
“Kahramanlar can verir / Yurdu yaşatmak için...1931 H.N.A”
Türk Ordusunun kuruluşu M.Ö. 209 olarak tescillenmiştir. Büyük Hun İmparatoru Mete Han’ın tahta çıkış tarihi olan M.Ö. 209 yılı esas alınmıştır.
Askeri kuram ve düzen yine Mete (Motun) Han ile başlar. İlk Mete Han tarafından M.Ö. 209 da kurulan düzenli Türk Kara Ordusunda sayı itibarıyla 10.000 atlıdan oluşan en büyük birlik, “Tümen” olarak adlandırılmış, tümenler binlere, binler yüzlere, yüzler onlara ayrılmış, her birinin başına Tümenbaşı, Binbaşı, Yüzbaşı ve Onbaşı rütbelerine sahip birer komutan görevlendirilmiş ve aşağıdan yukarıya doğru emir-komuta zinciri içerisinde birbirine bağlanmıştır.
Mete Han ile tarih sahnesine çıkan bu teşkilatlanma modeli günümüze kadar uzanan yelpaze içerisinde hüküm süren diğer Türk devletleri ile süregelmiş, özellikle Göktürkler, Uygurlar, Selçuklular ve Osmanlılar döneminde Türk Ordusu dünyanın sayılı ordularından birisi olmuştur.
1040 yılında Dandanakan Meydan Muharebesi’nde Gaznelileri yenen, 26 Ağustos 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi’yle Bizanslıları yenerek, Anadolu’yu Türk’e yurt yapan Alparslan’ın Ordusu işte bu ordudur.
1299 yılında Anadolu’dan yükselen Çınar’ın en büyük gücü yine Türk Ordusu’dur. 1363’den itibaren Anadolu dışına çıkan Osmanlı orduları; batıda Sırpsındığı, Kosova, Niğbolu, Varna, İstanbul’un Fethi ve Mohaç; doğuda Çaldıran, Mercidabık ve Ridaniye muharebelerinde büyük zaferler elde etmişlerdir.
Galiçya’dan Yemen’e ve Kafkaslara kadar uzanan cephelerde destanın sahibi Türk Ordusu ve kahraman evlatlarıdır. Çanakkale Zaferi ile tarihe adını altın harflerle yazdıran aynı kandır. Türk milletinin Anadolu’dan geldiği yerlere yani Orta Asya’ya atılması için üstümüze çullanan tek dişi kalmış canavarı alt eden yine aynı kandı.
26 Ağustos 1922 tarihinde Yunan ordusuna karşı başlatılan Büyük Taarruz ve devamında Mustafa Kemal Paşa’nın bizzat Başkomutan sıfatıyla yönettiği Başkomutanlık Meydan Muharebesi büyük bir zaferle sonuçlanmıştır.
Bozguna uğrayan ve kaçan düşmana karşı Mustafa Kemal Paşa’nın 1 Eylül 1922 tarihinde “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” diyerek verdiği emri ile düşmanın 9 Eylül 1922 tarihinde denize dökülmesi ile noktalanan müthiş sürecin erleri, subayları yine aynı kandı.
Türk’ü yok etmenin yolu!
Türk milleti için “Ordu Millet” sözü boşuna değildir. Milletin anlayamadığı veya geç uyandığı, 28 Şubat’tan 15 Temmuz 201’ya giden süreçte Türk Ordusunu yok etmek için 50 yıllık bir şebeke harekete geçirildi. Milletin Ordusuyla arası açılmak istendi. Önce sızdırılmış hainlerce milletin değerlerine el, dil uzatan bir makyaj yapıldı. Ardından Türk subayı için büyük bir operasyon başladı. Şemdinli’de ön alan süreç, yüzlerce, binlerce subay ve sivili ezip geçerek Ergenekon, Balyoz, İzmir Casusluk davalarıyla tamamlanmaya çalışıldı.
Ama başaramadılar. Dün bu hain çetenin, FETÖ’nün kumpasıyla içeriye düşmüş, burada sağlığını kaybetmişlerden biri, Amiral Soner Polat’ta yaşamını yitirdi.
