
Gol umutlarımız Eren ve Novikovas’sız oyuna başladık. Sarı kart cezalısı Emircan’da kadroda yer almadı.
(Her ikisi de sakattı ve İzmir’e götürülmedi)
Üstelik büyük umutlar beslediğimiz Mustafa Yumlu’yu da Hoca oynatmadı. Oyunun son dakikalarında kurtarıcı(!?) gibi oyuna alındı…
Doğrusunu isterseniz, iyileşmiş bir Mustafa niye ilk 11’de oynamadı, sakatsa niye kadroya alındı ve son dakikalarda oyuna sürüldü, anlamadık ?...
Üstelik -biraz da ofsayt kokan-, topa zamanında müdahale edemeyen ve adamını tutamayan Mustafa Akbaş üzerinden gol yedik… (Bu arada Ahmet İlhan Özek’i meşhur ettik)
Dahası Aly Malle’nin indirilişini ve Gökhan Alsan’ın topuğuna yapılan müdahaleyi tribünden biz gördük de ne yazık ki hakem göremedi…
*
Fakat belki de sezonun en kötü oyununu Altınordu’nun sahasında oynadık.
Eğer formaları değişirsek şampiyonluğa oynayan, kaybedilen puanları telafi etmeye çalışan onlardı…
Biz ise kalecimiz Szumski’nin, biraz gayretli Aykut, Orhan ve Esterela’nın dışında elle tutulur oyuncumuz yoktu.
Gol yollarında umut beklediğimiz Süleyman ve Martin ne yazık ki gayet etkisizdi.
Hele gol umudumuz Samuel Olanare, tıpkı ‘bal yapamayan arı’ gibi amaçsızca bir o yana, bir bu yana koştu durdu…
Üstelik saha tek ona kayganmış gibi bir türlü ayakta duramadı.
*
Mucize yaşanmazsa sesimiz kısıldığı için şampiyonluk türküsü okuyamayacağız…
Playoff’u da kaybetme tehlikesi belirdi.
*
Beyler,
Samsun maçına çıkın; yüreğinizle, adam gibi oynayın ve üç puanı alın…
Çünkü başka şansımız yok…
Hoca’ya gelince;
‘Başka sözüm yok…’
(Her ikisi de sakattı ve İzmir’e götürülmedi)
Üstelik büyük umutlar beslediğimiz Mustafa Yumlu’yu da Hoca oynatmadı. Oyunun son dakikalarında kurtarıcı(!?) gibi oyuna alındı…
Doğrusunu isterseniz, iyileşmiş bir Mustafa niye ilk 11’de oynamadı, sakatsa niye kadroya alındı ve son dakikalarda oyuna sürüldü, anlamadık ?...
Üstelik -biraz da ofsayt kokan-, topa zamanında müdahale edemeyen ve adamını tutamayan Mustafa Akbaş üzerinden gol yedik… (Bu arada Ahmet İlhan Özek’i meşhur ettik)
Dahası Aly Malle’nin indirilişini ve Gökhan Alsan’ın topuğuna yapılan müdahaleyi tribünden biz gördük de ne yazık ki hakem göremedi…
*
Fakat belki de sezonun en kötü oyununu Altınordu’nun sahasında oynadık.
Eğer formaları değişirsek şampiyonluğa oynayan, kaybedilen puanları telafi etmeye çalışan onlardı…
Biz ise kalecimiz Szumski’nin, biraz gayretli Aykut, Orhan ve Esterela’nın dışında elle tutulur oyuncumuz yoktu.
Gol yollarında umut beklediğimiz Süleyman ve Martin ne yazık ki gayet etkisizdi.
Hele gol umudumuz Samuel Olanare, tıpkı ‘bal yapamayan arı’ gibi amaçsızca bir o yana, bir bu yana koştu durdu…
Üstelik saha tek ona kayganmış gibi bir türlü ayakta duramadı.
*
Mucize yaşanmazsa sesimiz kısıldığı için şampiyonluk türküsü okuyamayacağız…
Playoff’u da kaybetme tehlikesi belirdi.
*
Beyler,
Samsun maçına çıkın; yüreğinizle, adam gibi oynayın ve üç puanı alın…
Çünkü başka şansımız yok…
Hoca’ya gelince;
‘Başka sözüm yok…’