
Bakırcılar Mahallesi ismini Bakırcı camisinden alan şehrin merkezi mahallelerinden birisidir. Bakırcılar Mahallesi, bakırcılar çarşısından uzakta olmasına rağmen adını bakırcılığa gönül veren insandan almıştır denilebilir. Mahalle, Karaköse ve Çortan Mahalleleri ile komşudur.
BAKIRCI CAMİ
Sülün gibi minaresi asıl gövdesinde Ermeni ve Rus kurşunlarının izlerini bir gaza hatırası gibi muhafaza eden Bakırcı Cami kitabesine göre Bakırcı Mustafa Ağa vefatından evvel malının değerinin üçte biri ile bir cami yapılmasını vasiyet etmesi üzerine yapılmıştır. Mustafa Ağanın damadı olan savaş meydanlarının kahraman dadaşı Mustafa Ağa da kayınpederinin vasiyetini yerine getirerek 1720 yılında III.Ahmet döneminde Bakırcı camisini yaptırmıştır. (Konyalı, Abideleri ve Kitabeleriyle Erzurum Tarihi, s.186.) Caminin kıble tarafı mezarlıktır. (Solmaz, Erzurum Şehrindeki Tarihi Eserler, s.36.) Cami, İbrahim Paşa ve Şeyhler Camilerinin tipindedir. Son cemaat yerini başlıkları istalaktikli dört taş sütunun yükseldiği üç yuvarlak kubbe örter. Cami, içten içe yaklaşık 10 m. çapında tek kubbe ile örtülüdür. Kuzey ve güneyden ikişer, doğu ve batıdan birer pencere ile aydınlatılan caminin duvarları oldukça kalın olup, kırmızı kesme kamber taşı ile örtülüdür. Caminin kapısının üstünde 33x68 cm ebadında mermerden altı satırdan ibaret kitabesi vardır. Burada camiyi yaptıranın amacı ve yapılış tarihi hakkında bilgi ve dua metni vardır. Minaresi ise yine kamber taşından yapılmış olup caminin sağındadır. Minarenin kaidesi hafifçe son cemaat yerine taşmıştır. Şerefenin altında çeşitli süslemeler vardır. Külahının altında ise yer yer çiniler vardır. Minarede Ermeni ve Rus işgallerinin nişaneleri olan kurşun izleri bir gaza hatırasıdır. (Komisyon, Şehr-i Mübarek, Erzurum Belediyesi Yay., Erzurum 1985, s.159.) Cami değişik zamanlarda tamirat görmüş II.Abdülhamit zamanında esaslı bir onarım geçirmiştir. Bakırcı Camiinin altı ahşap sütuna oturan mahfil ve arkaik görünüşlü mihrabından başka mimari özelliği yoktur. Cami önünde etrafı açık geniş bir bahçe vardır. Caminin yanında ise abdesthane bulunmaktadır. Cami etrafında yer alan mezarlıkta Mustafa Ağanında yattığının söylenmesine rağmen herhangi bir kayıta rastlanılmamıştır. (İbrahim Hakkı Konyalı, Abideleri ve Kitabeleriyle Erzurum Tarihi, İstanbul 1960, s.160.)
Mabedin üzerinde 33x68 cm ebadındaki mermer kitabesinde şunlar yazılıdır:
Vasiyet eyleyip böyle binayı süls-ü malından
Bekaya irtihal itti Bakırcı Mustafa Ağa
Deilir-i ‘m’areke damadı yani Mustafa Ağa
Bu kar-i hayrın oldu ahir itmamına pa-berca
Acup ey şuy-i gerdune didim tarihin hazık
Heman makbul ola yarab bu mabedgah-i bi hemta
“Bakırcılıkla uğraşan Mustafa Ağanın dükkanına bir gün bir adam gelir. Bir kazan için pazarlık yapılır. Pazarlık hayli uzun sürer. Pazarlık devam ederken Ezan-i Muhammedi’ye okunur. Ağa, müşterisine ezanın okunduğunu ve pazarlığın namazdan sonra devam ettirilmesini söyler. İkisi de kazan pazarlığını bırakarak camiye giderler. Namazdan sonra geri döndüklerinde hayretler içerisinde kalırlar. Kazanın içerisi altınlarla doludur. Ağa, ben bunları nerede kullanırım diye düşünür. Allah bunları bana camiye gittim diye verdi der ve bu paraları cami yapımında kullanmaya karar verir. Bakırcı Mustafa Ağa XVIII.yy.da yaşamış ve ismini ebediyete kadar şehir tarihine yazdırmıştır. Her gün okunan ezanla dolup boşanan camide adına dualar edilmekte Mustafa Ağa hayırla yad edilmektedir”, Murat Paşa Mahallesi sakini Dursun Zeren’in ifadesi.” Mustafa Ağa caminin yanı başına da Bakırcı çeşmesini yaptırmıştır. Çeşme de cami ile birlikte 1720 yılında yaptırılmıştır. (Solmaz, Erzurum Şehrindeki Tarihi Eserler, s.173.) Çeşme 1992 yılında tadilata uğramıştır. Osmanlı döneminden kalan çeşme III.Ahmet zamanında yapılmıştır. Çeşmede kullanılan taşlar kısmen tırtıllı olup dikdörtgen şeklindedir. Kurnaları da bu taştan yapılmış olan çeşme zaman içerisinde yıpranmıştır. Çeşmenin üst görünümü oval şeklindedir. Dört lülesi bulunan çeşmenin suyu billur olup zamana inat akışını devam ettirmektedir. Ezan vakti namaz kılmaya hazırlanan insanların uğrak yeri olan çeşmeden bidonlarıyla su bekleyenleri görürseniz şaşırmayın.
