

Tabi bu başlığı biraz da dikkat çekmek için attım. Hoş her giren için çok da olan bir şey değil ama bir şekilde kıyısından köşesinden tren ile ilgili hikayesi olanlar mutlaka bu müzeyi gezdikten sonra duygusala bağlıyor, bir şekilde hüzünleniyor. Devlet Demir Yolları Gar İşletme Müdürlüğü’nün Erzurum garının içerisinde açtığı müzeden bahsediyorum. Geçmişe bir yolculuğun gerçekleştiği bu müzede tren ile ilgili ne var, ne yok, hepsinden bir kesit mevcut. Bu bazen bir travers malzemesi, ya da bir delinmiş kalın kartondan basılı tren bileti. Kondüktörlerin para çantalarının da muhafaza edilip teşhir amacıyla sergilendiği bu müzede kompartuman malzemeleri de mevcut, istasyon malzemeleri de..

Erzurum Gar İşletme Müdürü Yunus Yeşilyurt’un büyük bir gayret ve titizliği ile temin edilen malzemelerden oluşan müzeyi torunum Ayşenaz ile gezerken, ona çok yabancı ama gördüklerimizin her biri beni alıp bir yerlere götürdü. Geçmişte özellikle Hasankale-Erzurum arası çok tren yolculuğu yapan biri olarak ben etkilendim, bizzat Devlet Demiryolları’nda çalışanlar ne yapmaz. Zaten yetkililer anlatıyor. Özellikle Demir Yolları’nda çalışanlardan bu müzeyi gezip de gözleri yaşarmayan yok. Hele yolcu trenlerinde biletleri denetleyen, yolcuların yerleşmelerine yardımcı olan, vagon işlerine bakan görevli kondüktörler ağlamadan çıkmaz olmuş.

Onlar da artık üşümeyecek..
Avrupa’nın en büyüğü olarak da gösterilen Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin Canlı Hayvan Pazarı’nda hayvanların artık soğuktan etkilenmesi mümkün değil. Gerek büyükbaş ve gerekse küçükbaş hayvanların barındığı padokların herbirine ısınma amacıyla tesisat döşendi, her türlü soğuğa karşı bu hayvanların olumsuz yönde etkilenmesinin önüne geçildi. Hayvan Pazarı yetkilisi Mehmet Ağır, insan sağlığı kadar hayvan sağlığına da önem verdiklerini belirterek, ‘’Sadece bu soğuktan kendimiz değil, burada bulunan hayvanlarımız da etkileniyor. Artan hava soğukluğu karşısında biz de mevcut ısınma amaçlı tertibatımızda açılım yaptık ve hemen hemen her padoka bir elektrikli ocak montesini gerçekleştirdik. Böylelikle büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarımız ne derecede olursa olsun soğuktan etkilenmeyecek. Ayrıca gün içerisinde açılır, kapanır sistemimiz sayesinde hayvanların havalandırmaları da otomatik olarak yapılmaktadır’’ dedi. Hayvan varlığının gün be gün değişime uğradığı hayvan pazarında gün oluyor 5 bin, gün oluyor 2 bin hayvanın olduğunu da söyleyen Mehmet Ağır, çok yakın bir zamanda buradan dış ülkelere hayvan ihracatının da gerçekleşeceğini umduklarını belirtti.

O yolu gördüm sevindirik oldum!
Ne yalan söyleyeyim, Erzurum Şehir Hastanesi’ne giden yeni bir yol yapılmış, benim daha yeni haberim oluyor. İlk defa Şehir Hastanesi’ne gitmek için bir arkadaşımla yola çıktığımda ben normal Çat yolu güzergahını kullanacağımızı sanıyordum. Ama yok. Arkadaşım Üniversite’den başka bir yola sapınca şaşırdım. Az sonra tam da şehir hastanesini gören bir güzergaha geldiğimizde gördüm ki yeni bir yol yapılmış. Hem de ışıkları da olan, çift şerit, dört başı mamur bir yol. Ne zaman yapıldı, kim yaptı, ilk defa görmemle ve o yolu kullanmamla kaldım. Kesinlikle araç trafiğini rahatlatacak alternatif bir yol dolduğu gibi bu yol bir çok yere de kısa sürede ulaşım sağlayan bir yol olmuş. Yapan edenlere bu vesile ile bir teşekkür ederken, Erzurum’un gerçekten de bazen böyle büyüdüğünü görüyor ve açıkçası biraz da sevindirik oluyoruz.

