
Basın İlan Kurumu’nca gerçekleştirilen eğitim seminerinde 41 ilden yaklaşık 80 gazete temsilcisi ve kurum yöneticileri dijitalleşme sürecini, ortaya çıkabilecek sıkıntıları konuştu.
İrfan TARAKÇIOĞLU/KOCAELİ
Basın İlan Kurumu’nun (BİK) görev alanında bulunan şehirlerde resmi ilan ve reklam yayınlayan gazetelerin temsilcilerine yönelik Basın Mensupları Eğitim Semineri sona erdi.
Seminerde konuşan BİK Genel Müdürü Yakup Karaca, “Bütün dünyada devletler, gazetelerini doğrudan veya dolaylı olarak desteklemeyi tercih etmiştir. Diğer yandan devletin resmi ilan yayımlatması zorunluluktur. Resmi ilan yayın mecrasının gazeteler olması ise bir tercihtir. Bu ikisinin birbirine karıştırılmaması gerekmektedir” dedi.
Kocaeli’nin Darıca ilçesinde bulunan Basın İlan Kurumu Bayramoğlu Sosyal Tesisleri’nde 41 ilden yaklaşık 80 gazete temsilcisinin katılımıyla gerçekleştirilen Basın Mensupları Eğitim Semineri’nin açılışında, Genel Müdür Yakup Karaca ve Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Özdemir birer konuşma yaptı.
Karaca, “Sene sonu itibariyle elektronik deftere ve e-faturaya geçmeyi planlıyoruz. Adeta kağıt kullanmaksızın bu ilişkilerimizi sanal ortamda sürdürmüş olacağız. Sadece maddiyatta değil, zamanda ve iletişimde de tasarruftan bahsediyoruz.
Bunu bir fırsata dönüştürmek ve süreci en iyi şekilde değerlendirmek istiyoruz. İster dijitalleşme diyelim, ister fiziki ortamda yapılan işlerin sanal ortama alınması diyelim. Her ne kadar bu işleri defacto yapıyor gibi görünsek de resmi yönünün olduğunu kabul etmek gerekir. Dijital mecranın mevzuatla uyumu konusundaki sorunları da karşılaştıkça çözmeye çalışıyoruz. Yönetmeliğimiz bu sürecin belli bir aşamasını temsil ediyor” diye konuştu.

Para basmakla eşdeğer
Resmi ilan yayımlatmanın devletin egemenliğinin bir göstergesi ve vazifesi olduğuna değinen Karaca, resmi ilan yayımlatmanın para basmakla eşdeğer düşünülmesi gerektiğini vurguladı. Para basmadan ticari ve ekonomik hayatın olamayacağına işaret eden Karaca, “Devletler faaliyet ve çalışmalarını, kamuoyuna resmi ilanlar yoluyla duyuruyor. Yaptıklarını bu yolla paylaşıyor. Geçmişte meydanlara asılan panolar veya tellal vasıtasıyla halka ulaşan idareler, etkin kitle iletişi aracı olduğu dönemden itibaren gazeteleri tercih ediyor. Tüm dünyada olduğu gibi Osmanlı döneminden itibaren bizde de öyle. Resmi ilan yayını için gazeteler tercih edilirken, aynı zamanda gazetelerin maddi olarak desteklenmesinin amaçlandığı da bilinen bir gerçek. Bütün dünyada devletler, gazetelerini doğrudan veya dolaylı olarak desteklemeyi tercih etmiştir. Diğer yandan devletin resmi ilan yayımlatması zorunluluktur. Resmi ilan yayın mecrasının gazeteler olması ise bir tercihtir. Bu ikisinin birbirine karıştırılmaması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
Resmi ilanlar için ayrılan kamu kaynağının belli olduğunu, yıllık 400 milyonun üzerinde resmi ilan ve reklam dağıtımının yapıldığını belirten Karaca, ülke genelinde yaklaşık bin 400 gazete ve dergi tarafından paylaşılan pastanın yeni süreçte küçülmemesi gerektiğini vurgulayarak, bunun için kamu kaynaklarının artırılmasına ihtiyaç olduğunu ve pastanın küçülmesi tehlikesini her vesilede dile getirmeye çalıştıklarını söyledi.
