
“Dendritik Hücre Eksozom Kargosu ile mRNA Aşısının Geliştirilmesi ve Aşının Mikrobiyota Profiline Etkisinin İncelenmesi” başlıklı proje, yalnızca bağışıklık tepkisini değil, aşının bağırsak mikrobiyotası üzerindeki etkilerini de bilimsel olarak değerlendiriyor.
Pandemi sürecinde edinilen tecrübeler ve geliştirilen altyapı sayesinde yürütülen çalışmanın, olası yeni salgınlara karşı yerli ve ileri teknolojili aşı üretim kapasitesine önemli katkı sağlaması hedefleniyor. Proje tamamlandığında özgün bir aşı prototipinin hem Türkiye’nin hem de bilim dünyasının hizmetine sunulması planlanıyor.
Doç. Dr. Çelebi, aşının mikrobiyota açısından da önemli olduğunu vurgulayarak, “2019 yılında COVID-19 ile birlikte başlayan aşı çalışmalarımız, TÜSEB projesi kapsamında kurduğumuz aşı birimiyle daha da güçlendi. O dönemde rektörümüz aynı zamanda fakültemizin müdürüydü. TÜSEB, TÜBİTAK, ADEP ve YÖK projeleriyle altyapımızı ve donanımımızı geliştirerek birçok çalışma yürüttük ve bugüne taşıdık.
Pandemi bize şunu gösterdi: O dönemde bir araya gelebiliyorsak, bugün sahip olduğumuz donanım ve bilimsel birikimle olası yeni pandemilere de hazırız. Ekibimiz ve altyapımız sayesinde, bu aşı projemiz TÜSEB tarafından kabul edildi. Projemizi hazırladık, yükledik ve çalışmalara başladık.
Bu projenin özgün yönlerinden biri de mikrobiyota açısından önem taşımasıdır. Aşı ne kadar değerliyse, aşının oluşturduğu bağışıklığın verimliliği de o kadar önemlidir. Aşının uygulanmasından sonra organizmanın bunu ne ölçüde kabul ettiği ve ne kadar başarılı olabildiğinin gösterilmesi açısından mikrobiyota çalışmaları kritik öneme sahiptir.
Projemiz kapsamlı ve özgün bir çalışmadır. Başta rektör hocamıza ve tüm ekibimize teşekkür ederim” dedi.
Şeyma TAHİR