Orada ‘yıldız’ bir ülke var: ÖZBEKİSTAN Bizim ülkemiz; kardeşimiz…
M.Talât Uzunyaylalı, Özbekistan’ı PUSULA için yazdı…
Özbekistan Hakkında Genel Bilgiler:
Özbekistan Orta Asya’nın merkezindeki ışığı her geçen gün daha da kuvvetli parlayan kadim bir Türk ve İslam yurdu. Jeostratejik konumu, köklü tarihi, zengin kültürel değerleri ve ekonomik potansiyeliyle Orta Asya’nın cazibe merkezi bir ülkesi. Yüz ölçümü Türkiye’nin yarısından birazcık fazla: 447,4 bin kilometre kare.
Özbekistan’da siyasi ve idari yapı
Özbekistan, Başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Bir de Ali Meclis’i var; Senato ve Yasama Meclisinden ibaret. Yürütmenin başındaki Cumhurbaşkanı yasama ve yargıyı da kontrol ediyor. Özbekistan’ı, bağımsızlığını kazandığı 1991 yılından 2016 yılına kadar İslam Kerimov yönetti. Kerimov’un 2 Eylül 2016 tarihinde hayatını kaybetmesi üzerine yapılan seçimlerde oyların yüzde 88’ni alan Şevket Mirziyoyev halen ülkenin Cumhurbaşkanı. Mirziyoyev yönetimindeki Özbekistan, komşularıyla ilişkilerinde olumlu bir gündem izliyor. Batıda ve kuzeyde Kazakistan, güneyde Afganistan, güneybatıda Türkmenistan, doğuda Kırgızistan ve güneydoğuda Tacikistan ile komşu olan Özbekistan, başta Afganistan olmak üzere, bölgesel iş birliğinde sorumluluk üstlenen bir ülke. Biz Taşkent’teyken Afganistan Cumhurbaşkanı Özbekistan’ı ziyaret ediyordu. Öte yandan Özbekistan, ‘Türk Konseyi’nin 14 Ekim 2019 tarihinden beri aktif bir üyesi.
Özbekistan idari yapı itibariyle on iki bölgeye ayrılmış durumda. Bir de bir nevi özerk Karakalpakistan Cumhuriyetine sahip.
Özbekistan’ın nüfusu
Nüfus önemli tabii… çünkü nüfuz biraz da nüfusa bağlı, bilhassa yetişmiş genç nüfusa. Özbekistan gençleşmesi ve eğitim kalitesi artmaya devam eden bir ülke. Nüfusu mu ne kadar? 34 milyonu aşmış durumda. 2050’ye kadar 50 milyona ulaşmaları bekleniyor.
Özbekistan’da ünlü şehirler
Orta Asya’nın en ünlü şehirleri Özbekistan’da denilse yeri var. Başkent Taşkent (Rakımı 700 m.), Semerkant (Rakımı: 450 m.), Buhara (Rakım: 250 m. civarında) ve Hiva gibi şehirler, Türk tarihini ve İslamı soluyan ve solutan şehirler. Daha nice güzel şehirleri var Özbekistan’ın: Termez, Kokand, Fergana, Muynak, Nemengân, Endican, Nukus… Ancak biz hepsini gezemedik tabi.
Özbekistan coğrafyası
Taşkent’ten hızlı tirenle Semerkand ve Buhara’ya kadar gittik. Yolun her iki yakası A sınıfı bereket fışkıran ve göz alabildiğine uzayan bir tarım arazisiydi. Köy diyebileceğimiz yerleşim bölgeleri ise tek katlı amaca uygun ve oldukça derli toplu yapılardan oluşuyor. Evlerin önünden başlayıp ekin tarlaları, pirinç ve pamuk tarlaları, bostanlar… yüzlerce kilometre boyunca uzanıyordu. Seyrettiğimiz arazı sulu tarım yapılan bir araziydi. Salt bir ova da değildi gördüğümüz; ağaçlı ve meyveli bir tarım arazisi… Beşte dördü düzlük alanlardan oluşan ülkenin özellikle orta ve kuzeybatı kesimlerinde her türlü tarım yapılıyormuş. Pamuk, buğday ve pirinç en çok üretilen tarım ürünleri arasında yer alıyor.
Özbekistan’ın iki ünlü nehri ki, -Orta Asya’nın en büyük iki nehridir-, Amuderya ve Sirideryadır. Bu nehirler, Özbekistan’ın can damarıdır, ovalar bu nehirlerin sularıyla sulanmakta.
