
Motosiklet ve Av Tutkunu olan Ulalarspor Teknik Patronu Yılmaz Toyran, avcılık vurmak kırmak değildir
Anagold 24 Erzincanspor’u Profesyonel Liglere taşıyan, bu sezonda Ulalarspor’la başarılı skorlara imza atan Teknik Direktör Yılmaz Toyran, lisans problemini çözemediği için Beşiktaş’a transferinin gerçekleşmediğini söyledi. Avcılık ve Motosiklet tutkunu olan tecrübeli futbol adamı, “Doğada hayvanların peşinden koşup spor yapmak için avcılık yapıyorum” dedi.
Röportaj: Nurullah PALA/PUSULA
O, Doğunun en tanınım futbolcularından biriydi. Teknik adam olarak da adından sıkça söz ettiren bir. Teknik adam olarak 1. Lig dahil bir çok profesyonel kulüpte görev yapan Yılmaz Toyran, en büyük başarısını ve çıkışını Anagold 24 Erzincanspor (Refahiye) ile yaşadı. Toyran, Erzincan tempisilcisini BAL’dan 3. Lige çıkardı.
Futbolda hedefleri ve idealleri olan Ulalarspor Teknik Patronu Yılmaz Toyran adeta bir koltukta iki karpuz taşıyor. TÜFAD Erzincan Şube Başkanlığını da yürüten Toyran, aynı zamanda profesyonel bir motosikletçi ve Avcı…
Özlem hanımla evli olan Özgü Büşra ve Özge adında iki kız babası olan Yılmaz Toyran ile ‘Hayat Eve Sığar’ misali hayat dolu bir röportaj yaptık. Çevre ve doğa hayranı Yılmaz Toyran, “Sağlık için kesinlikle Evde Kalmalıyız” dedi.
İşte Yılmaz hoca ile yaptığımız röportajdan kesitler…
Yıllarda sahalarda top koşturdu

N. PALA: Hocam, Yılmaz Toyran kimdir?
Yılmaz TOYRAN: “Ben 1965 Erzincan doğumlu bir futbol adamıyım. 1982-1983 futbol sezonunda profesyonel futbolculuk hayatıma başladım. 1993’te jübile yaptım. Erzincanspor’dan, Kırıkkalespor’a transfer oldum. Ardından da yeniden Erzincanspor’a döndüm. Uzun yıllar formasını giydiğim şehrimin takımda kaptanlık görevinde bulundum. Eşim Özlem hanımla 1990 yılında evlendim. Özgü Büşra ve Özge adında iki kızım var. Futbolu bıraktıktan sonra da uzun yıllar 1. Lig dahil bir çok takımda antrenörlük yaptım. Sonra döndüm geldim eski adıyla Refahiyespor olan Anagold 24 Erzincanspor’u BAL’da şampiyon yaparak 3. Lige çıkardım.”
Kızı milli badmintoncu
N. PALA: Yılmaz hocam, kızınız Özgü Büşra’nın milli bamintoncu olduğunu biliyoruz, bu konuda görüşleriniz nedir?
Yılmaz TOYRAN: “Evet ben bir eski sporcuyum ve şu an spor adamıyım. Kızlarımdan Özge okudu Fizyoterapist oldu. Özgü Büşra ise milli badmintoncu ve öğretmen. Ben çocuklarının spor yapmasını destekleyen babalardan biriyim. Çünkü spora giden çocuklar zararlı ve kötü alışkanlıklardan uzak durarak. Kendi otokontrollerini sağlayabiliyor. Demek ki, Özgü Büşra da bizim sporcu genimizi geçmiş ki, badmintonda milli sporcu oldu. İnşallah ülkemiz adına daha büyük başarılara imza atar ve bayrağımızı Avrupa’da dalgalandırmaya devam eder.”
