
Barakaydı store oldu!
..Ve Atatürk Üniversitesi de modaya uydu, kampüste Atatürk Üniversitesi isim ve logolarını taşıyan ürünlerin satışı için mağaza açtı. Resmi açılışının ay sonunda yapılması planlanan mağazaya ATA 1957 Store adı verildi. Atatürk Üniversitesi’nin kuruluş tarihi olan 1957 yılının da vurgulandığı tasarımlar tamamen Üniversite’nin tanınmış grafikerleri Ferruh Haşıloğu ile Orhan Ardahanlı tarafından gerçekleşti. Eşofmandan, gömleğe, bardaktan, kaleme-kalemliğe, müşterilerinin her türlü isteğine göre olan ürünlerin teşhir edileceği ve de satışa sunulacağı mağaza, Mediko Sosyal tesislerinin önünde öteden beri atıl halde terkedilen 60 metre karelik bir barakadan dönüştürüldü. Kurumsal İletişim Direktörü Prof.Dr.Besim Yıldırım’ın çok kısa bir zaman içerisinde gayretleri ile tamamlanıp hizmete sokulacak hale getirdiği store sayesinde özellikle memleketlerine giden öğrenciler artık Erzurum’dan boş gitmeyecek.

Bir Belediye başkanı da o sayılır!
Henüz daha Erzurum’da yaşayıp da Palandöken’e bir defa olsun çıkmamış olanları da dikkate alaraktan söylüyorum. Sanıyorsunuz ki özellikle kış aylarında Palandöken dağındaki oteller sadece hafta sonları çok yoğun oluyor. Yok, öyle değil işte. Hafta sonlarında yoğunluk daha fazla ama o yoğunluk hafta içlerini de aratmıyor artık. Geçtiğimiz hafta ortasında çıktığım Palandöken’de ki yerli ve yabancı turist yoğunluğunu görünce bir kere anladım ki kış turizminde hafta içi, hafta sonu diye bir şey yok! Haftanın hergünü için bir yoğunluk oluyor ve bunun sömestriyle filan da ilgisi bulunmuyor. Fotoğrafta da gördüğünüz gibi hafta ortasında ki bu kalabalık, kış turizminde gelinen noktayı anlatmaya yetiyor da artıyor bile. Hele de Vali Okay Memiş’in de gerçekleştirdiği gece kayağını da gözönüne aldığımızda aynı kalabalığın sadece gündüz değil, gece de olduğunu anlamamıza yetiyor da artıyor bile..

Peki, bunca kalabalığa hizmet eden otellerin yönetimi nasıl? Kolay olmamalı, onca insana hizmet etmek, kusursuz bir tatil geçirmelerini sağlamak. Palandöken’de yatak kapasitesi bakımından dolayı en yüksek sayıya sahip olan Sway Otel’in Genel Müdürü Ömer Akça’ya sordum bunu. ‘’Valla oteli yönetmek bir ilçeyi, hatta şehiri yönetmek gibi bir şey. Resort otellerden de biliyorum, onca insanın huzurlu tatil geçirmeleri için otel yöneticilerinin bir belediye başkanı kadar, kaymakam kadar görev ve sorumlulukları var’’ dedi Akça. Otelde en küçük bir musluk sorununun dahi direkt genel müdür ile ilgili olduğunu ve bu sorunun illa ki nihayetinde kendilerine geldiğine dikkat çeken Ömer Akça, ‘’İlk bakışta lay-lay-lom gibi bir iş diye görülebilir ama otel yönetmek adeta bir sanattır. Kaldı ki özellikle burada hizmet vermek, kış turizmi gibi bir misyon için de ayrıca büyük sorumluluk ister’’ diye konuştu.

