
Yerel yönetimlerin tarımsal kalkınmadaki rolünü güçlendirmek ve sürdürülebilir tarım politikalarını desteklemek amacıyla düzenlenen ‘6. Uluslararası Yerel Yönetimler Tarım Kongresi’ bugün Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezinde başladı. Erzurum Büyükşehir Belediyesi ve AGRICITIES’in (Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği) ev sahipliğinde düzenlenen kongreye Afganistan, Azerbaycan, Kamerun, Cibuti, Fildişi Sahili, Irak, Kuzey Makedonya Cumhuriyeti, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Lübnan, Moritanya, Filipinler, Somali ve pek çok ilden katılım gerçekleştirildi.
Türkiye ve Dünya’dan yerel yönetim temsilcilerinin bir araya geldiği kongrede yönetimlerde tarım, helal gıda, küresel iklim krizi, kuraklıkla mücadele ve su yönetimi gibi başlıklar ele alındı.
Yapılan kongreye Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Gümen, Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, AK Parti Erzurum Milletvekili Mehmet Emin Öz, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ve Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, AK Parti Erzurum İl Başkanı İbrahim Küçükoğlu, Tarım ve Orman İl Müdürü Alpaslan Kenger ve pek çok kurum amiri katıldı.
Erzurum’da kısıtlamalar haftaya kalkacak
Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Gümen Erzurum’daki şap hastalığı ile ilgili değerlendirmeler de bulunarak, şap hastalığına neden olan 7 serotipten biri olan SAT-1 serotipinin 65 yıl önce görüldüğünü ifade ederek sözlerine şöyle devam etti: “Virüsün yayılımını engellemek için ülke genelinde hayvan pazarlarının geçici süre ile kapatmıştık. Daha sonra ise Şap Enstitümüz tüm imkanları seferber ederek kısa sürede yerli aşımızı üretime başladı. Bugün itibariyle 81 ilimize 14 milyon doz aşı sevk ettik. Veteriner hekimlerimiz sahada aşılama çalışmalarını yürütüyor. Aşılama oranı yüzde 85’in üzerine çıkan illerimizde hastalık riski azalıyor. Erzurum’da ise şuan aşılamada yüzde 70 oranına ulaştık. Erzurum’da kısıtlamaları da önümüzdeki hafta kaldırmış olacağız. Bakanlık olarak bu sorunları ortadan kaldırmak için var gücümüzle çalışacağız”
“Hayati sorunlarla karşı karşıyayız”
Tarım bir ülkenin ana geçim kaynaklarından biridir diyen Vali Mustafa Çiftçi, “Bilindiği gibi tarım bir ülkenin ana geçim kaynaklarından biridir. Hem gelir getiren bir unsur olarak, hem de gıda ihtiyaçlarının karşılanması anlamında, diğer sektörlere göre desteklenmesi gereken en önemli faaliyetlerdendir. Bugün küresel ölçekte; gıda güvenliği, iklim değişikliği, su kaynaklarının azalması, toprak verimliliğinin düşmesi ve kırsaldan göç gibi hayati sorunlarla karşı karşıyayız. Bu sorunların çözümünde yerel yönetimlerin üstleneceği rol, her geçen gün daha da önemli hâle gelmektedir. Tarımı korumak, kırsalı yaşatmak, kent tarımını desteklemek ve nesillerimizi topraktan koparmadan yetiştirmek artık bir tercih değil, zorunluluk hâline gelmiştir” diye konuştu.
AK Parti Erzurum Milletvekili Mehmet Emin Öz ise Erzurum’un tarım ve hayvancılıktaki yerine ve önemine değinerek, “Kırsalda gezintiler yapıyoruz. Tarımda, hayvancılıkta pek çok sorunumuz var. Patatesin, soğanın planlanması gerekiyor. Hayvancılıkta teşvikler veriyoruz fakat özellikle DSİ’nin de el atması gereken çok işler var. Su kaynakları önemli ölçüde kirlendi. Köylerin kanalizasyonları genelde sulara bağlanıyor. Hayvancılıkta en önemli şey temiz suya ulaşımdır. Bizlerde su sorunu yaşamaya başladık, bu konuya dikkat çekmeliyiz” dedi.
Tarımda Erzurum modeli
Tarımda ‘Erzurum Modeli’ oluşturduklarını kaydeden Erzurum büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, “Bu modelin sekiz temel başlığı var. Bunlar ise şöyle: Toplulaştırma, Kooperatifleşme ve Ortaklık, Teknoloji ve Eğitim Desteği, Sulama Sistemlerinin Modernizasyonu, Sürdürülebilir Tarım ve Çevre Dostu Uygulamalar, Çiftçi Kredileri ve Destekleme Politikaları, Pazar Erişimi ve Değer Zinciri Oluşumu, Hayvancılık ve Tarım Entegrasyonu.” Bu başlıklar yalnızca bir plan değil, belediye olarak uyguladığımız somut adımlardır. Bu modeli bir kitapta toplayarak yerel yönetimlere bir yol haritası sunmak istedik” dedi.
