
Çatıdan sarkan buzdan ölüm olunca anımsadım..
Dünyada herhalde bir bizde var!
Yıllar önce muhabir olarak çalıştığım gazete ve ajanslarda sıklıkla yaptığım haberlerden biri de çatılardan sarkan buzlar ile ilgiliydi. Tabii ki kış aylarında sıkça yaptığım ve gazetemizde de hep manşetlerde yeralan buz olayından dolayı hastanelerin ortopedi servisleri yakın takibimizde olurdu. O kadar ki, hastanelerin Ortopedi servis doktor ve çalışanları ile adeta etle tırnak gibiydik. Sadece ben mi? Elbette hayır. Diğer muhabir arkadaşlarımın da haber heybesinde çatılardan sarkan buzlardan dolayı ölümlü ya da yaralamalı haberler olurdu. Anne ve babalar, özellikle çocuklarına evden çıktıklarında kesinlikle saçakların altından geçmemelerini salık verir, gün boyu hem kendilerinin hem de çocuklarının veya aile efratlarının başına bir şey gelir diye kan süzerlerdi. Çünkü Erzurum’da yaşayan olarak bizler sadece fay hattının yerde değil, havada da olduğunu bilir, ona göre tedbirli davranmak zorunda kalırdık.

Yıllar geçmiş, halen daha Erzurum’da çatılardan sarkan buzları yazıyor, çiziyor durumdayız. Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden merhum güvenlik görevlisi de işte zaman zaman bu sütunlarda da dile getirdiğimiz çatılardan sarkan devasa boyutlara ulaşan buzlar yüzünden bugün aramızda yok. Yıllar geçmiş olmasına, gerekli talimatlar ve yönetmelikler de bulunmasına rağmen çatılar sarkan buzlara imkan veriyor ve canlar gidiyor. Düşünüyorum da herhalde dünyada çatılardan sarkan buzlardan ölüm olayları bir Erzurum’da oluyor. Sanmam ki ağır kış şartlarının hüküm sürdüğü diğer ülke ve şehirlerde olsun. Kahramanmaraş merkezli depremden sonra artık herşeyin eskisi gibi olmamasına gayret göstereceğine inandığım özellikle belediyelerin bu konu karşısında da duyarlı olacağını sanıyorum. Kim bu konuda yetkili ve de etkiliyse lütfen bu tehlike arzeden bu buz olayına bir son versin. Bu benim son kararımdır!

Çocuklar için deprem bölgesine gösteriye giden Şehir Tiyatrosu, yaşlı depremzedelere yok demedi..
Büyükler istedi, oldu!
Erzurum Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu ekibi, Kahramanmaraş merkezli depremden etkilenen depremzede çocukları eğlendirmek için gittiği deprem bölgesinde sadece tiyatro gösterisi yapmadı, yaşlı depremzedelerin isteği üzerine film de oynattı. Büyükşehir Belediyesi’nin istek üzerine Erzurum’dan gönderdiği devasa led ekrandan yaşlı depremzedelere film izlettirildi, Rıfat Ilgaz’ın meşhur Hababam Sınıfı ile depremin izlerini silmeye çalıştılar. Adıyaman, Malatya, Kahramanmaraş ve Hatay’da 5 günlük gösteri için giden Şehir Tiyatrosu ekibi, böylelikle çocuklardan sonra yaşlı depremzedelere de jest yaptı. Hababam sınıfı filmi ile biraz da olsun neşeleri yerine gelen depremzedeler, ekibe ve Büyükşehir Belediyesine teşekkür ettiler..