İndirim olsun, torba dolsun!
Özellikle gıdada katma değer vergisi oranlarının düşmesi ile birlikte biz vatandaşlarda oluşan ürün fiyatlarında indirim, ya da diğer bir adıyla ucuzluk, hak getire! Her ne kadar artık belediyeler de zabıta vasıtasıyla fiyat kontrollerine başlamış olsa dahi fiyatlarda indirim-ucuzluk, hak getire! Erzurumlu fotoğraf ve çekim işçisi Murat Dadaş da sanıyorum bu beklenti içerisinde olanlarımızdan sadece biri. Önceki gün sosyal medyasından bu paylaşımı gerçekleştiren sadece ‘Bu indirimin hakkını ödeyemeyiz’’ diyen 5 kuruşluk süzme peynir indirimini ironik şekilde değerlendiren Dadaş’a çok sayıda yorum ve beğeni geldi.
Siyah beyaz film gibi biraz
Bizimkisi bir aşk hikayesi..
Öğretim görevlisi Ayşe Özdemir tarafından büyük bir emekle hazırlanan Atatürk Üniversitesi’nin kuruluş hikayesinin anlatıldığı kitabı, bir solukluk ettim. Bir dönemin önemli bir olayının bu kadar çarpıcı şekilde hazırlanıp yayınlandığı kitap, her Erzurumlunun okuması gereken kıymetli bir eser kanaatindeyim. Özellikle Üniversitenin kuruluşu döneminde konu ile ilgili yayınlanan gazetelerin kupürlerinin yeraldığı, vali ve rektör ve gazetecilerin de görüşlerinin bulunduğu kitapta emeği geçen başta Rektör hoca Prof.Dr.Ömer Çomaklı, Doç.Dr. Bünyamin Aydemir hocam ve Yayın kurulu üyeleri ile kitaba imzasını koyarak tarihe ışık tutan bir eserle nam kazanan Ayşe Özdemir hocam olmak üzere herkese bin teşekkür. Bu eser ile birlikte hem bilgilerimizi tazelemiş hem de daha derinden hikayeyi öğrenmek imkanı buldum. Ve kitap sayesinde de yeni bilgiler edinmiş oldum, mutlu oldum. İşte okuma sonrası sıcağı sıcağına ilk tespit ve değerlendirmelerim.

-Atatürk Üniversitesi’nin bugünkü yerini ilk tespit edenin Vali Cemal Göktan’ın olduğunu
-İlk kurucu rektörün Ahmet Özel olduğunu
-Atatürk Üniversitesi’nin böylesine kaliteli kitap basımı konusunda marifetli olduğunu
-Atatürk Üniversitesi kurulurken Nadir Nadi ve Falih Rıfkı Atay gibi yazarların muhalefet ettiklerini
-Ahmet Polat’ın sahibi olduğu Erzurum Hürsöz Gazetesi’nde Milletin Sesi Gazetesi sahibi Kemal Alyanak’ın Yazı İşleri Müdürlüğü yaptığını
-Atatürk Üniversitesi’ne ilk harç atılırken Kastamonu’dan gelen Vali Niyazi Akı’nın Kastamonulular tarafından gönderilen hatıra toprağın bizzat belediye başkanı Edip Somunoğlu’na teslim edildiğini
-İlk mezunlarına diploma yerine çıktı verildiğini
- Yassıada ve öncesi isimli kitabını okuduğum Rıfkı Salim Burçak’ın ‘on yılın anıları-1950-60’ adında bir kitabının olduğunu
-İlk talebe kaydının 100, daha sonra Adnan Menderes tarafından 300’e çıkarıldığını
-O dönemler Ilıca adlı bir yerel gazetenin de yayın yaptığını ve bayağı da bir etkili olduğunu
-Bu Üniversite’nin Elazığ’a da yapılmasının çok istendiğini, bu sebeple o ilde Üniversiteye arsa tahsis edilmesine rağmen Erzurum’da kesin kurulmasını, bunlara rağmen her iki il arasında hiç sorun yaşanmamış olmasını
SİZİ BİLMİYORUM AMA BEN YENİ ÖĞRENİYORUM!

