15 Temmuz’u milletini, vatanını içerisinden çıkan hainlere karşı koruyan binlerin, on inlerin, yüz binlerin, milyonların milliliği, inancı kesinlikle tartışılmaz. Türk milletinin yarınlarını çalmaya kalkışan, evlatlarını devşiren “cemaat” FETÖ/PDY’nin İslam dinini kullanmış olması da gün gibi aşikar.
Öyleyse bu çelişkiyi ortadan kaldırmak gerekiyor. İmam-ı Azam Ebu Hanife’ye mezhep olarak bağlı olan, itikat mezhep imamı Maturidi olan bu milletin Allah ile aldatılmış olmasının büyük bir sorun olduğunu anlamamız gerekiyor. Aklını kullanmayan, kullanamayan toplulukların yarınlarının karanlık olduğunu bilmeliyiz. Bu bağlamda çok kıymetli ağabeyim Mustafa Çalık, bir testip yapmış, bende bu tespitler üzerinde düşünmek için paylaşma kararı aldım.
Mustafa Çalık ağabey soruyor;
“Gülen Cemaati bu gün için belki "öldü", ama bilmeliyiz ki, rûhu "istikamet"ten çok "kerâmet"e meraklı diğer bütün cemaat ve dergâhlarda ve onların "Gassâl elinde meyyit" olmaya can atan müntesibleri arasında "kol geziyor"!..
Dürüstçe yaşayıp alnı açık başı dik yürümek yerine herhangi bir kanatlı hayvan gibi havalarda uçmanın hayâliyle eteğine yapışacak "ermiş" arayan bunca miskinin bulunduğu yerde "the Cemaat" gider "another Cemaat" gelir; Gülen gider, yerine başka bir soytarı "Mehdî"liğe soyunur.
Şeyhlerin âlimlerden daha itibarlı olduğu bir memlekette; okuyandan çok "zikir" çekenin, düşünüp soru sorandan çok "râbıta" edenin rağbet gördüğü bir cemiyette ne "Cemaat" biter, ne "Mehdî"nin arkası kesilir!.
Kâşiflerin, mucitlerin nasıl çalıştığını, nasıl yetiştiğini merak etmeyip de "aktâb" ve "agvâs"ın kendilerinden menkûl kerâmet rivâyetlerini ezberlemekle mutmain olan Müslüman semtlerinde keşif de olmaz, icât da; sonunda "zikirmatik"ler bile Çin'den gelir.
Allah'ın en büyük nimeti olan aklı küçümseyen, "akıl'ı akıl'la iptâl etmek" gibi hezeyanları "hikmet" zanneden demagogların "üstâd" muamelesi gördükleri bir câmiâda daha nice "hoca efendi"lerin çıkacağını görememek sâdece ahmaklık değil aynı zamanda sorumsuzluktur! Arzederim.”
Aklı olmayanın dini olmaz! Aklın, Allah tarafından insana verilmiş en büyük servet, sermaye olduğunu bilmeliyiz, bilemeyecek noktaya geldiğimizde gözünüzün önüne Irak, Suriye, Suudi Arabistan, BAE, Afrika gelsin. Belki bir yol buluruz.
Öyleyse bu çelişkiyi ortadan kaldırmak gerekiyor. İmam-ı Azam Ebu Hanife’ye mezhep olarak bağlı olan, itikat mezhep imamı Maturidi olan bu milletin Allah ile aldatılmış olmasının büyük bir sorun olduğunu anlamamız gerekiyor. Aklını kullanmayan, kullanamayan toplulukların yarınlarının karanlık olduğunu bilmeliyiz. Bu bağlamda çok kıymetli ağabeyim Mustafa Çalık, bir testip yapmış, bende bu tespitler üzerinde düşünmek için paylaşma kararı aldım.
Mustafa Çalık ağabey soruyor;
“Gülen Cemaati bu gün için belki "öldü", ama bilmeliyiz ki, rûhu "istikamet"ten çok "kerâmet"e meraklı diğer bütün cemaat ve dergâhlarda ve onların "Gassâl elinde meyyit" olmaya can atan müntesibleri arasında "kol geziyor"!..
Dürüstçe yaşayıp alnı açık başı dik yürümek yerine herhangi bir kanatlı hayvan gibi havalarda uçmanın hayâliyle eteğine yapışacak "ermiş" arayan bunca miskinin bulunduğu yerde "the Cemaat" gider "another Cemaat" gelir; Gülen gider, yerine başka bir soytarı "Mehdî"liğe soyunur.
Şeyhlerin âlimlerden daha itibarlı olduğu bir memlekette; okuyandan çok "zikir" çekenin, düşünüp soru sorandan çok "râbıta" edenin rağbet gördüğü bir cemiyette ne "Cemaat" biter, ne "Mehdî"nin arkası kesilir!.
Kâşiflerin, mucitlerin nasıl çalıştığını, nasıl yetiştiğini merak etmeyip de "aktâb" ve "agvâs"ın kendilerinden menkûl kerâmet rivâyetlerini ezberlemekle mutmain olan Müslüman semtlerinde keşif de olmaz, icât da; sonunda "zikirmatik"ler bile Çin'den gelir.
Allah'ın en büyük nimeti olan aklı küçümseyen, "akıl'ı akıl'la iptâl etmek" gibi hezeyanları "hikmet" zanneden demagogların "üstâd" muamelesi gördükleri bir câmiâda daha nice "hoca efendi"lerin çıkacağını görememek sâdece ahmaklık değil aynı zamanda sorumsuzluktur! Arzederim.”
Aklı olmayanın dini olmaz! Aklın, Allah tarafından insana verilmiş en büyük servet, sermaye olduğunu bilmeliyiz, bilemeyecek noktaya geldiğimizde gözünüzün önüne Irak, Suriye, Suudi Arabistan, BAE, Afrika gelsin. Belki bir yol buluruz.