Büyükşehir otobüsleri son 10 yılda 227 bin kişiyi taşımış..
Yolcu yolunda gerek!
Her ne kadar Erzurum’da hemen hemen hergün Erzurum’da trafiğe bir araç çıkıyor, bu konuda inanılmaz yoğunluk yaşanıyor olsa dahi vatandaşlar Büyükşehir Belediyesi otobüslerini kullanmaktan da geri kalmıyor. Ulaşım Dairesi Başkanı arkadaşımız Abdulgafur Yeniay, büyük bir titizlikle son 10 yılın istatistiğini tutmuş ve elde ettiği verileri benimle paylaştı. Abdulgafur Yeniay’a göre son 10 yılda 227 bin yolcu taşıması gerçekleşmiş. 2012 ile 2022 yılları arasında en çok belediye otobüsü 2019 yılında gerçekleşmiş. O yıl 34 bin 760 yolcu taşınmış. Pandemiye denk gelen 2020 ve 2021 yıllarında ise sadece 35 bin yolcu taşıması olmuş. 2020 yılında 16 bin 258 olan sayı 2021 yılında 19 bine olarak kaydedilmiş.

Turizm Başkenti ilan edilen Erzurum’da buruk bir son..
Bir zamanlar ‘kral’dı!

Tıpkı tarihi Kırkçeşme hamamı gibi şehirde iz bırakmış, kurumsal kimliği olan yerlerden biriydi Kral Otel. Bugün Üniversite öğrencilerine yurt olarak hizmet veren Otel Oral gibi uzun bir dönem Erzurum’un bilindik şehir otellerindendi. Erzurum’a gelen çoğu ünlü siyasetçi, sanatçı ve işadamının konakladığı mekandı. Şehir merkezinde olması sebebiyle, henüz Palandöken’de ki oteller de yokken, müşterilerinin illa ki konakladığı yer olan Kral Otel de tarihin karanlık sayfalarında yer almışa benziyor. Pandemi sonrasında hizmetine son verilirken ve kapısına kilit vurulan Kral Otel, hem ekonomik sıkıntıların, duyduğuma göre hem de varislerin kadrine uğramış görünüyor. Her geçtiğimde kapalı olmasından ötürü içimin cız ettiği otel, şehir insanlarını da üzmüş gibi.
***
Daha 2000’li yılların başlarında sahibi Hakan Kral Yılmaz’ın yüksek maliyet ile gerçekleştirdiği restorasyona rağmen öyle bir otelin kapanmasına, şehirde yaşayan biri olarak elbette ki ben de çok üzülüyorum. Dönemin tanınmış mimarlarından Serhat Nalbantoğlu, her katı ayrı ayrı tasarlamış, Osmanlı, Selçuklu ve Cumhuriyet ruhunu taşıyan restorasyon gerçekleştirmiş, çalışmaları otelcilik ve de turizm sektöründe de parmakla gösterilmişti. Hatta yakından tanıdığım ve görüştüğüm otelin sahibi Hakan Kral Yılmaz, bir süre önce ziyaret ettiğimde otel ile Palandöken arasına bir teleferik hattı kırmayı planladığını da söylüyordu. Yazık oldu, dilerim bir an önce otel eskisi gibi küllerinden bir kere daha doğar ve Turizm başkentine yakışır bir otel olarak yeniden ‘ben de varım’’ der.

Siyah gönüllü..
İyiliğin ırkı, rengi yok derler. İşte alın size bir örnek. Yaklaşık 10 yıldır Erzurum’da ikamet eden ve Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olan Kenyalı hekim Ahmet Süleyman Jawa, gönüllü olarak deprem bölgelerinden Diyarbakır’a gitti. Burada Kızılay’ın çadırında hizmet veren pratisyen hekim Ahmet Süleyman Jawa, depremzedelere kol kanat oldu. Başta kan olmak üzere her türlü sağlık yardımı için canla başla çalışan siyahi hekim, gönüllü olarak gittiği bölgede iyiliğin renginin olmadığını gösterdi..