Dijital medyaya geçişle birlikte maliyetlerin en az yüzde 10 civarında düşmesini beklediklerini ifade eden Karaca, dijitale geçişle birlikte resmi ilan fiyat tarifesinin mevcut haliyle kalıp kalmayacağı konusunun da önemli olduğunun altını çizdi.

E-gazete kaçınılmaz hale geldi
Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Özdemir, e-gazetenin kaçınılmaz hale geldiğini belirterek, yeni neslin gazete alma ihtiyacı hissetmediğini, eski kuşak sonrası evlere gazete alınmayacağını söyledi.
Yaptığı sunumda, bundan 25 yıl önce dijital gazetenin bir düş ve bilimkurgudan ibaret olduğunu anlatan Özdemir, düşün çok kısa sürede gerçeğe dönüştüğünü, insanların evde otururken bilgisayarın tuşlarına basarak gazeteleri okumaya başlandığını ifade etti.
“Kurum Mevzuatı, Resmi İlan ve Reklamlar ile Bunları yayınlayacak Süreli Yayınlar Yönetmeliği’nin Denetleme, İçerik Kontrolü Hakkında Uygulama Esas ve Usulleri” başlıklı oturumda konuşan Basın İlan Kurumu (BİK) Kontrol Hizmetleri Müdürü İbrahim Delibaş, gazetelerin içerik ve baskı kalitesini zorlaması gerektiğini belirterek, internet ve televizyon gibi mecralarla rekabette kalitenin en önemli unsur olduğunu söyledi.
BİK Muhasebe Müdürü Furkan Demircioğlu da gazeteler ile şubeler arasındaki muhasebe süreçlerine ilişkin genel değerlendirmelerde bulundu.
Bilgi İşlem Müdürü Emin Aksoy, Müdür Yardımcısı Yalçın Atik ve Müdürlük Şefi Zafer Bozak, dijital dönüşüm çalışmalarının ağırlıklı olarak ele alındığı sunumla katılımcıları bilgilendirdi.
Seminerde ayrıca BİK’in dijital dönüşüm projeleri hakkında katılımcılara bilgi verildi.
“Yerel Basında Dijital Dönüşüm” başlıklı oturumda, bir haber sitesinin en kısa sürede nasıl kurulabileceği, haber sitelerinde yaşanan genel sorunlar, içerik oluşturma ve yayınlama, reklam yönetimi, yerel gazetelerin web sitelerinde karşılaşılan problemler, örnekler üzerinden anlatıldı.
BİK’in gazetelerin web sitelerinden istediği şartları karşılaması da öngörülen projeden yararlanmak isteyen basın işletmelerinin, internet sitelerinin iyileştirilmesi veya yenilenmesi karşılığında KOSGEB’ten yüzde 50’ye kadar maddi destek alabileceği belirtildi.
“Yerel Yazılı Basının Dijital Reklam Piyasasına Entegrasyonu” başlıklı oturumda ise, gazete reklamcılığına ilişkin rakamlarda düşme görülürken, dijital reklam harcamalarında görülen artışa dikkat çekildi.
Seminer sertifika töreni
Sertifika törenine katılan Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Canbey, “Elbette yaptığımız çalışmalardan bahsedince dijitalleşme sürecinin nasıl yürüyeceğine ilişkin soru işaretleri oluşuyor. İnternet gazeteleri tehdit mi ediyor sorusu kafamızı meşgul ediyor. Öngörüler dijitalleşmenin artarak devam edeceği yönünde. Basılı mecraların satış ve reklam gelirlerinde düşmeler var. Dijitalleşmede aksine bir durum söz konusu. Buna karşın ben tabloyu o kadar da karamsar yorumlamıyorum” değerlendirmesinde bulundu.
İŞKUR, KOSGEB ve Kalkınma Ajansları ortak projeler yürütüldüğünü belirten Canbey, “Basın İlan Kurumu, basın sektöründe faaliyet gösteriyor. Sorunların çözümüne kayıtsız kalmamız mümkün değil. Şundan emin olun gazeteciliğin ölmesine gönlümüz asla razı olmayacak” dedi.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından yaygın ve ulusal gazetelerde atılan manşetleri “15 Temmuz ve Manşetler” adlı eserde bir araya getirdiklerini ifade eden Canbey, “Özellikle yerel gazetelerimizin ne kadar önemli olduğunu o gün gördük. Vatan söz konusu olduğunda ortak dili kullanabildiklerini, söz konusu vatanda gerisi teferruattır dediklerini gururla takip ettik. O nedenle gazetelerimizin hak ve hukuklarının korunmasını çok önemsiyoruz” diye konuştu.
