
24 Haziran’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlere 39 gün gibi az bir zaman kaldı. Partiler milletvekili listelerini 21 Mayıs’ta Yüksek Seçim Kurulu’na sunacak.
Türk siyasi tarihinde ilklere gebe olacak seçimlerde, Türkiye aynı günde hem Cumhurbaşkanı hem de parlamento üyeleri için sandık başına gidecek.
Seçmen sessiz. Ya ne yapacağını biliyor ya da muhalefetin dillendirdiği gibi ürktüğü için rengini belli etmiyor. “Cumhurbaşkanlığında tercihimi Recep Tayyip Erdoğan’dan yana kullanacağım ancak milletvekilliğinde AK Parti’ye bu kez oy vermeyeceğim” diyenler de az değil.
Peki ama neden bu görüş dillendiriliyor? Böyle bir varsayımı muhalefet mi körüklüyor, yoksa gerçekten halk böylemi düşünüyor?
Bu düşüncenin oranı nedir bilmiyorum ama seçmenin ciddi bir kanadının böyle düşündüğünü söyleyebilirim.
Ortaya böyle bir tablo çıkması ülke açısından nasıl bir sonuç doğurur?
Şüphesiz ülke kısır döngü içine girecektir, zira sistemin adı Partili Cumhurbaşkanlığı. Parlamentonun çoğunluğu A partisi, Cumhurbaşkanı B partisinden olunca sistem tıkanacak. Uyum sorunu had safhaya çıkacak. Meclis ayrı telden, Cumhurbaşkanlığı ayrı telden çalacak. Sistem kendiliğinden tıkanmış olacak.
Yeni sistemi inşa edecek olan seçmen, oyunu kullanırken mutlaka bu denklemi göz önünde bulundurmalı. Davul başkasında tokmak başkasında olmamalı.
Sandıktan çıkacak irade elbette bir mesaj niteliği taşıyacaktır. Fakat AK Parti bu mesajı şimdiden iyi okumalıdır ve bu sese kulak vermelidir. Çünkü sistem gereği Cumhurbaşkanlığı tek turda tamamlanmayacak. Oysa genel seçimler tek seferde bitecek.
7 Haziran’da AK Parti’ye mesaj veren seçmen bu seçimlerde de aynı yolu izlerse sonucu şimdiden kestirmek zor olmasa gerek...
Seçmen ilk kez ‘listelere bakacağım, kimin vekilim olacağını inceleyeceğim’ diyor. Bu durum şimdiye kadar bölgemizde şahit olduğumuz bir söylem değil. Çünkü başta Erzurum olmak üzere Doğu illeri, listeye değil lidere oy veriyordu.
Ama yeni sistemde kendini temsil edecek isimleri mercek altına alacak. Özellikle AK Parti’ye oy verirken belediye hizmetlerinden tutun kapısını çaldığı il, ilçe teşkilatlarının performansını göz önünde bulunduracak. Ya devam ya da tamam diyecek.
Türk siyasi tarihinde ilklere gebe olacak seçimlerde, Türkiye aynı günde hem Cumhurbaşkanı hem de parlamento üyeleri için sandık başına gidecek.
Seçmen sessiz. Ya ne yapacağını biliyor ya da muhalefetin dillendirdiği gibi ürktüğü için rengini belli etmiyor. “Cumhurbaşkanlığında tercihimi Recep Tayyip Erdoğan’dan yana kullanacağım ancak milletvekilliğinde AK Parti’ye bu kez oy vermeyeceğim” diyenler de az değil.
Peki ama neden bu görüş dillendiriliyor? Böyle bir varsayımı muhalefet mi körüklüyor, yoksa gerçekten halk böylemi düşünüyor?
Bu düşüncenin oranı nedir bilmiyorum ama seçmenin ciddi bir kanadının böyle düşündüğünü söyleyebilirim.
Ortaya böyle bir tablo çıkması ülke açısından nasıl bir sonuç doğurur?
Şüphesiz ülke kısır döngü içine girecektir, zira sistemin adı Partili Cumhurbaşkanlığı. Parlamentonun çoğunluğu A partisi, Cumhurbaşkanı B partisinden olunca sistem tıkanacak. Uyum sorunu had safhaya çıkacak. Meclis ayrı telden, Cumhurbaşkanlığı ayrı telden çalacak. Sistem kendiliğinden tıkanmış olacak.
Yeni sistemi inşa edecek olan seçmen, oyunu kullanırken mutlaka bu denklemi göz önünde bulundurmalı. Davul başkasında tokmak başkasında olmamalı.
Sandıktan çıkacak irade elbette bir mesaj niteliği taşıyacaktır. Fakat AK Parti bu mesajı şimdiden iyi okumalıdır ve bu sese kulak vermelidir. Çünkü sistem gereği Cumhurbaşkanlığı tek turda tamamlanmayacak. Oysa genel seçimler tek seferde bitecek.
7 Haziran’da AK Parti’ye mesaj veren seçmen bu seçimlerde de aynı yolu izlerse sonucu şimdiden kestirmek zor olmasa gerek...
Seçmen ilk kez ‘listelere bakacağım, kimin vekilim olacağını inceleyeceğim’ diyor. Bu durum şimdiye kadar bölgemizde şahit olduğumuz bir söylem değil. Çünkü başta Erzurum olmak üzere Doğu illeri, listeye değil lidere oy veriyordu.
Ama yeni sistemde kendini temsil edecek isimleri mercek altına alacak. Özellikle AK Parti’ye oy verirken belediye hizmetlerinden tutun kapısını çaldığı il, ilçe teşkilatlarının performansını göz önünde bulunduracak. Ya devam ya da tamam diyecek.