Beşiktaş transferi lisans yüzünden olmadı
N. PALA: Yılmaz Hocam, sizi profesyonel futbolcu olarak da izledik. Yanılmıyorsam, bir Beşiktaş maceranız da oldu.
Yılmaz TOYRAN: “Evet ben yıllarca futbol oynadık, savaşçı biriydim, göze hoş gelen bir futbol sergilediğimi de düşünüyorum. Beşiktaş’ın seçmeleri vardı. Binlerce isim arasından Serpil Hamdi Tüzün hoca beni seçti. Ancak o dönem lisans problemini çözemediğimiz için Beşiktaş’a transferim gerçekleşmedi. Ama Siyah-beyazlı kulüpte uzun süre antrenmanlara çıktım.”
Benim rengim Ay-Yıldız

N. PALA: Hangi takım sempatizanısınız?
Yılmaz TOYRAN: “Ben bir futbol adamıyım. Siyasetle işim olmaz. Spor benim hayatım. Ben şu takım veya bu takım taraftarı değilim. Tabi Beşiktaş’la haşır neşir olduğum için Beşiktaş’ı seviyorum. Ama ben bir Milli takımın fanatik taraftarıyım. A Milli takımımızın ve diğer milli takımlarımızın maçlarını kaçırmam. Rengim Ay-yıldız.”
Motosikletle yurt dışına bile gittim
N. PALA: Yılmaz Hocam, motosiklet tutkunu olduğunuzu söylediniz?
Yılmaz TOYRAN: “Futbol dışı zamanlarımda motosiklet binmeyi ve avcılık yapmayı seviyorum. Aslında bir çok hobim var. Çevre ve doğu tutkunu bir insanım. At binmeyi, Balık tutmayı, yüzmeyi seviyorum. Dalış yapıyorum. Özellikle profesyonel bir motosiklet sürücüsüyüm. Motositletinen bırakın uzun yolculuğu yurt dışı seyahatine bile çıktım.”
Futbol sahalarının Avcı Antrenörü
N. PALA: Hocam, avcılık merakınız nereden kaynaklanıyor?
Yılmaz TOYRAN: “Doğayı, çevreyi ve yürümeyi seviyorum. Merakım olduğu içinde avcılığa başladım. Şu an profesyonel avcıyım. Aktif spor dışında avcılık yapıyorum. Avcılık vurmak, kırmak demek değildir. Kalabalık ortamlardan uzak kalmak. Doğa ile baş başa kalmak için ava çıkıyorum. Futbol maçlarının stresinden uzaklaşmak için bunu yapıyorum.”
Hayvanların peşinden koşmak için ava çıkıyorum

N. PALA: Yılmaz hocam, siz motosiklet tutkunu olduğunuzu söylüyorsunuz ama av merakı yönünüzü biz biliyorduk?
Yılmaz TOYRAN: “Üstte de belirttiğim gibi, avcılılık vurmak kırmak değildir. Biz ava gideriz ama doğayı ve hayvanları bizden çok koruyan olmaz. Dağ Keçilerini çok severim. Dağların kralı Tekelerdir. Bir tane keklik avlar, onu da av yerinde pişirip yerim. Para ile daya çok et alabilirim, ama onun lezzeti başka. Ben sporcuyum, avda hayvanların peşinden koşup spor yapıyorum. Av benim için aracı olmasa, dağda iki metre bile koşmam ama av merakı sana spor yaptırıyor. Nerden koşarsam hayvanın önüne geçerim, nasıl yapsam hayvanı yakalarım, planları yapıyorsun. Süper mücadele. Bu da sağlıklı ve zinde kalmak için çok önemli.- Ayrıca stres atıyoruz. Köpeğimle birlikte doğada yalnız kalıyorum.”
Avcı katliam yapan değildir
N. PALA: Domuz avladığınızı söylediniz?
Yılmaz TOYRAN: “Erzincan Valiliğimiz izni ile köylüye, çiftçiye zarar veren domuzları avlıyoruz. Avcılık katliam yapmak değildir. İnsanlara yardımcı olmak da lazım. Profesyonel avcı olduğumuz için Valiliğimiz bizden köylüye ve çiftçiye zarar veren domuzları avlamamızı istiyor. Bizde Valiliğimizin izni ile bu görevi yerine getirmeye çalışıyoruz. Biz Erzincanlı avcılar olarak yılda en az 8-10 ton doğaya yem bırakarak yaban hayata destek veriyoruz.”