Tarım ve hayvancılığa 550 milyon dolar yatırım
Tarım ve hayvancılık alanında yapılan çalışmaları aktaran Başkan Sekmen yakın zamanda gerçekleştirecekleri projeleri de anlatarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim hedefimiz; Erzurum’u yalnızca bölgesinde değil, Türkiye genelinde de tarım ve hayvancılığın lider merkezi haline getirmektir. Yerel yönetimler eliyle tarımı güçlendirmek, yalnızca bugünün değil, yarının da en büyük güvencesidir. Biz biliyoruz ki tarım varsa hayat vardır, tarım varsa gelecek vardır. Erzurum Büyükşehir Belediyesi olarak bu vizyonla çalışıyoruz. Son 11 yıl içerisinde tarım ve hayvancılığa 550 milyon doların (22 milyar 550 milyon TL) üzerinde yatırım yapılmış yapılmaya da devam edilmektedir. Üreticimizin emeğini büyütmek için her türlü desteği vermeye devam edeceğiz”
“Kritik bir sorunla karşı karşıyayız”
İklim değişikliğinin etkilerinin dünyanın her köşesinden hissedildiğini ifade eden Konya Büyükşehir Belediye Başkanı ve AGRICITIES Başkanı Uğur İbrahim Altay “ İklim değişikliğinin etkileri artık dünyanın her köşesinde hissediliyor. Su kaynaklarımız hızla azalıyor, tarımsal üretimi ayakta tutan iklim dengesi bozuluyor. Gıda güvenliği ciddi şekilde tehdit altına girdi. Yalnızca gelecek için değil, bugün için bile kritik bir sorunla karşı karşıyayız. Artan sıcaklıklar, kuraklık ve su kıtlığı nedeniyle tarım alanlarımız ciddi bir risk altında bulunuyor. İklim kuşaklarının kuzeye doğru kaymasıyla birlikte, geleneksel olarak belli bölgelerde yetiştirilen ürünler artık farklı coğrafyalara taşınmak zorunda kaldı. Bu da şehirlerimizi tarımsal üretim açısından giderek daha elverişsiz hale getiriyor. Milyonlarca insanın sofrasına ulaşacak ekmeğin, savaşlar nedeniyle nasıl tehlikeye girdiğini hepimiz yakından görmüş olduk. Bu tablo, gıda güvenliğinin artık ulusal güvenlikten ve küresel barıştan ayrı düşünülemeyeceğini açıkça ortaya koymaktadır. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve ülkemizin öncülüğünde sağlanan Tahıl Koridoru Anlaşması bu krizin aşılmasında önemli bir rol oynasa da risk hâlâ devam etmektedir. Dolayısıyla uluslararası kuruluşların, devletlerin ve yerel yönetimlerin gıda güvenliği konusunda daha etkin, daha kararlı adımlar atması gerekmektedir” dedi.
Gazze’de yıllardır süren soykırım hakkında da konuşan Başkan Altay: “Yalnızca masum canları değil, aynı zamanda en temel insani ihtiyaçlara erişimi de hedef almaktadır. Ufacık çocukların açlıktan hayatını kaybettiği, annelerin ekmek bulamadığı, insanların bir yudum suya hasret kaldığı bir tabloyla karşı karşıyayız. Bu, sadece bir insani kriz değil, aynı zamanda gıda güvenliğinin küresel barışla ne kadar yakından ilişkili olduğunun acı bir ispatıdır. Gazze’de yaşanan dram, bizlere göstermektedir ki; gıda güvenliği artık sadece tarım politikalarıyla çözülebilecek bir mesele değil, aynı zamanda vicdanların, insanlığın ve uluslararası adaletin sınandığı bir alandır. Dünya, Gazze’deki açlığa sessiz kaldıkça, gıda güvenliği konusundaki tüm çabaların eksik kalacağı açıktır” diye konuştu.
‘Türkiye, sadece kendi vatandaşını doyuran değil, aynı zamanda yüzlerce ülkeye tarım ürünü ihraç eden, küresel gıda güvenliğinde söz sahibi bir ülke haline gelmiştir’ diyen Başkan Altay, sözlerini şöyle sürdürdü: 2023'te 68,9 milyar dolar olan tarımsal hasılamız, 2024'te yüzde 7 artışla 74 milyar dolara çıkmıştır. Bununla, dünyada ilk 7 ülke arasına girerken ülke olarak ilk defa 70 milyar dolar sınırını aştık”
Şeyma TAHİR
Esnafta ahlak kalmadı. Ulu caminin karşısında parkın içine kurulan standda çağ kebap yapan adamlar.tezgahin altında iki şiş yerine dürümü biir cağ la yapıp müşteri ye veriyor.
normadli .
Tarım ve enerjide para harcanmalı önemli sektörler.