Ruhu şad, mekânı cennet olsun!..
Türk Ordusunun kuruluşu M.Ö. 209 olarak tescillenmiştir. Büyük Hun İmparatoru Mete Han’ın tahta çıkış tarihi olan M.Ö. 209 yılı esas alınmıştır.
Askeri kuram ve düzen yine Mete (Motun) Han ile başlar. İlk Mete Han tarafından M.Ö. 209 da kurulan düzenli Türk Kara Ordusunda sayı itibarıyla 10.000 atlıdan oluşan en büyük birlik, “Tümen” olarak adlandırılmış, tümenler binlere, binler yüzlere, yüzler onlara ayrılmış, her birinin başına Tümenbaşı, Binbaşı, Yüzbaşı ve Onbaşı rütbelerine sahip birer komutan görevlendirilmiş ve aşağıdan yukarıya doğru emir-komuta zinciri içerisinde birbirine bağlanmıştır.
Mete Han ile tarih sahnesine çıkan bu teşkilatlanma modeli günümüze kadar uzanan yelpaze içerisinde hüküm süren diğer Türk devletleri ile süregelmiş, özellikle Göktürkler, Uygurlar, Selçuklular ve Osmanlılar döneminde Türk Ordusu dünyanın sayılı ordularından birisi olmuştur.
1040 yılında Dandanakan Meydan Muharebesi’nde Gaznelileri yenen, 26 Ağustos 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi’yle Bizanslıları yenerek, Anadolu’yu Türk’e yurt yapan Alparslan’ın Ordusu işte bu ordudur.
1299 yılında Anadolu’dan yükselen Çınar’ın en büyük gücü yine Türk Ordusu’dur. 1363’den itibaren Anadolu dışına çıkan Osmanlı orduları; batıda Sırpsındığı, Kosova, Niğbolu, Varna, İstanbul’un Fethi ve Mohaç; doğuda Çaldıran, Mercidabık ve Ridaniye muharebelerinde büyük zaferler elde etmişlerdir.
Galiçya’dan Yemen’e ve Kafkaslara kadar uzanan cephelerde destanın sahibi Türk Ordusu ve kahraman evlatlarıdır. Çanakkale Zaferi ile tarihe adını altın harflerle yazdıran aynı kandır. Türk milletinin Anadolu’dan geldiği yerlere yani Orta Asya’ya atılması için üstümüze çullanan tek dişi kalmış canavarı alt eden yine aynı kandı.
26 Ağustos 1922 tarihinde Yunan ordusuna karşı başlatılan Büyük Taarruz ve devamında Mustafa Kemal Paşa’nın bizzat Başkomutan sıfatıyla yönettiği Başkomutanlık Meydan Muharebesi büyük bir zaferle sonuçlanmıştır.
Bozguna uğrayan ve kaçan düşmana karşı Mustafa Kemal Paşa’nın 1 Eylül 1922 tarihinde “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” diyerek verdiği emri ile düşmanın 9 Eylül 1922 tarihinde denize dökülmesi ile noktalanan müthiş sürecin erleri, subayları yine aynı kandı.
Türk’ü yok etmenin yolu!
Türk milleti için “Ordu Millet” sözü boşuna değildir. Milletin anlayamadığı veya geç uyandığı, 28 Şubat’tan 15 Temmuz 201’ya giden süreçte Türk Ordusunu yok etmek için 50 yıllık bir şebeke harekete geçirildi. Milletin Ordusuyla arası açılmak istendi. Önce sızdırılmış hainlerce milletin değerlerine el, dil uzatan bir makyaj yapıldı. Ardından Türk subayı için büyük bir operasyon başladı. Şemdinli’de ön alan süreç, yüzlerce, binlerce subay ve sivili ezip geçerek Ergenekon, Balyoz, İzmir Casusluk davalarıyla tamamlanmaya çalışıldı.
Ama başaramadılar. Dün bu hain çetenin, FETÖ’nün kumpasıyla içeriye düşmüş, burada sağlığını kaybetmişlerden biri, Amiral Soner Polat’ta yaşamını yitirdi.
Ruhu şad, mekânı cennet olsun!..