerine aşık bir millet olarak nitelendirildiğini söyleyen Sertçelik, “Her milletin kendi etnik özelliği ile gurur duyması son derece normal ama Ermenilerde ileri aşamada. Bazı Ermeni yazarların ifadesi ile ‘Ermeniler kendilerine âşık bir millet’. Bir Rus şiirinde şöyle bir ifade var. ‘Yan koğuşta yatmaktayım, yanda bir Ermeni bağırmakta.’ Bu bağırmakta ifadesini biraz irdeleyecek olursak şunu anlamamız gerekiyor. Ermeniler yerli yersiz herhangi bir gerekçe olmadan şikâyet etmeye yakınlar. 19. yy da Rus diplomatların ve istihbaratçıların çok enteresan bir ifadesi vardır. Anadolu’daki Ermeni isyanları döneminde, Ermenilerin kayıp sayılarına bir sıfır eklediğini yazarlar. Bir çatışma anında Ermeniler kayıp verdiğinde 100 kişi öldüyse bir sıfır ekleyerek bin kişi olarak yazarlar” ifadelerini kullandı.

Devlet kurmaya çabalamışlar
Ermeni sorununun 1915 öncesine dayandığını belirten Sertçelik, “Ermeni sorunu bağlamında 1915’e kilitlenmiş durumdayız. Çok da doğru yaptığımızı zannetmiyorum. 1915 bir sonuç. Sonuca bakmadan önce Ermeni meselesinin tarihinin arka planının aydınlatılması gerektiğini düşünüyorum. Rus arşivlerinde uzun yıllar belgeler üzerinde çalıştım. Dönemin büyük devletlerin Rus dışişleri ile yaptıkları yazışmalar da var. Anadolu topraklarında Ermeni devleti kurmak için verilen mücadeleye bakmak gerekiyor. 1678 yılında İran’da yaşayan Ermenilerin hatırı sayılır bir nüfusları var. Orada da bir Ermeni devleti kurmak için çabalamışlar” diye konuştu.
Osmanlı’nın hoşgörüsü
Osmanlı Devleti’nin hoşgörüsünün suiistimal edildiğini aktaran Sertçelik, “1820’li yıllarda Osmanlı hoşgörülü bir devlet olması hasebiyle bu savaş döneminde Ermenilerce katledilen binlerce Müslüman olayını adeta görmezlikten gelmiş, hatta bunun savaş esnasında yol kazası olduğunu addetmiş. Ülkeden ayrılmak isteyen 90bin civarındaki Ermeni vatandaşını affetme yoluna giderek vazgeçirmeye çalışmış. Ancak Ermeniler kendilerinden öç alınacağı düşüncesiyle ülkeden ayrılmışlardır” diye kaydetti.
Erzurum’dan 100 bin Ermeni gitmiş
Bölgeden toplamda 500 bin civarında Ermeni’nin sağ salim göç ettiğini vurgulayan Sertçelik şunları söyledi; “1915 yılının başında Erzurum’dan 100 bin Ermeni’nin Rus topraklarına göç ettiğini görüyoruz. Çevre vilayetlerle birlikte bölgeden Rus topraklarına göç edenlerin sayısı ise resmi kayıtlara göre 360 bin kişi. Hepsi de sağ salim göç etmiş. Bir de İran’a giden ve savaştan önce Rusya’ya çalışmak için gidenler var. Yaklaşık 500 bin civarında Ermeni’nin göç ettiği sonucunu çıkarabiliriz. Erivan merkezde açlıktan ve salgın hastalıklardan 40 bini hayatını kaybeder. Fakat Ermeni tarihçileri bunları bile sözde soykırıma katmayı iyi bilirler.”
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Güvenlik Dış Politikalar Kurulu Üyesi Prof. Dr. Seyit Sertçelik Erzurum’da katıldığı konferansta Ermeni sorununun 1915’ten çok daha öncesine dayandığını söyledi.