Arıcıkta yapıyor

N. PALA: Hocam bir de bu kadar yoğunluğunuz arasına arıcılık mesleğini sığdırdınız?
Yılmaz TOYRAN: “Arıcılıkta yapıyorum, ama buna çıraklık da diyebiliriz. 230 tane ara peteğim var. Burada arıcı ustalarına çıraklık yapıyorum ve arıcılığın püf noktalarını da öğreniyorum.”
Hedefim futbolda tarih yazmak
N. PALA: Hocam tekrar futbola dönelim. Hedefleriniz neler, antrenör olarak nerelere varmak istiyorsun?
Yılmaz TOYRAN: “Antrenörlükte hedeflerim var, tabi ki; bir proje takımı ile BAL’dan Süper Lige kadar yükselmek. Altınordu FK projesi gibi.”
N. PALA: Peki hocam, Ulalarspor’da var mı böyle bir potansiyel?
Yılmaz TOYRAN: “Tabi Ulularspor’da bu potansiyel var. Bir kere futbolu bilen süper bir kulüp başkanımız var. Murat Polat başkanımızda benimle aynı görüşte. Özellikle Ulalarspor’un başına geçtikten sonra çok başarılı sonuçlar aldık. Bir tek evimizde Kars ile berabere kaldık. İnşallah Murat Polat başkanımızla birlikte Altınordu örneği Ulalarspor’u üst liglere taşırız.”
Yılmaz Hoca da ‘Evde Kal’ dedi
N. PALA: Hocam malum Koronavirüs salıgını nedeniye ‘Evde Kal’ sloganı var. Bunu için görüşlerinizi alabilir miyiz?
Yılmaz TOYRAN: “Kesinlikle doğru bir karar ve sağlımız için evde kalmalıyız. Ancak ben uygulamanın daha sert olmasından yanayım. Çünkü insanlar halen daha işin ciddiyetinde değiller. Buna kendimizi da dahil ediyoruz. Bu millete toplu ev karantinası şart. Belirli bir süre içinde bu uygulama kesin olmalı.”
Anagold 24 Erzincanspor’u Profesyonel Liglere taşıyan, bu sezonda Ulalarspor’la başarılı skorlara imza atan Teknik Direktör Yılmaz Toyran, lisans problemini çözemediği için Beşiktaş’a transferinin gerçekleşmediğini söyledi. Avcılık ve Motosiklet tutkunu olan tecrübeli futbol adamı, “Doğada hayvanların peşinden koşup spor yapmak için avcılık yapıyorum” dedi.
Röportaj: Nurullah PALA/PUSULA
O, Doğunun en tanınım futbolcularından biriydi. Teknik adam olarak da adından sıkça söz ettiren bir. Teknik adam olarak 1. Lig dahil bir çok profesyonel kulüpte görev yapan Yılmaz Toyran, en büyük başarısını ve çıkışını Anagold 24 Erzincanspor (Refahiye) ile yaşadı. Toyran, Erzincan tempisilcisini BAL’dan 3. Lige çıkardı.
Futbolda hedefleri ve idealleri olan Ulalarspor Teknik Patronu Yılmaz Toyran adeta bir koltukta iki karpuz taşıyor. TÜFAD Erzincan Şube Başkanlığını da yürüten Toyran, aynı zamanda profesyonel bir motosikletçi ve Avcı…
Özlem hanımla evli olan Özgü Büşra ve Özge adında iki kız babası olan Yılmaz Toyran ile ‘Hayat Eve Sığar’ misali hayat dolu bir röportaj yaptık. Çevre ve doğa hayranı Yılmaz Toyran, “Sağlık için kesinlikle Evde Kalmalıyız” dedi.