BAKIRCI CAMİ
Sülün gibi minaresi asıl gövdesinde Ermeni ve Rus kurşunlarının izlerini bir gaza hatırası gibi muhafaza eden Bakırcı Cami kitabesine göre Bakırcı Mustafa Ağa vefatından evvel malının değerinin üçte biri ile bir cami yapılmasını vasiyet etmesi üzerine yapılmıştır. Mustafa Ağanın damadı olan savaş meydanlarının kahraman dadaşı Mustafa Ağa da kayınpederinin vasiyetini yerine getirerek 1720 yılında III.Ahmet döneminde Bakırcı camisini yaptırmıştır. (Konyalı, Abideleri ve Kitabeleriyle Erzurum Tarihi, s.186.) Caminin kıble tarafı mezarlıktır. (Solmaz, Erzurum Şehrindeki Tarihi Eserler, s.36.) Cami, İbrahim Paşa ve Şeyhler Camilerinin tipindedir. Son cemaat yerini başlıkları istalaktikli dört taş sütunun yükseldiği üç yuvarlak kubbe örter. Cami, içten içe yaklaşık 10 m. çapında tek kubbe ile örtülüdür. Kuzey ve güneyden ikişer, doğu ve batıdan birer pencere ile aydınlatılan caminin duvarları oldukça kalın olup, kırmızı kesme kamber taşı ile örtülüdür. Caminin kapısının üstünde 33x68 cm ebadında mermerden altı satırdan ibaret kitabesi vardır. Burada camiyi yaptıranın amacı ve yapılış tarihi hakkında bilgi ve dua metni vardır. Minaresi ise yine kamber taşından yapılmış olup caminin sağındadır. Minarenin kaidesi hafifçe son cemaat yerine taşmıştır. Şerefenin altında çeşitli süslemeler vardır. Külahının altında ise yer yer çiniler vardır. Minarede Ermeni ve Rus işgallerinin nişaneleri olan kurşun izleri bir gaza hatırasıdır. (Komisyon, Şehr-i Mübarek, Erzurum Belediyesi Yay., Erzurum 1985, s.159.) Cami değişik zamanlarda tamirat görmüş II.Abdülhamit zamanında esaslı bir onarım geçirmiştir. Bakırcı Camiinin altı ahşap sütuna oturan mahfil ve arkaik görünüşlü mihrabından başka mimari özelliği yoktur. Cami önünde etrafı açık geniş bir bahçe vardır. Caminin yanında ise abdesthane bulunmaktadır. Cami etrafında yer alan mezarlıkta Mustafa Ağanında yattığının söylenmesine rağmen herhangi bir kayıta rastlanılmamıştır. (İbrahim Hakkı Konyalı, Abideleri ve Kitabeleriyle Erzurum Tarihi, İstanbul 1960, s.160.)
Mabedin üzerinde 33x68 cm ebadındaki mermer kitabesinde şunlar yazılıdır:
Vasiyet eyleyip böyle binayı süls-ü malından
Bekaya irtihal itti Bakırcı Mustafa Ağa
Deilir-i ‘m’areke damadı yani Mustafa Ağa
Bu kar-i hayrın oldu ahir itmamına pa-berca
Acup ey şuy-i gerdune didim tarihin hazık
Heman makbul ola yarab bu mabedgah-i bi hemta
BAKIRCI ÇEŞMESİ
“Bakırcılıkla uğraşan Mustafa Ağanın dükkanına bir gün bir adam gelir. Bir kazan için pazarlık yapılır. Pazarlık hayli uzun sürer. Pazarlık devam ederken Ezan-i Muhammedi’ye okunur. Ağa, müşterisine ezanın okunduğunu ve pazarlığın namazdan sonra devam ettirilmesini söyler. İkisi de kazan pazarlığını bırakarak camiye giderler. Namazdan sonra geri döndüklerinde hayretler içerisinde kalırlar. Kazanın içerisi altınlarla doludur. Ağa, ben bunları nerede kullanırım diye düşünür. Allah bunları bana camiye gittim diye verdi der ve bu paraları cami yapımında kullanmaya karar verir. Bakırcı Mustafa Ağa XVIII.yy.da yaşamış ve ismini ebediyete kadar şehir tarihine yazdırmıştır. Her gün okunan ezanla dolup boşanan camide adına dualar edilmekte Mustafa Ağa hayırla yad edilmektedir”, Murat Paşa Mahallesi sakini Dursun Zeren’in ifadesi.” Mustafa Ağa caminin yanı başına da Bakırcı çeşmesini yaptırmıştır. Çeşme de cami ile birlikte 1720 yılında yaptırılmıştır. (Solmaz, Erzurum Şehrindeki Tarihi Eserler, s.173.) Çeşme 1992 yılında tadilata uğramıştır. Osmanlı döneminden kalan çeşme III.Ahmet zamanında yapılmıştır. Çeşmede kullanılan taşlar kısmen tırtıllı olup dikdörtgen şeklindedir. Kurnaları da bu taştan yapılmış olan çeşme zaman içerisinde yıpranmıştır. Çeşmenin üst görünümü oval şeklindedir. Dört lülesi bulunan çeşmenin suyu billur olup zamana inat akışını devam ettirmektedir. Ezan vakti namaz kılmaya hazırlanan insanların uğrak yeri olan çeşmeden bidonlarıyla su bekleyenleri görürseniz şaşırmayın.