
Türkiye'nin Batı'nın Suriye'nin kuzeyindeki "PKK devleti" projelerini çökertmesi, Katar'ı tüm dünyanın izolasyonundan tek başına çıkarması, Libya'da meşru hükümeti tek başına tüm dünyaya karşı savunup dengeyi sağlaması, Karabağ'ın işgalden kurtarılması için tek başına Azerbaycan'ın yanında olup zafere ulaşılması; ya da Doğu Akdeniz'deki Mavi Vatan mücadelesi.
Ukrayna Savaşı'nda en önemli ve tek diplomatik aktör hâline gelmesi de buna eklendi. Türkiye'nin bölgesel bir güçten çıkıp küresel bir güç haline gelişini bizim bugüne kadar hiçbir zaman etkili bir aktör olamadığımız Latin Amerika'da da görmek mümkün.
Çirkin Ermenilere “Bozkurt”lu cevap!
“Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun son Latin Amerika ziyaretleri hem Latin Amerika hem de Türk kamuoyunda büyük yankı yaptı.”
“Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun ziyaretleri dünyada Ermeni diasporasının en güçlü olduğu ve sözde Ermeni Soykırımı'nı tanıyan ilk ülke olan Uruguay'la başladı. Üstelik de ziyaretin tarihi sözde soykırımın anma günü olan 24 Nisan'ın bir gün öncesiydi. Uruguay Devleti Çavuşoğlu'nun ziyaretini çok önemsemiş, ikili ilişkileri geliştirmek istemiş ve hatta Türkiye'den SİHA almayı bile konu etmişlerdi. Sonrasında Türk Büyükelçiliği açılışında Ermenilerin yoğun ve çirkin protestoları ile karşılaşan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun onlara Türk mitolojisinde Türklüğü temsil eden, Türklerin ve Türk milliyetçiliğinin sembolü olan Bozkurt işareti ile karşılık vermesi bütün dünya Türklüğünün yüreğine su serpen ve alkış alan bir hareket oldu.” (Oğuzhan Bilgin)
Neyi göremiyoruz?
Alman medyası | TAZ: "Yakın zamana kadar Türkiye, uluslararası alanda tecrit edilmiş gibi görünüyordu. Şimdi ise bir barış anlaşmasında kilit bir rol oynuyor. Herkes Erdoğan'la konuşmak istiyor. Dış politikada bu kesin gibi görünüyor: Erdoğan geri döndü."
The Guardin Yazarı- Sarah Baxter, Erdoğan'a karşı medya ve sosyal medya saldırıları gerçekleştiriyorlar. Sessiz kalması iyi planlar yaptığını gösteriyor. Biden'i mağlup etmek için ülkesine zengin yatırımcıları çekiyor. Çok zeki bir lider olduğunu düşünüyorum.
The Economist: Türkiye, Afrika'ya büyük bir diplomatik ve kurumsal hamle yapıyor."
Macron; Lübnan için: Biz gitmezsek Türkiye gider. Putin için: Biz konuşmazsak Türkiye konuşur. Afrika için: Biz çıkarsak Türkiye girer.
İçeride neler oluyor!
Türkiye’de dış etkenler ile birlikte bize özgü eksikler nedeniyle enflasyon vatandaş üzerinde baskı oluşturuyor. Fiyat artışlarının ne kadar suni veya maliyetlerle ilgili, bunu yapılan incelemelerin ardından göreceğiz.
Önemli olan nokta, iktidarın fiyat artışlarını durdurması ve mümkünse geri dönüşü için adımlar atmasının şart olduğu bir gerçek.
Enflasyon ve hayat pahalılığının dışında en önemli sorunumuz ise Suriye, Afgan ve Pakistanlı düzensiz göçmenler. Bazı kesimler, uçuk iddialar ile Ak Parti’nin seçimlerde oy hesabıyla göçmen sayısının arttığını söylüyor. Uçuk iddia, çünkü göçmenlerin oy kullanması diye bir şey söz konusu değil.
