
Leyla ile kör ve sağıra duyuruldu! Emrullah Gülüşken İsveç’te koronavirüse yakalandı, orada yaşayıp çalışıyordu, yani o ülkeye sağlığında katkı vermiş, sigorta kesintisi yapılmıştı. Hastaneye dahi almadılar, evinde öl dercesine geri gönderdiler. Kızı, güzel evladı Leyla yaşadıkları çaresizliği adeta çığlık çığlığa sosyal medyada paylaştı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, çığlığı duydu ve anında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bilgisiyle ambülans uçak kaldırdı.
Leyla, babasını getiren ambülans uçakla Türkiye’ye indiğinde yüreğinden geçenleri Cumhurbaşkanı Erdoğan ile paylaştı ve teşekkür etti. Erdoğan: "Bu devlet, milletinin mecnunudur. Sevdiği gurbet elde olsa da onu asla yalnız bırakmaz." Sözleriyle Türk Devletinin her bir ferdine bakışını bir cümleye sığdırdı. Erdoğan, görüşmeyi anlattığı twitte “Bugün İsveç'ten uçak ambulans ile ülkemize getirdiğimiz Emrullah Bey'in kızı Leyla kardeşimle telefonda görüştüm. Yaşadığı mutluluğu paylaşmayı bizlere nasip eden Allah'a şükürler olsun. Bu devlet, Milletinin mecnunudur. Sevdiği gurbet elde olsa da onu asla yalnız bırakmaz...
Leyla Gülüşken ile telefonla görüşen Erdoğan, "(Leyla) Yaşadığı mutluluğu paylaşmayı bizlere nasip eden Allah'a şükürler olsun." Dedi. Leyla’nın yaşadığı duygunun sanırım tarifi yoktur. Ülkemle gurur duyuyorum diyen Leyla, duygu ve minnetini bir twitle paylaştı. “Şuan uçak iniyor. Trt Haber canlı yayınla izliyoruz Allah razı olsun herkesten. Sayın Bakanımız @drfahrettinkoca ve Cumhurbaşkanımız @RTErdogan Allah sizi milletimizin başından eksik etmesin. Ayrıca İletişim Bakanımız @fahrettinaltun a çok teşekkürler.”
Evet; Bakan Koca; COVID-19 hastası vatandaşımız Emrullah Bey’in durumundan sabah 04’te haberdar oldu. Ambulans uçağımız, Cumhurbaşkanımızın talimatıyla 09.10’da İsveç’in Malmö kentindeydi. Hastamız, iki çocuğuyla, öğlen saatlerinde Ankara’da tedavi altına alındı. Gücünü bil ülkem!
Büyük Türkiye ve Erdoğan
Türkiye, milletinin mecnunu olalı inanın çok olmadı! Evet, şartlar vebenzeri gerekçeler ileri sürülebilinir ama o şartları oluşturanın da Erdoğan olduğunu unutmamalıyız. 60 bin civarında vatandaşını yurt dışından uçakla ülkesine getiren başka bir ülke gösteremezsiniz. Korona virüsü ile dünyanın parmakla gösterildiği çok ülkede göremezsiniz. Kendi solunum cihazını 1-2 ay içerisinde üreten de Türkiye’dir Beyler.
Biliyorum Türkiye’nin bu yükselişi maalesef ki içeriden adına muhalefet denilen kesimlerce hazımsızlığa yol açmaktadır. Başarıya gölge düşürebilmek için akla hayale gelmeyen işler yapanları görüp duyuyorsunuz!
Örneğin, bir parti ilçe başkanı Cumhurbaşkanı İletişim Başkanının evini röntgenlerken yakalanıyor, bir büyük şehrin belediye başkanı yardım kolilerinin içerisine Aleviliği İslam dışı gösteren, terörist resimleriyle serpilmiş kitapçık gönderebiliyor. Veya barakadan sahra hastanesi yaptık diye ortaya çıkanları duyabiliyorsunuz?!
Yetmez değil mi? Türkiye’nin başarısını gölgelemek, yapılan büyük işleri kıymetsizliğe itmek için her fırıldağın nasıl tezgâhlandığının farkındasınız. Şehir hastaneleri yüktür diyenleri de görüyorsunuz!
Türkiye’de salgın ile ölenlerin sayısının 20 binlerin üzerinde olduğunu, üstünün örtüldüğü iftirasını utanmadan atanları da biliyorsunuz?
Dünyanın en büyük yayın kuruluşları Türkiye’de hastanelerde çekim yaparak, Türkiye bunu yapıyor bizde niye yapılamıyor diye haber yaptıklarını bu fesat ve fitne kuşağının çabalarıyla karşılaştırın.
Bazı şer cephelerinin Diyanet İşleri Başkanının İslam’ın emrini söylediği için linçe uğradığının da farkındasınız değil mi?