İşte Yılmaz hoca ile yaptığımız röportajdan kesitler…
Yıllarda sahalarda top koşturdu

N. PALA: Hocam, Yılmaz Toyran kimdir?
Yılmaz TOYRAN: “Ben 1965 Erzincan doğumlu bir futbol adamıyım. 1982-1983 futbol sezonunda profesyonel futbolculuk hayatıma başladım. 1993’te jübile yaptım. Erzincanspor’dan, Kırıkkalespor’a transfer oldum. Ardından da yeniden Erzincanspor’a döndüm. Uzun yıllar formasını giydiğim şehrimin takımda kaptanlık görevinde bulundum. Eşim Özlem hanımla 1990 yılında evlendim. Özgü Büşra ve Özge adında iki kızım var. Futbolu bıraktıktan sonra da uzun yıllar 1. Lig dahil bir çok takımda antrenörlük yaptım. Sonra döndüm geldim eski adıyla Refahiyespor olan Anagold 24 Erzincanspor’u BAL’da şampiyon yaparak 3. Lige çıkardım.”
Kızı milli badmintoncu
N. PALA: Yılmaz hocam, kızınız Özgü Büşra’nın milli bamintoncu olduğunu biliyoruz, bu konuda görüşleriniz nedir?
Yılmaz TOYRAN: “Evet ben bir eski sporcuyum ve şu an spor adamıyım. Kızlarımdan Özge okudu Fizyoterapist oldu. Özgü Büşra ise milli badmintoncu ve öğretmen. Ben çocuklarının spor yapmasını destekleyen babalardan biriyim. Çünkü spora giden çocuklar zararlı ve kötü alışkanlıklardan uzak durarak. Kendi otokontrollerini sağlayabiliyor. Demek ki, Özgü Büşra da bizim sporcu genimizi geçmiş ki, badmintonda milli sporcu oldu. İnşallah ülkemiz adına daha büyük başarılara imza atar ve bayrağımızı Avrupa’da dalgalandırmaya devam eder.”
Beşiktaş transferi lisans yüzünden olmadı
N. PALA: Yılmaz Hocam, sizi profesyonel futbolcu olarak da izledik. Yanılmıyorsam, bir Beşiktaş maceranız da oldu.
Yılmaz TOYRAN: “Evet ben yıllarca futbol oynadık, savaşçı biriydim, göze hoş gelen bir futbol sergilediğimi de düşünüyorum. Beşiktaş’ın seçmeleri vardı. Binlerce isim arasından Serpil Hamdi Tüzün hoca beni seçti. Ancak o dönem lisans problemini çözemediğimiz için Beşiktaş’a transferim gerçekleşmedi. Ama Siyah-beyazlı kulüpte uzun süre antrenmanlara çıktım.”
Benim rengim Ay-Yıldız

N. PALA: Hangi takım sempatizanısınız?
Yılmaz TOYRAN: “Ben bir futbol adamıyım. Siyasetle işim olmaz. Spor benim hayatım. Ben şu takım veya bu takım taraftarı değilim. Tabi Beşiktaş’la haşır neşir olduğum için Beşiktaş’ı seviyorum. Ama ben bir Milli takımın fanatik taraftarıyım. A Milli takımımızın ve diğer milli takımlarımızın maçlarını kaçırmam. Rengim Ay-yıldız.”
Motosikletle yurt dışına bile gittim
N. PALA: Yılmaz Hocam, motosiklet tutkunu olduğunuzu söylediniz?
Yılmaz TOYRAN: “Futbol dışı zamanlarımda motosiklet binmeyi ve avcılık yapmayı seviyorum. Aslında bir çok hobim var. Çevre ve doğu tutkunu bir insanım. At binmeyi, Balık tutmayı, yüzmeyi seviyorum. Dalış yapıyorum. Özellikle profesyonel bir motosiklet sürücüsüyüm. Motositletinen bırakın uzun yolculuğu yurt dışı seyahatine bile çıktım.”
Futbol sahalarının Avcı Antrenörü
N. PALA: Hocam, avcılık merakınız nereden kaynaklanıyor?
Yılmaz TOYRAN: “Doğayı, çevreyi ve yürümeyi seviyorum. Merakım olduğu içinde avcılığa başladım. Şu an profesyonel avcıyım. Aktif spor dışında avcılık yapıyorum. Avcılık vurmak, kırmak demek değildir. Kalabalık ortamlardan uzak kalmak. Doğa ile baş başa kalmak için ava çıkıyorum. Futbol maçlarının stresinden uzaklaşmak için bunu yapıyorum.”