Çıkmak gerek, çıkmak gerek.
Ara sıra rutinin dışına çıkmak gerek!
Palandöken Belediye Başkanı Muhammet Sunar, farkındalık oluşturan işlere imza atmayı seven biridir. Yoğurt yiyişi bir başka olan, eleştiriyi kabul eden yapısıyla farklı siyasi düşünceden insanla da dialog kurmayı başarabilmesi ile tanıdığım numune insanlardan olan Avukat Muhammet Sunar’ın Belediye bünyesinde Türk Musikisi Topluluğu kurmasına da hiç şaşırmadım açıkçası. Farklı meslek gruplarından oluşan bayan ve erkek yerel sanatçıları biraraya getirmek ve hem de kısa sürede bunu bir konser ile taçlandırması ancak ve ancak Muhammet Sunar’ın yapacağı bir iştir. Özellikle ilçe belediyelerini bu tür faaliyetleri ile çok tutuyorum ben. Hem sosyal bir projeye imza arıyor hem de özellikle sanata, sanatçıya ve müziğe bir şekilde kol kanat geriyor, hizmet ediyor. Toplulukta olanların bir çoğunu tanıyorum, en çok da işlerini ciddiye almalarını önemsediğimi söylemeliyim. İş ciddiye alınınca elbette ki kadraja giren kare de güzel oluyor. Rutinin dışına çıkmak gerektiğini de ortaya koyan bir çalışma olması açısından da taktir ve tebrik şart olmuştur. O açından konser bile veren bu topluluğu canı gönülden destekliyor, bu fotoğrafı veren başkanı ellerim patlayıncaya kadar alkışlıyor, alkışlıyorum.. Ben burada harcanan paraya değil, harcanan emeğe bakarım. Bu benim son kararımdır.


Z kuşağını bilmem ama ben gibi 60’a dayananlar için yakından tanışıklığımız olmasa dahi sıradan biri değil, aksine çok önemli bir isimdir Fatma Girik. Onun filmleriyle büyüyen biri olarak vefatına üzüldüğümü söylemeliyim. Bir yakınımız gibi geldi vefat haberi. O da tıpkı çir çokları gibi aileden biriydi. Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit ve Filiz Akın da elbette ki aileden isimlerdir. Vatan Gazetesi rahmetli olan Fatma Girik’in de içinde yeraldığı işte bu dört sinemamızın starının fotoğrafının altına attığı başlık, sanıyorum çok şeyi anlatıyor. O bir yapraktı ve dört yapraklı goncanın bir yaprağıydı. Toprağı bol olsun..

Geçmiş yıllara oranla bu yıl özellikle yerli turistin akınına uğrayan Palandöken, pandemide uğradığı açığı sömestride kapatmışa benziyor. Bazı otellerde artık günlük oda fiyatlarının yüksekliğine rağmen rezervasyon tahtası kapandı. Öyle ki bazı beş yıldızlı otellerde yer olmadığı gibi rezervasyon yaptırmak için torpil arandığı bile oluyormuş. Otellerde konaklamak ve sömestride ailecek tatil yapmak isteyenlerin çoğu, bazı otellerde yer olmadığından araya o otellerin sahip veya ortaklarını araya bile koymuşlar. Ancak buna rağmen yine de ‘müsait değiliz’ denilerek, otel sahip ve ortaklarına da hayır denmek zorunda kalınmış. Bu bir yerde yeni bol yıldızlı otellerin ne kadar gerekli olduğu gerçeğini de ortaya koymuyor değil. Hal böyle olunca manzarayı gören insan, ister istemez Erzurum adına, palandöken adına çok seviniyor.
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : İyi mazeretler bulmayı başaranların, başka şeyler başarabildiği nadiren görülür(Benjamin Franklin)
DUVARIN DİLİ : Sigarasını sigara ile yakan adamlara hikayesini sormayın!