TUTTUĞUM BABA SÖZLER: İnsanı farklı yapan affettikleri, güçlü yapan, sabrettikleri, kendisi yapan, vazgeçtikleridir! (La Edri)
(Polonya atasözü)
DUVARIN DİLİ : İki yüzlü insanları gördükçe, yalnızlığı alnından öpesim geliyor!
Dünyada herhalde bir bizde var!
Yıllar önce muhabir olarak çalıştığım gazete ve ajanslarda sıklıkla yaptığım haberlerden biri de çatılardan sarkan buzlar ile ilgiliydi. Tabii ki kış aylarında sıkça yaptığım ve gazetemizde de hep manşetlerde yeralan buz olayından dolayı hastanelerin ortopedi servisleri yakın takibimizde olurdu. O kadar ki, hastanelerin Ortopedi servis doktor ve çalışanları ile adeta etle tırnak gibiydik. Sadece ben mi? Elbette hayır. Diğer muhabir arkadaşlarımın da haber heybesinde çatılardan sarkan buzlardan dolayı ölümlü ya da yaralamalı haberler olurdu. Anne ve babalar, özellikle çocuklarına evden çıktıklarında kesinlikle saçakların altından geçmemelerini salık verir, gün boyu hem kendilerinin hem de çocuklarının veya aile efratlarının başına bir şey gelir diye kan süzerlerdi. Çünkü Erzurum’da yaşayan olarak bizler sadece fay hattının yerde değil, havada da olduğunu bilir, ona göre tedbirli davranmak zorunda kalırdık.

Yıllar geçmiş, halen daha Erzurum’da çatılardan sarkan buzları yazıyor, çiziyor durumdayız. Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden merhum güvenlik görevlisi de işte zaman zaman bu sütunlarda da dile getirdiğimiz çatılardan sarkan devasa boyutlara ulaşan buzlar yüzünden bugün aramızda yok. Yıllar geçmiş olmasına, gerekli talimatlar ve yönetmelikler de bulunmasına rağmen çatılar sarkan buzlara imkan veriyor ve canlar gidiyor. Düşünüyorum da herhalde dünyada çatılardan sarkan buzlardan ölüm olayları bir Erzurum’da oluyor. Sanmam ki ağır kış şartlarının hüküm sürdüğü diğer ülke ve şehirlerde olsun. Kahramanmaraş merkezli depremden sonra artık herşeyin eskisi gibi olmamasına gayret göstereceğine inandığım özellikle belediyelerin bu konu karşısında da duyarlı olacağını sanıyorum. Kim bu konuda yetkili ve de etkiliyse lütfen bu tehlike arzeden bu buz olayına bir son versin. Bu benim son kararımdır!

Çocuklar için deprem bölgesine gösteriye giden Şehir Tiyatrosu, yaşlı depremzedelere yok demedi..
Büyükler istedi, oldu!
Erzurum Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu ekibi, Kahramanmaraş merkezli depremden etkilenen depremzede çocukları eğlendirmek için gittiği deprem bölgesinde sadece tiyatro gösterisi yapmadı, yaşlı depremzedelerin isteği üzerine film de oynattı. Büyükşehir Belediyesi’nin istek üzerine Erzurum’dan gönderdiği devasa led ekrandan yaşlı depremzedelere film izlettirildi, Rıfat Ilgaz’ın meşhur Hababam Sınıfı ile depremin izlerini silmeye çalıştılar. Adıyaman, Malatya, Kahramanmaraş ve Hatay’da 5 günlük gösteri için giden Şehir Tiyatrosu ekibi, böylelikle çocuklardan sonra yaşlı depremzedelere de jest yaptı. Hababam sınıfı filmi ile biraz da olsun neşeleri yerine gelen depremzedeler, ekibe ve Büyükşehir Belediyesine teşekkür ettiler..