Düzensiz göçmenler ile ilgili kışkırtıcı söylemler, kışkırtmalar dikkat çekiyor. Halkın bu kışkırtmalar ile baş başa kalması önlenmelidir. İstihbarat örgütlerinin iyi işlediği ve kullandığı bu soruna dair çözüm Türkiye’yi de rahatlatacaktır.
Ukrayna Savaşı'nda en önemli ve tek diplomatik aktör hâline gelmesi de buna eklendi. Türkiye'nin bölgesel bir güçten çıkıp küresel bir güç haline gelişini bizim bugüne kadar hiçbir zaman etkili bir aktör olamadığımız Latin Amerika'da da görmek mümkün.
Çirkin Ermenilere “Bozkurt”lu cevap!
“Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun son Latin Amerika ziyaretleri hem Latin Amerika hem de Türk kamuoyunda büyük yankı yaptı.”
“Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun ziyaretleri dünyada Ermeni diasporasının en güçlü olduğu ve sözde Ermeni Soykırımı'nı tanıyan ilk ülke olan Uruguay'la başladı. Üstelik de ziyaretin tarihi sözde soykırımın anma günü olan 24 Nisan'ın bir gün öncesiydi. Uruguay Devleti Çavuşoğlu'nun ziyaretini çok önemsemiş, ikili ilişkileri geliştirmek istemiş ve hatta Türkiye'den SİHA almayı bile konu etmişlerdi. Sonrasında Türk Büyükelçiliği açılışında Ermenilerin yoğun ve çirkin protestoları ile karşılaşan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun onlara Türk mitolojisinde Türklüğü temsil eden, Türklerin ve Türk milliyetçiliğinin sembolü olan Bozkurt işareti ile karşılık vermesi bütün dünya Türklüğünün yüreğine su serpen ve alkış alan bir hareket oldu.” (Oğuzhan Bilgin)
Neyi göremiyoruz?
Alman medyası | TAZ: "Yakın zamana kadar Türkiye, uluslararası alanda tecrit edilmiş gibi görünüyordu. Şimdi ise bir barış anlaşmasında kilit bir rol oynuyor. Herkes Erdoğan'la konuşmak istiyor. Dış politikada bu kesin gibi görünüyor: Erdoğan geri döndü."
The Guardin Yazarı- Sarah Baxter, Erdoğan'a karşı medya ve sosyal medya saldırıları gerçekleştiriyorlar. Sessiz kalması iyi planlar yaptığını gösteriyor. Biden'i mağlup etmek için ülkesine zengin yatırımcıları çekiyor. Çok zeki bir lider olduğunu düşünüyorum.
The Economist: Türkiye, Afrika'ya büyük bir diplomatik ve kurumsal hamle yapıyor."
Macron; Lübnan için: Biz gitmezsek Türkiye gider. Putin için: Biz konuşmazsak Türkiye konuşur. Afrika için: Biz çıkarsak Türkiye girer.
İçeride neler oluyor!
Türkiye’de dış etkenler ile birlikte bize özgü eksikler nedeniyle enflasyon vatandaş üzerinde baskı oluşturuyor. Fiyat artışlarının ne kadar suni veya maliyetlerle ilgili, bunu yapılan incelemelerin ardından göreceğiz.
Önemli olan nokta, iktidarın fiyat artışlarını durdurması ve mümkünse geri dönüşü için adımlar atmasının şart olduğu bir gerçek.
Enflasyon ve hayat pahalılığının dışında en önemli sorunumuz ise Suriye, Afgan ve Pakistanlı düzensiz göçmenler. Bazı kesimler, uçuk iddialar ile Ak Parti’nin seçimlerde oy hesabıyla göçmen sayısının arttığını söylüyor. Uçuk iddia, çünkü göçmenlerin oy kullanması diye bir şey söz konusu değil.
Düzensiz göçmenler ile ilgili kışkırtıcı söylemler, kışkırtmalar dikkat çekiyor. Halkın bu kışkırtmalar ile baş başa kalması önlenmelidir. İstihbarat örgütlerinin iyi işlediği ve kullandığı bu soruna dair çözüm Türkiye’yi de rahatlatacaktır.