
Doğu Anadolu ve Erzurum, iklim değişikliğinin su kaynakları üzerindeki en kırılgan etkilerinin hissedildiği bölgelerin başında geliyor. Kar yağışlarının azalması, erime zamanlarının kayması ve artan buharlaşma, bölgenin su varlığını her geçen yıl daha da zorluyor. Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar, Erzurum ve çevresinde yeraltı su seviyelerinde belirgin düşüşler, akarsu kaynaklarında zayıflama ve yıllık su bilançosunda açıklar oluştuğunu ortaya koyuyor.
Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Eski Dekanı Prof. Dr. Vahap Yağanoğlu’nun değerlendirmelerine göre; iklim rejimindeki değişimler, kar yağışlarının azalması, erime dönemlerinin kayması ve artan buharlaşma, Türkiye’yi giderek daralan bir su bütçesiyle karşı karşıya bırakıyor. Erzurum ve Doğu Anadolu Bölgesi’nin su varlığının büyük ölçüde kar örtüsüne ve mevsimsel akışlara dayandığını kaydeden Yağanoğlu, son yıllarda yapılan araştırmaların bölgede yeraltı su seviyelerinde düşüş, akarsu kaynaklarında zayıflama ve yıllık su bilançosunda açıklar olduğunu açıkça ortaya koyduğunu belirtti.
Artık geçici bir kriz değil
Dünya genelinde Asya’dan Avrupa’ya, Orta Doğu’dan Afrika’ya kadar uzanan su kıtlığı tablosunun, Türkiye ve özellikle Doğu Anadolu için artık somut bir tehdit haline geldiğini belirten Prof. Dr. Vahap Yağanoğlu, yaşanan sürecin geçici bir kriz olarak değerlendirilemeyeceğini söyledi. Yağanoğlu, “Bu bir su krizi değil, su iflasıdır. Çünkü kriz geçicidir; iflas ise geri dönülemezliği ifade eder” değerlendirmesinde bulundu.
Su kaynakları azalıyor
Yanlış su yönetimi politikalarının ve kontrolsüz kullanımın bugünkü tablonun temel nedenleri arasında yer aldığını kaydeden Yağanoğlu, suyun uzun yıllar tükenmez bir kaynak gibi görüldüğünü ifade etti. Tarımda verimsiz sulama yöntemlerinin yaygınlığına dikkat çeken Yağanoğlu, Türkiye’de suyun en yoğun kullanıldığı alanın tarım olduğunu, buna rağmen modern ve tasarruflu sulama sistemlerinin yeterince kullanılmadığını belirtti. Su kaynaklarındaki azalışın yalnızca içme suyunu değil; gıda üretimi, enerji, sanayi ve ekonomik yapıyı da doğrudan etkilediğini vurgulayan Yağanoğlu, su kaybının toplumsal düzen açısından da ciddi riskler barındırdığını dile getirdi.
Çözüm yeniden yapılanma
Çözümün zorunlu bir yeniden yapılanmadan geçtiğini ifade eden Prof. Dr. Vahap Yağanoğlu, tarımda yüksek verimli sulama teknolojilerinin yaygınlaştırılması, ürün deseninin bölgesel su bütçesine göre planlanması, yeraltı sularının sıkı şekilde izlenmesi ve kentsel altyapıdaki su kayıplarının önlenmesi gerektiğini söyledi. Yağanoğlu, bireysel düzeyde de su tüketimi bilincinin artırılmasının hayati önem taşıdığını belirterek, “Su artık yalnızca bir kaynak değil, varoluş meselesidir. Bugün atılacak adımlar, yarının Doğu Anadolu’sunun ve Türkiye’sinin kaderini belirleyecektir” dedi.
Nesrin DEMİR
PROF DR SAYIN YAĞANOĞLU SU OLAYININ TEKNİK BOYUTUNU ANLATMIŞ KENDİLERİNİ TEŞEKKÜR EDERİM..ANCAK İL MÜFTÜMÜZ BU KONUDA YAPILACAKLARIN DİNİ BOYUTUNU ANLATIRSA İYİ OLUR.. KENDİLERİN DEN AÇIKLAMA BEKLERİM..NETİCEDE İLİMİZDE FETVA MAKAMIDIR..
Teşekkürler başarılar