
Kurban kesimi gibi her yıl yaşanan o kötü görüntülerin devlet tarafından önlenmesine yönelik uygulamaların ne kadar kıymetli olduğunu anlamışızdır umarım. Osmanlı Devleti, Batı’nın baskıları sonucu Mekke ve Medine için de önemli tedbirler almıştır.
1866 yılında İstanbul’da toplanan milletlerarası sağlık konferansında her yıl hac mevsiminde Hicaz’a bir sağlık komisyonu gönderilmesi kararı alınmıştı. Bu karar üzerine Osmanlı Devleti kurban kesilen mahallerde kokuşmanın önlenmesi için gerekli tedbirleri almak, hac zamanında Mekke ve Medine’de sağlığa zararlı yiyeceklerin satışını engellemek, hacıların Hicaz’a geliş ve dönüşlerinde özellikle koleranın ortaya çıktığı yer olan Hindistan’dan gelen hacılar hakkında gerekli sağlık tedbirlerinin uygulanmasıyla mükellef olmak üzere arka arkaya sağlık heyetleri gönderdi.
Bunların çalışmalarından olumlu sonuç alınması üzerine dış müdahalelere karşı Hicaz ve Kızıldeniz’de durumunu kuvvetlendirmek isteyen Osmanlı hükümeti Kızıldeniz’in Osmanlı sahillerinde karantinalar teşkil etmeye başladı. Hicaz ve Yemen sahillerinde Cidde, Yenbu‘, Râbiğ, Lit, Kunfüze, Hudeyde, Muhâ, Kemerân gibi noktalarda karantinalar oluşturuldu. 1893’te Hicaz’da hüküm süren koleranın tahribatının büyük olması dikkatleri Mekke’ye yöneltti.
Avrupalı devletler Mekke’de hac esnasında umumi sağlığın muhafazası ve Basra körfezinde sağlık tehdidinin önlenmesi için 1894 yılında II. Paris Milletlerarası Sıhhiye Konferansı’nı düzenledi. Konferansta büyük güçlerin umumun sağlığının muhafazası adına hacca müdahale arzusu göstermeleri üzerine Osmanlı Devleti Hicaz üzerindeki hukukunu korumak ve inisiyatifini kaybetmemek için Hicaz’da sağlık alanında ıslahat yapacağını vaad etti.
1895’te Mekke sıhhiye tabibi doktor Kāsım İzzeddin’in lâyihası doğrultusunda Mekke Sıhhiye İdaresi kuruldu. II. Meşrutiyet’in ilânından sonra hacla ilgili sağlık işlerinin önemini yeterince kavrayamayan bazı kimseler Mekke Sıhhiye İdaresi’nin lağvedilmesine çalıştılar. İstanbul Karantina Meclisi’nin olumsuz tutumu ve siyasî olayların seyri hacla ilgili sağlık işlerinin İstanbul Sıhhiye Meclisi’nin idaresinden alınmasını gerektirdi. 1910 yılında Mekke Sıhhiye İdaresi Dahiliye Nezâreti’ne bağlandı.
Daha sonra da Hicaz’da sağlık işlerinin ıslahı için Dahiliye Nezâreti’ne bağlı olarak Hicaz Sıhhiye Meclisi teşkil edildi. 1911’de daha kapsamlı hizmet verebilmesi için Hicaz Sıhhiye Meclisi İstanbul’da Hicaz Sıhhiye Müdîr-i Umûmîliği adıyla yeniden teşkilâtlandırıldı (Sarıyıldız, Hicaz Karantina Teşkilatı, s. 136 vd.). (İslam Ansiklopedisi/karantina maddesi / Gülden Sarıyıldız’dan yararlanılmıştır)
1866 yılında İstanbul’da toplanan milletlerarası sağlık konferansında her yıl hac mevsiminde Hicaz’a bir sağlık komisyonu gönderilmesi kararı alınmıştı. Bu karar üzerine Osmanlı Devleti kurban kesilen mahallerde kokuşmanın önlenmesi için gerekli tedbirleri almak, hac zamanında Mekke ve Medine’de sağlığa zararlı yiyeceklerin satışını engellemek, hacıların Hicaz’a geliş ve dönüşlerinde özellikle koleranın ortaya çıktığı yer olan Hindistan’dan gelen hacılar hakkında gerekli sağlık tedbirlerinin uygulanmasıyla mükellef olmak üzere arka arkaya sağlık heyetleri gönderdi.
Bunların çalışmalarından olumlu sonuç alınması üzerine dış müdahalelere karşı Hicaz ve Kızıldeniz’de durumunu kuvvetlendirmek isteyen Osmanlı hükümeti Kızıldeniz’in Osmanlı sahillerinde karantinalar teşkil etmeye başladı. Hicaz ve Yemen sahillerinde Cidde, Yenbu‘, Râbiğ, Lit, Kunfüze, Hudeyde, Muhâ, Kemerân gibi noktalarda karantinalar oluşturuldu. 1893’te Hicaz’da hüküm süren koleranın tahribatının büyük olması dikkatleri Mekke’ye yöneltti.
Avrupalı devletler Mekke’de hac esnasında umumi sağlığın muhafazası ve Basra körfezinde sağlık tehdidinin önlenmesi için 1894 yılında II. Paris Milletlerarası Sıhhiye Konferansı’nı düzenledi. Konferansta büyük güçlerin umumun sağlığının muhafazası adına hacca müdahale arzusu göstermeleri üzerine Osmanlı Devleti Hicaz üzerindeki hukukunu korumak ve inisiyatifini kaybetmemek için Hicaz’da sağlık alanında ıslahat yapacağını vaad etti.
1895’te Mekke sıhhiye tabibi doktor Kāsım İzzeddin’in lâyihası doğrultusunda Mekke Sıhhiye İdaresi kuruldu. II. Meşrutiyet’in ilânından sonra hacla ilgili sağlık işlerinin önemini yeterince kavrayamayan bazı kimseler Mekke Sıhhiye İdaresi’nin lağvedilmesine çalıştılar. İstanbul Karantina Meclisi’nin olumsuz tutumu ve siyasî olayların seyri hacla ilgili sağlık işlerinin İstanbul Sıhhiye Meclisi’nin idaresinden alınmasını gerektirdi. 1910 yılında Mekke Sıhhiye İdaresi Dahiliye Nezâreti’ne bağlandı.
Daha sonra da Hicaz’da sağlık işlerinin ıslahı için Dahiliye Nezâreti’ne bağlı olarak Hicaz Sıhhiye Meclisi teşkil edildi. 1911’de daha kapsamlı hizmet verebilmesi için Hicaz Sıhhiye Meclisi İstanbul’da Hicaz Sıhhiye Müdîr-i Umûmîliği adıyla yeniden teşkilâtlandırıldı (Sarıyıldız, Hicaz Karantina Teşkilatı, s. 136 vd.). (İslam Ansiklopedisi/karantina maddesi / Gülden Sarıyıldız’dan yararlanılmıştır)