İrfan TARAKÇIOĞLU/KOCAELİ
Basın İlan Kurumu’nun (BİK) görev alanında bulunan şehirlerde resmi ilan ve reklam yayınlayan gazetelerin temsilcilerine yönelik Basın Mensupları Eğitim Semineri sona erdi.
Seminerde konuşan BİK Genel Müdürü Yakup Karaca, “Bütün dünyada devletler, gazetelerini doğrudan veya dolaylı olarak desteklemeyi tercih etmiştir. Diğer yandan devletin resmi ilan yayımlatması zorunluluktur. Resmi ilan yayın mecrasının gazeteler olması ise bir tercihtir. Bu ikisinin birbirine karıştırılmaması gerekmektedir” dedi.
Kocaeli’nin Darıca ilçesinde bulunan Basın İlan Kurumu Bayramoğlu Sosyal Tesisleri’nde 41 ilden yaklaşık 80 gazete temsilcisinin katılımıyla gerçekleştirilen Basın Mensupları Eğitim Semineri’nin açılışında, Genel Müdür Yakup Karaca ve Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Özdemir birer konuşma yaptı.
Karaca, “Sene sonu itibariyle elektronik deftere ve e-faturaya geçmeyi planlıyoruz. Adeta kağıt kullanmaksızın bu ilişkilerimizi sanal ortamda sürdürmüş olacağız. Sadece maddiyatta değil, zamanda ve iletişimde de tasarruftan bahsediyoruz.
Bunu bir fırsata dönüştürmek ve süreci en iyi şekilde değerlendirmek istiyoruz. İster dijitalleşme diyelim, ister fiziki ortamda yapılan işlerin sanal ortama alınması diyelim. Her ne kadar bu işleri defacto yapıyor gibi görünsek de resmi yönünün olduğunu kabul etmek gerekir. Dijital mecranın mevzuatla uyumu konusundaki sorunları da karşılaştıkça çözmeye çalışıyoruz. Yönetmeliğimiz bu sürecin belli bir aşamasını temsil ediyor” diye konuştu.

Para basmakla eşdeğer
Resmi ilan yayımlatmanın devletin egemenliğinin bir göstergesi ve vazifesi olduğuna değinen Karaca, resmi ilan yayımlatmanın para basmakla eşdeğer düşünülmesi gerektiğini vurguladı. Para basmadan ticari ve ekonomik hayatın olamayacağına işaret eden Karaca, “Devletler faaliyet ve çalışmalarını, kamuoyuna resmi ilanlar yoluyla duyuruyor. Yaptıklarını bu yolla paylaşıyor. Geçmişte meydanlara asılan panolar veya tellal vasıtasıyla halka ulaşan idareler, etkin kitle iletişi aracı olduğu dönemden itibaren gazeteleri tercih ediyor. Tüm dünyada olduğu gibi Osmanlı döneminden itibaren bizde de öyle. Resmi ilan yayını için gazeteler tercih edilirken, aynı zamanda gazetelerin maddi olarak desteklenmesinin amaçlandığı da bilinen bir gerçek. Bütün dünyada devletler, gazetelerini doğrudan veya dolaylı olarak desteklemeyi tercih etmiştir. Diğer yandan devletin resmi ilan yayımlatması zorunluluktur. Resmi ilan yayın mecrasının gazeteler olması ise bir tercihtir. Bu ikisinin birbirine karıştırılmaması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
Resmi ilanlar için ayrılan kamu kaynağının belli olduğunu, yıllık 400 milyonun üzerinde resmi ilan ve reklam dağıtımının yapıldığını belirten Karaca, ülke genelinde yaklaşık bin 400 gazete ve dergi tarafından paylaşılan pastanın yeni süreçte küçülmemesi gerektiğini vurgulayarak, bunun için kamu kaynaklarının artırılmasına ihtiyaç olduğunu ve pastanın küçülmesi tehlikesini her vesilede dile getirmeye çalıştıklarını söyledi.
Dijital medyaya geçişle birlikte maliyetlerin en az yüzde 10 civarında düşmesini beklediklerini ifade eden Karaca, dijitale geçişle birlikte resmi ilan fiyat tarifesinin mevcut haliyle kalıp kalmayacağı konusunun da önemli olduğunun altını çizdi.