Hayvanların peşinden koşmak için ava çıkıyorum

N. PALA: Yılmaz hocam, siz motosiklet tutkunu olduğunuzu söylüyorsunuz ama av merakı yönünüzü biz biliyorduk?
Yılmaz TOYRAN: “Üstte de belirttiğim gibi, avcılılık vurmak kırmak değildir. Biz ava gideriz ama doğayı ve hayvanları bizden çok koruyan olmaz. Dağ Keçilerini çok severim. Dağların kralı Tekelerdir. Bir tane keklik avlar, onu da av yerinde pişirip yerim. Para ile daya çok et alabilirim, ama onun lezzeti başka. Ben sporcuyum, avda hayvanların peşinden koşup spor yapıyorum. Av benim için aracı olmasa, dağda iki metre bile koşmam ama av merakı sana spor yaptırıyor. Nerden koşarsam hayvanın önüne geçerim, nasıl yapsam hayvanı yakalarım, planları yapıyorsun. Süper mücadele. Bu da sağlıklı ve zinde kalmak için çok önemli.- Ayrıca stres atıyoruz. Köpeğimle birlikte doğada yalnız kalıyorum.”
Avcı katliam yapan değildir
N. PALA: Domuz avladığınızı söylediniz?
Yılmaz TOYRAN: “Erzincan Valiliğimiz izni ile köylüye, çiftçiye zarar veren domuzları avlıyoruz. Avcılık katliam yapmak değildir. İnsanlara yardımcı olmak da lazım. Profesyonel avcı olduğumuz için Valiliğimiz bizden köylüye ve çiftçiye zarar veren domuzları avlamamızı istiyor. Bizde Valiliğimizin izni ile bu görevi yerine getirmeye çalışıyoruz. Biz Erzincanlı avcılar olarak yılda en az 8-10 ton doğaya yem bırakarak yaban hayata destek veriyoruz.”
Arıcıkta yapıyor

N. PALA: Hocam bir de bu kadar yoğunluğunuz arasına arıcılık mesleğini sığdırdınız?
Yılmaz TOYRAN: “Arıcılıkta yapıyorum, ama buna çıraklık da diyebiliriz. 230 tane ara peteğim var. Burada arıcı ustalarına çıraklık yapıyorum ve arıcılığın püf noktalarını da öğreniyorum.”
Hedefim futbolda tarih yazmak
N. PALA: Hocam tekrar futbola dönelim. Hedefleriniz neler, antrenör olarak nerelere varmak istiyorsun?
Yılmaz TOYRAN: “Antrenörlükte hedeflerim var, tabi ki; bir proje takımı ile BAL’dan Süper Lige kadar yükselmek. Altınordu FK projesi gibi.”
N. PALA: Peki hocam, Ulalarspor’da var mı böyle bir potansiyel?
Yılmaz TOYRAN: “Tabi Ulularspor’da bu potansiyel var. Bir kere futbolu bilen süper bir kulüp başkanımız var. Murat Polat başkanımızda benimle aynı görüşte. Özellikle Ulalarspor’un başına geçtikten sonra çok başarılı sonuçlar aldık. Bir tek evimizde Kars ile berabere kaldık. İnşallah Murat Polat başkanımızla birlikte Altınordu örneği Ulalarspor’u üst liglere taşırız.”
Yılmaz Hoca da ‘Evde Kal’ dedi
N. PALA: Hocam malum Koronavirüs salıgını nedeniye ‘Evde Kal’ sloganı var. Bunu için görüşlerinizi alabilir miyiz?
Yılmaz TOYRAN: “Kesinlikle doğru bir karar ve sağlımız için evde kalmalıyız. Ancak ben uygulamanın daha sert olmasından yanayım. Çünkü insanlar halen daha işin ciddiyetinde değiller. Buna kendimizi da dahil ediyoruz. Bu millete toplu ev karantinası şart. Belirli bir süre içinde bu uygulama kesin olmalı.”