Şehir arşivi bu mutfakta pişti!
Son yıllarda en güzel icraatlardan biri olmuştur şehir arşivi. ETÜ’de rektör yardımcılığı görevini yapan, şehir tarihçisi olarak bildiğimiz ve daha çok Erzurum tarihi ile ilgili kitapları ile daha da yakından tanıma imkanı bulduğumuz, çalışkanlığı ile el bebek, gül bebek baktığımız, pamuklara sardığımız Prof.Dr.Murat Küçükuğurlu’nun öncülüğünde kuruldu bu şehir arşivi. 1600’lü yıllardan başlayan ve günümüze uzanan süreçte Erzurum ile ilgili yüzlerce belge, orijinal fotoğraf ve de yayın, bugün Şehir Arşivi’nde yeralıyor ve gelecek nesillerin de istifasına sunulmuş durumda. Her biri büyük bir emekle hazırlanan bu belge ve bilgiler, Erzurum Büyükşehir Belediyesi tarafından da tahsis edilen ve ERSES konağı olarak isimlendirilen konakta müzelenen hazineler gibidir. Paha biçilemez hazineler hem de. ETÜ’nün rektörü sevgili Bülent Çakmak hocamızın da bilgi ve gözetiminde oluşturulan şehir arşivi, elbette ki öyle bir tek Murat Küçükuğurlu tarafından oluşturulan bir şey de değil. Bölüm Başkanı Doç.Dr. Naim Ürkmez hoca elbette ki tek sorumlu değil. O işin mutfağında aynı üniversitenin Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünün hocaları da var. 15 kişiden oluşan bir mutfak ordusu bu. Geçtiğimiz günler işte ERSES konağında şehir arşivi ile ilgili bilgilendirme toplantısı yapılırken biraraya geldi bu tarih emekçileri. Her birini alnından öpüyor ve kutluyorum. İyi ki varsınız hocalarım. ‘’Boşver’ demedeniz, iyi ki ‘Aman sende’ diye düşünmediniz. Erzurum’a çok güzel bir hazine kazandırdınız ve biliyorum ki bunu yaparken iğne ile adeta kuyu kazdınız. Ama inanın ki emekleriniz karşılıksız kalmayacak. Tarih sizi hep saygı ve sevgi ile anacaktır. Erzurum kimliğini, kişiliğini tarih sayfalarına nakış nakış işlediniz. Ellerinize, beyninize sağlık. Güzel birr yemek oldu, hepimize afiyet şeker olsun. Bu benim son kararımdır.
--
EBB ERGES Konağında, ETÜ ile birlikte yürüttüğümüz, Şehir Arşivi üzerine bilgilendirme toplantısına katıldık
Ekip işi- Etü edebiyat fakültesinin Müzenin Doç.Dr Naim Ürkmez
Tarih bölümü hocalarıDoç15kişiOsmanlıca belge okumakMıutfağında olan ekipŞehir arşiviBin civarında orijinal fotoğrafEn az 2 bin belgeDijiştal arşiv binlerce belgeGazete arşivi binden fazla günlük gazete sayısı1867
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : İyi şeyler inandığında, daha iyi şeyler sabrettiğinde ve en iyi şeyler hiç vazgeçmediğinde gelir! (La Edri)
DUVARIN DİLİ : Yok mu ya şöyle güzel bir yalan inanalım!
..Ve Atatürk Üniversitesi de modaya uydu, kampüste Atatürk Üniversitesi isim ve logolarını taşıyan ürünlerin satışı için mağaza açtı. Resmi açılışının ay sonunda yapılması planlanan mağazaya ATA 1957 Store adı verildi. Atatürk Üniversitesi’nin kuruluş tarihi olan 1957 yılının da vurgulandığı tasarımlar tamamen Üniversite’nin tanınmış grafikerleri Ferruh Haşıloğu ile Orhan Ardahanlı tarafından gerçekleşti. Eşofmandan, gömleğe, bardaktan, kaleme-kalemliğe, müşterilerinin her türlü isteğine göre olan ürünlerin teşhir edileceği ve de satışa sunulacağı mağaza, Mediko Sosyal tesislerinin önünde öteden beri atıl halde terkedilen 60 metre karelik bir barakadan dönüştürüldü. Kurumsal İletişim Direktörü Prof.Dr.Besim Yıldırım’ın çok kısa bir zaman içerisinde gayretleri ile tamamlanıp hizmete sokulacak hale getirdiği store sayesinde özellikle memleketlerine giden öğrenciler artık Erzurum’dan boş gitmeyecek.

Bir Belediye başkanı da o sayılır!
Henüz daha Erzurum’da yaşayıp da Palandöken’e bir defa olsun çıkmamış olanları da dikkate alaraktan söylüyorum. Sanıyorsunuz ki özellikle kış aylarında Palandöken dağındaki oteller sadece hafta sonları çok yoğun oluyor. Yok, öyle değil işte. Hafta sonlarında yoğunluk daha fazla ama o yoğunluk hafta içlerini de aratmıyor artık. Geçtiğimiz hafta ortasında çıktığım Palandöken’de ki yerli ve yabancı turist yoğunluğunu görünce bir kere anladım ki kış turizminde hafta içi, hafta sonu diye bir şey yok! Haftanın hergünü için bir yoğunluk oluyor ve bunun sömestriyle filan da ilgisi bulunmuyor. Fotoğrafta da gördüğünüz gibi hafta ortasında ki bu kalabalık, kış turizminde gelinen noktayı anlatmaya yetiyor da artıyor bile. Hele de Vali Okay Memiş’in de gerçekleştirdiği gece kayağını da gözönüne aldığımızda aynı kalabalığın sadece gündüz değil, gece de olduğunu anlamamıza yetiyor da artıyor bile..