Tanrı dağları (Tien Şan) ile Pamir dağlarının batı uzantılarının meydana getirdiği dağlık alanlar ülkenin güneydoğusunda yer alıyor. Buhara ve Semerkand’da pek dağ yahut yükselti görmedik, hep düzlük, hep ova, fakat Taşkent’in arazisi yükseltilere sahipti ve şehrin ufkuna doğru fazla yüksek olmayan dağlar göze çarpıyordu. Üç şehrin havası da bize oldukça latif geldi.
Özbekistan’ın en yüksek dağı Adelunga zirvesi; rakımı 4301 metre. Özbekistan’ın gölleri de var tabii. Ünlüleri Sarıkamış, Aydar ve Aral’dır. Aral, maalesef, Sovyet emperyalizmince zalimce kullanılan ve yok edilen bir göl. Şimdi Aral’a komşu ülkeler, kıyısından köşesinden, bir şeyleri kurtarmaya çalışıyor.
Özbekistan’ın başlıca geçim kaynaklarından biri de hayvancılık. Geniş ovalarında ve bozkırlarda epey sürüye denk geldik. Koyun, bilhassa karakul koyunu yetiştiriciliği ve buna bağlı astragan üretimi ve ihracatı büyük önem taşıyormuş.
Özbekistan iklimi
Özbekistan’da iklim bir harika: Kışları bir hoş ılıman, yazlarıysa bir hoş sıcak. ‘Bir hoş havalar’, bize mi denk geldi bilemem: Buhara’da biraz ısındık, ama Semerkand ve Taşkent’te tatlı bir esinti ve parçalı bulutlu güzel bir havada ziyaretlerimizi gerçekleştirdik. Hele Taşkent’te, 17 Temmuz 2021 günü, hava iyice serinledi, gömleğimin üzerine bir gömlek daha giyindim, gece de oteldeki odamın klimasını kapattım. Ertesi günün serin sabahının saat altısında Türkiye’ye dönmek üzere bizi hava alanına götüren taksici sualim üzerine, ‘hava hep böyle serin olmaz, on gün sonra Taşkent’te 45 derece sıcaklıkları da görürüz!’ dedi. Demek oluyor ki, 15 Temmuz–31 Ağustos tarihlerinde Özbekistan’a gideceklerin sıcak havalara karşı dikkatli olması gerekir.
Altını bol bir ülke
Özbekistan yer altı zenginlikleri bakımından şanslı bir ülke. Doğalgaz, altın, petrol, uranyum ve kömür gibi madenlere sahip. Özbekistan dünyanın önde gelen altın üreticisi ülkelerinden. Pamuktan sonra ikinci ihracat ürünü altın. Kızılkum çölündeki Muruntau altın madeni sadece Özbekistan’ın değil dünyanın en önemli altın madeni.
Buhara Petrol Rafinerisi ve Fergana petrol tesisleriyse ülke için büyük değer taşıyor. Ne var ki, petrol hiç de ucuz değil. Bir litre benzin nerdeyse Türkiye’deki benzin fiyatıyla aynı.
Özbekistan’da sanayi
Ülkede tarım ürünleri ve zengin yer altı kaynaklarına bağlı çeşitli sanayi kolları gelişmiş. Bunların başında tarım ve tekstil makineleri, çeşitli kimyasallar, gaz, metalürji, gıda ve otomobil sektörleri geliyor. Taşkent makine, gıda, otomotiv; Semerkant ve Fergana tekstil, petrol, kimya, gübre; Endican ve Nemengân tekstil, makine, kimya, elektronik ve petrol sanayiinin toplandığı başlıca merkezler. Orta Asya’nın en büyük tekstil fabrikası ve tek uçak fabrikası ise Taşkent’te. Taşkent civarındaki Bekâbâd demir çelik tesisleri de yine önemli sanayi kuruluşlarından biri. Bu ekonomik etkinliklere bağlı olarak ülkenin dış ticareti gelişme yolunda. Özbekistan Amerika’nın chevrolet marka otomobilin de bir üretim merkezi. Chevrolet, Özbekistan’ın milli otomobili gibi. Fiyatını da sorduk: Özbekistanda chevrolet araçlar 8-12 bin dolar aralığında satılıyor. El sanatları da Özbek şehirlerinde yıldızı parlayan bir işkolu durumunda.
