
Dedeler, oğullar bırakıyor, torunlar sahneye çıkıyor..
Erzurum barları ölmedi, yaşıyor. Selahattin Öğdüm’ün dernek başkanlığına gelmesinden sonra halk oyunlarının yaygınlaştığı Erzurum’da özellikle hafta sonları aynı pistte hem dedeleri hem de torunlarını görmek mümkün. 3 nesili de biraraya getiren Halk Oyunları ve Halk Türküleri Derneği, görevli halk oyunları hocaları sayesinde hem dedeler hem de oğulları ve torunları bar tutuyor, Erzurum barlarının yaşatılmasını sağlıyor. Aralarında Hakkı Kasil, Hamit Yavuzer gibi milli eski barcıların da zaman zaman bar tuttuğu dernek binasında sonra oğulları sahneye, daha sona da torunları çıkıyor. 7’den 70’e bar tutan dadaşlara sahne olan pistte Erzurum’a ait yöresel bütün oyunlar sahneye konulurken, ister istemez izleyen herkes de barların yaşatılıyor olmasından dolayı hem mutlu oluyor hem de gurur duyuyorlar.. Dedeler ve oğulları burada paslarını silerken torunları de kısa sürede öğrenecek olmanın tatlı heyecanını yaşıyorlar. Bu arada, derneğin genel kurulu da önümüzde ki hafta gerçekleşecek. Öğdüm’ün yeniden aday olacağı sanılan kongrede yönetime eski ve yeni barcılardan oluşan bir ekibin gelmesi bekleniyor..

Erzurum’da eski tas eski hamam!
İsim değişikliğinden haberleri yok olamaz!
Bilindiği gibi bir süre önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ismi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştirildi. Resmi gazetede de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kıararnamesinin yürürlüğe girmesine rağmen halen daha Erzurum’da bakanlık eski ismi ile göreve devam ediyor. Ekim ayında değişim kararı alınmasına rağmen bugün olmuş halen daha Erzurum’da il müdürlüğü tabelalarının değişmemiş olması dikkat çekiyor. Eski isimdeki tabelayı görenler, ‘’Haberlerinin olmaması mümkün değil. Kaldı ki iki ayı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen eski tabelaların olması çok da komik’’ demekten ve şaşkınlıklarını gizlemekten geri kalmıyorlar. Mutlak surette tüm resmi evrak işlemlerinde yeni düzenlemeye göre tanzim yapılırken Erzurum İl müdürlüğünün giriş kapılarındaki devasa tabelalarda eski ismin devam etmesi görenleri hayretler içinde bırakıyor..

Atatürk Üniversitesi’nde bir ezber daha bozuluyor, atama ve yükselme kriterlerine düzen geliyor..
Yayının varsa yarının da var!
Üniversite kuran Üniversite olarak nam salan Atatürk Üniversitesi’nde yönetim sürekli olarak, yayın sayıları konusundaki eleştiriler ile karşılaşır durur. Bazen kasıtlı bazen de haklı olarak bu yaklaşım konusunda genelde de rektörlük yönetimi sus-pus olur. Bu, öteden beri hep böyle süregelmiştir. Ancak bugünlerde bu eleştiriyi yapanlar biraz daha özen göstermelidir diye düşünüyorum. Zira, Atatürk Üniversitesi özellikle ulusal yayı9nlar konusunda çıtayı yükseltmiş görünüyor. Akademik kadronun yıllara göre yayınına bakıldığında 2021 yılında bayağı bir sayıya ulaştığı görülüyor. Her ne kadar onca kadroya sahip olmasına rağmen yetersiz gibi görünse dahi önceki yıllara bakıldığında iyi bir sayı olarak duruyor. Atama ve Yükselme kriterleri de artık buna göre oluyor. Yayınlar fen, sağlık ve sosyal bilimleri kapsıyor. Son zamanlarda ki değişim proğramları ve en son da YÖK tarafından araştırma üniversitesi konumuna ulaşması sebebiyle uygulanan ve bazen de homurdamalara sebep olan gidilen yolun doğru yol olduğu sonucu ortaya çıkıyor. TÜBİTAK da son yıllardaki bu verileri ‘itibarlı Üniversitesi’ kapsamında değerlendirmeye başlamış artık.
Bu yıl biraz daha yüksek oranda sayıya ulaşmayı hedefleyen Atatürk Üniversitesi, şu an için bu tablodan memnun görünüyor. Yarınlar artık bu yapılan rastyonel yayınlar ile güvenle bakılır olmuş.. Yıllara göre bakıldığında Atatürk Üniversitesi’nde akademik personelin yayın sayısı şöyle:

2011 yılı 903
2012 yılı 874
2013 yılı 862
2014 yılı 910
2015 yılı 1.057
2016 yılı 1.016
2017 yılı 905
2018 yılı 944
2019 yılı 985
2020 yılı 1.208
2021 yılı 1.308
2 ayda
2 cenaze
2 acı
2 ziyaret..
Kırgızistan’ın Manas Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Alparslan Ceylan, son iki ay içerisinde iki büyük acı yaşadı. Kasım ayının başlarında amcaoğlu Prof.Dr.Ziya Gökalp Ceylan’ın vefatı sebebiyle Erzurum’a gelen Prof.Dr.Ceylan, bu defa da kardeşi Rızanur Ceylan’ın vefatı münasebetiyle gelmek zorunda kaldı. Son iki gelişi de iki yakınının cenazesine katılmak olan Prof.Dr.Alparslan Ceylan, bu sebeple iki ay içerisinde iki ayrı acıyı birden tattı. Her iki merhumun da kolon kanserinden vefatı dikkat çekti. Kolay değil, Allah kimsenin başına vermesin. Önce Geleneksel Spor Dalları Federasyon başkanlığı döneminde kader birliği ettiği amcaoğlu, daha sonra da kardeş acısını iki ay içerisinde yaşayan bu sebeple iki gelişi de cenaze için olan Alparslan hocaya başsağlığı dilerken, PUSULA ailesi olarak vefat eden Ziya Gökalp Ceylan ve Rızanur Ceylan’a da Allah’tan rahmet diliyoruz..

Sporcuları ile birlikte o da kürsüye çıktı..
Sıradaki Oscar Gözgeç’e gelsin..
Duymak ve de görmek istediğimiz güzel bir haber daha.. Boks Federasyonu Başkanı hemşehrimiz Eyüp Gözgeç, yılın spor yöneticisi ödülü ile ödüllendirildi. Uzun yıllar çalıştığım Türkiye Gazetesi, 2020 yılının en başarılı sporcuları ile spor yöneticilerinin seçimini yaptı. Kaldı ki o Türkiye Gazetesi’nin spor servisi başından beri futbol ve de spor aklına inandığım bir ekipten oluşmuştur. Buna göre, olimpiyatlarda sporcuları iki madalya alan Boks Federasyonu Başkanı Eyüp Gözgeç de yılın spor yöneticisi seçildi. Özellikle yarışmalar öncesinde madalya sözü verdiği ve bu sözü yerine geldiği için ödüllendirilen Gözgeç, Oscarlardan birinin sahibi oldu. Vakıfbank Spor Kulübü Başkanı Serdar Üstünsalih, Jimnastik Federasyonu Başkanı Salih Çelen, Anadolu Efes Kulübü Başkanı Tuncay Özilhan, Özel Sporcular Federasyonu Başkanı Birol Aydın da oscara layık görülen diğer spor yöneticileri oldular. Hemşehrim, gururumuz Eyüp başkanı, elde edilen bu başarıdan dolayı tebrik ederken, ülkemize madalya kazandıran sporcuları da ayakta alkışlıyorum.

TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Elinde çekiç olan kişi her şeyi çivi olarak görür. (Abraham Harold Maslow)
DUVARIN DİLİ : Bana kalırsa bana kal!
Erzurum barları ölmedi, yaşıyor. Selahattin Öğdüm’ün dernek başkanlığına gelmesinden sonra halk oyunlarının yaygınlaştığı Erzurum’da özellikle hafta sonları aynı pistte hem dedeleri hem de torunlarını görmek mümkün. 3 nesili de biraraya getiren Halk Oyunları ve Halk Türküleri Derneği, görevli halk oyunları hocaları sayesinde hem dedeler hem de oğulları ve torunları bar tutuyor, Erzurum barlarının yaşatılmasını sağlıyor. Aralarında Hakkı Kasil, Hamit Yavuzer gibi milli eski barcıların da zaman zaman bar tuttuğu dernek binasında sonra oğulları sahneye, daha sona da torunları çıkıyor. 7’den 70’e bar tutan dadaşlara sahne olan pistte Erzurum’a ait yöresel bütün oyunlar sahneye konulurken, ister istemez izleyen herkes de barların yaşatılıyor olmasından dolayı hem mutlu oluyor hem de gurur duyuyorlar.. Dedeler ve oğulları burada paslarını silerken torunları de kısa sürede öğrenecek olmanın tatlı heyecanını yaşıyorlar. Bu arada, derneğin genel kurulu da önümüzde ki hafta gerçekleşecek. Öğdüm’ün yeniden aday olacağı sanılan kongrede yönetime eski ve yeni barcılardan oluşan bir ekibin gelmesi bekleniyor..


İsim değişikliğinden haberleri yok olamaz!
Bilindiği gibi bir süre önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ismi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştirildi. Resmi gazetede de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kıararnamesinin yürürlüğe girmesine rağmen halen daha Erzurum’da bakanlık eski ismi ile göreve devam ediyor. Ekim ayında değişim kararı alınmasına rağmen bugün olmuş halen daha Erzurum’da il müdürlüğü tabelalarının değişmemiş olması dikkat çekiyor. Eski isimdeki tabelayı görenler, ‘’Haberlerinin olmaması mümkün değil. Kaldı ki iki ayı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen eski tabelaların olması çok da komik’’ demekten ve şaşkınlıklarını gizlemekten geri kalmıyorlar. Mutlak surette tüm resmi evrak işlemlerinde yeni düzenlemeye göre tanzim yapılırken Erzurum İl müdürlüğünün giriş kapılarındaki devasa tabelalarda eski ismin devam etmesi görenleri hayretler içinde bırakıyor..

Atatürk Üniversitesi’nde bir ezber daha bozuluyor, atama ve yükselme kriterlerine düzen geliyor..
Yayının varsa yarının da var!
Üniversite kuran Üniversite olarak nam salan Atatürk Üniversitesi’nde yönetim sürekli olarak, yayın sayıları konusundaki eleştiriler ile karşılaşır durur. Bazen kasıtlı bazen de haklı olarak bu yaklaşım konusunda genelde de rektörlük yönetimi sus-pus olur. Bu, öteden beri hep böyle süregelmiştir. Ancak bugünlerde bu eleştiriyi yapanlar biraz daha özen göstermelidir diye düşünüyorum. Zira, Atatürk Üniversitesi özellikle ulusal yayı9nlar konusunda çıtayı yükseltmiş görünüyor. Akademik kadronun yıllara göre yayınına bakıldığında 2021 yılında bayağı bir sayıya ulaştığı görülüyor. Her ne kadar onca kadroya sahip olmasına rağmen yetersiz gibi görünse dahi önceki yıllara bakıldığında iyi bir sayı olarak duruyor. Atama ve Yükselme kriterleri de artık buna göre oluyor. Yayınlar fen, sağlık ve sosyal bilimleri kapsıyor. Son zamanlarda ki değişim proğramları ve en son da YÖK tarafından araştırma üniversitesi konumuna ulaşması sebebiyle uygulanan ve bazen de homurdamalara sebep olan gidilen yolun doğru yol olduğu sonucu ortaya çıkıyor. TÜBİTAK da son yıllardaki bu verileri ‘itibarlı Üniversitesi’ kapsamında değerlendirmeye başlamış artık.
Bu yıl biraz daha yüksek oranda sayıya ulaşmayı hedefleyen Atatürk Üniversitesi, şu an için bu tablodan memnun görünüyor. Yarınlar artık bu yapılan rastyonel yayınlar ile güvenle bakılır olmuş.. Yıllara göre bakıldığında Atatürk Üniversitesi’nde akademik personelin yayın sayısı şöyle:

2011 yılı 903
2012 yılı 874
2013 yılı 862
2014 yılı 910
2015 yılı 1.057
2016 yılı 1.016
2017 yılı 905
2018 yılı 944
2019 yılı 985
2020 yılı 1.208
2021 yılı 1.308
2 ayda
2 cenaze
2 acı
2 ziyaret..
Kırgızistan’ın Manas Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Alparslan Ceylan, son iki ay içerisinde iki büyük acı yaşadı. Kasım ayının başlarında amcaoğlu Prof.Dr.Ziya Gökalp Ceylan’ın vefatı sebebiyle Erzurum’a gelen Prof.Dr.Ceylan, bu defa da kardeşi Rızanur Ceylan’ın vefatı münasebetiyle gelmek zorunda kaldı. Son iki gelişi de iki yakınının cenazesine katılmak olan Prof.Dr.Alparslan Ceylan, bu sebeple iki ay içerisinde iki ayrı acıyı birden tattı. Her iki merhumun da kolon kanserinden vefatı dikkat çekti. Kolay değil, Allah kimsenin başına vermesin. Önce Geleneksel Spor Dalları Federasyon başkanlığı döneminde kader birliği ettiği amcaoğlu, daha sonra da kardeş acısını iki ay içerisinde yaşayan bu sebeple iki gelişi de cenaze için olan Alparslan hocaya başsağlığı dilerken, PUSULA ailesi olarak vefat eden Ziya Gökalp Ceylan ve Rızanur Ceylan’a da Allah’tan rahmet diliyoruz..


Sıradaki Oscar Gözgeç’e gelsin..
Duymak ve de görmek istediğimiz güzel bir haber daha.. Boks Federasyonu Başkanı hemşehrimiz Eyüp Gözgeç, yılın spor yöneticisi ödülü ile ödüllendirildi. Uzun yıllar çalıştığım Türkiye Gazetesi, 2020 yılının en başarılı sporcuları ile spor yöneticilerinin seçimini yaptı. Kaldı ki o Türkiye Gazetesi’nin spor servisi başından beri futbol ve de spor aklına inandığım bir ekipten oluşmuştur. Buna göre, olimpiyatlarda sporcuları iki madalya alan Boks Federasyonu Başkanı Eyüp Gözgeç de yılın spor yöneticisi seçildi. Özellikle yarışmalar öncesinde madalya sözü verdiği ve bu sözü yerine geldiği için ödüllendirilen Gözgeç, Oscarlardan birinin sahibi oldu. Vakıfbank Spor Kulübü Başkanı Serdar Üstünsalih, Jimnastik Federasyonu Başkanı Salih Çelen, Anadolu Efes Kulübü Başkanı Tuncay Özilhan, Özel Sporcular Federasyonu Başkanı Birol Aydın da oscara layık görülen diğer spor yöneticileri oldular. Hemşehrim, gururumuz Eyüp başkanı, elde edilen bu başarıdan dolayı tebrik ederken, ülkemize madalya kazandıran sporcuları da ayakta alkışlıyorum.

TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Elinde çekiç olan kişi her şeyi çivi olarak görür. (Abraham Harold Maslow)
DUVARIN DİLİ : Bana kalırsa bana kal!