
Erzurumlu Hafız Bestekar ve icracı ve Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camii İmam Hatibi Hafız Halil Necipoğlu, TRT Haber’de yayınlanan Benim annem, Benim babam programına konuk oldu.
İrfan TARAKÇIOĞLU-PUSULA
Erzurumlu hafız, bestekar ve icracı Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camii İmam Hatibi Hafız Halil Necipoğlu, katıldığı programda anne ve babasını anlattı.
TRT Haber’de yayınlanan Benim Annem Benim Babam programı 21. Bölümde Hafız Halil Necipoğlu’nu konuk etti. 1968 Erzurum doğumlu Necipoğlu, 14 yaşında hafız oldu. Tasavvuf musikisi ile ilgileniyor.
Evli ve 4 çocuk babası. Uzun yıllar Lalapaşa Camii’nde müezzinlik yapan Şerafettin Necipoğlu’nun oğlu.Halil Necipoğlu, bunu “Ben bir müezzinzadeyim” diye özetliyor. Tezekkürü, teşekkürü ve tefekkürü anne babasından öğrendiğini , annesinin Allah kulu hakkında şer murat etmez, hep hayır murdad eder sözünü başucu cümle olarak aldığını ve hayatına aktardığını ifade etti.
İlahiyatçı ve tasavvuf müziği sanatçısı Halil Necipoğlu, babasının güzel sesli bir müezzin olduğunu ve kendisinin cami bahçesinde büyüdüğünü anlattı.Babası Şerafettin Necipoğlu, söylediklerinin yanında, yaşayışıyla da çocuklarına örnek olmaya çalışıyordu:
“Babam gerçekten sevgiyi, merhameti, şefkati, sabrı, mana değerlerini, Kur’an’ı dost edinmişti kendisine. Onlarla dost yaşadı. Biz de ondan görerek dostluğu yaşamaya gayret ettik.”
Halil Necipoğlu babasından, bir çok şeyin yanında tefekkürü, tezekkürü ve teşekkürü öğrenmişti.
Fedakar bir insandı babası. Ekonomik durumu çok iyi olmasa da bayramlarda çocuklarına, tertemiz yeni elbiseler giydirebiliyordu. Sesinin farkına vardığı zamanlarda en önemli yol göstericisi yine babası idi. Erzurum’dan İstanbul’a taşınmıştı aile. Caminin küçük lojmanında mutlu mesut yaşamışlar, çalışıp çabalayarak hayatlarını sürdürmüşlerdi.
Anneyi babayı anlatmanın zorluğundan kaydeden Necipoğlu:
“Hiç bir evlad yere göğe sığdıramaz annesini babasını anlatırken. Cümleler kifayetsiz kalır onu anlatırken. Zira o sevginin, şefkatin, merhametin menbağıdır. Sığınılacak bir limandır.”
Annesini anlatırken de zorlanan Halil Necipoğlu konuşmasını şöyle tamamladı:
“Annem üzüm gözlüm üzülme derdi çoğu zaman. Allah kulu hakkında hiç şer murad etmez. Allah kulu hakkında hep hayır murat eder. Bu da hayırdır mutlaka. O vird öyle bir virddi işte. Onun hep sürekli tekrar ettiği cümle. Hayatının her safhasında bu cümleyi kullanmıştır. Dolayısıyla ben onu bir başucu cümle olarak kendime de ben de söylerim.”
İrfan TARAKÇIOĞLU-PUSULA
Erzurumlu hafız, bestekar ve icracı Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camii İmam Hatibi Hafız Halil Necipoğlu, katıldığı programda anne ve babasını anlattı.
TRT Haber’de yayınlanan Benim Annem Benim Babam programı 21. Bölümde Hafız Halil Necipoğlu’nu konuk etti. 1968 Erzurum doğumlu Necipoğlu, 14 yaşında hafız oldu. Tasavvuf musikisi ile ilgileniyor.
Evli ve 4 çocuk babası. Uzun yıllar Lalapaşa Camii’nde müezzinlik yapan Şerafettin Necipoğlu’nun oğlu.Halil Necipoğlu, bunu “Ben bir müezzinzadeyim” diye özetliyor. Tezekkürü, teşekkürü ve tefekkürü anne babasından öğrendiğini , annesinin Allah kulu hakkında şer murat etmez, hep hayır murdad eder sözünü başucu cümle olarak aldığını ve hayatına aktardığını ifade etti.
İlahiyatçı ve tasavvuf müziği sanatçısı Halil Necipoğlu, babasının güzel sesli bir müezzin olduğunu ve kendisinin cami bahçesinde büyüdüğünü anlattı.Babası Şerafettin Necipoğlu, söylediklerinin yanında, yaşayışıyla da çocuklarına örnek olmaya çalışıyordu:
“Babam gerçekten sevgiyi, merhameti, şefkati, sabrı, mana değerlerini, Kur’an’ı dost edinmişti kendisine. Onlarla dost yaşadı. Biz de ondan görerek dostluğu yaşamaya gayret ettik.”
Halil Necipoğlu babasından, bir çok şeyin yanında tefekkürü, tezekkürü ve teşekkürü öğrenmişti.
Fedakar bir insandı babası. Ekonomik durumu çok iyi olmasa da bayramlarda çocuklarına, tertemiz yeni elbiseler giydirebiliyordu. Sesinin farkına vardığı zamanlarda en önemli yol göstericisi yine babası idi. Erzurum’dan İstanbul’a taşınmıştı aile. Caminin küçük lojmanında mutlu mesut yaşamışlar, çalışıp çabalayarak hayatlarını sürdürmüşlerdi.
Anneyi babayı anlatmanın zorluğundan kaydeden Necipoğlu:
“Hiç bir evlad yere göğe sığdıramaz annesini babasını anlatırken. Cümleler kifayetsiz kalır onu anlatırken. Zira o sevginin, şefkatin, merhametin menbağıdır. Sığınılacak bir limandır.”
Annesini anlatırken de zorlanan Halil Necipoğlu konuşmasını şöyle tamamladı:
“Annem üzüm gözlüm üzülme derdi çoğu zaman. Allah kulu hakkında hiç şer murad etmez. Allah kulu hakkında hep hayır murat eder. Bu da hayırdır mutlaka. O vird öyle bir virddi işte. Onun hep sürekli tekrar ettiği cümle. Hayatının her safhasında bu cümleyi kullanmıştır. Dolayısıyla ben onu bir başucu cümle olarak kendime de ben de söylerim.”