Özbekistan türkçesi ve alfabe
Nece konuşuyorlar? Tabi ki Türkçe. Ülkenin resmi dil Özbek Türkçesi. Seksen yıl esaret altında kaldığından bu ülkede Rusçayı da bilmeyen yok. Farsçaya aşinalıkları ise yerli yerinde. Zaten Özbek Türkçesinin ses akustiği Farsçayı kuvvetli şekilde anımsatıyor. Türkçeyi ifade ederken Kiril alfabesini kullanıyorlar. Şehirlerdeki tüm tabelalar, yönlendirme levhaları Kiril alfabesiyle yazılmış. Latin alfabesine geçilmiş geçilmesine, -hatta okullarda Latin alfabesine göre eğitim veriliyormuş-, ne var ki, Latin alfabesinin çarşıda-sokakta görünürlüğü henüz tam anlamıyla gerçekleşmemiş durumda. Özbekistan’da İngilizce, Arapça gibi dillere aşinalığı olan insan sayısı da azımsanmayacak ölçüde. Özbekistan’da dil konusu şöyle özetlenebilir: Her Özbek birden fazla dili rahatlıkla konuşmaktadır.
Din ve laiklik
Özbekistan, Türkiye ve diğer Türkî cumhuriyetler gibi laik bir ülke. Fakat yine kaynakların beyanına göre nüfusunun çoğunluğu (yüzde 90) Sünni İslam'ı kabul etmiş durumda. Hiçbir şehrinde, eskiden kalma medrese ve mescitler dışında, minareli cami pek göremedik. Anadolu şehirlerinde camiler ve minareler kentlerimizin siluetlerini belirlerken böyle bir manzarayı çağdaş Özbekistan’da görmek mümkün değildir. Her mahallede mescit olduğu ifade edildi. Buhara’da kaldığımız otele yakın bir mescitte öğlen namazı kıldık, vakit ezanını caminin içinde okuyorlar, ezan sesini dışarı vermek yasak olmalı. Taşkent’te Cuma namazını, 1 Ekim 2014 tarihinde, yine böyle bir Kurban Bayramı arifesinde hizmete açılan Minor Camiinde kıldık. Ak Cami de denilen mabet, Başkent’in hatta rivayet o yönde ki, ülkenin en modern camisi. Covid–19 nedeniyle olmalı, Cuma namazı caminin içinde değil de dışında, avlularında ve bahçelerinde kılındı. Cemaatin çoğunluğunun gençlerden ve orta yaşlı insanlardan oluşması mutluluk vericiydi.
Devamı gelecek.
M.Talât Uzunyaylalı, Özbekistan’ı PUSULA için yazdı…
Özbekistan Hakkında Genel Bilgiler:
Özbekistan Orta Asya’nın merkezindeki ışığı her geçen gün daha da kuvvetli parlayan kadim bir Türk ve İslam yurdu. Jeostratejik konumu, köklü tarihi, zengin kültürel değerleri ve ekonomik potansiyeliyle Orta Asya’nın cazibe merkezi bir ülkesi. Yüz ölçümü Türkiye’nin yarısından birazcık fazla: 447,4 bin kilometre kare.
Özbekistan’da siyasi ve idari yapı
Özbekistan, Başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Bir de Ali Meclis’i var; Senato ve Yasama Meclisinden ibaret. Yürütmenin başındaki Cumhurbaşkanı yasama ve yargıyı da kontrol ediyor. Özbekistan’ı, bağımsızlığını kazandığı 1991 yılından 2016 yılına kadar İslam Kerimov yönetti. Kerimov’un 2 Eylül 2016 tarihinde hayatını kaybetmesi üzerine yapılan seçimlerde oyların yüzde 88’ni alan Şevket Mirziyoyev halen ülkenin Cumhurbaşkanı. Mirziyoyev yönetimindeki Özbekistan, komşularıyla ilişkilerinde olumlu bir gündem izliyor. Batıda ve kuzeyde Kazakistan, güneyde Afganistan, güneybatıda Türkmenistan, doğuda Kırgızistan ve güneydoğuda Tacikistan ile komşu olan Özbekistan, başta Afganistan olmak üzere, bölgesel iş birliğinde sorumluluk üstlenen bir ülke. Biz Taşkent’teyken Afganistan Cumhurbaşkanı Özbekistan’ı ziyaret ediyordu. Öte yandan Özbekistan, ‘Türk Konseyi’nin 14 Ekim 2019 tarihinden beri aktif bir üyesi.
Özbekistan idari yapı itibariyle on iki bölgeye ayrılmış durumda. Bir de bir nevi özerk Karakalpakistan Cumhuriyetine sahip.
