
Elli dört farzdan kırkıncısı kişinin heva[1] ve hevesiyle amel etmemesidir.
Allahu teâla buyurdu: “Ve emma men hafe makame rabbihi ve nehennefse anil heva fe innelcennete hiyelmevâ / Rabbinin huzurunda (hesap vermekten) korkan ve nefsine kötü arzuları yasaklayana gelince, onun evi cennetin ta kendisidir.” (Naziat 40-41)
Bir kimse ki Rabbinden korkup helale-harama dikkat ederek nefsin dinin emirlerine ters olan arzularını engellerse cennet, Allah’ın vaadi gereği, o kimsenin mekânı ve meskeni olacaktır.
Nebi (sav) ise şu ikazları yapmıştır: “Allahtan başka ibadet edilen hiçbir ilah, Allah’a, hevasına tabi olan kimseden daha tiksindirici gelmez.”
“Cennet kapısının üzerinde yazılmış gördüm: Bir kimse ki nefsin zevklerine muhalefet etse onun mekânı-meskeni cennettir; bir kimse de nefsin zevklerine tabi olsa cehennem ateşi onun mekânı ve meskenidir.”
“Allahu teâlâya itaat eden kişi nefsin hevasına malik olur. Nefsin arzularına itaat eden kişi ise dinini dünyasına değişmiştir.”
Denilmiştir: “İnsanların makbulü nefsin isteklerine asi olan kişidir; bu insandan daha değerli olan insan ise dünya heveslerine Allah rızası için terk eden kişidir.”
*
“Ey gizlice heva ve hevesini tazeleyen kimse! İmanını tazele, ama yalnız dille olmasın. Heva ve heves tazelenip durdukça iman taze değildir; çünkü heva, iman kapısının kilididir…
Manasız söz, su üstüne yazılan yazıdır. Ondan vefa umarsan iki elini ısırarak dönersin (pişman olur). Rüzgâr, insandaki heva ve arzudur. Heva ve hevesten geçersen Allah’ın haberi karlı, ondan haber alırsın. Allah’ın haberleri çok hoştu; çünkü baştan sona kadar ebedîdir…
Allah gözlerinizi heva ve hevesten yumun buyurdu…
Heva hevesle, nefsin isteğiyle az dost ol; çünkü seni Allah yolundan çıkaran, yolunu şaşırtan, heva ve hevestir. Cihanda bu heva ve hevesi, yoldaşların gölgesini kırıp öldürdüğü gibi hiçbir şey kıramaz, yok edemez…
Allah sarhoşundan başka bütün halk, çocuktur. Heva ve hevesinden kurtulmuş kişiden başka baliğ yoktur. Allah ‘dünya kuru bir istek, faydasız bir oyuncaktan ibarettir, siz de çocuklarsınız.’ dedi. Allah doğru buyurur. Oyuncağı terk etmedikçe çocuksun. Ruh arınmadıkça nasıl temiz olabilirsiniz?..
Hz. Ali dedi ki: Ben kılıcı Allah için vuruyorum. Allah kuluyum ten memuru değil! Allah aslanıyım heva heves aslanı değil. İşim, dinime şahittir...
Hevesle mest olan kişinin temyizi uçup gider…
Halk, arzu ve heva sarhoşudur. Onu için senin yalanını dinler. Fakat hevadan vazgeçen, gözünü sırlara aşina etmiştir.” (Mesnevi)
[1] Heva: İstek. Nefsin arzuları. Gelip geçici hevesler; nefsin zararlı ve günah olan arzuları; nefsin arzusuna göre konuşmak ve davranmak.
Allahu teâla buyurdu: “Ve emma men hafe makame rabbihi ve nehennefse anil heva fe innelcennete hiyelmevâ / Rabbinin huzurunda (hesap vermekten) korkan ve nefsine kötü arzuları yasaklayana gelince, onun evi cennetin ta kendisidir.” (Naziat 40-41)
Bir kimse ki Rabbinden korkup helale-harama dikkat ederek nefsin dinin emirlerine ters olan arzularını engellerse cennet, Allah’ın vaadi gereği, o kimsenin mekânı ve meskeni olacaktır.
Nebi (sav) ise şu ikazları yapmıştır: “Allahtan başka ibadet edilen hiçbir ilah, Allah’a, hevasına tabi olan kimseden daha tiksindirici gelmez.”
“Cennet kapısının üzerinde yazılmış gördüm: Bir kimse ki nefsin zevklerine muhalefet etse onun mekânı-meskeni cennettir; bir kimse de nefsin zevklerine tabi olsa cehennem ateşi onun mekânı ve meskenidir.”
“Allahu teâlâya itaat eden kişi nefsin hevasına malik olur. Nefsin arzularına itaat eden kişi ise dinini dünyasına değişmiştir.”
Denilmiştir: “İnsanların makbulü nefsin isteklerine asi olan kişidir; bu insandan daha değerli olan insan ise dünya heveslerine Allah rızası için terk eden kişidir.”
*
“Ey gizlice heva ve hevesini tazeleyen kimse! İmanını tazele, ama yalnız dille olmasın. Heva ve heves tazelenip durdukça iman taze değildir; çünkü heva, iman kapısının kilididir…
Manasız söz, su üstüne yazılan yazıdır. Ondan vefa umarsan iki elini ısırarak dönersin (pişman olur). Rüzgâr, insandaki heva ve arzudur. Heva ve hevesten geçersen Allah’ın haberi karlı, ondan haber alırsın. Allah’ın haberleri çok hoştu; çünkü baştan sona kadar ebedîdir…
Allah gözlerinizi heva ve hevesten yumun buyurdu…
Heva hevesle, nefsin isteğiyle az dost ol; çünkü seni Allah yolundan çıkaran, yolunu şaşırtan, heva ve hevestir. Cihanda bu heva ve hevesi, yoldaşların gölgesini kırıp öldürdüğü gibi hiçbir şey kıramaz, yok edemez…
Allah sarhoşundan başka bütün halk, çocuktur. Heva ve hevesinden kurtulmuş kişiden başka baliğ yoktur. Allah ‘dünya kuru bir istek, faydasız bir oyuncaktan ibarettir, siz de çocuklarsınız.’ dedi. Allah doğru buyurur. Oyuncağı terk etmedikçe çocuksun. Ruh arınmadıkça nasıl temiz olabilirsiniz?..
Hz. Ali dedi ki: Ben kılıcı Allah için vuruyorum. Allah kuluyum ten memuru değil! Allah aslanıyım heva heves aslanı değil. İşim, dinime şahittir...
Hevesle mest olan kişinin temyizi uçup gider…
Halk, arzu ve heva sarhoşudur. Onu için senin yalanını dinler. Fakat hevadan vazgeçen, gözünü sırlara aşina etmiştir.” (Mesnevi)
[1] Heva: İstek. Nefsin arzuları. Gelip geçici hevesler; nefsin zararlı ve günah olan arzuları; nefsin arzusuna göre konuşmak ve davranmak.