
Yakın tarihe dikkatli bakarsak ABD’nin Türkiye’yi yönetenleri sıklıkla terbiye ettiğini görebiliriz. Gladyo kullanılan aparat, ABD’nin Subayları ise darbe ve muhtıralar ile siyasete yön verdiler. 1960 darbesiyle Başbakan Menderes, Polatkan, Zorlu’yu astılar. İlk, en önemli ve dramatik hesabı kestiler. Türkiye söz dinlemediği zamanlar dramatik dönüşümler yaşadı. ABD’yi çileden çıkaran son tasfiye edilmesi gereken ise Recep Tayyip Erdoğan.
FETÖ kumpasları, e-muhtıra, 367 saçmalığı, Ak Partiyi kapatma davası, Gezi olayları, 17/25 Aralık operasyonları ve son deneme 15 Temmuz kalkışması. ABD’nin bütün operasyonları boşa çıkmıştı. Her yolun sonu yenilgiyle sonuçlanıyordu. Kendisini dünyanın efendisi gören aptal Amerikalılar ekonomik operasyonları devreye soktular. Türkiye’yi Ankara’dan değil Washington’dan yönetmek arzuları bitmiyor. Son ABD Başkanı Biden, Erdoğan’ın bir türlü tasfiye edilememesine sinirlenirken, uygulanacak son metodun askeri yöntemler dışında iç muhalefeti desteklemek suretiyle gerçekleştirileceğini beyan buyurdu.
Elbette ülke içindeki ‘sözde’ muhalif unsurlar ellerini ovuşturmaya başladılar. Küresel salgınının olumsuz etkileri, ekonomik daralma ve döviz atakları ile vatandaşın yorulmuş olması uygun atmosferi sağlıyordu. İnanılmaz bir itibarsızlaştırma harekatı başladı. Yalan önce sosyal medyada, muhalif siyasi çevrelerde paylaşılıp ardından gazete sütunlarına taşınıyordu. Bu ilginç yöntem ısrarla muhalefet eliyle yürütülüyor.
Yapılanlar yeterli görülmemiş olacak ki dünyanın efendisi zannından kurtulamayan Amerikalı, Türk Demokrasi Projesi diye yeni bir operasyon başlattı. Efendiler ve kölelerini bir araya getiren projede ABD eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, eski Florida Valisi Jeb Bush, haklarında FETÖ'den yakalama kararları bulunan eski CHP milletvekili FETÖ mensubu Aykan Erdemir, FETÖ'nün emniyet ayağından Süleyman Özeren var.
Bu yeni şer odağının kendini tarifinde; "Türkiye'nin son zamanlarda demokrasiden otoriterliğe dönüşmesine yanıt olarak oluşturulmuş, kâr amacı gütmeyen, partizan olmayan, uluslararası bir politika örgütüdür. Geçen yüzyılın büyük bir bölümünde Türkiye, liberal idealler ve kültürel özgürlük alanında güvenilir müttefik ve modeldi. Ancak son yıllarda, Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin uluslararası toplumdaki konumunu ve özgür ve liberal demokrasi statüsünü çarpıcı biçimde değiştirdi."
John Bolton kurdukları yeni şer odağının takdimini;" Türkiye'de alarma geçmenin vakti geldi. Bir zamanlar güvenilir NATO müttefiki şimdi demokrasiye sırtını dönüyor ve Rusya'yı kucaklıyor. Projeye katılmaktan memnunum."
Prof. Yaşar Hacısalihoğlu, bu garabeti değerlendirdiği yazısında “Bakar mısınız sözlere; "Türkiye'de alarma geçmenin vakti gelmiş." Ne yapacaksınız? Yeni projeniz nedir? Yeni kaos planlarını devreye mi sokacaksınız? Hiç şüpheniz olmasın. Daha önce de yazdığımız gibi; yenilendikleri Gayri Nizami Harp tekniklerinin ajandasının gereklerini uygulamak için büyük çaba içine girecekler.
Bolton denen zat, demokrasimizi askıya almayı amaçlayan 15 Temmuz darbe girişimine dair de "Hükümet devrilirse üzülmem" demişti. Ayrıca yine aynı zat, Suriye' PKK/YPG terör örgütü için müttefiklerimiz diyerek, "onların korunması ABD için Suriye'den çekilmenin önkoşuludur" ifadesini kullanmıştı.
Yani FETÖ-PKK/YPG'nin arkasındaki şer iradenin temsilcisi, yönlendiricisi olan bu zat, Türkiye'ye demokrasi ayarı çekmeye yeltenmiş.
Bu yeni şer odağının kurucuları arasında yer alan eski Florida Valisi Jeb Bush da "Demokratik Türkiye güvenliğimiz için esastır, ancak Türkiye'de hürriyet kaybolmaktadır. Türkiye'nin otoriter lideri özgürlük yanlısı sesleri susturmaya kararlı. 'Türk Demokrasi Projesi'ni lütfen takip edin" diye çağrıda bulunmuş.
Bu zatları cesaretlendiren, umutlandıran Türkiye'nin iç siyasetindeki bazı seslerdir. Bu seslere; kulak kabartıyorlar, ilgi duyuyorlar, umut besliyorlar.
Bu sesler diyor ki; "PYD bize mi saldıracak, Afrin'e girmeyin, S-400 niye ihtiyaç, biri bize mi saldıracak, Libya'da ne işimiz var. 15 Temmuz kontrollü darbedir. Asıl darbe 20 Temmuz'dur ve 1 milyon mağduru vardır. Biz iktidar olduğumuzda dış politikayı 180 derece değiştireceğiz."
