
Yaz aylarına girmeden önce sıkça gündeme getirilen detoks diyetlerine dikkat çeken Diyetisyen Tuba Yüksel, “Detoks için özel kürlere gerek yok. Hayvansal gıdalar, proteinler, taze sebze-meyveler ve tahıllardan oluşan besinleri dengeli tüketir ve egzersiz yaparsak detoks yapmış oluruz” dedi.
Halime DURMUŞ / ERZURUM
Herkesin belirli aralıklarla vücudunu dinlendirmeye ve temizlemeye ihtiyacı olduğunu söyleyen Erzurum Özel Buhara Hastanesi Diyetisyen Tuba Yüksel, doğru detoks yöntemlerini anlattı.
Detoksun toksinleri vücuttan atma işlemi olduğunu belirten Yüksel, sağlıklı bir bireyin toksinleri vücuttan arındırmak için her şeye sahip olduğuna dikkat çekti. Detoks diyetini yeterli ve düzenli beslenmenin yanı sıra düzenli egzersiz olarak tanımlayan Yüksel, süt ve süt ürünleri, et ve et ürünleri, taze sebze-meyveler ve tahıllar olmak üzere 4 grup üzerinden beslenmek gerektiğini açıkladı.
Detoks diyeti
Detoks diyeti için özel kürlere gerek olmadığını söyleyen Yüksel, sağlıklı kalabilmek için 4 temel besin grubundan yeterli oranda beslenmek gerektiğini ifade etti. Vücudun kendi savunma mekanizmasının toksinleri vücuttan uzaklaştırma konusunda gayet başarılı olduğunu aktaran Yüksel, “Toksinleri vücudumuza su yolu ile hava yolu ile ya da yemeklerle alabiliriz. Vücut terleme yolu ile idrar yapma ile dışkılama yolu ile toksinleri vücuttan atar. Sağlıklı bir birey toksinleri vücuttan arındırmak için her şeye sahiptir. Sağlıklı birey nedir peki? Yeterli ve dengeli beslenen, yeterli egzersiz yapan insanlar sağlıklı insanlardır. Öncelikle detoks diyeti için bol miktarda su içmemiz gerekmektedir. Düzenli ve yeterli fiziksel aktivite yapmamız gerekmektedir. Alkol sigara tüketimini sıfırlamak gerekmektedir. 4 temel besin grubumuz var. Bunlar süt ve süt ürünleri, et ve et ürünleri taze sebze-meyveler ve tahıllar olmak üzere 4 gruba ayrılır. Bu 4 besin grubundan hepsinden yeterli ve dengeli olarak vücudumuza alırsak dolayısı ile detoks diyeti yapmış oluruz” diye konuştu.
Akşam yemeği saatinizi güneşin batışı belirlesin
Akşam yemeğinin metabolizma açısından oldukça önemli olduğunu vurgulayan Yüksel, yemeğin kaçta yenilmesi gerektiğine ve menüde neler olması gerektiğine değindi. “Akşam yemeğinin kaçta yenmesi gerektiğine aslında güneşin batış saati karar vermelidir” diyen Yüksel; “Bu yaz ve kış dönemlerinde farklılık göstermekle birlikte güneşin batmasının ardından en geç bir saat içinde sofraya oturmak gerekmektedir. Çünkü gündüz tükettiğimiz besinleri metabolizmamız, gün ışığından yaralanarak hızlı olması sebebi ile rahatlıkla yakabilirken akşama doğru güneşin batması ile yavaşlar ve bu besinleri yakmakta zorlanır ve depolama yolunu seçebilir. Bu yüzden akşam yemeğimizin en geç güneş battıktan bir saat sonra olması gerekmektedir. Bunun yanı sıra kişinin yatış saatine göre de ayarlanması gerekmektedir. Eğer bir kişi geç saatlere kadar çalışıyorsa yatmadan iki saat önce son öğününü yapmış olması gerekmektedir. Akşam yemeğimizde de öğün olarak protein açısından zengin besinlerin tüketilmesi metabolizmayı hızlandırmak için daha uygun bir seçim olacaktır. Çünkü bizim akşama doğru hızımız düşmekte bu nedenle de bunu artıracak en iyi seçenek bol proteinli bir öğün olacaktır. Bu arada yatmadan önceden son ara öğünümüzün protein içerikli bir öğün yani bir bardak süt olması oldukça uygun bir seçenek olacaktır” ifadelerini kullandı.
Bir arada tüketilmemesi geren besinler
Bir arada tüketilmemesi gereken besinleri 2 ayrı grupta değerlendiren Yüksel, şunları söyledi: “Birincisi sindirim açsısından sıkıntı yaratanlar, ikincisi de kalori bakımından sıkıntı yaratanlar. Sindirim açısından sıkıntı yaratanlar, proteinlerin asitli besinlerle birlikte tüketilmesidir. Çünkü proteinlerin sindirimini sağlayan pepsin enzimi, hidroklorik asit varlığında aktif hale gelebilmektedir. Eğer başka bir asidik ortam oluşursa pepsin inaktif hale gelmekte proteinlerin sindirimi oldukça zorlaşmakta ve hazımsızlık, şişkinlik şikayetleri ortaya çıkmaktadır. Bunun yanı sıra kalori bakımından riskli olanlarda örneğin; ekmek gurubu yani pilav, makarna, patates, çorba bunlar ekmek grubuna dahildir. Bunların hepsinin aynı öğünde bir arada bulunması demek; ekstradan fazla şeker yükü anlamına gelmektedir. Bu sebeple bir menü oluşturacağımız zaman 4 besin ögesini de yani; et ürünleri, süt ürünleri tahıl ve sebze grubunun hepsinin bulunmasına gayret göstermeliyiz. Sadece ekmek grubu ile oluşturulmuş bir menüde, bizim kan şekerimiz hızlı yükselecek ve bu da hızlı insülin salınımı ile birlikte bizi kilo aldırmaya doğru yol aldıracaktır.”
