
Adem Çağlayan ismi, son yıllarda sıklıkla anılan, dile getirilen bir isimdir. Daha çok da teknik adam olarak çalıştırdığı takımları hep zirveye taşıması, ya da bırakırken hep zirvede bırakması ile bilinen bir futbol karakteri. En son futbol şehri Bursaspor ile şampiyonluk yaşayan, kupa kaldıran Adem Çağlayan ile biz de istedik ki zirvede konuşalım, Palandöken dağında, Sway Otel’de buluştuk onunla. Henüz Beden Eğitimi Spor Bilimleri Fakültesi’nde öğrenci iken tanıdığım, Dadaşkent’te ikamet ettiğim evin altındaki marketi ağabeyi Fatih’le çalıştıran, babası Vahdettin Çağlayan ile tanışıklığım olan Adem Çağlayan, özellikle kazanma alışkanlıkları edinen takımlar oluşturması ile daha çok futbol dünyasında adını duyurmuştur. 2018-2019 futbol sezonunda Erzurumspor’da atletik performans uzmanı olarak çalışırken, Mehmet Altıparmak’ın takımdan ayrılmasının akabinde G.Saray maçına takımı takımı çıkartan, Fatih Terim ile saha kenarında yanyana fotoğrafı olan, güzel oynamalarına rağmen maçı 1-0 kaybeden Erzurumspor’un bu genç futbol adamı, daha çok o günlerde tanınır oldu, hafızalara kendini kazıdı.
Hikayesi Ankaraspor’da başladı
Memleketinin kulübünden biraz da mali sebeplerden dolayı kızgın ayrıldığı, sonrasında bir dönem mavi-beyazlı kulübü çalıştıran Osman Özköylü’nün yanında yardımcı antrenörlük yolculuğuna çıkan, sırasıyla Bolu, Altay, Hekimoğlu ve Pendik’de deneyim yaşayan Çağlayan, ilk teknik sorumlu olarak Ankaraspor ile hikayesini başlattı. Ankaraspor’un yanısıra Adana FK, Yeni Mersin İdmanyurdu ve Kastamonuspor’u çalıştırırken takımının aldığı saha sonuçları ile artık iyice kendini ispatlayan, adını duyuran Çağlayan, Bursaspor’dan sezonun son haftalarında gelen sürpriz teklife tabiri caizse balıklama atladı ve taraftarı, stadı ile de ülkenin sayılı illeri arasında yeralan bu kentte de kısa sürede kazanma alışkanlığı olan takım yaptı ve bu takımla sezon sonunda kupa kaldırma mutluluğu ve onuru yaşadı.
Bir idolü yok!
Kendisine, ‘’özelliğiniz ne, sizi bu mecrada farklı kılan şey ne?’’ diye sorarak başladığımız sohbetimizde, ‘’Benim takımımda savuma ile hücumu birlikte düşünen bir oyun aklı olur hep. Topun genelde bizde kalmasını sağlayan bir oyun anlayışının yanısıra, bu topu hep de rakip takım yarı alanında bulundurma özelliğini ediniriz. Kaybettiği topu çok kısa zamanda temaslı ve baskılı oyunla kazanan takım benim takımdır. Ben oyun kültüründen yanayım. Çalıştırdığım takımlar günün sonunda konsantre, coşkulu oynayan, kazanmaya yakın, taraftarın da gözüne hoş gelen futbol ile bilinir’’ cevabını veriyor. Örnek aldığı bir teknik adam var mı sorusuna da , ‘’Yok kimse’’ diyor ve bunu da ‘’Eğer başkalarının ayak izlerine basarak gidersen senin izin görünmez’’ diye değerlendiriyor. Forma adaletinden yana olduğunu, yaşlı-genç diye bir ayırım içine asla girmediğini, sosyal medyayı kullanmadığını da anlatan 1981 doğumlu Çağlayan, takımları ile aldığı başarılı saha sonuçlarının yanısıra, gittiği takımlarda Türk futboluna kazandırdığı isimler ile de tanınırlılığı olan hoca oldu. Kastamonu’da iken Ali Altuner, Naim Saruhan, Bursa’da Zeki Dursun, Adana FK’de Yiğit Demir, Ankaraspor’da da G.Saray’a giden Sıraç Han Nas, bu isimlerden bir kaçı..
Eleştiri de alkış da geçici şeyler
Çok da reklamı yapılmayan, medyada fazla yer verilmeyen, yeralmayan da bir isim Adem Çağlayan. Buna ne diyor acaba. Medyayı kullanmadığını, tamamen çalışırken işine odaklandığını söyleyen Adem hoca, eleştirinin de alkışın da kendisi için 10 saniyelik bir şey olduğunu belirtiyor. Çağlayan, ‘’Sosyal medyaya çok da takılmıyorum. Hedefimde hep gemiyi limana çekmek var. Yol boyunca önüme çıkan tümsekler, dikenler ilgi alanıma girmiyor. Eleştiri de, alkış da 10 saniyelik geçici şeyler benim için’’ diyor. Henüz Nesine 2.ligde hangi grupta mücadele edeceği belli olmayan Bursaspor gibi bir kulüpte yeniden çalışacak olmaktan hem mutluluk ve hem de gurur duyduğunu söyleyen Çağlayan, ‘’Bursaspor ile yatıp Bursaspor ile kalkan taraftar topluluğumuz var. Tek tutkuları var, o da Bursaspor. Her maçta inanılmaz ambiyans oluşturuyorlar ve bizler de sırtlandığımız yükün ağırlığının farkındayız. Bizim sadece Elazığspor maçını 54 bin 200 biletli seyirci izledi. Böyle bir kentten bahsediyoruz. Yapacağımız oyuncu takviyelerinde en çok da o baskıyı kaldıracak futbolcular ile anlaşmaktan yanayız’’ şeklinde konuşuyor.
Sırada 1.lig var
Bugüne kadar görev yaptığı kulüplerin hem futbolcu ve hem de yönetimleri ile iyi ilişkilerinin olduğunu, kimseyle kavgalı olmadığını, hep ayrılırken de güzel ayrıldığını söyleyen Adem Çağlayan, yeni sezonda da hedeflerinin öncelikle 1.lig, sonrasında da süper lig olduğunu belirtiyor. Tesislerinin çok güzel olduğunu, bir teknik adam için gerekli tüm isteklerinin yerine getirildiğini, yanında çalıştığı her hocanın iyi bir özelliğini aldığını, bundan da mutluluk duyduğunu anlatan Çağlayan, donanımlı bir ekibi olduğunu, aile gibi vazifelerini yaptığını bildirdi. Genelde alt yapıdan oyuncuları taktik idmanlarına çağırdığını da altını çizen genç teknik adam, bu sayede her oyuncunun özgüven kazanmasını sağladığına dikkat çekiyor. Ailesinin Erzurum’da olduğunu, fırsat buldukça ancak memleketine gidip-geldiğini belirten Çağlayan, ‘’Çıktık bir yolculuğa. Yarın ne olur, ne getirir, kimse bilmez, bilemez. Nasibimizde ne varsa onu yaşayıp göreceğiz’’ diyor.
--
Vedat Refayeli