Peki, bunca kalabalığa hizmet eden otellerin yönetimi nasıl? Kolay olmamalı, onca insana hizmet etmek, kusursuz bir tatil geçirmelerini sağlamak. Palandöken’de yatak kapasitesi bakımından dolayı en yüksek sayıya sahip olan Sway Otel’in Genel Müdürü Ömer Akça’ya sordum bunu. ‘’Valla oteli yönetmek bir ilçeyi, hatta şehiri yönetmek gibi bir şey. Resort otellerden de biliyorum, onca insanın huzurlu tatil geçirmeleri için otel yöneticilerinin bir belediye başkanı kadar, kaymakam kadar görev ve sorumlulukları var’’ dedi Akça. Otelde en küçük bir musluk sorununun dahi direkt genel müdür ile ilgili olduğunu ve bu sorunun illa ki nihayetinde kendilerine geldiğine dikkat çeken Ömer Akça, ‘’İlk bakışta lay-lay-lom gibi bir iş diye görülebilir ama otel yönetmek adeta bir sanattır. Kaldı ki özellikle burada hizmet vermek, kış turizmi gibi bir misyon için de ayrıca büyük sorumluluk ister’’ diye konuştu.

İndirim olsun, torba dolsun!
Özellikle gıdada katma değer vergisi oranlarının düşmesi ile birlikte biz vatandaşlarda oluşan ürün fiyatlarında indirim, ya da diğer bir adıyla ucuzluk, hak getire! Her ne kadar artık belediyeler de zabıta vasıtasıyla fiyat kontrollerine başlamış olsa dahi fiyatlarda indirim-ucuzluk, hak getire! Erzurumlu fotoğraf ve çekim işçisi Murat Dadaş da sanıyorum bu beklenti içerisinde olanlarımızdan sadece biri. Önceki gün sosyal medyasından bu paylaşımı gerçekleştiren sadece ‘Bu indirimin hakkını ödeyemeyiz’’ diyen 5 kuruşluk süzme peynir indirimini ironik şekilde değerlendiren Dadaş’a çok sayıda yorum ve beğeni geldi.
Siyah beyaz film gibi biraz
Bizimkisi bir aşk hikayesi..
Öğretim görevlisi Ayşe Özdemir tarafından büyük bir emekle hazırlanan Atatürk Üniversitesi’nin kuruluş hikayesinin anlatıldığı kitabı, bir solukluk ettim. Bir dönemin önemli bir olayının bu kadar çarpıcı şekilde hazırlanıp yayınlandığı kitap, her Erzurumlunun okuması gereken kıymetli bir eser kanaatindeyim. Özellikle Üniversitenin kuruluşu döneminde konu ile ilgili yayınlanan gazetelerin kupürlerinin yeraldığı, vali ve rektör ve gazetecilerin de görüşlerinin bulunduğu kitapta emeği geçen başta Rektör hoca Prof.Dr.Ömer Çomaklı, Doç.Dr. Bünyamin Aydemir hocam ve Yayın kurulu üyeleri ile kitaba imzasını koyarak tarihe ışık tutan bir eserle nam kazanan Ayşe Özdemir hocam olmak üzere herkese bin teşekkür. Bu eser ile birlikte hem bilgilerimizi tazelemiş hem de daha derinden hikayeyi öğrenmek imkanı buldum. Ve kitap sayesinde de yeni bilgiler edinmiş oldum, mutlu oldum. İşte okuma sonrası sıcağı sıcağına ilk tespit ve değerlendirmelerim.