Halime DURMUŞ / ERZURUM
Herkesin belirli aralıklarla vücudunu dinlendirmeye ve temizlemeye ihtiyacı olduğunu söyleyen Erzurum Özel Buhara Hastanesi Diyetisyen Tuba Yüksel, doğru detoks yöntemlerini anlattı.
Detoksun toksinleri vücuttan atma işlemi olduğunu belirten Yüksel, sağlıklı bir bireyin toksinleri vücuttan arındırmak için her şeye sahip olduğuna dikkat çekti. Detoks diyetini yeterli ve düzenli beslenmenin yanı sıra düzenli egzersiz olarak tanımlayan Yüksel, süt ve süt ürünleri, et ve et ürünleri, taze sebze-meyveler ve tahıllar olmak üzere 4 grup üzerinden beslenmek gerektiğini açıkladı.
Detoks diyeti
Detoks diyeti için özel kürlere gerek olmadığını söyleyen Yüksel, sağlıklı kalabilmek için 4 temel besin grubundan yeterli oranda beslenmek gerektiğini ifade etti. Vücudun kendi savunma mekanizmasının toksinleri vücuttan uzaklaştırma konusunda gayet başarılı olduğunu aktaran Yüksel, “Toksinleri vücudumuza su yolu ile hava yolu ile ya da yemeklerle alabiliriz. Vücut terleme yolu ile idrar yapma ile dışkılama yolu ile toksinleri vücuttan atar. Sağlıklı bir birey toksinleri vücuttan arındırmak için her şeye sahiptir. Sağlıklı birey nedir peki? Yeterli ve dengeli beslenen, yeterli egzersiz yapan insanlar sağlıklı insanlardır. Öncelikle detoks diyeti için bol miktarda su içmemiz gerekmektedir. Düzenli ve yeterli fiziksel aktivite yapmamız gerekmektedir. Alkol sigara tüketimini sıfırlamak gerekmektedir. 4 temel besin grubumuz var. Bunlar süt ve süt ürünleri, et ve et ürünleri taze sebze-meyveler ve tahıllar olmak üzere 4 gruba ayrılır. Bu 4 besin grubundan hepsinden yeterli ve dengeli olarak vücudumuza alırsak dolayısı ile detoks diyeti yapmış oluruz” diye konuştu.
Akşam yemeği saatinizi güneşin batışı belirlesin
Akşam yemeğinin metabolizma açısından oldukça önemli olduğunu vurgulayan Yüksel, yemeğin kaçta yenilmesi gerektiğine ve menüde neler olması gerektiğine değindi. “Akşam yemeğinin kaçta yenmesi gerektiğine aslında güneşin batış saati karar vermelidir” diyen Yüksel; “Bu yaz ve kış dönemlerinde farklılık göstermekle birlikte güneşin batmasının ardından en geç bir saat içinde sofraya oturmak gerekmektedir. Çünkü gündüz tükettiğimiz besinleri metabolizmamız, gün ışığından yaralanarak hızlı olması sebebi ile rahatlıkla yakabilirken akşama doğru güneşin batması ile yavaşlar ve bu besinleri yakmakta zorlanır ve depolama yolunu seçebilir. Bu yüzden akşam yemeğimizin en geç güneş battıktan bir saat sonra olması gerekmektedir. Bunun yanı sıra kişinin yatış saatine göre de ayarlanması gerekmektedir. Eğer bir kişi geç saatlere kadar çalışıyorsa yatmadan iki saat önce son öğününü yapmış olması gerekmektedir. Akşam yemeğimizde de öğün olarak protein açısından zengin besinlerin tüketilmesi metabolizmayı hızlandırmak için daha uygun bir seçim olacaktır. Çünkü bizim akşama doğru hızımız düşmekte bu nedenle de bunu artıracak en iyi seçenek bol proteinli bir öğün olacaktır. Bu arada yatmadan önceden son ara öğünümüzün protein içerikli bir öğün yani bir bardak süt olması oldukça uygun bir seçenek olacaktır” ifadelerini kullandı.
Bir arada tüketilmemesi geren besinler
Bir arada tüketilmemesi gereken besinleri 2 ayrı grupta değerlendiren Yüksel, şunları söyledi: “Birincisi sindirim açsısından sıkıntı yaratanlar, ikincisi de kalori bakımından sıkıntı yaratanlar. Sindirim açısından sıkıntı yaratanlar, proteinlerin asitli besinlerle birlikte tüketilmesidir. Çünkü proteinlerin sindirimini sağlayan pepsin enzimi, hidroklorik asit varlığında aktif hale gelebilmektedir. Eğer başka bir asidik ortam oluşursa pepsin inaktif hale gelmekte proteinlerin sindirimi oldukça zorlaşmakta ve hazımsızlık, şişkinlik şikayetleri ortaya çıkmaktadır. Bunun yanı sıra kalori bakımından riskli olanlarda örneğin; ekmek gurubu yani pilav, makarna, patates, çorba bunlar ekmek grubuna dahildir. Bunların hepsinin aynı öğünde bir arada bulunması demek; ekstradan fazla şeker yükü anlamına gelmektedir. Bu sebeple bir menü oluşturacağımız zaman 4 besin ögesini de yani; et ürünleri, süt ürünleri tahıl ve sebze grubunun hepsinin bulunmasına gayret göstermeliyiz. Sadece ekmek grubu ile oluşturulmuş bir menüde, bizim kan şekerimiz hızlı yükselecek ve bu da hızlı insülin salınımı ile birlikte bizi kilo aldırmaya doğru yol aldıracaktır.”