
Elli dört farzdan on dördüncüsü İHLAS’tır.
Rabbimiz buyurdu:
“Kul innî umirtu en a’budallâhe muhlisan lehuddîn / De ki: Dini Allah'a halis kılarak O'na kulluk etmem emrolundu." (Zümer 11)
“Huvel hayyu la ilahe illa huve fed'uhu muhlisine lehud din, el hamdu lillahi rabbil âlemin / O, Hayy (diri) olandır. O'ndan başka ilah yoktur; öyleyse dini yalnızca kendisine halis kılanlar olarak O'na dua edin. Âlemlerin Rabbine hamdolsun.” (Mümin 65)
“Kul innemâ enâ beşerun miślukum yûhâ ileyye ennemâ ilâhukum ilâhun vâhid femen kâne yercû likâe rabbihi felya’mel amelen sâlihan velâ yuşrik bi ibâdeti rabbihi ehada / De ki: Ben, benzeriniz olan bir beşerim; bana ilahınızın tek bir ilah olduğu vahyedilmektedir. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa salih bir amel işlesin ve Rabbine ibadette kimseyi ortak kılmasın.” (Fussilet 6)
Resulullah (sav) de buyurdu:
“Kıyamet gününde ihlas ve şirk Allah teâlânın huzuruna gelir. O zaman Cenabı Rabbil âlemin, ihlasa, ‘sen ehlinle beraber cennete git’; şirke ise, ‘sen de ehlinle beraber cehenneme git’ diye emredir.”
İslam büyükleri ihlası şu sözlerle anlatmaya çalışmışlardır:
“Bir kimse ihlasla amel ettiğinde ihlasının sevabı kendisi içindir; bir kimse de ameline riya (gösteriş) bulaştırsa cezası yine kendi üzerinedir.”
“İhlas, öyle bir ameldir ki kişi ancak onunla Allahü teâlâyı ister; hangi amelinden olursa olsun.”
“İhlas, Allah’a bir şey istemeden kulluk etmektir.”
“İhlas, kişinin ameline Mevla’sından gayrını karıştırmamasıdır.”
“İhlas, her işi Allah için yapmaktır.”
“İhlas, kişinin mukallit olmaması, kulluk yaparken neyi niçin ve kimin için yaptığının farkında olmasıdır.”
“İhlas, bir ameli sırf Allah için yapmaktır; gösteriş için yapılırsa halis riya olur; riya ise gizli şirktir.”
*
Hazreti Mevlana Mesnevi’de ‘ihlasla’ ilgili şu tespiti yapar:
“Onun içindir ki ihlâs sahibi, varlığından tamamıyla halâs olmadıkça tuzağa düşmek tehlikesindedir. Çünkü yoldadır, yol kesicilerse sayısız. Ancak Allah himayesinde olan kurtulur. Aynası tamamıyla arınmayan, henüz ihlâs sahibidir. Kuş tutmayan henüz avla meşguldür. Fakat ihlâs sahibini Allah ‘ihlâs makamına’ ulaştırırsa ihlâs sahibi kurtulur, emniyet makamına varır.”
[1] İhlas: Kulun bütün amel, ibadet ve davranışlarının şirk ve riyadan uzak olarak sâdece Allah için olması. Bu bağlamda salih kimse de dinin emirlerine uygun davranan, günah işlemekten kaçınan kimse demektir.
Rabbimiz buyurdu:
“Kul innî umirtu en a’budallâhe muhlisan lehuddîn / De ki: Dini Allah'a halis kılarak O'na kulluk etmem emrolundu." (Zümer 11)
“Huvel hayyu la ilahe illa huve fed'uhu muhlisine lehud din, el hamdu lillahi rabbil âlemin / O, Hayy (diri) olandır. O'ndan başka ilah yoktur; öyleyse dini yalnızca kendisine halis kılanlar olarak O'na dua edin. Âlemlerin Rabbine hamdolsun.” (Mümin 65)
“Kul innemâ enâ beşerun miślukum yûhâ ileyye ennemâ ilâhukum ilâhun vâhid femen kâne yercû likâe rabbihi felya’mel amelen sâlihan velâ yuşrik bi ibâdeti rabbihi ehada / De ki: Ben, benzeriniz olan bir beşerim; bana ilahınızın tek bir ilah olduğu vahyedilmektedir. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa salih bir amel işlesin ve Rabbine ibadette kimseyi ortak kılmasın.” (Fussilet 6)
Resulullah (sav) de buyurdu:
“Kıyamet gününde ihlas ve şirk Allah teâlânın huzuruna gelir. O zaman Cenabı Rabbil âlemin, ihlasa, ‘sen ehlinle beraber cennete git’; şirke ise, ‘sen de ehlinle beraber cehenneme git’ diye emredir.”
İslam büyükleri ihlası şu sözlerle anlatmaya çalışmışlardır:
“Bir kimse ihlasla amel ettiğinde ihlasının sevabı kendisi içindir; bir kimse de ameline riya (gösteriş) bulaştırsa cezası yine kendi üzerinedir.”
“İhlas, öyle bir ameldir ki kişi ancak onunla Allahü teâlâyı ister; hangi amelinden olursa olsun.”
“İhlas, Allah’a bir şey istemeden kulluk etmektir.”
“İhlas, kişinin ameline Mevla’sından gayrını karıştırmamasıdır.”
“İhlas, her işi Allah için yapmaktır.”
“İhlas, kişinin mukallit olmaması, kulluk yaparken neyi niçin ve kimin için yaptığının farkında olmasıdır.”
“İhlas, bir ameli sırf Allah için yapmaktır; gösteriş için yapılırsa halis riya olur; riya ise gizli şirktir.”
*
Hazreti Mevlana Mesnevi’de ‘ihlasla’ ilgili şu tespiti yapar:
“Onun içindir ki ihlâs sahibi, varlığından tamamıyla halâs olmadıkça tuzağa düşmek tehlikesindedir. Çünkü yoldadır, yol kesicilerse sayısız. Ancak Allah himayesinde olan kurtulur. Aynası tamamıyla arınmayan, henüz ihlâs sahibidir. Kuş tutmayan henüz avla meşguldür. Fakat ihlâs sahibini Allah ‘ihlâs makamına’ ulaştırırsa ihlâs sahibi kurtulur, emniyet makamına varır.”
[1] İhlas: Kulun bütün amel, ibadet ve davranışlarının şirk ve riyadan uzak olarak sâdece Allah için olması. Bu bağlamda salih kimse de dinin emirlerine uygun davranan, günah işlemekten kaçınan kimse demektir.