Özbekistan’ın nüfusu
Nüfus önemli tabii… çünkü nüfuz biraz da nüfusa bağlı, bilhassa yetişmiş genç nüfusa. Özbekistan gençleşmesi ve eğitim kalitesi artmaya devam eden bir ülke. Nüfusu mu ne kadar? 34 milyonu aşmış durumda. 2050’ye kadar 50 milyona ulaşmaları bekleniyor.
Özbekistan’da ünlü şehirler
Orta Asya’nın en ünlü şehirleri Özbekistan’da denilse yeri var. Başkent Taşkent (Rakımı 700 m.), Semerkant (Rakımı: 450 m.), Buhara (Rakım: 250 m. civarında) ve Hiva gibi şehirler, Türk tarihini ve İslamı soluyan ve solutan şehirler. Daha nice güzel şehirleri var Özbekistan’ın: Termez, Kokand, Fergana, Muynak, Nemengân, Endican, Nukus… Ancak biz hepsini gezemedik tabi.
Özbekistan coğrafyası
Taşkent’ten hızlı tirenle Semerkand ve Buhara’ya kadar gittik. Yolun her iki yakası A sınıfı bereket fışkıran ve göz alabildiğine uzayan bir tarım arazisiydi. Köy diyebileceğimiz yerleşim bölgeleri ise tek katlı amaca uygun ve oldukça derli toplu yapılardan oluşuyor. Evlerin önünden başlayıp ekin tarlaları, pirinç ve pamuk tarlaları, bostanlar… yüzlerce kilometre boyunca uzanıyordu. Seyrettiğimiz arazı sulu tarım yapılan bir araziydi. Salt bir ova da değildi gördüğümüz; ağaçlı ve meyveli bir tarım arazisi… Beşte dördü düzlük alanlardan oluşan ülkenin özellikle orta ve kuzeybatı kesimlerinde her türlü tarım yapılıyormuş. Pamuk, buğday ve pirinç en çok üretilen tarım ürünleri arasında yer alıyor.
Özbekistan’ın iki ünlü nehri ki, -Orta Asya’nın en büyük iki nehridir-, Amuderya ve Sirideryadır. Bu nehirler, Özbekistan’ın can damarıdır, ovalar bu nehirlerin sularıyla sulanmakta.
Tanrı dağları (Tien Şan) ile Pamir dağlarının batı uzantılarının meydana getirdiği dağlık alanlar ülkenin güneydoğusunda yer alıyor. Buhara ve Semerkand’da pek dağ yahut yükselti görmedik, hep düzlük, hep ova, fakat Taşkent’in arazisi yükseltilere sahipti ve şehrin ufkuna doğru fazla yüksek olmayan dağlar göze çarpıyordu. Üç şehrin havası da bize oldukça latif geldi.
Özbekistan’ın en yüksek dağı Adelunga zirvesi; rakımı 4301 metre. Özbekistan’ın gölleri de var tabii. Ünlüleri Sarıkamış, Aydar ve Aral’dır. Aral, maalesef, Sovyet emperyalizmince zalimce kullanılan ve yok edilen bir göl. Şimdi Aral’a komşu ülkeler, kıyısından köşesinden, bir şeyleri kurtarmaya çalışıyor.
Özbekistan’ın başlıca geçim kaynaklarından biri de hayvancılık. Geniş ovalarında ve bozkırlarda epey sürüye denk geldik. Koyun, bilhassa karakul koyunu yetiştiriciliği ve buna bağlı astragan üretimi ve ihracatı büyük önem taşıyormuş.
Özbekistan iklimi
Özbekistan’da iklim bir harika: Kışları bir hoş ılıman, yazlarıysa bir hoş sıcak. ‘Bir hoş havalar’, bize mi denk geldi bilemem: Buhara’da biraz ısındık, ama Semerkand ve Taşkent’te tatlı bir esinti ve parçalı bulutlu güzel bir havada ziyaretlerimizi gerçekleştirdik. Hele Taşkent’te, 17 Temmuz 2021 günü, hava iyice serinledi, gömleğimin üzerine bir gömlek daha giyindim, gece de oteldeki odamın klimasını kapattım. Ertesi günün serin sabahının saat altısında Türkiye’ye dönmek üzere bizi hava alanına götüren taksici sualim üzerine, ‘hava hep böyle serin olmaz, on gün sonra Taşkent’te 45 derece sıcaklıkları da görürüz!’ dedi. Demek oluyor ki, 15 Temmuz–31 Ağustos tarihlerinde Özbekistan’a gideceklerin sıcak havalara karşı dikkatli olması gerekir.