E-gazete kaçınılmaz hale geldi
Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Özdemir, e-gazetenin kaçınılmaz hale geldiğini belirterek, yeni neslin gazete alma ihtiyacı hissetmediğini, eski kuşak sonrası evlere gazete alınmayacağını söyledi.
Yaptığı sunumda, bundan 25 yıl önce dijital gazetenin bir düş ve bilimkurgudan ibaret olduğunu anlatan Özdemir, düşün çok kısa sürede gerçeğe dönüştüğünü, insanların evde otururken bilgisayarın tuşlarına basarak gazeteleri okumaya başlandığını ifade etti.
“Kurum Mevzuatı, Resmi İlan ve Reklamlar ile Bunları yayınlayacak Süreli Yayınlar Yönetmeliği’nin Denetleme, İçerik Kontrolü Hakkında Uygulama Esas ve Usulleri” başlıklı oturumda konuşan Basın İlan Kurumu (BİK) Kontrol Hizmetleri Müdürü İbrahim Delibaş, gazetelerin içerik ve baskı kalitesini zorlaması gerektiğini belirterek, internet ve televizyon gibi mecralarla rekabette kalitenin en önemli unsur olduğunu söyledi.
BİK Muhasebe Müdürü Furkan Demircioğlu da gazeteler ile şubeler arasındaki muhasebe süreçlerine ilişkin genel değerlendirmelerde bulundu.
Bilgi İşlem Müdürü Emin Aksoy, Müdür Yardımcısı Yalçın Atik ve Müdürlük Şefi Zafer Bozak, dijital dönüşüm çalışmalarının ağırlıklı olarak ele alındığı sunumla katılımcıları bilgilendirdi.
Seminerde ayrıca BİK’in dijital dönüşüm projeleri hakkında katılımcılara bilgi verildi.
“Yerel Basında Dijital Dönüşüm” başlıklı oturumda, bir haber sitesinin en kısa sürede nasıl kurulabileceği, haber sitelerinde yaşanan genel sorunlar, içerik oluşturma ve yayınlama, reklam yönetimi, yerel gazetelerin web sitelerinde karşılaşılan problemler, örnekler üzerinden anlatıldı.
BİK’in gazetelerin web sitelerinden istediği şartları karşılaması da öngörülen projeden yararlanmak isteyen basın işletmelerinin, internet sitelerinin iyileştirilmesi veya yenilenmesi karşılığında KOSGEB’ten yüzde 50’ye kadar maddi destek alabileceği belirtildi.
“Yerel Yazılı Basının Dijital Reklam Piyasasına Entegrasyonu” başlıklı oturumda ise, gazete reklamcılığına ilişkin rakamlarda düşme görülürken, dijital reklam harcamalarında görülen artışa dikkat çekildi.

Sertifika törenine katılan Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Canbey, “Elbette yaptığımız çalışmalardan bahsedince dijitalleşme sürecinin nasıl yürüyeceğine ilişkin soru işaretleri oluşuyor. İnternet gazeteleri tehdit mi ediyor sorusu kafamızı meşgul ediyor. Öngörüler dijitalleşmenin artarak devam edeceği yönünde. Basılı mecraların satış ve reklam gelirlerinde düşmeler var. Dijitalleşmede aksine bir durum söz konusu. Buna karşın ben tabloyu o kadar da karamsar yorumlamıyorum” değerlendirmesinde bulundu.
İŞKUR, KOSGEB ve Kalkınma Ajansları ortak projeler yürütüldüğünü belirten Canbey, “Basın İlan Kurumu, basın sektöründe faaliyet gösteriyor. Sorunların çözümüne kayıtsız kalmamız mümkün değil. Şundan emin olun gazeteciliğin ölmesine gönlümüz asla razı olmayacak” dedi.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından yaygın ve ulusal gazetelerde atılan manşetleri “15 Temmuz ve Manşetler” adlı eserde bir araya getirdiklerini ifade eden Canbey, “Özellikle yerel gazetelerimizin ne kadar önemli olduğunu o gün gördük. Vatan söz konusu olduğunda ortak dili kullanabildiklerini, söz konusu vatanda gerisi teferruattır dediklerini gururla takip ettik. O nedenle gazetelerimizin hak ve hukuklarının korunmasını çok önemsiyoruz” diye konuştu.