Manolya BULUT-PUSULA
İbrahim Erkal Dadaş Kültür ve Sanat Merkezi’nde konferansa katılan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Güvenlik Dış Politikalar Kurulu Üyesi Prof. Dr. Seyit Sertçelik, “Ermeni sorunu bağlamında 1915’e kilitlenmiş durumdayız. Çok da doğru yaptığımızı zannetmiyorum. 1915 bir sonuç. Sonuca bakmadan önce Ermeni meselesinin tarihinin arka planının aydınlatılması gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Kayıplarına bir sıfır eklerler
Ermenilerin kendilerine aşık bir millet olarak nitelendirildiğini söyleyen Sertçelik, “Her milletin kendi etnik özelliği ile gurur duyması son derece normal ama Ermenilerde ileri aşamada. Bazı Ermeni yazarların ifadesi ile ‘Ermeniler kendilerine âşık bir millet’. Bir Rus şiirinde şöyle bir ifade var. ‘Yan koğuşta yatmaktayım, yanda bir Ermeni bağırmakta.’ Bu bağırmakta ifadesini biraz irdeleyecek olursak şunu anlamamız gerekiyor. Ermeniler yerli yersiz herhangi bir gerekçe olmadan şikâyet etmeye yakınlar. 19. yy da Rus diplomatların ve istihbaratçıların çok enteresan bir ifadesi vardır. Anadolu’daki Ermeni isyanları döneminde, Ermenilerin kayıp sayılarına bir sıfır eklediğini yazarlar. Bir çatışma anında Ermeniler kayıp verdiğinde 100 kişi öldüyse bir sıfır ekleyerek bin kişi olarak yazarlar” ifadelerini kullandı.

Devlet kurmaya çabalamışlar
Ermeni sorununun 1915 öncesine dayandığını belirten Sertçelik, “Ermeni sorunu bağlamında 1915’e kilitlenmiş durumdayız. Çok da doğru yaptığımızı zannetmiyorum. 1915 bir sonuç. Sonuca bakmadan önce Ermeni meselesinin tarihinin arka planının aydınlatılması gerektiğini düşünüyorum. Rus arşivlerinde uzun yıllar belgeler üzerinde çalıştım. Dönemin büyük devletlerin Rus dışişleri ile yaptıkları yazışmalar da var. Anadolu topraklarında Ermeni devleti kurmak için verilen mücadeleye bakmak gerekiyor. 1678 yılında İran’da yaşayan Ermenilerin hatırı sayılır bir nüfusları var. Orada da bir Ermeni devleti kurmak için çabalamışlar” diye konuştu.
Osmanlı’nın hoşgörüsü
Osmanlı Devleti’nin hoşgörüsünün suiistimal edildiğini aktaran Sertçelik, “1820’li yıllarda Osmanlı hoşgörülü bir devlet olması hasebiyle bu savaş döneminde Ermenilerce katledilen binlerce Müslüman olayını adeta görmezlikten gelmiş, hatta bunun savaş esnasında yol kazası olduğunu addetmiş. Ülkeden ayrılmak isteyen 90bin civarındaki Ermeni vatandaşını affetme yoluna giderek vazgeçirmeye çalışmış. Ancak Ermeniler kendilerinden öç alınacağı düşüncesiyle ülkeden ayrılmışlardır” diye kaydetti.
Erzurum’dan 100 bin Ermeni gitmiş
Bölgeden toplamda 500 bin civarında Ermeni’nin sağ salim göç ettiğini vurgulayan Sertçelik şunları söyledi; “1915 yılının başında Erzurum’dan 100 bin Ermeni’nin Rus topraklarına göç ettiğini görüyoruz. Çevre vilayetlerle birlikte bölgeden Rus topraklarına göç edenlerin sayısı ise resmi kayıtlara göre 360 bin kişi. Hepsi de sağ salim göç etmiş. Bir de İran’a giden ve savaştan önce Rusya’ya çalışmak için gidenler var. Yaklaşık 500 bin civarında Ermeni’nin göç ettiği sonucunu çıkarabiliriz. Erivan merkezde açlıktan ve salgın hastalıklardan 40 bini hayatını kaybeder. Fakat Ermeni tarihçileri bunları bile sözde soykırıma katmayı iyi bilirler.”