Millet ve vatan düşmanlarına fırsat mı vereceğiz?
Asla..
Öyleyse Türk milleti, devletine, kendine hizmet etmek için gecesini gündüzüne katanların arkasında bir dağ gibi durmalıdırlar. Durmalıyız!
Leyla, babasını getiren ambülans uçakla Türkiye’ye indiğinde yüreğinden geçenleri Cumhurbaşkanı Erdoğan ile paylaştı ve teşekkür etti. Erdoğan: "Bu devlet, milletinin mecnunudur. Sevdiği gurbet elde olsa da onu asla yalnız bırakmaz." Sözleriyle Türk Devletinin her bir ferdine bakışını bir cümleye sığdırdı. Erdoğan, görüşmeyi anlattığı twitte “Bugün İsveç'ten uçak ambulans ile ülkemize getirdiğimiz Emrullah Bey'in kızı Leyla kardeşimle telefonda görüştüm. Yaşadığı mutluluğu paylaşmayı bizlere nasip eden Allah'a şükürler olsun. Bu devlet, Milletinin mecnunudur. Sevdiği gurbet elde olsa da onu asla yalnız bırakmaz...
Leyla Gülüşken ile telefonla görüşen Erdoğan, "(Leyla) Yaşadığı mutluluğu paylaşmayı bizlere nasip eden Allah'a şükürler olsun." Dedi. Leyla’nın yaşadığı duygunun sanırım tarifi yoktur. Ülkemle gurur duyuyorum diyen Leyla, duygu ve minnetini bir twitle paylaştı. “Şuan uçak iniyor. Trt Haber canlı yayınla izliyoruz Allah razı olsun herkesten. Sayın Bakanımız @drfahrettinkoca ve Cumhurbaşkanımız @RTErdogan Allah sizi milletimizin başından eksik etmesin. Ayrıca İletişim Bakanımız @fahrettinaltun a çok teşekkürler.”
Evet; Bakan Koca; COVID-19 hastası vatandaşımız Emrullah Bey’in durumundan sabah 04’te haberdar oldu. Ambulans uçağımız, Cumhurbaşkanımızın talimatıyla 09.10’da İsveç’in Malmö kentindeydi. Hastamız, iki çocuğuyla, öğlen saatlerinde Ankara’da tedavi altına alındı. Gücünü bil ülkem!
Büyük Türkiye ve Erdoğan
Türkiye, milletinin mecnunu olalı inanın çok olmadı! Evet, şartlar vebenzeri gerekçeler ileri sürülebilinir ama o şartları oluşturanın da Erdoğan olduğunu unutmamalıyız. 60 bin civarında vatandaşını yurt dışından uçakla ülkesine getiren başka bir ülke gösteremezsiniz. Korona virüsü ile dünyanın parmakla gösterildiği çok ülkede göremezsiniz. Kendi solunum cihazını 1-2 ay içerisinde üreten de Türkiye’dir Beyler.
Biliyorum Türkiye’nin bu yükselişi maalesef ki içeriden adına muhalefet denilen kesimlerce hazımsızlığa yol açmaktadır. Başarıya gölge düşürebilmek için akla hayale gelmeyen işler yapanları görüp duyuyorsunuz!
Örneğin, bir parti ilçe başkanı Cumhurbaşkanı İletişim Başkanının evini röntgenlerken yakalanıyor, bir büyük şehrin belediye başkanı yardım kolilerinin içerisine Aleviliği İslam dışı gösteren, terörist resimleriyle serpilmiş kitapçık gönderebiliyor. Veya barakadan sahra hastanesi yaptık diye ortaya çıkanları duyabiliyorsunuz?!
Yetmez değil mi? Türkiye’nin başarısını gölgelemek, yapılan büyük işleri kıymetsizliğe itmek için her fırıldağın nasıl tezgâhlandığının farkındasınız. Şehir hastaneleri yüktür diyenleri de görüyorsunuz!
Türkiye’de salgın ile ölenlerin sayısının 20 binlerin üzerinde olduğunu, üstünün örtüldüğü iftirasını utanmadan atanları da biliyorsunuz?
Dünyanın en büyük yayın kuruluşları Türkiye’de hastanelerde çekim yaparak, Türkiye bunu yapıyor bizde niye yapılamıyor diye haber yaptıklarını bu fesat ve fitne kuşağının çabalarıyla karşılaştırın.
Bazı şer cephelerinin Diyanet İşleri Başkanının İslam’ın emrini söylediği için linçe uğradığının da farkındasınız değil mi?
Millet ve vatan düşmanlarına fırsat mı vereceğiz?
Asla..
Öyleyse Türk milleti, devletine, kendine hizmet etmek için gecesini gündüzüne katanların arkasında bir dağ gibi durmalıdırlar. Durmalıyız!