
46 yıl süren saltanatın 16 yılını at sırtında geçiren, doğu da İran, batı da Almanya içlerine kadar hakikat peşinde koşturan, Yavuz Sultan Selim’in tek oğlu Kanuni Sultan Süleyman’dır. Batılıların MUHTEŞEM, Türk tarihçilerinin ise KANUNİ adı verdikleri, MUHİBBİ mahlasıyla yazdığı şiirleri ile bilinen sultandır. I. Süleyman, iki saat içerisinde Macar Kralını Mohaç Meydan Muharebesinde yenen, Preveze Deniz Savaşıyla Akdeniz’i bir Türk Gölü haline çeviren, Rodos Adasında şövalyelerine korku salan, yurdundan uzakta saltanatı Zigetvar zaferi ile sona eren büyük asker ve devlet adamıdır. Seferlerde gurura kapılmamak için çadırına kazdırdığı çukurda uyuyan, karıncanın rızkına engel mi olduk diye fetva isteyen, ilim adamlarına hürmet gösteren, vatan ve bayrak, Kur’an ve peygamber adına fedakârlıktan çekinmeyen, düşmana karşı sözünü esirgemeyen cihan padişahıdır. Kanuni Sultan Süleyman’ın 1520’de başlayan saltanatı 1566 yılında sona ermiştir. I. Süleyman’ın bir sözünde şöyle der: “ Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi söz.” İşte bu cihan padişahının babası ise Yavuz Sultan Selim’dir. Peki, Yavuz kimdir ve neler yapmıştır?
Sekiz yıllık saltanatına seksen yıllık icraatları sığdıran, Sina Çölünde ve Çaldıran ovasında at sırtında, hak ve hakikat peşinde ömür tüketen bir Osmanlı hükümdarıdır Yavuz Sultan Selim Han. Mekke ve Medine’nin anahtarları teslim edilirken kendisine hutbede HAKİM’ÜL HAREMEYNYAVUZ diyenlere hayır biz buraların hâkimi değil; ancak hizmetçisi oluruz diye cevap verip hutbeyi HADİM’ÜL HAREMEYN yapandır Yavuz Sultan Selim. O, kutsal emanetlere sahip çıkıp, başlarında yirmi dört saat Kur’an-ı Kerim okutan ilk kişidir. Safevi ve Memlükleri mağlup ederken, hazineyi dolduranda ve mührünü vuranda yine Sultan Selim Han’dır. Şirpençe denilen hastalık yatağa düşürüp son nefesi verirken söylediği söz manidardır ve okumaya ve dersler çıkarılmaya müsaittir. “Rabb’imehamd ü sena olsun ki şu illet (hastalık) gelmezden evvel de, beni yatağa düşürdüğünde de bir an olsun Cenab-ı Hakk’ın zikrini bırakmadık.”
Sekiz yıllık saltanatına seksen yıllık icraatları sığdıran, Sina Çölünde ve Çaldıran ovasında at sırtında, hak ve hakikat peşinde ömür tüketen bir Osmanlı hükümdarıdır Yavuz Sultan Selim Han. Mekke ve Medine’nin anahtarları teslim edilirken kendisine hutbede HAKİM’ÜL HAREMEYNYAVUZ diyenlere hayır biz buraların hâkimi değil; ancak hizmetçisi oluruz diye cevap verip hutbeyi HADİM’ÜL HAREMEYN yapandır Yavuz Sultan Selim. O, kutsal emanetlere sahip çıkıp, başlarında yirmi dört saat Kur’an-ı Kerim okutan ilk kişidir. Safevi ve Memlükleri mağlup ederken, hazineyi dolduranda ve mührünü vuranda yine Sultan Selim Han’dır. Şirpençe denilen hastalık yatağa düşürüp son nefesi verirken söylediği söz manidardır ve okumaya ve dersler çıkarılmaya müsaittir. “Rabb’imehamd ü sena olsun ki şu illet (hastalık) gelmezden evvel de, beni yatağa düşürdüğünde de bir an olsun Cenab-ı Hakk’ın zikrini bırakmadık.”