Türk milleti aptal Amerikalıları da kullandıkları beyinleri de biliyor artık. Çırpınmanız fayda vermeyecektir.
FETÖ kumpasları, e-muhtıra, 367 saçmalığı, Ak Partiyi kapatma davası, Gezi olayları, 17/25 Aralık operasyonları ve son deneme 15 Temmuz kalkışması. ABD’nin bütün operasyonları boşa çıkmıştı. Her yolun sonu yenilgiyle sonuçlanıyordu. Kendisini dünyanın efendisi gören aptal Amerikalılar ekonomik operasyonları devreye soktular. Türkiye’yi Ankara’dan değil Washington’dan yönetmek arzuları bitmiyor. Son ABD Başkanı Biden, Erdoğan’ın bir türlü tasfiye edilememesine sinirlenirken, uygulanacak son metodun askeri yöntemler dışında iç muhalefeti desteklemek suretiyle gerçekleştirileceğini beyan buyurdu.
Elbette ülke içindeki ‘sözde’ muhalif unsurlar ellerini ovuşturmaya başladılar. Küresel salgınının olumsuz etkileri, ekonomik daralma ve döviz atakları ile vatandaşın yorulmuş olması uygun atmosferi sağlıyordu. İnanılmaz bir itibarsızlaştırma harekatı başladı. Yalan önce sosyal medyada, muhalif siyasi çevrelerde paylaşılıp ardından gazete sütunlarına taşınıyordu. Bu ilginç yöntem ısrarla muhalefet eliyle yürütülüyor.
Yapılanlar yeterli görülmemiş olacak ki dünyanın efendisi zannından kurtulamayan Amerikalı, Türk Demokrasi Projesi diye yeni bir operasyon başlattı. Efendiler ve kölelerini bir araya getiren projede ABD eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, eski Florida Valisi Jeb Bush, haklarında FETÖ'den yakalama kararları bulunan eski CHP milletvekili FETÖ mensubu Aykan Erdemir, FETÖ'nün emniyet ayağından Süleyman Özeren var.
Bu yeni şer odağının kendini tarifinde; "Türkiye'nin son zamanlarda demokrasiden otoriterliğe dönüşmesine yanıt olarak oluşturulmuş, kâr amacı gütmeyen, partizan olmayan, uluslararası bir politika örgütüdür. Geçen yüzyılın büyük bir bölümünde Türkiye, liberal idealler ve kültürel özgürlük alanında güvenilir müttefik ve modeldi. Ancak son yıllarda, Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin uluslararası toplumdaki konumunu ve özgür ve liberal demokrasi statüsünü çarpıcı biçimde değiştirdi."
John Bolton kurdukları yeni şer odağının takdimini;" Türkiye'de alarma geçmenin vakti geldi. Bir zamanlar güvenilir NATO müttefiki şimdi demokrasiye sırtını dönüyor ve Rusya'yı kucaklıyor. Projeye katılmaktan memnunum."
Prof. Yaşar Hacısalihoğlu, bu garabeti değerlendirdiği yazısında “Bakar mısınız sözlere; "Türkiye'de alarma geçmenin vakti gelmiş." Ne yapacaksınız? Yeni projeniz nedir? Yeni kaos planlarını devreye mi sokacaksınız? Hiç şüpheniz olmasın. Daha önce de yazdığımız gibi; yenilendikleri Gayri Nizami Harp tekniklerinin ajandasının gereklerini uygulamak için büyük çaba içine girecekler.
Bolton denen zat, demokrasimizi askıya almayı amaçlayan 15 Temmuz darbe girişimine dair de "Hükümet devrilirse üzülmem" demişti. Ayrıca yine aynı zat, Suriye' PKK/YPG terör örgütü için müttefiklerimiz diyerek, "onların korunması ABD için Suriye'den çekilmenin önkoşuludur" ifadesini kullanmıştı.
Yani FETÖ-PKK/YPG'nin arkasındaki şer iradenin temsilcisi, yönlendiricisi olan bu zat, Türkiye'ye demokrasi ayarı çekmeye yeltenmiş.
Bu yeni şer odağının kurucuları arasında yer alan eski Florida Valisi Jeb Bush da "Demokratik Türkiye güvenliğimiz için esastır, ancak Türkiye'de hürriyet kaybolmaktadır. Türkiye'nin otoriter lideri özgürlük yanlısı sesleri susturmaya kararlı. 'Türk Demokrasi Projesi'ni lütfen takip edin" diye çağrıda bulunmuş.
Bu zatları cesaretlendiren, umutlandıran Türkiye'nin iç siyasetindeki bazı seslerdir. Bu seslere; kulak kabartıyorlar, ilgi duyuyorlar, umut besliyorlar.
Bu sesler diyor ki; "PYD bize mi saldıracak, Afrin'e girmeyin, S-400 niye ihtiyaç, biri bize mi saldıracak, Libya'da ne işimiz var. 15 Temmuz kontrollü darbedir. Asıl darbe 20 Temmuz'dur ve 1 milyon mağduru vardır. Biz iktidar olduğumuzda dış politikayı 180 derece değiştireceğiz."
Türk milleti aptal Amerikalıları da kullandıkları beyinleri de biliyor artık. Çırpınmanız fayda vermeyecektir.