Altını bol bir ülke
Özbekistan yer altı zenginlikleri bakımından şanslı bir ülke. Doğalgaz, altın, petrol, uranyum ve kömür gibi madenlere sahip. Özbekistan dünyanın önde gelen altın üreticisi ülkelerinden. Pamuktan sonra ikinci ihracat ürünü altın. Kızılkum çölündeki Muruntau altın madeni sadece Özbekistan’ın değil dünyanın en önemli altın madeni.
Buhara Petrol Rafinerisi ve Fergana petrol tesisleriyse ülke için büyük değer taşıyor. Ne var ki, petrol hiç de ucuz değil. Bir litre benzin nerdeyse Türkiye’deki benzin fiyatıyla aynı.
Özbekistan’da sanayi
Ülkede tarım ürünleri ve zengin yer altı kaynaklarına bağlı çeşitli sanayi kolları gelişmiş. Bunların başında tarım ve tekstil makineleri, çeşitli kimyasallar, gaz, metalürji, gıda ve otomobil sektörleri geliyor. Taşkent makine, gıda, otomotiv; Semerkant ve Fergana tekstil, petrol, kimya, gübre; Endican ve Nemengân tekstil, makine, kimya, elektronik ve petrol sanayiinin toplandığı başlıca merkezler. Orta Asya’nın en büyük tekstil fabrikası ve tek uçak fabrikası ise Taşkent’te. Taşkent civarındaki Bekâbâd demir çelik tesisleri de yine önemli sanayi kuruluşlarından biri. Bu ekonomik etkinliklere bağlı olarak ülkenin dış ticareti gelişme yolunda. Özbekistan Amerika’nın chevrolet marka otomobilin de bir üretim merkezi. Chevrolet, Özbekistan’ın milli otomobili gibi. Fiyatını da sorduk: Özbekistanda chevrolet araçlar 8-12 bin dolar aralığında satılıyor. El sanatları da Özbek şehirlerinde yıldızı parlayan bir işkolu durumunda.
Özbekistan türkçesi ve alfabe
Nece konuşuyorlar? Tabi ki Türkçe. Ülkenin resmi dil Özbek Türkçesi. Seksen yıl esaret altında kaldığından bu ülkede Rusçayı da bilmeyen yok. Farsçaya aşinalıkları ise yerli yerinde. Zaten Özbek Türkçesinin ses akustiği Farsçayı kuvvetli şekilde anımsatıyor. Türkçeyi ifade ederken Kiril alfabesini kullanıyorlar. Şehirlerdeki tüm tabelalar, yönlendirme levhaları Kiril alfabesiyle yazılmış. Latin alfabesine geçilmiş geçilmesine, -hatta okullarda Latin alfabesine göre eğitim veriliyormuş-, ne var ki, Latin alfabesinin çarşıda-sokakta görünürlüğü henüz tam anlamıyla gerçekleşmemiş durumda. Özbekistan’da İngilizce, Arapça gibi dillere aşinalığı olan insan sayısı da azımsanmayacak ölçüde. Özbekistan’da dil konusu şöyle özetlenebilir: Her Özbek birden fazla dili rahatlıkla konuşmaktadır.
Din ve laiklik
Özbekistan, Türkiye ve diğer Türkî cumhuriyetler gibi laik bir ülke. Fakat yine kaynakların beyanına göre nüfusunun çoğunluğu (yüzde 90) Sünni İslam'ı kabul etmiş durumda. Hiçbir şehrinde, eskiden kalma medrese ve mescitler dışında, minareli cami pek göremedik. Anadolu şehirlerinde camiler ve minareler kentlerimizin siluetlerini belirlerken böyle bir manzarayı çağdaş Özbekistan’da görmek mümkün değildir. Her mahallede mescit olduğu ifade edildi. Buhara’da kaldığımız otele yakın bir mescitte öğlen namazı kıldık, vakit ezanını caminin içinde okuyorlar, ezan sesini dışarı vermek yasak olmalı. Taşkent’te Cuma namazını, 1 Ekim 2014 tarihinde, yine böyle bir Kurban Bayramı arifesinde hizmete açılan Minor Camiinde kıldık. Ak Cami de denilen mabet, Başkent’in hatta rivayet o yönde ki, ülkenin en modern camisi. Covid–19 nedeniyle olmalı, Cuma namazı caminin içinde değil de dışında, avlularında ve bahçelerinde kılındı. Cemaatin çoğunluğunun gençlerden ve orta yaşlı insanlardan oluşması mutluluk vericiydi.
Devamı gelecek.