
Türk halk müziği ile fantezi müziğin kesişim noktasında bir ses… Anadolu’nun içtenliğiyle, şehirlerin yalnızlığını birleştiren bir kalem… Bugün, 10 Ekim, İbrahim Erkal’ın doğum günü.
1967 yılında Erzurum’un Narman ilçesinde dünyaya gelen Erkal, müzik serüvenine erken yaşta başladı. Çocuk yaşlarda eline aldığı bağlamayla başlayan hikâyesi, onu milyonların kalbine taşıyacak şarkılara dönüştü. “Canısı”, “Unutmayacağım”, “Gönlünüze Talibim”, “Sırılsıklam”, “Su Gibi” gibi eserler, bir dönemin değil, kuşakların ortak duygusu oldu.
İbrahim Erkal, sadece şarkı söylemedi; yazdı, besteledi, hissettirdi. Sesiyle olduğu kadar kalemiyle de iz bıraktı. Bir röportajında “Benim şarkılarımın hepsi yaşanmışlık kokar” demişti. Bugün, o yaşanmışlıklar hâlâ dillerde, hâlâ radyolarda dönüyor.
Erkal’ın müzikle yoğrulmuş hayatı, 2017 yılının baharında trajik bir sonla yarım kaldı. Ancak ölüm bile onun sesine sınır çizmedi. Şarkıları hâlâ düğünlerde, radyolarda, arabaların teyplerinde yankılanıyor. Onu tanıyanlar ve dinleyenler için İbrahim Erkal, hâlâ çok canlı bir ses, sıcak bir tebessüm.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da 10 Ekim’de, sosyal medya paylaşımlarında, radyolarda, konserlerde onun adı anılıyor. Erzurum’lu sevenleri mezarını ziyaret ederken, bazı müzik kanalları onun anısına özel yayınlar hazırladı.
İbrahim Erkal’ın hayatı, bir Anadolu çocuğunun içtenliğiyle, bir sanatçının üretkenliğiyle örülmüş bir öykü. Bugün onu anarken, sadece bir sanatçıyı değil; duyguların, samimiyetin ve gönül adamlığının simgesini hatırlıyoruz.
“Gönlünüze talibim” diyen o ses, bugün de gönüllerde yaşamaya devam ediyor.
Nesrin DEMİR