-Atatürk Üniversitesi’nin bugünkü yerini ilk tespit edenin Vali Cemal Göktan’ın olduğunu
-İlk kurucu rektörün Ahmet Özel olduğunu
-Atatürk Üniversitesi’nin böylesine kaliteli kitap basımı konusunda marifetli olduğunu
-Atatürk Üniversitesi kurulurken Nadir Nadi ve Falih Rıfkı Atay gibi yazarların muhalefet ettiklerini
-Ahmet Polat’ın sahibi olduğu Erzurum Hürsöz Gazetesi’nde Milletin Sesi Gazetesi sahibi Kemal Alyanak’ın Yazı İşleri Müdürlüğü yaptığını
-Atatürk Üniversitesi’ne ilk harç atılırken Kastamonu’dan gelen Vali Niyazi Akı’nın Kastamonulular tarafından gönderilen hatıra toprağın bizzat belediye başkanı Edip Somunoğlu’na teslim edildiğini
-İlk mezunlarına diploma yerine çıktı verildiğini
- Yassıada ve öncesi isimli kitabını okuduğum Rıfkı Salim Burçak’ın ‘on yılın anıları-1950-60’ adında bir kitabının olduğunu
-İlk talebe kaydının 100, daha sonra Adnan Menderes tarafından 300’e çıkarıldığını
-O dönemler Ilıca adlı bir yerel gazetenin de yayın yaptığını ve bayağı da bir etkili olduğunu
-Bu Üniversite’nin Elazığ’a da yapılmasının çok istendiğini, bu sebeple o ilde Üniversiteye arsa tahsis edilmesine rağmen Erzurum’da kesin kurulmasını, bunlara rağmen her iki il arasında hiç sorun yaşanmamış olmasını
SİZİ BİLMİYORUM AMA BEN YENİ ÖĞRENİYORUM!

Şehir arşivi bu mutfakta pişti!
Son yıllarda en güzel icraatlardan biri olmuştur şehir arşivi. ETÜ’de rektör yardımcılığı görevini yapan, şehir tarihçisi olarak bildiğimiz ve daha çok Erzurum tarihi ile ilgili kitapları ile daha da yakından tanıma imkanı bulduğumuz, çalışkanlığı ile el bebek, gül bebek baktığımız, pamuklara sardığımız Prof.Dr.Murat Küçükuğurlu’nun öncülüğünde kuruldu bu şehir arşivi. 1600’lü yıllardan başlayan ve günümüze uzanan süreçte Erzurum ile ilgili yüzlerce belge, orijinal fotoğraf ve de yayın, bugün Şehir Arşivi’nde yeralıyor ve gelecek nesillerin de istifasına sunulmuş durumda. Her biri büyük bir emekle hazırlanan bu belge ve bilgiler, Erzurum Büyükşehir Belediyesi tarafından da tahsis edilen ve ERSES konağı olarak isimlendirilen konakta müzelenen hazineler gibidir. Paha biçilemez hazineler hem de. ETÜ’nün rektörü sevgili Bülent Çakmak hocamızın da bilgi ve gözetiminde oluşturulan şehir arşivi, elbette ki öyle bir tek Murat Küçükuğurlu tarafından oluşturulan bir şey de değil. Bölüm Başkanı Doç.Dr. Naim Ürkmez hoca elbette ki tek sorumlu değil. O işin mutfağında aynı üniversitenin Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünün hocaları da var. 15 kişiden oluşan bir mutfak ordusu bu. Geçtiğimiz günler işte ERSES konağında şehir arşivi ile ilgili bilgilendirme toplantısı yapılırken biraraya geldi bu tarih emekçileri. Her birini alnından öpüyor ve kutluyorum. İyi ki varsınız hocalarım. ‘’Boşver’ demedeniz, iyi ki ‘Aman sende’ diye düşünmediniz. Erzurum’a çok güzel bir hazine kazandırdınız ve biliyorum ki bunu yaparken iğne ile adeta kuyu kazdınız. Ama inanın ki emekleriniz karşılıksız kalmayacak. Tarih sizi hep saygı ve sevgi ile anacaktır. Erzurum kimliğini, kişiliğini tarih sayfalarına nakış nakış işlediniz. Ellerinize, beyninize sağlık. Güzel birr yemek oldu, hepimize afiyet şeker olsun. Bu benim son kararımdır.
--
EBB ERGES Konağında, ETÜ ile birlikte yürüttüğümüz, Şehir Arşivi üzerine bilgilendirme toplantısına katıldık
Ekip işi- Etü edebiyat fakültesinin Müzenin Doç.Dr Naim Ürkmez
Tarih bölümü hocalarıDoç15kişiOsmanlıca belge okumakMıutfağında olan ekipŞehir arşiviBin civarında orijinal fotoğrafEn az 2 bin belgeDijiştal arşiv binlerce belgeGazete arşivi binden fazla günlük gazete sayısı1867
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : İyi şeyler inandığında, daha iyi şeyler sabrettiğinde ve en iyi şeyler hiç vazgeçmediğinde gelir! (La Edri)
DUVARIN DİLİ : Yok mu ya şöyle güzel bir yalan inanalım!