Büyükşehir otobüsleri son 10 yılda 227 bin kişiyi taşımış..
Yolcu yolunda gerek!
Her ne kadar Erzurum’da hemen hemen hergün Erzurum’da trafiğe bir araç çıkıyor, bu konuda inanılmaz yoğunluk yaşanıyor olsa dahi vatandaşlar Büyükşehir Belediyesi otobüslerini kullanmaktan da geri kalmıyor. Ulaşım Dairesi Başkanı arkadaşımız Abdulgafur Yeniay, büyük bir titizlikle son 10 yılın istatistiğini tutmuş ve elde ettiği verileri benimle paylaştı. Abdulgafur Yeniay’a göre son 10 yılda 227 bin yolcu taşıması gerçekleşmiş. 2012 ile 2022 yılları arasında en çok belediye otobüsü 2019 yılında gerçekleşmiş. O yıl 34 bin 760 yolcu taşınmış. Pandemiye denk gelen 2020 ve 2021 yıllarında ise sadece 35 bin yolcu taşıması olmuş. 2020 yılında 16 bin 258 olan sayı 2021 yılında 19 bine olarak kaydedilmiş.

Turizm Başkenti ilan edilen Erzurum’da buruk bir son..
Bir zamanlar ‘kral’dı!

Tıpkı tarihi Kırkçeşme hamamı gibi şehirde iz bırakmış, kurumsal kimliği olan yerlerden biriydi Kral Otel. Bugün Üniversite öğrencilerine yurt olarak hizmet veren Otel Oral gibi uzun bir dönem Erzurum’un bilindik şehir otellerindendi. Erzurum’a gelen çoğu ünlü siyasetçi, sanatçı ve işadamının konakladığı mekandı. Şehir merkezinde olması sebebiyle, henüz Palandöken’de ki oteller de yokken, müşterilerinin illa ki konakladığı yer olan Kral Otel de tarihin karanlık sayfalarında yer almışa benziyor. Pandemi sonrasında hizmetine son verilirken ve kapısına kilit vurulan Kral Otel, hem ekonomik sıkıntıların, duyduğuma göre hem de varislerin kadrine uğramış görünüyor. Her geçtiğimde kapalı olmasından ötürü içimin cız ettiği otel, şehir insanlarını da üzmüş gibi.
***
Daha 2000’li yılların başlarında sahibi Hakan Kral Yılmaz’ın yüksek maliyet ile gerçekleştirdiği restorasyona rağmen öyle bir otelin kapanmasına, şehirde yaşayan biri olarak elbette ki ben de çok üzülüyorum. Dönemin tanınmış mimarlarından Serhat Nalbantoğlu, her katı ayrı ayrı tasarlamış, Osmanlı, Selçuklu ve Cumhuriyet ruhunu taşıyan restorasyon gerçekleştirmiş, çalışmaları otelcilik ve de turizm sektöründe de parmakla gösterilmişti. Hatta yakından tanıdığım ve görüştüğüm otelin sahibi Hakan Kral Yılmaz, bir süre önce ziyaret ettiğimde otel ile Palandöken arasına bir teleferik hattı kırmayı planladığını da söylüyordu. Yazık oldu, dilerim bir an önce otel eskisi gibi küllerinden bir kere daha doğar ve Turizm başkentine yakışır bir otel olarak yeniden ‘ben de varım’’ der.

Siyah gönüllü..
İyiliğin ırkı, rengi yok derler. İşte alın size bir örnek. Yaklaşık 10 yıldır Erzurum’da ikamet eden ve Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olan Kenyalı hekim Ahmet Süleyman Jawa, gönüllü olarak deprem bölgelerinden Diyarbakır’a gitti. Burada Kızılay’ın çadırında hizmet veren pratisyen hekim Ahmet Süleyman Jawa, depremzedelere kol kanat oldu. Başta kan olmak üzere her türlü sağlık yardımı için canla başla çalışan siyahi hekim, gönüllü olarak gittiği bölgede iyiliğin renginin olmadığını gösterdi..

TUTTUĞUM BABA SÖZLER: İnsanı farklı yapan affettikleri, güçlü yapan, sabrettikleri, kendisi yapan, vazgeçtikleridir! (La Edri)
(Polonya atasözü)
DUVARIN DİLİ : İki yüzlü insanları gördükçe, yalnızlığı alnından öpesim geliyor!